Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/859 E. 2022/752 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/859
KARAR NO: 2022/752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2016/222 Esas – 2019/471 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili firma ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında 08.12.2009 tarihli tedarik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca müvekkil firmanın, dava dışı … firmasına 52 palet halı tedarik ettiğini, ancak … firması yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle malı iade etmek istemiş ise de, müvekkili firmanın çeşitli hukuki uyuşmazlıklar nedeniyle iade edilmek istenen malı teslim almaktan kaçındığını, dava dışı … firması davaya konu malların nakliyesi için davalı ile anlaştığını, davalı da malların nakliyesi işini dava dışı … Tic. Ltd. Şti. firmasına yaptırdığını, bu nedenle müvekkilinin teslim almadığı dava konusu 52 palet halı emtiasının dava dışı … firması tarafından davalı … firmasına aynı gün iade edildiğini, dolayısıyla davaya konu malların davalı yeddinde olduğunu, dava dışı … firması ile müvekkil firma arasındaki hukuki uyuşmazlık uzlaşma ile sonuçlanmış ve … firması davalı elinde bulunan 52 palet halının müvekkile aidiyetini kabul ederek depo ücretinin ödenmesi kaydıyla teslim alınmasına izin verdiğini, işbu uzlaşmayı müteakip müvekkil firma, davalıya keşide ettiği 23.12.2015 tarihli noter ihtarında, depo bedellerini bildirmesini ve bildirilecek bedelin ödemesi suretiyle davaya konu malların teslimini istediğini, ne var ki davalı şirket 20.01.2016 tarihl cevabı ihtarında davaya konu malların malikinin dava dışı … firmasının olduğunu, bu şirketin ekonomik problemler yaşaması gerekçesiyle malların çoğunu …’ın tasfiye ettiğini, davaya konu maldan sadece 3 paletinin kendi bünyelerinde bulunduğunu, kalan 49 palet malın dava dışı … firmasına irsaliye karşılığında teslim edildiğini, … davalı şirketle akdettikleri sözleşmeyi 11.04.2014 tarihinde feshettiğini, herhangi bir sorumluluklarının bulunmadığını, bu nedenlerle talebin muhatabının dava dışı … firması olduğunu belirttiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı yeddinde bulunan 52 palet halının iadesine, aksi halde teslim tarihindeki rayiç bedel olan 67.000,00-TLnin temerrüt tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12.03.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle 67.000 TL yönünden talebini artırarak 189.080 TL’ye hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı … firması arasında 26.04.2011 tarihinde depolama ve yurtiçi dağıtım sözleşmesi imzalandığını, bahse konu sözleşme uyarınca dava dışı … firmasına müvekkili şirket tarafından işletilen Orhanlı’da bulunan depo alanında yurt içi nakliyat ve depolama hizmeti verildiğini, … firmasına ait yurt dışından gelen yüklerin Orhanlı depo alanında depolandığını akabinde de Baumax’ın talebiyle yurt içi dağıtımının yapıldığını, ancak …’ın 2014 yılı başlarında ödeme güçlüğüne düştüğünü ve Türkiye’den çekilme kararı aldığını bu sebeple de 2014 yılından itibaren müvekkili şirket deposunda bulunan emtiaların tasfiye edildiğini ve hemen akabinde de 11.04.2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından … ile arasındaki sözleşmenin Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih işleminin akabinde … firmasının müvekkili şirkete olan borcunu ödediğini ve depoda bulunan emtiaların çoğunu tasfiye ettiğini, müvekkili şirket tarafından … firması ile arasındaki cari hesap ilişkisinin de 12.05.2014 tarihinde sona erdiğini ve bu tarihten sonra da … firmasına müvekkili şirket tarafından fatura kesilmediğini, buna göre müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını bu sebeple de depoculuk hizmeti veren müvekkili şirketin emtiayı davacı şirket adına depolaması gerektiğine dair bir zorunluluğun bulunmadığını, müvekkili şirketin … firması ile sözleşme ilişkisi içerisinde olması sebebiyle davacı şirketin direk müvekkili şirketten söz konusu malları talep hakkının olmadığını, davacı şirketin söz konusu emtiayı dava dışı … firmasından talep etmesi gerektiğini, müvekkili tarafın bu açıklamalarına halel gelmemek üzere bahse konu emtianın …’ın talebi ile tasfiye edildiğini, davacı şirketin iadesini talep etmiş olduğu 52 palet halının 49 paletinin farklı dava dışı … firmasının talebiyle tasfiye edildiğini, buna göre davacı şirketin talep etmiş olduğu emtianın 49 paletinin dağıtılmış olup kalan 3 paletin halen müvekkili şirketin deposunda bulunduğunu, …ın davaya konu edilen 52 palet halıyı davacı firmaya gönderdiğini ancak davacı firmanın emtiaları teslim almayarak iade ettiğini ayrıca davacı firmanın söz konusu ürünlerin kendilerine ait olduğuna ve müvekkili şirkette depolanması gerektiğine dair herhangi bir bilgilendirme yapmadığını, bunun yanında müvekkili şirketin davacı şirket ile … firması arasında devam eden davadan da haberi bulunmadığını, söz konusu dava dosyasından da müvekkili şirkete yapılmış bir bilgilendirmenin mevcut olmadığını, Davacı şirketin talep etmiş olduğu 67.000,00-TL’nin dayanağına ilişkin hiçbir açıklama yapılmadığını, söz konusu talebin kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taşınan ve iade edilerek davalı depolarında bekleyen mal üzerinde mülkiyet ve dolayısı ile talep ve dava haklan davacıya ait olduğu, davacının dava dışı … firmasına iade ettiği ve onun da kabul etmeyerek davacı yana iade etmek istediği mallar bakımından davalıya karşı emir ve talimat verme yetkisi ile taşıma sürecinde mala ilişkin navlun-ardiye bedeli ve sair masrafları karşılama yükümlülüğü de davacıya ait olduğu, davacının kendi ticari ilişkisinde dava dışı … firması ile olan ticari ihtilaflarından dolayı malın davalı kontrolünde kalmasından dolayı davalıya ardiye bedeli ödeme yükümlülüğü olduğu, bu doğrultuda, davacının sahibi olduğu ve dağıtıldığı iddia olunan malvarlığı unsurları bakımından davacının davalı yandan mal bedeli ile saklama – ardiye bedeli arasındaki farkı zarar karşılığı olarak tazminat talep etmesinin yerinde olduğu, davacıya ait ürünlerin davalı deposunda kalış süreleri dikkate alınarak davalının talep edebileceği depolama ücretinin 6.559,76-Euro olarak hesaplandığı, davacının Beyoğlu …Noterliğinin 23.12.2015 tarihli … nolu ihtarnamesinde ardiye ücretinin taraflarınca ödenerek halıların kendilerine teslim edilmesini talep ettiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ 24.12.2015 tarihi itibariyle davacının ödemesi gereken ardiye ücreti: 24.12.2015 tarihinde TC Merkez Bankasının Euro efektif satış kuruna göre 1 Euro = 3,2074 TL olmasına göre, 6.559,76 x 3,2074 = 21.039,77-TL olarak tespit edildiği, ürünlerin rayiç değerinden depolama ücretinin mahsubu sonrası davacı davalıdan 189.080,11 – 21.039,77 = 168.040,34-TL talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 168.040,34-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; netice-i talep kısmında alacağa temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesi talep edilmişse de mahkemece yasal faize ve faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterilmiş olmasının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığını, davada müvekkiline husumet düşmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı hukuki değerlendirmeye göre karar verildiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda dava konusu emtianın rayiç bedelinin fahiş tespit edildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine aykırılık hususları ile sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda davacı, dava dışı … Ltd Şti ile aralarında tedarik sözleşmesi bulunduğunu, bu kapsamda dava dışı … firmasına tedarik edilen dava konusu 52 palet halı emtiasının davacıya iade edilmekten istendiğini fakat aralarındaki hukuki ihtilaftan dolayı iade alınmadığını, dava dışı … firmasına davalı ile aralarındaki akdi ilişki uyarınca davalının depolama ve dağıtım hizmeti verdiğini, dolayısıyla dava konusu emtianın nakliyesini davalının yerine getirdiğini ve iade alınmayan emtianın davalının deposunda olduğunu, davacı ile dava dışı … firması arasındaki hukuki ihtilafın uzlaşma ile sonuçlandığını, buna göre davalının deposunda bulunan dava konusu 52 palet halı emtiasının ardiye ücreti karşılanmak kaydıyla davacıya ait olduğuna ve teslimine karar verildiğini, bu doğrultuda davalıya ihtarda bulunulmasına karşın emtianın davacıya teslimden imtina ettiğini iddia ederek dava konusu emtianın teslimine olmadığı takdirde bedeline hükmedilmesini istemiş, davalı ise davacı ile aralarında akdi ilişki bulunmadığını, dava dışı … firmasına depolama ve dağıtım hizmeti verdiğini, talebin muhatabının dava dışı firma olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davacı ile dava dışı … Ltd Şti arasındaki süre gelen ticari ilişkide davacının bu firmaya mal tedarik ettiği, sözleşme ilişkisi devam ederken dava dışı firmaya tedarik edilen dava konusu 52 palet emtianın davacıya iade edilmek istendiği ve fakat davacının iade almaktan imtina ettiği, bunun üzerine dava dışı firma tarafında davacı tedarik eden aleyhine Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığı, anılan mahkemenin 30.11.2015 tarihli 2014/543-2015/898 E.K sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, bu kez davacı ile dava dışı … firması arasında imzalanan 01.12.2015 tarihli “Uzlaşma Protokolü”nde, dava dışı … firmasına satışı yapılan tüm halıların mülkiyetinin davacı tedarik edene ait olduğu ve davacı tarafından dava dışı … firmasına gönderilen ve ancak iade alınmayan davalı firma depolarında bulunan halıların her türlü masrafı ve gideri davacıya ait olmak üzere davalı firma ile görüşülerek teslim alınması, davalı firma ile bu hususta doğabilecek uyuşmazlıklardan dava dışı … firmasının sorumlu olmadığı ve Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davadan feragat edileceği belirtilmiştir. Davalı firma ile dava dışı … Ltd Şti arasında akdedilen mal taşıma ve hizmetleri sözleşmesi gereği, davalı firmanın dava dışı … firmasının muhtelif tedarikçilerinden ürünlerin alınması, doğrudan iletilmesi veya bir ya da bir çok davalıya ait depolarda tasnif edilip istiflenmesi ve daha sonra ilgili dava dışı … marketlerine ulaştırılması ile görevlendirildiği, bu kapsamda dava dışı … firmasına davalı tarafından işletilen depo alanında yurt içi nakliyat ve depolama hizmeti verildiği, davalının bu sözleşmeyi 11.04.2014 tarihinde feshettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı ile davalı arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığı gibi davalının davacı ile dava dışı … firması arasında imzalanan protokole taraf olmadığı gözetildiğinde davacının dava dışı Baumax firması ile aralarındaki akdi ilişkiden kaynaklı dava konusu talep hakkını sözleşmenin tarafı olmayan davalıya yöneltemez. Bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın pasif husumet yokluğundan dolayı usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 3.221,20-TL’nin mahsubu ile kalan 2140,50-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, 3- Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT m.7/II uyarınca, takdir edilen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının yatıranlara iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf peşin harcının alınması gereken 80,70-TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 36,30- TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, b-Davalı tarafından yatırılan 2.870,00-TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, b-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf başvuru harcı, tebligat ve dosyanın posta masrafı toplamı 31,50- TL olmak üzere toplam 152,80-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022