Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/864
KARAR NO: 2022/645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2018/500 Esas – 2019/501 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili banka ile … Ltd Şti. arasında imzalanan genel kredi ve bankacılık hizmetleri sözleşmelerine istinaden davalı asıl borçlu şirkete nakdi kredi, taksitli kredi ve çek tahhüt kredisi kullandırıldığını, diğer davalı …’ın kredisi sözleşmelerini müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi geri ödemelerin aksaması ve borcun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı bankanın alacağın dayanaklarını sunmadığını, alacağın varlığını ispatla yükümlü olduğunu, müvekkillerinin borcunun bulunmadığını, talep edilen faizin de fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde diğer davalının kefil olarak yer aldığı, kefaletinin koşullarının bulunduğu, sözleşmelerin 31.maddesi düzenlenmesi karşısında yetki itirazının yerinde olmadığı, yine sözleşmenin 24.maddesinde gari nakdi krediler açısından kefilden talepte bulunalabileceğine ilişkin açık düzenlemenin bulunduğu, takip tarihi itibari ile 1.051.173,44TL asıl alacak (ihtiyaç kredisinden kaynaklı), 31.679,20TL işlemiş temerrüd faizi, 1.583,96TL BSMV, 2.712,03TL uygulanmış faiz, 135,60TL BSMV, 1.079,07TL masraf, 408.869,47TL asıl alacak (spot krediden kaynaklanan), 12.322,09TL işlemiş temerrüd faizi, 616,10TL BSMV, 1.204,80TL uygulanmış faiz, 60,24TL BSMV, 100,20TL ihtiyati haciz gideri, 485,00TL ihtayati haciz vekalet ücereti olmak üzere toplam 1.512.021,20TL alacak tespit edidiği, Kredi Garanti Fonu tarafından dava tarihinden sonra ödenen 900.000,00TL’nin icra müdürlüğünce nazara alınması gerektiği, gayri nakti kredi açısından 8 adet çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 12.800,00-TL’nin davacı nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba deposu bakımından talebin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalıların takibe itirazın kısmen iptali ile takibin; 1.051.173,44TL asıl alacak (ihtiyaç kredisinden kaynaklı,), 31.679,20TL işlemiş temerrüd faizi, 1.583,96TL BSMV, 2.712,03TL uygulanmış faiz, 135,60TL BSMV, 1.079,07TL masraf, 408.869,47TL asıl alacak ( spot krediden kaynaklanan), 12.322,09TL işlemiş temerrüd faizi, 616,10TL BSMV, 1.204,80TL uygulanmış faiz, 60,24TL BSMV, 100,20TL ihtiyati haciz gideri, 485,00TL ihtayati haciz vekalet ücereti olmak üzere toplam 1.512.021,20TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren yıllık %50 temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, Kredi Garanti Fonu tarafnıdan dava tarihinden sonra 31/07/2018 tarihinde ödenen 900.000,00TL nin icra müdürlüğünce infazda nazara alınmasına, 302.404,24TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, gayri nakti kredi açısından 8 adet çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 12.800,00TL nin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba davalılarca depo edilmesine, davacının gayri nakdi kredilerle ilgili fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alına bilirkişi raporunda müvekkili bankanın alacak miktarının hatalı olarak eksik hesaplandığını, zira dva konusu icra dosyasına ilişkin takip talebinde asıl alacak tutarlarına “Faiz” ve “Uygulanmış Faiz” talep edilmiş olup her iki faiz de temerrüt faizi olup, “Faiz” yazılı kısım 21.03.2018 – 02.04.2018 tarihleri arasındaki, “Uygulanmış Faiz” ise 02.04.2018 – 24.04.2018 tarihleri arasındaki temerrüt faizi olduğu halde, Taksitli Krediler (İhtiyat Kredisi) için 21.03.2018 – 28.03.2018 tarihleri arasında %15,48 oranında akdi faiz üzerinden, Spot Kredi yönünden de 21.03.2018 – 28.03.2018 tarihleri arasında %17,68 oranında akdi faiz üzerinden hesaplama yapıldığını, davalı borçluların ödeme yapmadıkları tarihten itibaren temerrüde düştükleri ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini, kullanılmış olunan kredinin KGF destekli olması borçluların yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı gibi, borcun ödenmesi hususunda bankaların borçlulara başvurmasına da engel teşkil etmediğini, bankanın KGF’den tazmin ettiği tutar dahil olmak üzere kredi alacağının tamamı üzerinden kanuni takibi başlatmak ve yürütmek ile yükümlü olduğunu, kaldı ki bankanın, KGF’den tahsil ettiği borcu, borçludan tahsil ederek KGF’ye geri ödediğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında; KGF’den tazmin edilen miktarın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınmasının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde diğer davalı …’ın müşterek borçlu müteselsil kefaletinin bulunduğu, kredi geri ödemelerin aksaması üzerine 21.03.2018 tarihinde hesabın kat edilerek aynı tarihte noter ihtarnamesi keşide edildiği, ihtarnamenin adresten taşınıldığından ve yeni adres de bilinmediğinden her iki davalıya 26.03.2018 tarihinde bila tebliğ döndüğü dosya kapsamından sabittir. Kural olarak, temerrüt için hesap kat ihtarının kefile tebliği şarttır. Asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkartılması ve tebliğ edilememesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde İİK. 68/b maddesi uyarınca asıl borçlu yönünden temerrüt oluşur ise de bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün değildir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 33. maddesinde, müşterinin bildirdiği adrese tebliğ yapılamamış olsa dahi, tebligatın anılan adrese ulaşmış olduğu tarihin kendisine tebliğ tarihi sayılmasının hükme bağlandığı görülmüştür. Bu durumda, davalı asıl borçlunun temerüdünün ihtarnamede öngörülen 1 günlük mehil sonucunda 28.03.2018 olarak kabulü gerektiği, davalı kefil temerrüde düşmemiş ise de, davalı asıl borçlunun asıl borcu ile temerrüt faizi borcundan kefalet limiti kadar sorumluluğunun bulunduğu, kat işleminden ancak temerrüdü ile haberdar olan davalı asıl borçludan aradaki dönem için akdi faiz istenebileceğinden ve dolayısıyla alacaklı bankanın kat tarihinden temerrüt tarihine kadarki dönem için akdi faiz talep etme olanağı bulunduğundan bu dönem için akdi faiz uygulanmak suretiyle banka alacağının hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı banka ile dava dışı Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında imzalanan kefalet protokolü kapsamında, Fon’un kefaletine atfen davalı şirkete 1.000.000 TL tutarında 36 ay vadeli taksitli ticari kullandırıldığı, ödenmeyen taksitli ticari kredi borcunun, davacı bankaca talep edilmesi üzerine Kredi Garanti Fonu tarafından dava dışı asıl borçlunun müteselsil kefili sıfatıyla 31.07.2018 tarihinde davacı bankaya 900.000 TL ödendiği, protokolün A/5-13 maddesinde; “Kurum (KGF), müteselsif kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerüdü ile birlikte, kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde, kredi verenin haklarına halef olur..”; D/4.3.1 maddesinde: “Kurumun (KGF) kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde, kurumdan alacağı dahil kanuni takip işlemleri kredi veren tarafından yürütülür..”; D/4.3.3 maddesinde: “Kurumun (KGF) kredi verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek kredi verenin yükümlülüğündedir..” şeklinde düzenlemelerin bulunduğu, bu düzenlemelere göre, davacı bankanın Kredi Garanti Fonunun kefaletinden dolayı kendisine ödediği tazmin ettiği bedelin icra takibi ve süreçlerinden sözleşmesel olarak sorumlu olduğu, başka bir deyişle davacı banka yönünden … A.Ş. tarafından yapılan tazminle kredi borcu tamamen ödenmiş olsa bile, … A.Ş. adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğu belirtilmiştir. O halde kredi alacağını garanti eden KGF ile davacı banka arasındaki hukuki ilişkiyi belirleyen protokoldeki özel düzenlemelerin dikkate alınarak, işbu davadan sonra KGF tarafından yapılan ödemelerin mahsup edilip edilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir. Yukarıda belirtilen Protokol hükümlerinden de anlaşılacağı üzere KGF tarafından ödeme yapıldıktan sonra da, kredi veren davacı banka tarafından başlatılan icra takibinin sürdürülmesi bankanın yükümlülüğüdür. Bu durumda KGF tarafından somut olayda olduğu üzere davadan sonra ödeme yapılmış ise de, bu ödeme kredi borçluları lehine yapılan bir ödeme vasfı taşımayıp banka ile KGF arasında akdedilen protokol kapsamında belirlenen özel ödeme rejimine göre, davacı banka KGF ödemesine ilişkin de alacağın tahsili için icra takibine devam etmekle yükümlü bulunduğundan ilk derece mahkemesince davadan sonra KGF tarafından yapılan ödemenin ilk derece mahkemesince icra müdürlüğünce infazda değerlendirilmesi yönünde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin kabulü ile kararın bu yönden düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalıların İstanbul … icra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapımış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 1.051.173,44TL asıl alacak (ihtiyaç kredisinden kaynaklı), 31.679,20TL işlemiş temerrüd faizi, 1.583,96TL BSMV, 2.712,03TL uygulanmış faiz, 135,60TL BSMV, 1.079,07TL masraf, 408.869,47TL asıl alacak (spot krediden kaynaklanan), 12.322,09TL işlemiş temerrüd faizi, 616,10TL BSMV, 1.204,80TL uygulanmış faiz, 60,24TL BSMV, 100,20TL ihtiyati haciz gideri, 485,00TL ihtayati haciz vekalet ücereti olmak üzere toplam 1.512.021,20TL üzerinden takibin devamına, Asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren yıllık %50 temerrüd faizi ve faizin %5’i oranında BSMV uygulanmasına, 302.404,24TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 3-Gayri nakti kredi açısından 8 adet çek yaprağı sorumluluk bedeli olan 12.800,00TL nin davacı banka nezdinde açılacak faizsiz bir hesaba davalılarca depo edilmesine, Davacının gayri nakdi kredilerle ilgili fazlaya ilişkin talebinin reddine, 4-Bu dava sebebi ile alınması gereken 103.286,17 TL harçtan peşin alınan 18.889,86TL’nin mahsubu ile eksik alınan 84.396,31TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, 5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 69.310,64 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Davacı tarafından yatırılan 18.889,86TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan 550,00TL bilirkişi ücreti 268,50TL’de tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 818,50TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak takdiren 775,00 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak;a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 47,80TL olmak üzere toplam 169,10-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2022