Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/957 E. 2021/127 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/957
KARAR NO: 2021/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2019
NUMARASI: 2018/389 Esas – 2019/559 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11.02.2021
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı bankanın dava dışı … Ltd. Şti.ile akdettiği 09/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesini müvekkilinin müteselsil kefil olarak imzalandığını, 17/08/2016 tarihinde de kredi borçlusu şirkete 100.001,00 TL kredi kullandırıldığını, bu kredi için 16/08/2016 tarihinde müvekkilinin evinin ipotek edildiğini, müvekkilinin kredi sözleşmesine ilişkin borcunu 21/12/2017 tarihinde vadesinden önce ödemiş ve krediyi kapatmış olmasına rağmen evi üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, davalı tarafından keşide edilen 13/03/2017 tarihli noter ihtarnamesinde, borcunun devam ettiğinin belirtildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibini girişildiğini, icra emrinde … nolu ticari krediden kaynaklanan 12.086,39-TL, … nolu poliçe nedeniyle banka kaynağından ödenen 298,52-TL gecikmiş prim bedelleri, … (A) nolu kredi kartından kaynaklanan 1.173,15-TL ve iade edilmeyen çekler nedeniyle 15.050,00-TL alacak kalemleri olarak sayıldığını, icraya konu borcun evin satışı tehditi nedeniyle ve ilamlı icra olması sebebiyle 12/03/2018 tarihinde 31.550,00-TL olarak ödendiğini, iade edilmeyen çekler nedeniyle 15.050,00-TL sorumluluk yüklenilmişse de, müvekkilinin imzaladığı sözleşmede gayri nakit risk bedelinden sorumlu olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığı gibi, çeklerin bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle bankanın her hangi bir riski henüz doğmadığını, müvekkilin gerçek iradesi sadece 100.001,00-TL’lik kredi sözleşmesi olup, önceki borçlar ve gayri nakdi teminatlar/krediler müvekkilini kapsamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.050,00-TL’nin ödeme tarihi olan 12/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, ipotek resmi senedinde, ipoteğin banka ile borçlu arasında imzalanmış tüm sözleşme ve taahhütnamelerden doğmuş ve doğacak tüm borçlarını kapsadığını, sözleşmede müvekkili bankanın teminat mektuplarının iadesini veya gayri nakdi risk tutarlarının depo edilmesini talep edebileceğinin açıkça düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacının kefil olduğu Genel Kredi Sözleşmesi’nin 09/08/2016 tarihinden önceki borçları kapsamadığı ancak davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 06/02/2018 tarih ve … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takip dosyasına mahsuben 31.550,00-TL dosya harici bankaya ödeme yaptığı, resmi ipotek senedi tüm nakdi ve gayri nakdi kredi borçlarını kapsadığı için davacının 12/03/2018 tarihinde ödemiş olduğu 31.550,00-TL nin davalı bankaca nakdi ve gayrinakdi kredi borçlarına mahsup edilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefili olduğu genel kredi sözleşmesinden önceki borçlarından sorumlu olmadığını, buna göre, takipte istenen ve müvekkilin imzası bulunmayan 15/10/2015 tarihli Çek Hesabı Açılış sözleşmesi, 27/08/2015 tarihli kredi kartı üyelik sözleşmesi ve 22/04/2016 tarihli otomobil kredisinden kaynaklı borçlardan sorumlu tutulamayacağını, ayrıca gayri nakdi krediler yönünden müvekkilinin imzaladığı sözleşmede açık hüküm yer almadığını, ipotek senedinde yer alan “tüm nakdi ve gayrinakdi kredi borçları” ifadesine dayandırılarak müvekkiline sorumluluk yüklenmesinin kefilliğin belirliliği ilkesine aykırı olduğunu, kaldı ki; verilecek kredi için sınırlı bir teminat vermek isteyen müvekkili için tapu sicil müdürlüğünde düzenlenen ipotek senedi içine “tüm nakdi ve gayrinakdi kredi borçları” kapsar şeklinde bir kefalet kaydı yerleştirerek imzalatılmasının genel işlem şartına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda, 12.040,00 TL gayrinakdi çek taahhüt bedeli ve 2.820,00 TL 2 adet çek garanti tazmin bedelinin nasıl bulunduğunun anlaşılamadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı kefil ve aynı zamanda ipotek borçlusu tarafından dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı arasındaki kredi sözleşmesinden doğan borcu teminat almak için tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibindeki borcun ihtirazi kayıt altında ödenmek zorunda kalındığından bahisle yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı asıl borçlu … Ltd Şti ile davalı banka arasında akdedilen 09/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olunduğunu, aynı zamanda kredi borcunun teminatı için taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalı bankaca borcun ödenmediğinden bahisle hesabın kat edilerek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine girişildiğini, icra takibindeki borcun kredi sözleşmesinden önceki ve davacının imzasının bulunmadığı sözleşmelerden kaynaklandığını, ayrıca depo talebi yönünden sözleşmede kefil için açık hüküm bulunmadığını, hal böyleyken icra tehdidi altında ve ihtirazi kayıtla davacının sorumlu olmadığı borcun davalı bankaya haricen ödendiğini iddia ederek yapılan ödemenin istirdatı istenmiş, davalı banka ise, icra takibinde talep edilen alacağın ipotek akit senedi kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. Davaya konu 16.08.2016 tarihli ve … Yev. nolu ipotek akit senedinde; “(1) … Ltd Şti’nin borçlu ya da kefil sıfatı ile imzaladığı nakdi ve/veya gayrinakdi kredi sözleşmelerinden, kambiyo senetlerinden ve banka ile imzaladığı tüm sözleşme ve taahhütnamelerinden doğmuş ve doğacak banka alacaklarının 300.000 TL’na kadar olan miktarının tahsilini temin için yukarıda yazılı taşınmaz/taşınmazlar üzerinde…alacaklı banka lehine 1. Derecede fek edildiği banka tarafından bildirilinceye kadar ipotek tesis edilmesi konusunda mutabakata varılmıştır.” denilmiştir. Dosya kapsamında bulunan 09/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde davacının kredi lehtarı şirkete kullandırılacak olan kredilere 187.500 TL kefalet limit, dahilinde müteselsil kefil olduğu görülmüştür. Somut olayda, davacının kefaletinin bulunduğu 09/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında, kredi lehtarı şirkete kullandırılacak kredi borcundan dolayı şahsi sorumluluğunun yanısıra taşınmazı üzerinde davalı banka lehine tesis ettiği ipotek dolayısıyla ayni sorumluluğunun bulunduğu, bu kapsamda, ipotek akit senedinde, kredi lehtarı ve asıl borçlu şirketin “borçlu ya da kefil sıfatı ile imzaladığı nakdi ve/veya gayrinakdi kredi sözleşmelerinden, kambiyo senetlerinden ve banka ile imzaladığı tüm sözleşme ve taahhütnamelerinden doğmuş ve doğacak banka alacaklarının” ipotekle teminata bağlandığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde talep edilen alacakların ve gayrinakdi depo talebinin ipotek kapsamında olduğu sabit olduğu gibi, davalı banka alacağı ve gayri nakdi depo talebi yönünden banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporuna dayalı hüküm tesisinde isabetsizlik bulunmadığından davacının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.