Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/90 E. 2020/131 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/90
KARAR NO: 2020/131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/09/2018
NUMARASI: 2017/571 Esas 2018/884 Karar
DAVA: Çek İstirdatı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, … A.Ş İmsan İkitelli Şubesinin 15.04.2017 tarihli 27.500 TL bedelli keşidecisinin … Ltd.Şti olduğu çeki elinde iken zayi olması nedeniyle Bakırköy 4.ATM nin 2016/1031 E. Sayılı dosyasında çek iptali davası açtığını, yargılama sınasında çekin davalılardan … tarafından bankaya ibraz edilerek bedelinin tahsil edildiğini öğrendiğini ,çekteki ilk ciranta imzasındaki kaşenin sahte olduğunu ileri sürmüş cevaba cevap dilekçesinde de imzayı inkar ederek kendisinden sonra sırasıyla cirantaların davalılar … Ltd.Şti, … Ltd.Şti , hamilin ise davalı … olduğu çekte , yetkili hamilin müvekkili olması nedeniyle ödenen çek bedelinin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevabında, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu , çekin çalıntı olup diğer cirantalarla davacı arasında ticari ilişkinin bulunmadığı iddiasının meşru hamil müvekkiline karşı ileri sürüleyemeyeceğini, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek haksız davanın reddini savunmuştur. Davalı … Ltd.Şti vekili ise, dava konusu çeki ciro ile iktisap ettiğini, şahsi def’i lerin müvekkline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece, TTK 704.maddesine göre, çek herhangi bir suretle elinden çıkan hamilin ,hakkını ispat etmesi ve çeki elinde bulunduranın çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunu kanıtlayamadığı takdirde çekin geri verilmesini isteyemeyeceği, çekteki ciro silsilesinin birbirini düzgün takip ettiği ve hamil olan davalının kötüniyetli olduğu kanıtlamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açtıklarını, çek bedelinin davadan önce davalı … tarafından tahsil edildiğini, davalılar arasındaki ticari ilişkiyi gösteren faturalar sunulmadığı gibi celbedilen BA BS formlarında da ticari ilişkinin bulunmadığının anlaşıldığını ve ticari defterler incelenmeden, imza itirazına rağmen grafoloji raporu alınmadan karar verildiğini, davalılar hakkında Küçükçekmece C.başsavcılığının 2017/30157 soruşturma nolu dosyasında suç duyurusunda bulunduklarını bu dosyanın akıbetinin sorulmadığını, davalı … ın taraf olduğu Bakırköy 16.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/360 E.sayılı dosyasında yargılama konusunun sahte çek olduğunun öğrenildiğini belirterek eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesin talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çekin istirdadı istemine ilişkindir. Çek bedelinin banka tarafından ödenmiş olması nedeniyle bedelin istirdatı istenmektedir. İlk derece mahkemesince davanı reddine karar verilmiş, bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönüyle re’sen yapılmıştır. Dava konusu çekin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, çekte cirosu bulunan davacı ve davalıların ticari defterlerine göre herhangi bir ticari ilişki bulunmaması, davalı tarafın çeki kötü niyetli ve ağır kusurlu olarak iktisap etmiş olduğu anlamına gelmeyeceğinden, davacı vekilinin tarafların ticari defterlerinde inceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulduğu yönündeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacının çekte lehtar ve buna bağlı olarak ilk ciranta olduğu anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde ciroda şirket kaşesinin sahte olduğunu ileri sürmüş, davalı … ın cevabına karşı süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesiyle bu kez ciro imzasını da inkar etmiştir. Mahkemece verilen kararda, davacının iddiasını genişlettiği ve davalıların muvafakati olmadığı gerekçesiyle imza incelemesi yapılamadığı açıklanmıştır. Davanın açıldığı tarih ve iddianın ileri sürüldüğü tarih itibarıyla mevcut usul hükümlerine göre bu gerekçe yerinde değilse de, imza incelemesi yapılarak imzanın davacı şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığının tespit edilmiş olması halinde dahi mevcut dosya kapsamına göre bu durumun neticeye etkisinin olmadığı sonucuna varılmaktadır. Nitekim TTK 818/c maddesi yollamasıyla çekler hakkında da uygulanacak TTK 677. maddesindeki düzenlemeye göre, “imzaların istiklali” prensibi benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap eden hamilin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekmektedir. Bu nedenle davacı vekilinin imza incelemesi yapılmadığına ilişkin istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Bunun dışında Bakırköy 16.Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/360 e.sayılı dosyasında, mahkemece 19/11/2013 tarihli 2013/519 K sayılı kararla davalı … ın beraatine karar verildiği ve yargılama konusu çekin, 2012 yılında keşide edilen ve eldeki davaya konu olmayan bir çek olduğu ve kararın temyiz edilmeksizin 14/01/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Küçükcekmece C.başsavcılığının 2107/30157 soruşturma nolu dosyasında, davacının müşteki olduğu ancak failin belli olmadığı ve davalılarla ilgili yürütülen bir soruşturmanın bulunmadığı görüldüğünden anılan soruşturma sonucunun akıbetinin araştırılmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Dava konusu çekteki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı … taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 792 maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü olduğu somut olayda bu koşulların oluşmadığı anlaşılmakla çek istirdadına ilişkin işbu davada çekin hamilin olan davalı … hakkındaki davanın reddi isabetlidir. Çek istirdatı davasının çekin hamiline karşı açılması gerekli ve yeterli olup, ciranta olan diğer davalılara yöneltilemeyeceği açıksa da tüm davalılar hakkındaki dava reddedildiğinden karar sonucu itibarıyla doğrudur. Ayrıca davacı vekilince istinaf dilekçesinde, davanın çek istirdat davası olmadığı sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası olduğu ileri sürülmüştür. Maddi vakıaların anlatımı ve açıklaması taraflara ait olmakla birlikte hukuki nitelendirme mahkemenin görevindedir. Dava, cevap ve beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamına göre, davanın çek istirdatı davası olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Çek bedelinin iş bu dava açılmadan evvel davalı hamil tarafından tahsil edilmesi davanın niteliğini değiştirmeyecek sadece koşulları varsa bedele hükmedilecektir. Davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubuyla yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020