Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/858 E. 2022/286 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/858
KARAR NO: 2022/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARETMAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2017/556 Esas – 2019/580 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketi tarafından, elektronik cihaz sigorta poliçesi ile sigorta edilen dava dışı, sigortalı … A.Ş’ye ait muhtelif cihaz ve makinelerin 19/10/2016 tarihinde davalıya ait yüksek gerilim hattının kopması sonucunda meydana gelen elektriksel kısa devre olayı nedeniyle arızalandığı ve hasarlandığı, söz konusu hadise nedeniyle sigortalıya 20.847 TL ödendiği belirtilerek, iş bu ödemenin kanuni halefiyete dayalı olarak davalıdan ödeme gününden işleyecek avans faizle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalının sorumluluğundaki trafolardan enerji almadığını, kendi trafosundan enerji aldığını, davacının sigortalısının 19/10/2016 tarihinde OG telinin kopuk olduğu ihbarı üzerine davalı tarafça müdahale edildiğinin ve sorunun giderildiğinin, dolayısıyla davalının iş bu rücuen tazminat talepli davada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacının delil listesinde sunmuş olduğu, 24/10/2016 tarihli servis raporunda, arızalanan ürünlerin , model , seri numaraları ve markaları belirtilmek suretiyle hangi cihazlardan oluştuğu, enerji kesintili konulu … tarafından gönderilen yazıda 19/10/2016 tarihinde 14:40 ile 20:00 saatleri arasında gerilim tellerinin kopması sonucunda bölgeye elektrik verilemediğinin bildirildiği, davacı sigorta şirketi tarafından 17/06/2016 tarihinde tanzim edilen 15/06/2016 – 2017 vadeli … nolu elektronik cihaz sigorta poliçesinde toplam sigorta bedelinin 385.000 Euro olarak belirlendiği, … numaralı hasar dosyasında , hasarın oluş şeklini, 19/10/2016 tarihinde …’a ait yüksek gerilim hattının kopması sonucunda meydana gelen elektriksel kısa devre olayı yüzünden muhtelif cihaz ve makinelerin arızalandığının beyan edildiği, ekspertiz raporunda hasarın niteliği ve miktarının (klima ve kameralar usp cihazı) 6.109,55 Euro’nun TL’ye çevrilmesi sonucunda 20.847 TL olarak bulunduğu, davacı sigorta şirketi tarafından 30/12/2016 tarihinde dava dışı sigortalısına banka kanalıyla 20.847 TL hasar tutarının ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Enerji nakil hattının bakım, işletme ve sorumluluğu davalıya ait ise dava dışı sigortalının da meydana gelen haksız fiil itibariyle hatların bakım ve onarımını periyodik olarak yapmadığı ve böylece her iki davalının da eşit kusurlu olarak belirlendiği bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamın uygun açık ve denetlenebilir olduğu anlaşıldığından mahkememizce %50’şer oranındaki kusur durumu göz önüne alınmak suretiyle toplamda 20.847,00 TL. Hasar miktarının kusur oranına tekabül eden 10.423,50 TL.’sinden davalının sorumlu olduğu anlaşılarak davanın kısmen kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının sigortalısının, kendi trafosunu (özel trafo) kullandığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve ilk derece mahkemesi kararında, davaya konu hasardan davalı şirketin %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ve kusurun dayanağı olarak enerji nakil hattının bakım, işletme ve sorumluluğunun tam olarak yerine getirilmediği şeklinde belirlenmiş ise de bu kabulün, dağıtım tesisinden (müvekkili davalı şirket sorumluluğundaki trafo ve diğer dağıtım tesisleri) beslenen sistem kullanıcıları için kabul edilebilir olsa da somut uyuşmalık için hatalı olduğunu, özel trafo müşterisi olarak davacının sigortalısının; kendi trafo ve OG unsurları için “olmazsa olmaz nitelikteki” röle, kesici ve benzeri teknik koruma elemanlarının kontrolleri, bu ekipmanların çalışır durumda tutulması ve gerekli hallerde bu unsurlara müdahale edilmesi hususlarının davacının sigortalısının kendi sorumluluğunda olduğunu, yüksek gerilim telinin kopmasının tüm periyodik bakımlara rağmen engellenemeyecek olmasının yanında; yüksek gerilim telinin kopması ile özel trafo müşteri olan davacının sigortalısının trafosunda bulunması gereken koruyucu donanımın bulunmaması dikkate alındığında yüksek gerilim telinin kopması ile iddia olunan zarar arasındaki illiyet bağının kesilmiş olduğunu, kopan telden dolayı voltaj dalgalanması yaşanmasının beklenen bir durum olduğunu, bu sebeple, her ne kadar özellikle belirtilmemiş olsa da davaya konu hasar iddiasının esasen ” voltaj yüksekliği / düşüklüğü veya dalgalanmasından kaynaklı ” bir hasar iddiası olduğunu, eldeki davaya konu müstakil trafonun gerekli koruyucu donanıma sahip olması halinde zararın gerçekleşmesinin teknik olarak imkansız olduğuna dair itirazlarını tekrarla, aksi değerlendirme halinde ise; aynı dağıtım şebekesinden beslenen ve davacının sigortalısının yakınındaki diğer işletmelerde olay tarihinde bir elektriksel zarar bulunup bulunmadığı, davacının sigortalısının iç tesisatının mevzuata uygun olup olmadığı hususlarının da araştırılması gerekeceğini, bu araştırmalar yapılmaksızın karşılıklı kusur ilkelerine dayanılarak müvekkili şirkete kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin halefiyet ilkesi gereğince rücuen tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hasarın meydana gelmesindeki kusur durumu ve orta gerilim telinin kopması ile zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı … tarafından dava dışı sigortalı firmaya gönderilen 25.10.2016 tarihli “Enerji Kesintisi” konulu 2016-154 sayılı yazıda; 19.10.2016 tarihinde 14:40-20:00 saatleri arasında firmanın bulunduğu adreste orta gerilim tellerinin kopması sonucu tamir işlemleri sebebiyle bölgeye elektrik verilemediği bildirilmiştir. Davacının sigortalısı tarafından söz konusu elektrik arızası yüzünden elektronik cihazlarının zarar gördüğünden bahisle davacı sigorta şirketine müracaat etmiş ve yapılan ekspertiz çalışması sonucunda 30.12.2016 tarihinde 20.847,00 TL sigortalıya ödenmiştir. Daha sonra davacı sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedeli davalı …’tan 09.01.2017 tarihli yazı ile talep edilmiştir. Davacı taraf, sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı vekilinin de istinaf dilekçesinde belirttiği gibi gerilim hattının kopması sonucu voltaj dalgalanması yaşanması beklenen bir durumdur. Voltaj dalgalanmalarının da elektronik cihazlara zarar vermesi muhtemeldir. Hasar dosyasında bulunana servis raporlarında kameralarda meydana gelen arızanın elektrik dalgalanması sonucu hasar gördüğü, klimaların elektrik probleminden dolayı arızalandığı belirtilmiştir. Bu halde orta gerilim hattının kopması ile davacının sigortalısının elektronik cihazlarının hasar görmesi arasında illiyet bağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Elektrik piyasası Kanunu’nun 9/2. Maddesine göre, dağıtım şirketi, lisansında belirtilen bölgedeki dağıtım sistemini elektrik enerjisi üretimi ve satışında rekabet ortamına uygun şekilde işletmek, bu tesisleri yenilemek, kapasite ikame ve artırım yatırımlarını yapmak, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin hizmet sunmakla yükümlüdür. Buna göre dağıtım şirketi lisansında belirlenmiş dağıtım bölgesinde enerji nakil hatlarının bakım ve işletilmesinden sorumludur. Bu nedenle orta gerilim hattının kopması nedeniyle oluşan zarardan davalı dağıtım şirketi sorumludur. Davalı her ne kadar davacının sigortalısının özel trafo abonesi olduğunu iddia etmiş ise de buna dair bir delil dosyaya sunulmamıştır. Kaldı ki davacının sigortalısı özel trafo kullanıcısı olsa dahi trafo dağıtım şirketinin sistemine bağlanmak suretiyle mevcut haliyle aboneye elektrik enerjisi verildiğine göre davalının iddia ettiği hususlar sorumluluğunu tamamen kaldırır nitelikte değildir. Bu nedenle mahkemece davanın %50 sorumluluk esasına göre kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 177,7‬0 TL harcın, alınması gerekli olan 712,03 TL harçtan mahsubu ile bakiye 534,33‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2022