Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/972 E. 2022/1048 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/972
KARAR NO: 2022/1048
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/11/2018
NUMARASI: 2017/770 Esas – 2018/966 Karar
DAVA: İtirazın İptali(Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalıdan genel kredi sözleşmesine dayalı alacağının tahsili için takibe vaki davanın haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” mübrez raporla davalıların dayanak genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu ve müşterek-müteselsil kefalete istinaden sorumluluklarının bulunduğunun belirlendiği ayrıca alacak miktarının yanlar arasındaki sözleşme, kredi ilişkisi ve bankacılık mevzuatına uygun olarak belirlendiği dolayısıyla mahkememizce denetlenen raporun hükme esas alınabileceği anlaşılmakla; mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kısmen kabulü ile; davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının takip tarihri itibariyle davalılardan (kefil daha … borcun 563.227,16 TL ile sınırlı olması kaydıyla)536.4170,4 TL asıl alacak, 73.347,73 TL işlemiş faiz, 3.662TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 613.432,16TL alacaklı olduğunun tespitiyle bu miktara ilişkin itirazın iptaline, asıl alacak 536.417,04TL’ye takipten itibaren %48 temerrüt faizi ve %5 faizin genel gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davalıların sorumluluk miktarlarına göre, alacağın %20’sine tekabül eden 122.686,40 icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmalarına, (Davalılardan … 112.626,10 TL.sinden sorumlu olmak kaydıyla), fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ek raporda, kök rapordaki görüşlerin değiştiğini(ek rapor 6.,7.,8. Syf), bu tespitler doğrultusunda Davalı Sacit yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, karara dayanak bilirkişi raporunun gerekçeli kararda değerlendirilmemesinin veya hatalı değerlendirilmesinin raporun kabul görmese daha bunun gerekçesinin açıklanmamasının tek başına bozma sebebi olduğunu, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin mahkeme kararlarında gösterilmesi gerektiğini, 07/06/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun hatalı olarak değerlendirildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Söz konusu ek raporda Bilirkişi Heyetinin görüşünde bir değişiklik olmadığını, davalıya yapılan tebliğ şerhinde “muhatabın adreste tanınmadığı ve adresinin tespit edilemeyerek iade edildiği” belirtildiğini, Genel Kredi Sözleşmesinde de davalının ikametgah adresinin yazılmadığını, bu neden ile müvekkil yönünden temerrüt tarihinin icra takibinin başladığı 10.04.2017 tarihi olarak esas alınması gerektiğini bu nedenleYerel Mahkemenin kararının hukuka uygun olduğunu istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi ve kefalet sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, kefile çıkarılan temerrüt ihtarının geçerli olup olmadığı ve kefilin sorumlu olacağı miktar noktasındadır. Davacı temlik eden … Bankası ile davalı … Tic.ve San. A.Ş. arasında 19/07/2012 tarihli, 300.000,00 USD limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmış ve davalı …bu sözleşmeye 375.000,00 USD limitle 19/07/2012 tarihinde müteselsil kefil olmuştur. Banka tarafından, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek kredi borçlusu ve kefillere Bakırköy … Noterliği’nin 26/12/2016 tarih ve … YN.lu hesap kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “kredi sözleşmesi, kat ihtarı ve hesap özeti” sebebine dayalı olarak 536.417,04 TL asıl alacak, 74.799,84 TL işlemiş faiz ve 3.739,99 TL BSMV’sinin tahsili istemiyle 05/04/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalı kefile çıkarılan hesap kat ihtarının tanınmadığından bahisle iade gelmesi nedeniyle, kefil yönünden temerrüdün takip tarihi itibariyle oluştuğu kabul edilmiş ve kefilin sorumluluğu buna göre hesaplanmıştır. Davacı taraf bu rapora itirazında, 19/07/2012 tarihli GKS’nin “kefil imza sayfası” bulunan 24. Sayfasında, …’ın adres bilgisinin yer aldığı ve ihtarnamenin de bu adrese gönderildiğini, bu adrese gönderilen ihtarname borçluya ulaşmasa yani tebliğ olmasa dahi GKS’nin “tebligat adresi” başlığı altında düzenlenen X/4. Hükmüne göre tebliğ edilmiş sayıldığını beyan ederek buna göre …yönünden de 30/12/2016 tarihinde temerrüdün oluştuğunun tespit edilerek yeniden değerlendirme yapılması için ek rapor alınması gerektiğinin ileri sürmüştür. Ancak İcra ve İflas Kanununun 68/b maddesi kapsamında yer alan sözleşmede gösterilen adrese yapılan tebligatın geçerli olması durumu sadece asıl borçlu yönünden geçerlidir. Davalının sözleşmede kefil olduğu gözetilerek takip öncesi hesap kat ihtarının tebliğinin anılan madde kapsamında geçerli değildir. Bu durumda icra takibiyle davalı kefilin temerrüde düştüğü gözetilerek bu husus çerçevesinde karar verilmesi gerekir(Yargıtay 11. HD’nin 25.01.2021 Tarih ve 2020/2928 E.- 2021/343 K. Sayılı Kararı). Kaldı ki, takip talebi ekinde sunulan 19/07/2012 tarihli GKS’nin “kefil imza sayfası” bulunan 24. Sayfasında, …’ın adres bilgisi alanı boş bırakılmış vaziyettedir. Ancak dava dosyasına sunulan örneğinde ise adres bilgisi yer almaktadır. Bu durumdu adres alanı sonradan doldurulmuş olup, davalı kefilin bu eklemeye ilişkin parafı bulunmadığından, eklenen kısım davalı kefili bağlayıcı olmayıp, kefil aleyhine sonuç doğurucu nitelikte değildir. Bu nedenlerle davacının istinaf sebepleri yerinde bulunmamış ve bu kapsamda mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/10/2022