Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/945 E. 2022/747 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/945
KARAR NO: 2022/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2017/1066 Esas – 2019/285 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Limited şirketi arasında Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye davalı …’ nın müşterek ve müteselsil kefil imzaladığını, Borçlu şirketin kredi borcunu ödenmemesi üzerine dava dışı şirket ile davalıya, Kadıköy … Noterliğinin 12.01.2015 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarı gönderildiğini, ihtarnameye itiraz edilmediği için kesinleştiğini, ancak borcun ödenmediğini, Borç ödenmediğinden İstanbul anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından katip konusu borca itiraz edildiğinden borçlunun itirazlarının iptali ile huzurdaki davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle; fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile; borçlunun yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin takip talebinde belirtildiği şekilde ( kredi kartı yönünden kefil …’a karşı bir talebimiz olmaksızın) devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki borca itirazımız üzerine davacı-alacaklı tarafından açıldığını, davacı-alacaklı taraf ile müvekkilinin müteselsil kefil sıfatıyla arasında yapılan 08/10/2013 tarihli sözleşme çerçevesinde müvekkilinin borç için ödeme yapmadığı iddiasıyla müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşme neticesinde müvekkil davalı Kartal … Noterliği 04/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarname ile davacı bankaya sözleşmeye konu şirket ile şahsi ve ticari tüm ilişkilerini sonlandırdığını Kadıköy … Noterliği 14/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile bildirdiğini ve ilgili tarihten sonra taraf ve kefil olmayacağını bildirdiğini, davalı bankanın müvekkile gönderdiği Kadıköy … Noterliği 12/01/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile söz konusu kullandırılan kredilerden sorumlu olduğunu bildirdiği kredi kullandırım evrakları incelendiğinde dava dilekçesinde belirtilen … numaralı ticari kredinin kullandırım tarihinin 07/08/2014 olduğunu ve krdei kullanan şirketin ve kefilin başka kişi olduğu görüldüğünü, dava dilekçesinde belirtilen … ve … tek hesaplar adı altındaki hesapların borcu olmadığı ve tek hesaplara ilişkin herhangi bir borç söz konusu olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davanın kredi borcunun ödenmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali olduğu, davacı tarafça kredi borcunun ödenmesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça dava dışı … Şirketi ile şahsi ve ticari tüm ilişkilerinin sonlandırıldığını, bu durumun Kartal … Noterliğinin 04/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafa bildirildiğini bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. Düzenlenen bilirkişi raporunun denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu, dikkate alınarak hükme esas alınmıştır. Davacı bankanın kazasker Şubesi ile asıl borçlu … Ticaret Limited şirketi arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı her ne kadar Kartal … Noterliği 04/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarname ile davacı bankaya sözleşmeye konu şirket ile şahsi ve ticari tüm ilişkilerini sonlandırdığını davacıya bildirdiğini beyan etmiş ise de, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalının kefalet limiti 625.000,00 TL olup kefalet limiti ile kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu, asıl borçlunun krediyi geri ödemesinde ortaya çıkan temerrüt nedeniyle davacının Kadıköy … Noterliğinden keşide ettiği 12.01.2015 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalıyı 18.01.2015 tarihinden itibaren temerrüde düşürdüğü, davacının takip tarihi itibariyle … nolu ticari kredi için 23.129,99 TL asıl alacak, 268,43 TL işlemiş faiz ve 13,42 TL BSMV olmak üzere toplam 23.129,99 TL alacağı bulunduğu, … kredili mevduat hesapları için 3.829,15 TL asıl alacak 32,29 TL işlemiş faiz ve 1,61 TL BSMV olmak üzere toplam 3.829,15 TL alacağı bulunduğu, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği belirlenmekle davanın kabulüne karar vermek gerektiği, alacağın likid olduğu gözetilerek icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili davalının, yapılan sözleşme neticesinde Kartal … Noterliği 04/Aralık/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile davacı bankaya sözleşmeye konu şirket ile şahsi ve ticari tüm ilişkilerini sonlandırdığını Kadıköy …. Noterliği 14/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile bildirdiğini, ilgili tarihten sonra taraf ve kefil olmayacağını bildirdiğini, bu bildirime rağmen dosyada alınan 29/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda dayanmış oldukları delillerin incelenmediğini, davaya konu edilen kredilere ilişkin dosyaya sunulan banka evraklarında da görüleceği üzere müvekkili tarafın hiç bir şekilde imzası olmadığını, 07/08/2014 tarihli kredi ödeme planında dava dışı … ve … Turizm şirketinin imzalarının bulunduğunu, kredi kullandırım evrakları incelendiğinde dava dilekçesinde belirtilen … numaralı ticari kredinin kullandırım tarihinin 07/08/2014 olduğunu ve kredi kullanan şirketin ve kefilin başka kişi olduğunun görüldüğünü, davacı kefilin kefil olarak imzalamadığı sözleşmelerden doğan borçtan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, verilen kredilerde tekrar sözleşme imzalayarak kredi verilmiş olup borç ödenmeyince geriye dönük olarak yapılan kredi sözleşmesinin devreye konulduğunu, bunun sonucu olarak da müvekkili davalının borçtan sorumlu tutulduğunu, 07/08/2014 tarihli kredi sözleşmesinde müvekkilinin hiç bir şekilde imzası olmadan kredi verildiği ve kredi sözleşmesini imzalayan tarafların dava dışı 3. Kişiler olduğunun dava dosyasına sunulan evraklar ile sabit olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi alacağının kredi borçlusu ve kefilden tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı kefilin borcun kaynaklandığı genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunup bulunmadığı ve kefaletinin bulunmadığı genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeni ile bankaya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı banka ile dava dışı …Tic Ltd Şti arasında 08/10/2013 tarihinde imzalanan 500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine davalı … 08/10/2013 tarihinde 625.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olmuştur. Davacı banka tarafından Kadıköy … Noterliğinin 12/01/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi sorumlularına hesap kat ihtarı gönderilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, diğer kredi sorumlularıyla birlikte davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, kredi alacağının tahsili istemiyle 22/07/2015 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı kefil ise, kredi borçlusu şirketteki hissesini devrettiğini ve bunu bankaya bildirdiğini, takibe konu edilen kredinin kefalet imzasının bulunmadığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ve bu nedenle borçtan sorumlu olmadığını savunmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(HMK)’nun 599/1. Maddesinde, gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefilin alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebileceği düzenlenmiştir. Buna göre borç doğduktan sonra kefaletten dönülmesi mümkün değildir. Kaldı ki, TBK’nın 599/1. Maddesinde sayılan kefaletten dönme sebeplerinin gerçekleştiği yolunda da herhangi bir iddia ve ispat bulunmamaktadır. Anılan Kanun maddesinde kredi borçlusu şirketin hissesinin devredilmesi kefaletten dönme sebepleri arasında sayılmamıştır. Bu haliyle davalının kefaletten dönme beyanı geçerli olmayıp kefalet akdi devam etmekte olduğundan kefili olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumludur. Davalının kefalet imzasını taşıyan 08/10/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borcun bir noktada ödenmiş olması davalı kefilin, kefalet sorumluluğunu; daha sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler yönünden sona erdirmez ise de, banka tarafından yeni bir sözleşme düzenlenerek kredi kullandırılması halinde ise, şayet yeni sözleşmede ilk sözlemeye kefalet eden kefilin imzası bulunmaz ve ilk sözleşmede yeni imzalanan sözleşmeye atıfta bulunulmaması halinde, bu yeni kullandırılan krediden dolayı borcu ödenerek kapatılan ilk sözleşmeye kefalet eden davalının sorumluluğundan söz edilemez. Ancak, mahkemece itibar edilen bilirkişi raporu, davacı tarafça dosyaya sunulan belgeler incelenerek davalının savunması nazara alınmadan hazırlanmış olup, bu haliyle takibe konu kredi alacağının sonraki tarihli bir genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme içermemektedir. Bu nedenle bahsi geçen bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiştir. Hal böle olunca, mahkemece öncelikle davacı bankanın takip ve davaya konu edilen kredi alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı, banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile saptandıktan sonra açıklanan kural gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile davanın karara bağlanması yerinde olmamıştır.
HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022