Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/874 E. 2022/647 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/874
KARAR NO: 2022/647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2016/753 Esas – 2019/820 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı şirket yetkilisi, yetkilisi olduğu davacı şirket ile davalı şirket arasında “…” alımı ve “…” hizmeti şeklinde ticari ilişkinin bulunduğunu, davalı şirketten gerçekleştirilen mal ve hizmet alımına ilişkin borç-alacak ilişkisinde herhangi bir kesintinin yaşanmadığını ve davalıya karşı tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, davalı şirket ile 2009 yılında kayıtlı 27 adet faturanın toplam 97.320,50 TL bedelli, 2010 yılında kayıtlı 32 adet fatura toplamı 179.371,80 TL ve 2011 yılında kayıtlı 2 adet faturanın toplamı 1.604,80 TL olmak üzere toplam 61 adet kayıtlı fatura toplamı 278.297,10 TL bedelli ticari iş karşılığında toplam 198.100,00 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket ile ticari ilişkilerinin sona erdiğini, davalı şirkete karşı herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ancak davalının elinde dava konusu 100.000 TL bedelli senedin bulunduğunu, bu senedin imzalı ve boş olarak verildiğini, bedelsiz olduğunu ileri sürerek davalı şirkete borçlu olunmadığının tespitine, dava konusu senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin ticari ilişkide davacı şirketten alacaklı olduğunu, dava konusu senedin borca karşılık verildiğini ve senede karşılık 21/06/2016 tarihinde 15.000,00 TL’lik ödemede de bulunulduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı iddiası ve davalı beyanlarından takip konusu senedin davalı ile … arasındaki ticari ilişki için ve davacının borcuna karşılık verildiği, taraflar arasındaki ticari alışverişin sürekliliği nedeni ile cari hesap ilişkisinin irdelenmesi gerektiği, tarafların defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir marifeti ile yapılan inceleme sonucunda davacı şirket tarafından meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen defter ibraz edilmediği, davalının defterlerinin incelenmesinden davalı defterlerinin TTK 64 ve devamı ile 83 ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı defterleri ile davacının BS kayıtlarının incelenmesinden taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden dolayı verilen senetten dolayı davacının borcunun 84.879,50 borçlu bulunduğu, bu miktarın düşülmesi ile davacının davasının 100.000-84.879,50=15.120,50 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takip konusu senetten dolayı 15.120,50 TL borçlu olmadığının tespitine, bakiyeye ilişkin borçlu olmadığının tespitine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporunda mal teslimi kanıtlanamayan faturalardan dolayı borçlu olunmadığına karar verilmesi gerektiğinin belirtilmesine karşın vergi dairelerinden getirilen BA ve BS formlarına göre, mal tesliminin gerçekleştiğine dair yasal karine oluştuğu kabul edilerek karar verildiğini, oysa ki BA ve BS formları mal teslimini kanıtlamayı sağlayacak belge ve kayıtlardan olmadığını, senedin düzenlenme tarihi itibariyle davacı şirketin 100.000.-TL borcu bulunmadığını, senedin teminat senedi olarak düzenlendiği kayıtlardan anlaşıldığını, 15.000.-TL’ lık ödemenin bu senet için yapıldığının sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, senetten dolay borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı şirket yetkilisi, yetkilisi olduğu şirket ile davalı şirket arasında hizmet ve mal alımına dayalı ticari ilişkinin olduğunu, bu ticari ilişkide davacı şirketin davalıya borcu bulunmamasına karşın teminat kabilinden imzalı ve boş senedi elinde bulunduran davalının senedi 100.000 TL üzerinden doldurduğunu, senedin bedelsiz olduğunu iddia etmiş, davalı ise senedin borca karşılık verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır. İşbu davanın davacı … Ltd Şti adına yetkilisi … tarafından açıldığı dosya kapsamından sabit ise de, davacı şirket vekili 02.04.2018 tarihli dilekçesiyle davanın dava konusu senede dayalı icra takibinden evvel davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine açıldığı, ancak davadan sonra davalı tarafça senedin keşidecisi … aleyhine icra takibine girişildiği, bu nedenle müteveffa …’ın mirasçılarının davaya katılmaları gerektiği, HMK m.124 koşulların bulunduğu belirterek davacı şirket yetkili müteveffa …’ın mirasçılarının davacı olarak davaya katılmalarına karar verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesince 11.04.2018 tarihli celsede, davacı tarafın talebi kabul edilerek davacı şirket yetkilisi müteveffa …’ın yasal mirasçılarının davacı olarak davaya katılmalarına karar verilmiştir. Oysa ki, mevcut ve derdest bir davaya koşulları bulunduğu takdirde asli ve feri müdahale mümkün olup usulde davaya dahili davacılar şeklinde katılma şeklinde bir usul öngörülmediğinden ve HMK m.124 düzenlemesinin koşulları olduğu takdirde görülmekte olan davanın davalısından başka bir kişiye davaya yöneltip yeni davalıya karşı yürütme imkanı tanıdığından ilk derece mahkemesinin bu ara kararı usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bu davacılar tarafında dava konusu senede dayalı olarak ayrı bir menfi tespit davasının açılmış olduğu da ileri sürülmediğinden eldeki davayla birleştirme hususu da gündeme gelmeyeceğinden ilk derece mahkemesinin kararının öncelikle bu yönden düzeltilmesi gerekir. O halde, dahili davacılar olarak gösterilen müteveffa … yasal mirasçıları …, … ve …’ın eldeki davada usulüne uygun davacı olarak yer almadıklarından karara karşı istinaf hakları bulunmamaktadır. Zira, bir kararı istinaf yoluna ancak davanın tarafları başvurabilir. Taraflar dışındaki üçüncü kişiler istinaf yoluna başvuramaz. Dava konusu 20.05.2015 düzenleme ve 30.10.2015 vade tarihli 100.000 TL bedelli senedin keşidecisi …, aval vereni davacı …Ltd Şti, lehtarı … İnş.Ltd Şti olup ihdas nedeni “malen” olarak gösterildiği, icra takibinin ise davalı tarafça yalnızca senedin keşidecisi … aleyhine başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı şirket takibe konu senette avalist olup, 6102 sayılı TTK’nın 702/2. maddesi uyarınca, aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Dolayısıyla avalistin, keşideci ile lehtar arasında olan şahsi def’ilere dayanması mümkün değildir. Hal böyle olunca davacı lehine aval verdiği keşideci gibi senetten dolayı sorumludur. Hal böyle olmakla beraber dava konusu 100.000 TL bedelli senede karşılık olarak senedin keşidecisi mütevaffa … tarafından 21.10.2016 tarihinde “senet ödemesi” açıklamalı olarak 15.000 TL ödemede bulunulduğu ihtilafsız ise de, ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tutarının 15.120,50 TL olarak kabul edilmesi doğru değil ise de, istinaf edenin sıfatı ve usulü kazanılmış haklar gözetilerek dava konusu 100.000 TL bedelli senedin 15.120,50 TL ’sinden borçlu olmadığına karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle 3. Kişiler müteveffa … yasal mirasçıları …, … ve … vekilinin istinaf isteminin reddine, davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 3. kişi konumunda olan müteveffa … yasal mirasçıları …, … ve … vekilinin istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, Davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davacının takip konusu senetten dolayı 15.120,50 TL borçlu olmadığının tespitine, bakiyeye ilişkin borçlu olmadığının tespitine yönelik talebinin reddine, 2-Peşin alınan 1.707,75 TL harçtan kabule göre alınması gerekli 1.032,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 674,87 TL TL fazla harcın davacıya iadesine, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettiğinden kabule göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davacı yararına taktir olunan 2.725.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden redde göre 2019 yılı AAÜT uyarınca davalı yararına taktir olunan 9.540,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 5-Davacının peşin yatırdığı 1.032,88 TL harcın yargılama giderine katılmaksızın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 6-Davacının yaptığı yargılama gideri olarak 29,20 TL başvurma harcı, 950,55 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve yazı giderleri ki cem’an 979,75 TL yargılama giderinden davanın kabulüne tekabül eden 148,14 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, redde tekabül eden bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Gider avansından artan tutarın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine, 8-Hüküm kesinleştiğinde takip dosyasının iadesine, 9-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yatırılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL ile posta ve tebligat gideri 61,20 TL olmak üzere toplam 182,50 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi