Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/943 E. 2022/945 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/943
KARAR NO: 2022/945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2018/176 Esas – 2019/653 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili şirket bünyesinde 13/03/2013 ila 05/06/2017 tarihleri arasında çalıştığını, daha sonra karşılıklı anlaşma sonucu imzalanan ikale sözleşmesi ile davalının iş akdine son verildiğini, akdedilen sözleşmede rekabet yasağına ilişkin hükmün mevcut olduğunu ve bu hüküm uyarınca davalının, 1 yıl boyunca müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren şirketlerde herhangi bir sıfatla çalışmayacağının kararlaştırıldığını, davalının 30/07/2017 tarihinde … Ltd.Şti nin kurucu ortağı olduğunu, bu nedenle davalının sözleşmedeki taahhüdünü yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırı davranması sebebi ile davalıya Kadıköy … Noterliğinin 26/12/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve sözleşmede belirtilen cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını ve söz konusu dava dışı şirketin kuruluşundan yalnızca 1 gün sonra ayrıldığını iddia ettiğini beyanla neticeten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.354,44 TL cezai şartın ihtarname tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı duruşmada; davayı kabul etmediğini, reddine karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davalının, davacıya ait işyerinde 08/04/2013-05/06/2017 tarihleri arasında çalıştığı, taraflar arasında imzalanan 05/06/2017 tarihli ikale sözleşmesinin 2. Maddesindeki düzenleme uyarınca davacı şirket ile dava dışı … Ticaret Ltd. Şti.’nin iştigal konusunun arşivleme hizmet olduğu, davalının 30/10/2017 tarihinde … Ticaret Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı ve temsilcisi olduğu, daha sonra hisselerini devrettiği ancak aynı şirkette çalışmaya devam ettiği, iki şirketin aynı alanda faaliyet gösterdikleri, davacının işçisi olan davalı ile mezkur yasal düzenleme çerçevesinde rekabet yasağı sözleşmesi yapma hakkı olduğu, davaya konu rekabet yasağının, Marmara Bölgesi sınırları içerisinde 1 yıl süre ile sınırlandırıldığı, getirtilen ticaret sicil kayıtlarına göre dava dışı şirketin Marmara Bölgesinde kurulduğu, kuruluş tarihi itibariyle davalının, davacı şirketten ayrıldığı tarih üzerinden 1 yıllık sürenin geçmediği, bu şekilde davalının kelepçeleme niteliğinde olmayan, mevzuat ve içtihatlara uygun sınırlamalar içeren ve geçerli olan rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği, davacının söz konusu ihlal nedeniyle cezai şart talep etme hakkının doğduğu anlaşılmakla 06/06/2017 tarihinde davacı tarafından ek menfaat adı altında olarak davalıya ödenen 9.354,44 TL’nin sözleşme hükümleri uyarınca cezai şart bedeli olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu davanı yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Gebze Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı şirketle yapılan anlaşmada her ne kadar haksız rekabet hükümlerine aykırı davranmayacağımı söyleyen ikale sözleşmesi imzalasa da sözleşmede ki maddenin taraflarına iletilmediğini, şirkette depo müdürü olarak çalıştığını, çalıştığı dönemde müşteri bilgilerini bilmesinin mümkün olmadığını, davacının kötüniyetli olarak davayı açtığını, istinaf başvurularının kabulü ile kararın ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava Türk Borçlar Kanunu’nun 444 vd. maddelerinde düzenlenen ve iş sözleşmesi ile kararlaştırılan işçinin rekabet etme yasağını ihlal etmesi nedeniyle rekabet yasağı kaydına bağlanan cezai şartın tahsili davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuş ve istinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzen ile sınırlı olarak yapılmıştır. Davalının davacı iş yerinde 08/04/2013 tarihinde işe başlayıp, 05/06/2017 tarihleri arasında depo müdürü olarak çalışmış, daha sonra davacı işyerinden karşılıklı anlaşma sonucu imzalanan ikale sözleşmesi ayrılmıştır. Davacı ile davalı arasında imzalanan ikale sözleşmesinin 05/06/2017 tarihli ikale sözleşmesinin düzenlemesinin 9. Maddesinde çalışan iş sözleşmesinin karşılıklı olarak feshi tarihinden itibaren 1 yıl boyunca, işverenle aynı alanda Marmara Bölgesi sınırları içinde faaliyet gösteren şirketlerde herhangi bir sıfatla çalışmayacağını, hizmet vermeyeceğini, bu maddedeki yükümlülüklerinden herhangi birini ihlal etmesi halinde işverenden tahsil etmiş olduğu 9.354,44 TL ek menfaat tutarını cezai şart olarak işverene ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiştir. Davacı, davalının davacı iş yeri ile aynı konuda faaliyet gösteren dava dışı rakip şirkette çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağının ihlal ettigini ve öngörülen yasağın geçerli olduğunu ileri sürmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçinin, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, aynı maddenin 444/2. maddesinde ise, rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı kaydının geçerliliği için zararın gerçekleşmesi şart olmayıp, işçinin edindiği bilgilerin iş verenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması yeterlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin 445. Maddesinde de rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağı belirlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hâkimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği belirlenmiştir. Burada hakime aşırı nitelikteki rekabet yasağının kapsamını veya süresini sınırlama yetkisi verilmiştir. (Y 11 H.D’ nın 16.03.2016 tarih ve 2015/6975 E-2016/2969 K) Davalı işci davacı işyerinde iş akdinin sona erdiği 05/06/2017 tarihinden sonra ticaret siciline 30/10/2017 tarihinde tescil edilen ve davacı ile aynı konuda faaliyet gösteren … Ltd.Şti.’nde kurucu ortak ve şirket müdürü olarak görev almış ve bu davalıya rekabet yasağına ve cezai şartın ödenmesine ilişkin ihtarın 28/12/2017 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra davalının 10/01/2018 tarihinde ticaret siciline tescil edilen genel kurul kararı ile şirketteki payını 3. kişiye devredip müdürlük görevine son verildiği anlaşılmaktadır. Davalı her ne kadar pay devrinin şirketin kuruluş tarihi olan 30/10/2017 tarihinde yapıldığı iddia edilmiş ise de pay devrinin iddia edilen tarihte yapıldığına dair noter tasdikli devir sözleşmesinin dosyaya sunulmamış olup iddiasını dosya kapsamında usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından, bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalının çalışmaya başladığı dava dışı şirketin faaliyet ve iş konularının davacı şirket ile aynı olması davalı işçinin davacı şirkette çalışırken sahip olduğu müşteri bilgileri ve iş sırları, kullanabilme ihtimali mevcut olup bu durum davacı aleyhine zarara yol açabilecektir. Davacının bu şekilde çalışması taraflar arasında imzalanan ikale sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağı taahhüdüne aykırıdır. Taraflar arasında imzalanan rekabet etmeme yasağını içeren ikale sözleşmenin 9. maddesi uyarınca davacının bir yıl boyunca Marmara bölgesinde davacı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren işlerle çalışmamayı taahhüt ettiği bu taahhüde aykırı davranılması halinde sağlanan ek menfaat kadar cezai şart ödemeyi kabul etmiştir. Bu halde rekabet yasağı hükmünün süre ,yer ve konu yönünden geçerli olduğundan mahkemece rekabet yasağı geçerli kabul edilmesinde ve ikale sözleşmesi uyarınca ödenen ek menfaatin cezai şart olarak belirlenmiş olmasına göre ödenen ek menfaatin iadesine ilişkin cezai şartın fahiş olarak kabulü mümkün olmadığından takdiren bir indirim yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Acıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilini istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 159,75 TL harcın, alınması gerekli olan 639,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 479,25 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/09/2022