Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/871 E. 2022/473 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/871
KARAR NO: 2022/473
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2018
NUMARASI: 2017/639 Esas – 2018/692 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Bursa Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davacının müvekkiline ürün satıp teslim ettiğini ispatla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı yasal defterlerine göre davalının takip tarihi itibariyle 14.943,01 TL borçlu olduğu, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının yasal defterlerinde kayıtlı faturanın kendi lehine delil olabilmesi için içeriği ürünün teslim edildiğinin ispat edilmesi gerektiği, davalıya mal tesliminin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve kayıtlarında, davalı borçlunun takip tarihi itibari ile 14.943,01 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığını, yemin delilinin hatırlatılmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Kural olarak salt faturanın düzenlenmiş olması, taraflar arasındaki akdi ilişkiye, fatura içeriğinin ve alacağın varlığına delalet teşkil etmez. Dosya kapsamından, usulüne uygun ihtara rağmen davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmediği, davacının ticari defter kayıtlarında, takip tarihi itibariyle faturalar karşılığı davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakta ise de, somut olayda, ispat yükü üzerinde olan davacının, davalıya dava konusu faturalar içeriği mal teslim ettiğini yazılı delillerle ispatla yükümlü olup, iddiasının ispatına yönelik yazılı delile dosyada rastlanılmamıştır. Ne var ki, davacının dava dilekçesinde açıkça “yemin” deliline dayandığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince anılan yeminin eda ettirilmesi bakımından davacıya süre ve imkan tanınmadığı gibi bu hususta ilk derece mahkemesince kararda da herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir (HMK madde 227/1). T.C. Anayasasının 36. maddesinde, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine, Türk Medeni Kanununun 6. maddesine göre, iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasını ispat bakımından yemin deliline de dayandığı anlaşıldığına göre, yukarıdaki açıklamalar karşısında, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 227 ve devamı maddeleri gereğince davet edilmesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun yemine ilişkin hükümleri dikkate alınarak usulüne uygun bir biçimde yemin teklifini kabul ettiği takdirde yasa hükümlerine ve teklif edilecek yemin metnine göre davalının yeminli beyanının alınması, elde edilecek sonuca göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince bu hususunun yerine getirilmesi amacıyla dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3-Davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.