Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/959 E. 2022/963 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/959
KARAR NO: 2022/963
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2016/309 Esas – 2019/498 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi düzenlendiğini, davalının bu sözleşme gereğince oluşan borcunu ödememesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başadıklarını davalının takibe haksız olarak itiraz edip durdurduğunu, davalının mal kaçırma riski bulunduğunu bu sebeple davalının malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yapılan itirazın iptalini takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında … Bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca ödenmeyen prim iade ve ceza borcu nedeniyle davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 190.444,19TL cari hesap asıl alacağı ve 10.347,86TL bayi sözleşme faizi olarak toplam 200.792.05TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibindeki alacağa ve tüm ferileri ile faize itiraz ettiğini, davacının bu iddialarını kabul etmediklerini, söz konusu faturaların sözleşmenin ekinde yer alan ancak dosyada bulunmayan ve taraflarında da olmayan, dolayısıyla inceleme imkanlarının bulunmadığı … Bayi Prim Sistemi ve Ceza Sistematiğine aykırı olarak kesilmiş faturalar olup hiçbir zaman müvekkilini bağlamadığı, müvekkili şirket ile davacı arasındaki … bayilik sözleşmesi 13.11.2012 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen davacı cari hesap ekstresinde, 26.08.2014 tarihine kadar davalıya ceza kesintisi, prim kesintisi, evrak onay kesintisi, eksik stok modem bedeli, adı altında müvekkili şirketin kabul etmediği ve sözleşmede belirtilen sistematiğe aykırı olarak faturalar kestiğini, bu faturaların müvekkili şirkete ilgili fatura tarihlerinde de ulaşmadığını ve müvekkili şirketin defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme sona erdikten sonra, müvekkili şirkete 2015 yılı nisan ayı içeresinde yapılan toplantıda bilgi verilmiş ve fatura fotokopilerinin elden teslim edildiğini, müvekkili şirketin hiçbir zaman söz konusu faturaları kabul etmediğini, konu edilen faturaların dışında ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlemiş olduğu, hatalı ve sanal işlem ceza bedeli, eylül satış kesin hesap farkı, ocak vas lansman kesintisi, ekim performans kampanyası, pc ceza bedeli, pstn ceza bedeli, satış ve hedef kesintisi hesap iadesi, prim iadeleri, işy des mcafee ıptıvıbu bedeli, lansman, 3g modem bedeli, bayi kesintisi, prim kesinti ve ceza kesintisi açıklamalı bir takım faturalar mevcut ise de bu faturalara itiraz ettiklerini, bu faturaların neye istinaden kesildiğinin detayının taraflarına verilmediğini, bunun yanında ilgili dönemde ticari faaliyetine devam ettiği için hakim durumda olan davacıya itiraz edememiş, faturalardaki bu ibarelerin sözleşmede belirtilen prim iade ve ceza sistematiğine aykırı olarak düzenlendiğini, faturalardaki bu ibarelerin içeriğinin davacı şirket kayıtlarıyla ispat etmek zorunda olduğunu, davacının müvekkili şirkete attığı 14.05.2014 tarihli mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere, müvekkili şirketin hakketmiş olduğu ancak fatura kesemediği toplam 64.387,74TL KDV dahil alacağı bulunduğunu, bununla ilgili haklarının saklı olduğunu, davacı vekilinin, dava dilekçesinde harca tabi değer olarak 200.792,05TL gösterdiğini, oysaki davacının icra takibindeki asıl alacağının 190.444,19TL olduğunu, davacının kötü niyetli olarak fazladan 10.347,86TL talepte bulunduğunu, davacının bu 10.347,86 TL’lik davasının ayrıca reddedilmesi ve kötü niyetli olunduğu için %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince davacı yanın alacağına dayanak olan ve cari hesabına kayıt ettiği faturaların davalı tarafından ne şekilde tebellüğ edildiğine dair dosya içinde tebligat evrakı bulunmadığı , davalı yanın bu faturaların mevcudiyetine itiraz ettiği hususu göz önüne alındığında, davacının davalı yandan talep ettiği alacağına dayanak oları tüm faturaların tebellüğüne ilişkin belgeleri sunması gerektiği, davacı tarafın, davalı bayiye yapılan kesintilerin bayilik sözleşmesi ve eklerine uygun olarak yapıldığını, işbu kesintilerin bayinin bilgisi dahilinde olduğunu ve sözleşme uyarınca gerçekleştiğini, bu nedenle bahsi geçen kesintiler için tebellüğ belgelerine ihtiyaç duyulmadığını iddiası taraflar arasında imzalanan Ceza Sistemiği’nin 2. maddesinin Ceza Sistematiği başlıklı kısmındaki düzenleme uyarınca davacı yan tarafından düzenlenen cezalardan önce davalı yana “İhlal Tespit Bildirimi” yazısı gönderilmesi ve davalının yazılı savunmasının alınması gerektiği ,ancak dosya içeriğinde, davacı yan tarafından, cezaların kesilmesinden öncc davalı yana gönderilen herhangi bir İhlal Tespit Bildirimi veya uyan yazısına rastlanılmaması karşısında, davacı yanın, davalı yana ceza kesmesi ile ilgili gerekli prosedürün tamamlanmamış olduğu, neticeten davacının icra dosyasına esas teşkil eden ceza sistematiği gereği düzenlenmiş olan faturalardan dolayı alacaklı olamayacağı, ceza sistematiği dışındaki talepleri içinde ilgili faturaların tebliği hususunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve katılma yoluyla davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibi ile sadece ceza bedellerinin değil cari hesaptan kaynaklı alacakların talep edildiğini, mahkemece yapılan yargılamada salt ceza bedelleri dikkate alınarak değerlendirme yapıldığını, carideki diğer kesintilerin araştırılmadığını, müvekkili tarafından 190.444,19-TL cari hesap alacağı ve 10.347,86-TL (10.10.2014-18.03.2015) işlemiş faizi ile birlikte toplam 200.792,05-TL tutarında takibe konulan alacağı, cari hesapta yer alan tüm kalemlerin oluşturduğunu, sadece ceza faturaları değil, tüm sözleşmesel ilişki kapsamında cari hesapta yer alan davalı bayinin borcu nedeniyle icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu cari hesap olduğundan ve cari hesapta yer alan kalemlere ve bunlara dayanak faturalara bakıldığında, faturalara konu bedellerin ne kadarının ceza bedeli, ne kadarının prim iadesi olduğuna yönelik açılımın yapıldığının görüleceğini, icra takibine konu faturalara ilişkin itirazın değerlendirilirken, fazladan ödenen primlere ve ceza faturalarına ilişkin talep hakkının bulunup bulunmadığı yönünden 2 aşamalı bir inceleme yapılması gerektiğini, ancak gerekçeli kararda da görüleceği üzere, incelemenin sadece ceza bedellerine ilişkin yapıldığını, fazladan ödenen prim hususunun değerlendirilmediğini, dosyada mübrez Bayi Prim Sistematiği uyarınca, 2010-2011-2012 yıllarında uygulanan prim esaslarının ortak özelliğinin, primlerin ön ödeme ve kesin hesaplama olarak 2 aşamada hesaplanması ve ödenmesi hususu olduğunu, buna göre, primler ön ödeme ile hiçbir kritere bakılmaksızın peşin ödenmekte, sonrasında da kriterler kontrol edilerek ön ödemede fazla ödenen primlerin bayilerden geri tahsil edildiğini, kesinti yapıldığını, dolayısıyla cari hesapta prim kesintisi olarak yer alan kayıtların aslında davalı bayiden yapılmış ekstra bir kesinti değil, fazladan yapılmış prim ödemelerinin geri tahsilini ifade ettiğini, ekte davacıya 2010-2012 yılları arasında uygulanan Bayi Prim Sistematiği ve ilgili yazısının sunulduğunu, Prim Sistematiğinin 4. maddesinde Prim Ödeme Sürelerinin, 7. maddesinde satış primleri ve yapılacak kesintilerin ifade edildiğini, ilgili hükümler kapsamında, müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturalarda da açıkça gösterildiği üzere davacıya fazladan ödenen prim iadesinin talep edildiğini, bu hususa ilişkin hiçbir inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu,müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin 29. maddesinde sözleşmenin eki niteliğinde olduğu kararlaştırılan Ceza Sistematiği’nin 1.3. maddesinde taraflarca öngörülen cezai şartın ne şekilde tahsil edileceği ifade edildiğini, sözleşmenin eki niteliğindeki Ceza Sistematiğinden söz konusu faturaların dayanağının sözleşmede kararlaştırılan cezai şart olduğunu, dolayısıyla söz konusu faturanın dayanağı mal veya hizmet alım satımına dayanmadığından, faturanın davalıya tebliğ edilmesinin de gerekmediğini, zira cezai şart talebinde bulunulabilmesi için ihlalin ispat edilmesinin yeterli olduğunu, davalı tarafından bir kısım faturaların kendisine tebliğ edildiği ikrar edilmiş olmasına rağmen yerel mahkeme tarafından bu husus dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacını haksız ve kötü niyetli icra takibi ve davası nedeniyle, davalı müvekkilinin bankalar nezdinde risk altında gözüktüğünü, bu durumun davalı müvekkilinin ticari hayatını olumsuz etkilediğini ileri sürerek kararın yalnızca davalı müvekkili lehine talep olunan kötü niyet tazminatı yönüyle istinaf incelemesi ile kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesine dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazı iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 13.11.2012 tarihinde sona erdiği, davaya konu takibin ise 18.03.2015 tarihinde başlatıldığı hususu ihtilafsızdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, sözleşme gereği kesinti ve cezai şart bedellerinin fatura edilmesi gerekip gerekmediği noktasındadır. Davacı, davalı aleyhine 18.03.2015 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile 190.444,19 TL asıl alacak, 10.347,86TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 200.792105TL cari hesap alacağının tahsilini talep etmiş, davalı ise ödeme emrinde belirtilen borcun olmadığını ileri sürerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Mali müşavir bilirkişi ile yazılım sektör bilirkişisi ini düzenlediği kök ve ek raporda davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı şirketten 30,12.2014 tarihi itibarı ile kaydi olarak 190.444,19TL alacaklı göründüğü, davalı şirketin ise ticari defterlerinde davacı yandan, 31.12.2012 tarihi itibariyle kaydi olarak (333.434,49-104.157,98)-229.276,51TL alacaklı göründüğünü, davacının alacağına dayanak olan ve cari hesabına kayıt ettiği faturaların davalı tarafından ne şekilde tebellüğ edildiğine dair dosya içinde tebligat evıakı bulunmadığın taraflar arasında imzalanan Ceza Sistemiği’nin 2. maddesinin Ceza Sistematiği başlıklı kısmı uyarınca davacı tarafından davalıya gönderilen ihlal bildirim yazısı ve uyarının bulunmadığını, davacı tarafından, davalıya kesilen cezaların hangi hususlardan dolayı olduğunun ispat edilmesi gerektiğini bildirilmiştir.Somut olayda dava ve takibe konu cari hesaba konu alacaklar içerisinde ceza kesintisi faturaları dışında, sözleşmeden kaynaklanan diğer alacaklar için düzenlenen faturalar da bulunmasına rağmen mahkemece sadece ceza sistematiği uyarınca düzenlenen faturalar yönünden inceleme yapan bilirkişi raporu hükme esas alınarak ve diğer faturalar davalıya tebliği edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece öncelikle taraflar arasında ihtilafsız olan bayilik sözleşmesi, ceza uygulama sistematiği ve bayii prim sistematigi hükümleri uyarınca taraflara yüklenen edimler gözetilerek prim hakedişi ve kesinti usulü değerledirilerek cari hesaba konu stok modem -evrak onay – prim-ceza, kesinti-sanal işlem bedeli vb, açıklamaları ile düzenlenen faturaları düzenlemesinin iletişim sektörü açısından de yerinde olup olmadığının tespiti ve buna göre davacının cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı tespiti yönünden; cari hesaba konu faturaların dayanakları taraflara sonuçları da hatırlatılarak usülune uygun kesin süre verilererek dosyaya celbi sağlanıp, davalı ve davacı şirket ticari defterleri ve gerek duyulduğunda şirket merkezinde yapılacak inceleme neticesinde;konusunda uzman bir mali müşavir ve bir iletişim uzmanı sektör bilirkişinden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak taraf ve yargı denetimine elverişli rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme sonucunda davalı vekilinin bir kısım faturaların elden tebliği edildiğine ilişkin beyanına konu faturlar da açıklattırılmadan ve bu beyan göz ardı edilerek cari hesaba konu ceza kesintisi dışındaki faturaların tebliğ edilmediği gerekçesiyle ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği sonucuna varıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin istinaf başvurusu incelenmeksizin, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,4-İstinaf başvurusu bu aşamada incelenmediğinden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2022.