Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/963 E. 2022/943 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/963
KARAR NO: 2022/943
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/06/2019
NUMARASI: 2016/1059 Esas – 2019/523 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Taraflar arasındaki Sigorta davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin … Bank Van Şubesi isimli acentesi vasıtasıyla aracılık ederek …’nin maliki olduğu mesken için 07.07.2011 tarihinde … nolu Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi düzenlendiğini ancak 29.07.2011 tarihinde sigorta priminin eksik yatırıldığı gerekçesiyle iptal edildiğini, bunun Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1 esas sayılı dosyası ile hüküm altına alındığını, kararın Van … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, onama kararından sonra dosya borcu olan 173.437,37 TL bedelin 24.06.2016 tarihinde müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, müvekkili kurum ile davalı … arasında akdedilen zorunlu deprem sigortasına ilişkin yetki sözleşmesinin hüküm altına alındığını, davalının yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek vekil eden Kurum nam ve hesabına poliçe düzenlerken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, gayrimenkul bilgisini yanlış düzenleyerek kamu tüzel kişiliğine ahiz vekil eden kurumun zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, poliçeyi düzenleyen davalı acentesinin poliçeyi mevzuata aykırı şekilde iptal ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alındığını, bu nedenle yetki sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket eden davalıya rücu hakkı bulunduğunu beyanla 173.437,37 TL’nin 24.06.2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu deprem sigortasından kaynaklanan tazminat bedelini ödeme yükümlüsü davacı olması nedeniyle, ödenen tazminat bedelinin rücu edilmesinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin sadece ödenmeyen “prim bedeli’nden dolayı sorumlu tutulabileceğini, davacının zararı olarak sadece 197,47 TL “prim bedeli’nden müvekkili şirketin komisyonu düşülmesinden sonra bulunacak olan “prim bedeli”nden söz edilebileceği, davacının ödemiş olduğu tüm tazminat bedelini müvekkili şirketten talep etmesi haksız ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, davacı tarafın ödenen tazminat bedelinin rücuen ödenmesi talebinin reddini, sadece sigorta prim bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davalının yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek vekil eden Kurum nam ve hesabına poliçe düzenlerken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, gayrimenkul bilgisini yanlış düzenleyerek kamu tüzel kişiliğine ahiz vekil eden kurumun zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, poliçeyi düzenleyen davalı acentesinin poliçeyi mevzuata aykırı şekilde iptal ettiğinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm altına alındığını, bu nedenle yetki sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket eden davalıya rücu hakkı bulunduğunu beyanla eldeki davayı açmış ise de, dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin kesinleşmiş mahkeme kararı ile yapıldığı, bu mahkemece yapılan yargılama kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile mahkeme kararından anlaşıldığı üzere poliçenin geçerli olduğu, dolayısı ile davacının dava dilekçesinde rücua dayanak olarak belirtiği , poliçenin mevzuata aykırı olarak iptalinin sonuca etkisi bulunmadığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda poliçenin geçerli olduğu kanaati ile teminatın ödenmesine karar verildiği, buna göre, teminatın ödenmesine dayanak geçerli bir poliçe ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmakla, davacının bu iddiasının yerinde olmadığı; bunun dışında da davalının davacıyı zarara uğratan bir eylem veya işlemi bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi, belge, delil bulunmadığı, bu itibarla, davacının ödenen sigorta teminatı yönünden rücu hakkı bulunmadığı; ne var ki, davalının da kabulünde olan sigorta priminin ödenmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 10.maddesi uyarınca Mahkememizce re’sen hesaplandığı üzere ödenmesi gereken 172,79 TL sigorta primi bulunduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı …, … Bank Van Şubesi isimli acentesi vasıtasıyla aracılık ederek …’nin maliki olduğu mesken için 07.07.2011 tarihinde … nolu Zorunlu Deprem sigortası poliçesi düzenlediğini ancak 29.07.2011 tarihinde ise sigorta priminin eksik yatırıldığı gerekçesiyle bu poliçeyi iptal ettiğini, müvekkili Kurumun geçerli bir poliçe olmaması sebebiyle hasar talebini reddetmesi üzerine sigortalı …, Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1 E. sayılı dosyasıyla müvekkili kurum aleyhine dava açtığını, İşbu davanın 05.11.2013 tarihinde kısmen kabul ile sonuçlanmış ve taraflarınca temyiz edildiğini, Temyiz üzerine yapılan incelemede, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin mahkeme kararını onadığını, söz konusu kararın, Van … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icraya konulmuş ve toplam icra dosya borcu 24.06.2016 tarihinde 173.437,37 TL olarak icra dosyasına müvekkili Kurumca ödendiğini, davalı şirketin yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek müvekkili Kurum nam ve hesabına poliçe düzenlerken basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, müvekkili Kurum tarafından kayıtlarında poliçesi bulunmayan ve primi ödenmeyen bir dosyanın hasar tutarı mahkeme kararıyla ödenmek zorunda kalınarak kamu tüzel kişiliğine haiz müvekkili kurumun zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, açıklanan nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, hatalı ve hukuka aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, zorunlu deprem sigortası kapsamında davacının ödediği tazminatın, sigorta poliçesini davacı nam ve hesabına düzenleyen davalı … şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuş ve istinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı … acentesi ihbar olunan … Bank tarafından dava dışı …’ye kredi kullandırılması aşamasında 07/07/2011 tarihinde düzenlenen Dask poliçesi 29/07/2011 tarihinde konutun m2 eksik bildirildiği ve eksik prim ödendiği gerekçesiyle davalı şirket tarafından iptal edilmiştir. Dava dışı sigortalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle tazminat talebinin reddi üzerine Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/1 Esas sayılı dava dosyası ile Doğal Afet Sigorta Kurumu, … Sigorta A.Ş ve … Banka karşı açtığı tazminat davası sonucunda … Bank ve … Sigorta A.Ş yönünden davanın husumet yönünden reddine, poliçe iptalinin geçerli olmadığı ve rizikonun teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle Doğal Afet Sigorta Kurumu yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın DASK tarafından temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/2645 Esas sayılı ilamı ile vekalet ücretine ilişkin hüküm bölümü düzeltilerek onanmasına karar verildiği, ilamının Van … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile takibe konulması üzerine , davacı tarafından icra dosyasındaki tahsilat makbuzuna göre 15/07/2016 tarihinde 173.437,37 TL’nin icra dosyasına yatırıldığı anlaşılmıştır. Doğal Afet Sigortaları Kurumu ile … Sigorta A.Ş. arasında Zorunlu Deprem Sigortasına ilişkin 26/09/2000 tarihli yetki sözleşmesinin 4. Maddesinde davalı şirketin Zorunlu Deprem Sigortası ‘na ilişkin bütün işlemlerde basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olduğu, şirketin kendisine bağlı istihsal organlarının fiil ve işlemlerinden sorumlu olduğu, 8. Maddesinde davalı şirketin kurumca verilecek her türlü talimata uymak ve kendisine bağlı istihsal organlarının da bunlara uymasının zorunlu olduğu, aksi takdirde her türlü sorumluluğun şirkete ait olacağı ve bu yüzden kurumun uğrayabileceği bütün zararları da şirket tarafından tazmin edileceği hususunun düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı kurum nam ve hesabına davalı … şirketince acente sıfatıyla yapılan DASK poliçesinin zorunlu sigortalardan olup, rizikonun gerçekleşmesi halinde tazminat sorumlusu davacı kurumdur. Somut olayda davalı … DASK kapsamında kalan bir konut için düzenlenen poliçe de eksik prim ödendiği gerekçesi ile iptal ettikten sonra mahkemece bu iptalin mevzuata aykırı hatalı olduğunun hüküm altına alınması davacı kurumun ödeyeceği tazminat miktarında bir artışa yol açmamış olup,poliçe iptal edilmemiş olması halinde de davacı kurum yine aynı miktarda tazminattan sorumlu olacağından ,davalının eyleminin davacı kurumun sorumluğuna bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda davacının davalının bu iptal eylemi nedeniyle zararı sadece iptal edilen poliçe için alması gereken prim miktarı olacaktır. Buna göre mahkemece taraflar arasındaki yetki sözleşmesinin 10. Maddesi gereği davalıya ait %12.5 komisyon bedeli düşüldükten sonra bakiye 172,79 TL eksik prim bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/09/2022