Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/938 E. 2022/743 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/938
KARAR NO: 2022/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2018/320 Esas – 2019/625 Karar
DAVA/KARŞI DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)/Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı borçlu … arasında mal alım satımı yapılmış olduğunu, cari hesapta kalan bakiye bedelin 21.504,21 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş olduğunu, borçlu davalının süresi içinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı yanın itiraz dilekçesinde belirttiği üzere davalı yanın 09/05/2016 tanzim tarihli 06/06/2016 vadeli 10.000 TL’lik senet ile 09/05/2016 tanzim tarihli 29/07/2016 vadeli 20.142 TL’lik senet düzenleyerek müvekkiline vermiş olduğunu, ancak davalı yanın itiraz dilekçesinde ifade ettiği üzere senetlerin tümünün ödenmiş olduğu iddiasının asılsız olduğunu, davalı yanca verilen 10.000 TL’lik senedin sadece bir kısmının ödenmiş olduğunu, 20.000 TLlik senedin ise tamamının ödenmemiş olduğunu, davalı yanın ikrar ettiği üzere müvekkili şirketin 10.000 TLlik senedi kaybettiğini ve hemen akabinde de senet hakkında zayi davası açılmış olduğunu, davalı yanca müvekkiline verilen 20.000 TLlik senedin ise tahsil edilmek üzere firma çalışanı tarafından davalı yana götürüldüğü sırada davalı …’ün senedi firma çalışanının elinden zorla alarak kasıtlı şekilde senedi yırtmış olduğunu, bu hususa ilişkin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nde zayi davası açılmış olduğunu, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde haklılıklarının ortaya çıkacağını beyanla; borçlu davalının itirazının iptaline ve icra dosyasına konu anapara, vekalet ücreti ve tüm feriler ile takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, mahkemee masraflarının ve avukatlık ücretlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın … ABD firmasının mallarının pazarlanması için dağıtıcılığını yapmakta olduğunu, müvekkili firmanın da bu anlamda davacıdan çeşitli İçki (viski ve votka) satın almakta olduğunu, davacı firmanın avans olarak ödedikleri mal bedellerinin karşılığı olan malları da müvekkiline teslim etmeyerek, asılsız bir alacak yaratmış olduğunu ve müvekkili hakkında takipte bulunmuş olduğunu, söz konusu icra takibinin haklı bir nedene dayanmadığından müvekkilinin takibin tamamına itiraz etmiş olduğunu, hatta cari hesap avans ödemelerine göre müvekkili davacıdan 8.637,79 TL alacaklı bulunmakta olduğunu bunu icra dosyasına da beyan etmiş olduğunu, davacı firmanın icra dosyasına ibraz ettiği ve ilamsız takibin müstenidatı olan cari hesap dökümünde 01.01.2016 tarihli açılış maddesine bakiye dengeleme adı altına hiçbir belge ve evraka dayanmayan müvekkiline hayali bir borç yazmış olduğunu, davacı şahsın 01.01.2016 tarihli Cari Hesap ekstresi dökümünde Bakiye Dengeleme adı altında 20.142,00 TLlik bir hayali alacak yaratmış olduğunu, muhasebe sisteminde böyle bir kayıt ve işlem olmadığını, bu kayıtların hiçbir belgeye dayanmadığını, müvekkilinin adı geçen davacıdan mal alabilmek için borcundan fazla avans ödemeler yapılmış olduğunu, ancak davacının bu fazla ödemelerle ilgili olarak müvekkilini aylarca oyalamış olduğunu ve müvekkiline çeşitli bahanelerle mal teslim etmedikleri gibi, fazladan yapılan ödemeleri de iade etmemiş olduklarını, müvekkilinin davacıya ödemiş olduğu avans paralar kadar mal gelmediği için, müvekkilinin kendilerinden 19.07.2016 tarihi itibariyle 8.637,79 TL alacaklı bulunduğunu beyanla; davacının davasının reddine ve takibin durdurulmasına, masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline, karşı davanın kabulüne, ödenmiş ve sübut olan 8.637,79 TL tutarındaki fazla ödenen alacağın 19.07.2016 tarihinden itibaren en yüksek banka kerdi faizi ve mahkeme masrafları ile avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davanın cari hesap alacağından kaynaklı başlatılan takibe itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, sonrasında davalı-karşı davacının menfi tespit ve alacak isteminin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı- karşı davalı ve davacı- karşı davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan incelemede, davacı-karşı davalı … ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının, davalı-karşı davacı … ‘den 21.504,22 TL alacaklı olduğu, davalı-karşı davacı …’in ticari defterlerinde ise, icra takip tarihinde davacı-karşı davalının …’in alacaklı değil, 8.637,80 TL borçlu olduğu, tarafların ticari defterleri arasında 30.142,00 TL ihtilaf olduğu, ihtilafın davacının …’in davalı … ‘den aldığı 2 adet 30.142,00 TL bedelli senetleri ödenmediği iddiası ile davalı … borcuna kaydetmesinden kanaklandığı, 10.000,00 TL lik senet fotokopisinin üzerinde davacının kaşe imzasına haiz yazı ile bedelinin tahsil edildiğinin yazılı olduğu, 20.142,00 TL’lik senedin de davalı elinde olduğu anlaşıldığından, davacı …, senetlerin zorla kendisinden alındığı, senet bedellerinin ödenmediği iddiasında bulunmuş olup, kural olarak senedin bir ödeme vasıtası olduğu düşünüldüğünde, senedi elinde bulunduran taraf yönünden ödemenin gerçekleşerek senedin iade alındığı kabul edilmelidir, Aksini iddia eden ispat ile yükümlü olur. Davacının, iş bu senedin rızası dışında bedeli ödenmeden çalışanı elinden alındığını iddia ettiği, iddiasını ispat için davacı … firmasına yemin delilinin hatırlatıldığı ancak yemin deliline başvurmayacağını celsede beyan ettiği anlaşılmakla, senetlerin rızası dışında elinden çıktığı kanıtlanamamıştır. Davalı-karşı davacının ise senetler elinde olması nedeniyle, mal tesliminin yapılmadığı ticari defter ve kayıtlardan anlaşılmakla karşı davada davacı …’in, …’ten 8.637,80 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmakla asıl dava davacısı … Tic. A.Ş.nin açmış olduğu davanın reddine, karşı dava davacısı …’ün açtığı davanın kabulüne,” karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin, davacının hayali bir cari hesap ekstresi ile takip başlattığının haksız ve kötüniyetli olduğunu tespit etmesine rağmen tazminat talebi hakkında hüküm kurulmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve tazminat talebinin de kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, cari(açık) hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı dava ise, fazla ödemenin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, asıl dava yönünden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için şartların oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkemece asıl davanın reddine karar verildiği gibi, davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/2. Maddesinde itirazın iptali davasında takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiştir. Buna göre, davacı takip alacaklısının alacağını kanıtlayamaması tek başına takibin kötüniyetle yapıldığını göstermez. Bu nedenle, ayrıca davacının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve davalı tarafından sunulan senet suretlerine göre, söz konusu senetlerin keşidecisinin davalı karşı davacı, lehtarının davacı karşı davalı olup bu senetlerin davalı karşı davacı elinde bulunduğu ve hatta 10.000,00 TL bedelli senedin ödendiğine ilişkin davacı karşı davalının imza ve kaşesinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuna göre, davacının takibe konu ettiği alacak, bu senetlerin tahsil edilmemiş olarak defterlerine kaydetmesinden kaynaklanmaktadır. Hal böyleyken davacı takip alacaklısının elinde bulunmayan senetlerin ticari defterindeki kayıtlardan düşmeyerek davalı takip borçlusundan alacak oluşturması ve bu alacağı takibe koymasının kötüniyetli olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle mahkemece davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığından bahisle asıl dava yönünden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle asıl davanın reddine, kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne ve karşı davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davacı-karşı davalı … Tic. A.Ş.nin açmış olduğu asıl davanın REDDİNE, 2-Davalı-karşı davacı …’ün açtığı karşı davanın KABULÜ İLE, 8.637,79 TL’nin davacı-karşı davalı … Tic. A.Ş.den dava tarihinden işleyecek avans faizi ile alınarak karşı davacı …’e VERİLMESİNE, 3-Davalı-karşı davacının kötü niyet tazminatı talebinin KABULÜ İLE; reddine karar verilen alacağın %20’si olan 4.300,84 TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 1-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 367,24 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 322,84 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl dava davacısı-karşı dava davalısına İADESİNE, 2-Asıl dava davacısı-karşı dava davalısı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı/Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı/karşı davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısından alınarak davalı/karşı davacıya VERİLMESİNE,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 1-Alınması gereken 590,05 TL harçtan peşin alınan 148 TL harcın mahsubu ile bakiye 442,05 TL eksik harcın asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak hazineye gelir KAYDINA, 2-Davalı-Karşı davacı tarafından yapılan 179,40 TL yargılama giderinin asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak davalı/karşı davacıya VERİLMESİNE, 3-Davalı-Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı/karşı davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin asıl dava davacısı-karşı dava davalısından alınarak davalı-karşı davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
İSTİNAF YARGILAMASINA İLİŞKİN OLARAK; a-Davalı-karşı davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı-karşı davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 56,90 TL olmak üzere toplam 178,2‬0 TL yargılama masrafının davacı/karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022