Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/929 E. 2023/218 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/929
KARAR NO: 2023/218
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2015/90 Esas – 2019/264 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2015
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil banka ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davalılara kredi kullandırıldığını, davalıların kullandığı kredi hesabı kat edilerek Eyüp …Noterliği’nden … tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebliğine rağmen davalıların ödemekle yükümlü olduğu tutarları ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların ahksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilinin beyanları özetle; davacının ödemiş olduğu çek sorumluluk bedelinin müvekkillerden tahsili ve müvekkillerinin sorumlu olması hukuken mümkün olmadığına dair değerlendirmenin hükme esas alınarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN (2015/345 Esas) DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil banka ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davalılara kredi kullandırıldığını, davalıların kullandığı kredi hesabı kat edilerek Eyüp …Noterliği’nden … tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebliğine rağmen davalıların ödemekle yükümlü olduğu tutarları ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların ahksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN (2015/403 Esas) DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil banka ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davalılara kredi kullandırıldığını, davalıların kullandığı kredi hesabı kat edilerek Eyüp … Noterliği’nden … tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebliğine rağmen davalıların ödemekle yükümlü olduğu tutarları ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların ahksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN (2015/428 Esas) DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil banka ile davalılar arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve davalılara kredi kullandırıldığını, davalıların kullandığı kredi hesabı kat edilerek Eyüp 3.Noterliği’nden 21/04/2014 tarihinde ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebliğine rağmen davalıların ödemekle yükümlü olduğu tutarları ödemediğinden alacağın tahsili amacıyla davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların ahksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı banka ile dava dışı …dan arasında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalılarında bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, borçlu ve kefillerin ödemekle yükümlü oldukları tutarları ödemeyerek sözleşme hükümlerine aykırı davrandıkları, bunun üzerine hesap kat edilerek önce ihtar gönderildiği sonrasında icra takiplerine girişildiği, davalıların icra takiplerine itiraz ettikleri, itirazın iptali davaları açıldığı ve tüm dosyaların mahkememiz dosyasında birleştiği, bilirkişi incelemesiyle davalıların her bir icra dosyasında ödemeleri gereken asıl borç, faiz miktarı ve oranlarının tespit edildiği, davalılar işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmenin her maddesinden sorumlu olacaklarını beyan ve kabul ettiklerinden gayri nakdi kredilerden de sorumlu oldukları anlaşılmakla bilirkişi raporuyla tespit olunan değerler üzerinden asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, davalılar likit olan borcu ödemedikleri gibi haklarında yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettikleri anlaşıldığından icra inkar tazminatı ödemelerine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka ile akdedilen genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin,hizmet sözleşmesi müvekkili davalılar tarafından kefil sıfatıyla imzalanmış ise de müvekkillerinin kefil olduğu tüm kredilerin ödendiğini ve müvekkillerinin kefilliğinin sona erdiğini, müvekkilleri yönünde sözleşmenin feshedildiğini, müvekkillerinin davacıya verdiği ipoteğin bu nedenle davacı tarafından fek edildiğini, müvekkillerinin kefll olduğu gözleşmenin taraflar arasında feshedildiğini, sözleşmenin feshedillp feshedilmediği ve geçerli olup olmadığının ,davacı bankadan sorulmadığını, banka kayıtları üzerinde de bu yönde inceleme yapılmadığını, davacı bankanın,asıl borçluya verilen çeklerle ilgii hamile ödemek zorunda kalacağı yasal sorumluluk bedelleri yönünden, müvekkili davalılardan talepte bulunabilmesi için sözleşmenin kefilin sorumluluğunu düzenleyen maddesinde, kefilin çek yapraklarından yasal sorumluluk bedelinden sorumluluğuna dair açık hüküm bulunması gerektiğini dilekçe ekinde sundukları Yargıtay 19 Hukuk Dalresinin 23.11.2015 tarih 2015/9698 Es.2015(16303 K.sayılı ilamının da aynı mahiyette olduğunu, sözleşmede açık hüküm bulunmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile dava dışı kredi kullanan … arasında 200.000,00 TL limitli genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla katıldıkları, sözleşme üzerinde düzenleme tarihinin bulunmadığı ancak “genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin düzenlenmesine ilişkin esaslar” başlıklı üzerinde sayfa numarası bulunmayan bu haliyle sözleşmeye ek olarak düzenlendiği anlaşılan belgede 26/04/2010 tarihinin atılı bulunduğu görülmüştür. Yine asıl borçlu ve kefillerin katılımı ile 25/03/2010 tarihinde sözleşme ve kefalet limitinin 30.000,00 TL artırılarak 230.000,00 TL ye çıkarıldığı, ayrıca 11/02/2011 tarihinde limitin 80.000,00 TL artılırarak 310.000,00 TL ye çıkarıldığı belirlenmiştir. Bankaca davalılara Eyüp … Noterliğinden 21 Nisan 2014 tarihinde gönderilen ihtarnamesinde: … ticari kredili mevduat, … borçlu cari hesap ve gayrinakdi çek kredilerine ilişkin borçların 15/04/2014 tarihinde kat edildiği, 7 gün içinde ödenmesi ihtar edildiği ve ihtarnamenin tüm borçlulara tebliğ edildiği belirlenmiştir. İhtarın kredi detaylarına ilişkin listesinde 20.595,22 TL toplam TKMH, 47 adet gayrinakdi çek açıklaması ile her biri 1.120,00 TL ana para ve faizlerine ilişkin (toplam 53.747,81 TL) liste ve 1,07 TL borçlu cari hesap açıklaması bulunduğu görülmüştür. Eldeki dosyada İstanbul …İcra Müdürlüğün … E dosyası ile 4 adet çekin her biri için ödenen 1.120,00 TL bedel ve faizleri toplamı 4.915,71 TL için takip yapıldığı, davalı kefillerce borca itiraz edilmesi üzerine İstanbul 15 ATM 2015/90 Esas dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. İstanbul …icra Müdürlüğün … E dosyası ile 2 adet çekin her biri için ödenen 1.120,00 TL bedel ve faizleri toplamı 2.418,16 TL için takip yapıldığı, davalı kefillerin itirazı üzerine İstanbul 9 ATM 2015/428 E dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve eldeki 2015/90 E sayılı dosyası ile birleştirildiği görülmüştür. İstanbul …icra Müdürlüğün … E dosyası ile 1 adet çek için ödenen 1.120,00 TL bedel ve faizleri toplamı 1.232,90 TL için takip yapıldığı, davalı kefillerin itirazı üzerine İstanbul 9 ATM 2015/403 E dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve 2015/90 E sayılı dosyası ile birleştirildiği görülmüştür. İstanbul …İcra Müdürlüğün … E dosyası ile 20.394,01 TL ASIL ALACAK VE FERİLERİYLE birlikte 22.756,01 TL TKMH alacağı, 42 adet her biri 1.120,00 TL asıl ve ferileriyle çek bedeli için ve 1,06 TL lik borçlu cari hesap alacağı için toplam 74.900,87 TL için takip yapılmış, davalı kefillerin itirazı üzerine takip durmuş ve İstanbul 9 ATM 2015/345 E dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olup bu dosyada 2015/90 E sayılı dosyası ile birleştirildiği görülmüştür. Bu durumda birleşen 9 ATM’nin 2015/345 E. Dosyasına konu takibin bir kısmı gayri nakdi kredi mahiyetindeki çek depo bedeline ilişkin, bir kısmının ise TKMH ve cari hesap bakiyesi alacağına ilişkin olduğu görülmüştür. Diğer dava dosyalarındaki alacakların ise gayrinakdi çek depo bedeline ilişkin olduğu görülmüştür. Davalı tarafın istinaf konusu takibe konu edilen çek sorumluluk bedellerinin kefillerden talep edilemeyeceği, ayrıca sözleşmenin sona erdiği, bu sebeple kefaletinde sona ermesi nedeniyle sorumluluklarının bulunmadığı yönündedir. Eldeki uyuşmazlıkta kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı TBK’ nın kefalete ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Ayrıca kredi sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri içerdiğinden kefil veya kefiller tek yanlı olarak bildirdikleri irade beyanı ile kefaletten vazgeçemez. Kefiller kefalet limiti kapsamında asıl borçlunu borcundan ve ayrıca kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumludur. Kural olarak kefilin gayrinakdi alacak yönünden depo sorumluluğuna gidilebilmesi için genel kredi sözleşmesinde bu yönde açık hüküm bulunması gerekmektedir. Bankaların verdikleri çek karneleri nedeniyle her bir çek yaprağı için zorunlu karşılık ödeme riski bulunması nedeniyle çek karnesi verilmesi gayri nakdi kredi verilmesi niteliğindedir. Ancak çekin karşılıksız işlemi sonucu zorunlu karşılığının bankaca ödenmesi sonucu gayrinakdi kredi nakit krediye dönüşecek ve kredi borçlusu nakit kredi kullanmış olacaktır. Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefilin çek yaprağı sorumluluk bedeli deposundan sorumlu tutulacağına dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Her ne kadar genel kredi sözleşmesinin “Kefalet ” başlıklı kısmında “bu sözleşmenin altında müteselsil kefiller, bankanın merkez veya şubelerinden herhangi birine müşterinin bu sözleşmeden veya başka sözleşmelerden veya senetlerin iskonto veya iştirasından veya çek veya senetlerin bedellerinin müşterinin veya başka müşterinin kredilerinin teminatına alınmasından yahut bankanın verdiği ve/veya vereceği teminat mektuplarından, kontrgarantilerden, kefaletlerden, diğer garantilerden kabul veya avallerden….müteselsil kefil olarak yükümlenir” hükmü bulunmakta ise de; bu hüküm genel kredi sözleşmelerinin çerçeve niteliğinde sözleşmeler olmasına göre banka tarafından kullandırılan veya kullandırılacak kredilerden sorumlu olduğu anlamına gelmekte olup, kefilin çek yaprağı banka sorumluluk bedelinin deposundan sorumlu tutulmasına esas teşkil edebilecek bir düzenleme olarak kabul edilemez. Yargıtayın son yıllardaki yerleşik içtihatlarına göre, kefilden, imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo talebinde bulunulabilmesi için sözleşmede tereddüte mahal vermeyecek şekilde bu konuda açık hükmün yer alması zorunludur. Aksi halde kefil, gayri nakdi alacağın deposundan sorumlu tutulamaz. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin kefalet başlıklı 70. Maddesinin 3. ve 4. bendinde ” kefil, borçlar kanunu’nun 490. maddesinde kendisine tanınan haklardan feragat eder ve banka alacağı için işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından sorumlu olmayı kabul eder. Kefil, borçlar kanunu’nun 493. ve 494. Maddelerinde kendisine tanınmış olan kefaletten kurtulma imkanını veren haklardan feragat eder ve bu maddelere dayanarak bankaya karşı hiçbir istekte bulunmamayı kabul eder.” düzenlemesinin bulunduğu görülmüştür. Sözleşme düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı borçlar kanunun 490-493 ve 494. Maddeleri şöyledir; “I -Şümulü : Madde 490 – Kefil borcun aslı ile beraber borçlunun kusur veya temerrüdünün kanuni neticelerinden mes’uldür. Kefil, alacaklının metalibini ifa ederek dava ikamesini bertaraf etmek için kendisine vakıt ve zamaniyle ihtar vuku bulmuş olmadıkça asıl borçlu aleyhinde ikame olunan dava masrafını edaya mecbur değildir. Faiz verilmesi şart edilmiş ise kefil ancak işlemekte olan faiz ile beraber işlemiş faizden bir seneliğini vermekle mükelleftir. II – Mahdut zaman için kefalet: Madde 493 – Bir kimse mahdut bir zaman için kefil olupta bu zamanın inkızasını takip eden bir ay zarfında alacaklı bu bapta icraya veya mahkemeye müracaatla hakkını takip etmezse yahut takibatına uzun müddet fasıla verirse kefil kefaletten beri olur. III – Mahdut olmayan zaman için kefalet: Madde 494 – Kefalet gayri mahdut bir zaman için akdolunmuş ise asıl borç muacceliyet kesbettikten sonra kefil alacaklıdan bir ay zarfında icra veya mahkemeye müracaatla hakkını takip etmesini ve uzun müddet fasıla vermeksizin takibata devam etmesini talep edebilir. Bir borcun muacceliyet kesbetmesi alacaklı tarafından borçluya ihbar vukuuna mütevakkıf olmadığı takdirde, kefil, kefaleti tarihinden bir sene sonra alacaklıdan bu ihbarın yapılmasını ve borç muacceliyet kesbedince yukarıda zikrolunduğu veçhile icraya veya mahkemeye müracaatle hakkını takip etmesini talep edebilir. Alacaklı, kefilin bu talebini nazara almazsa kefil kefaletten beri olur.” Dosyada alınan bilirkişi raporunda dava konusu edilen çek sorumluluk bedellerinden bankaca dava dışı kişilere ödendiğine dair sadece 4 adedine ilişkin belge bilirkişi raporuna eklenmiş, diğer çeklerin ise sorumluluk bedellerinin ödendiğine dair dosyada bir evrak bulunmamaktadır. Mahkemece davacı bankadan buna ilişkin evraklar istenmemiştir. Bilirkişi raporunun 4. Sayfasında “43 adet çek yaprağının 15/04/2014 tarihinde ödendiği beyan edilmekle birlikte ödeme dekontları sunulmadığından çek hamiline ödeme dekontları tek tek sayın mahkemeye ibraz edilmek kaydıyla” şeklindeki belirlemeden çek sorumluluk bedellerinin ödendiğine dair evrakların bulunmadığı, bu haliyle bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Az yukarıda açıklandığı şekilde çek sorumluluk bedellerinin bankaca ödenmiş olması halinde gayrinakdi kredi nakdi krediye dönüşeceğinden kefillerin bundan sorumlu oldukları sonucuna ulaşılması gerekir. Bedellerin ödenmemesi durumunda ise sözleşmenin az yukarıda verilen düzenlemesi dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekir. Ancak dosyada çek sorumluluk bedellerinin ödenip ödenmediği net olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak takibe konu edilen çeklerin sorumluluk bedellerinin ödendiği tarihleri de gösterir şekilde rapor hazırlanmasının sağlanması, yine davalının sözleşmenin feshedildiği bu yüzden sorumluluğun bulunmadığına yönelik savunması yönünden davacı banka kayıtları üzerinden inceleme yapılarak sözleşmenin fesih edilip edilmediği, fesih edilmişse fesih tarihi de belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi asıl ve birleşen davaya ilişkin kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Asıl ve birleşen davalarda davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.02/03/2023