Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/852 E. 2020/442 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/852
KARAR NO : 2020/442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI : 2017/1060 Esas – 2019/482
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı …..Tic.Ltd.Şti ile aralarındaki Franchising Sözleşmesi nedeniyle adı geçen firmaya cari hesaptan 80.000,00 KTL borçlu olduğu, borcun ödenmesi konusunda bundan üç ay önce 6 ay vadeli bir anlaşma yaptıkları ve Ekim, Kasım ayı sonunda 10.000’er TL, Aralık ayı sonu ile 2018 Ocak ayı, Şubat ve Mart ayı sonunda 15.000,00’er TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve şirkete 80.000,00 TL bedelli, keşide ve vade tarihi ile lehtar kısmı boş bir senedi verdiği, oğlu … da kefil olduğu, dava dışı şirketin yetkilisi olan davalının bu senedin keşide tarihi ve vade tarihini doldurup ayrıca lehtar kısmına da kendi adını yazmak suretiyle Büyükçekmece …. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla müvekkiline karşı icra takibi yaptığı, daha sonra dava dışı şirket tarafından cari hesaptan kaynaklanan 80.000,00 TL alacağın tahsili için Büyükçekmece ….İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığı, davalı ile aralarında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, senedin kambiyo vasfının olmadığı, cari hesap borcunun teminatı olarak olarak sadece bedel ve imzaya havi şekilde dava dışı şirkete verildiğini belirterek Büyükçekmece 2. İcra müdürlüğünün 2017/11896 E dosyası ve takip dayanağı senetten davalıya borçlu olmadığının tespitine ve alacağın % 20 si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip konusu senedin, bir bonoda bulunması gereken yasal tüm unsurlarını taşıdığı, kambiyo vasfında olup, sebepten mücerret bulunduğu, davacının bu senedin cari hesap borcunun teminatı olarak verildiğini yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddi ile davacının % 20 oranındaki tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, menfi tespit davası açan davacının senetteki imzayı inkar etmeyip, bedel dışındaki diğer unsurların sonradan doldurulduğunu, taraflar arasında bir hukuki ilişki bulunmayıp, senedin dava dışı şirkete cari hesaptan olan borcunun teminatı olarak verildiğini ileri sürdüğü, senedin ihdas kısmının boş olduğu, ispat yükünün davacıda olduğu, senedin teminat senedi olduğu konusunda yazılı bir belge ibraz edemediği, cari hesap borcunun 6 ay vadeli olarak ödenmesine ilişkin belgenin imzasız olduğu gibi dava konusu senetle ilgili teminat olarak verildiği yönünde bir ibarenin de olmadığı davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalının dava dışı şirketin yetkilisi olup, şirkete cari hesap borcu nedeniyle verilen imzalı boş senedin vade ve keşide tarihlerini yazıp, lehtarı da kendisi olarak yazdığı, davalı ile aralarında ticari ilişkinin bulunmadığı, raporun lehlerine olduğu, davacının ve dava dışı şirketin defterlerinde, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisinin bulunmadığı, dava ve takip konusu senedin dava dışı şirket ve davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, davalının defterlerini ibraz etmediği, müvekkilinin defterlerine göre davalı ile arasında ticari bir ilişkinin olmaması ve senedin defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle davanın kabulü gerekirken reddedilmesinin yasaya aykırı olduğu, mahkemece red kararının gerekçesinde senedin üzerinde teminat ibaresinin bulunmadığına dayanıldığı oysa önemli olanın, tarafların iradesi olup, senedin hangi amaçla düzenlendiğine bakılması gerektiği ve senedin teminat senedi olarak keşide edildiğinin açık olduğu, genel mahkemede dava açılmasının nedenini de bu olduğu, davalı ile aralarında senet düzenlemesini gerektirecek bir ilişki olmayıp senedin dava dışı şirkete teminat olarak verilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: GEREKÇE: Dava, İİK 72. Maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, davalı ile aralarında bir ilişki bulunmadığı gibi dava konusu senedin imzalı ve sadece bedel kısmı yazılı olarak olarak dava dışı şirkete cari hesap borcunun teminatı olarak şirkete verildiği, davalının, dava dışı şirketin yetkilisi olup, senedin lehtar kısmına kendi adını yazarak, vade ve keşide tarihini de doldurmak suretiyle icra takibine geçtiğini, takip konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ileri sürmüş, davalı ise, davacının iddialarının haksız olduğu gibi dava konusu bononun kambiyo vasfını taşıdığı, sebepten mücerret olup, dava dışı şirkete teminat olarak verildiğinin davacı tarafından yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık bakımından re’sen yapılmıştır. Davacı taraf menfi davasını iki nedene dayandırmıştır. Bunlardan ilki, senedin bedel kısmı ve imza dışında boş olarak verildiği ve buna bağlı olarak lehtarının davalı olmadığı, ikincisi ise, teminat senedi olduğudur. Menfi tespit davalarında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü kıymetli evrakta hak iddia eden davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ancak, borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş; ancak, bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu, ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira; davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir (Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2003 gün ve E:2003/19-781, K:2003/768; 12/10/2011 gün ve E:2011/19-473, K:2011/607; 04/12/2013 gün ve E:2013/19-89, K:2013/1645; 14/05/2014 gün ve E:2013/19-1155, K:2014/660 sayılı ilamları)Açık poliçeye ilişkin TTK 680 maddenin “bono “da uygulanacağı TTK 778/f. Maddesinde,düzenlenmiş olup, TTK 680. maddesi uyarınca, tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bir bono düzenlenmesi mümkündür.Bu bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunun HMK 190. maddesi gereğince bunu iddia eden davacı tarafından ve yine HMK 200. maddesi hükmü gereği yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. (Y 19. Hukuk Dairesi 2014/696 E, 2014/2633 K sayılı, 10/02/2014 tarih; 08/02/2016 Tarih E:2016/9545 K:2016/15531, ). Yine senedin, teminat senedi olduğu iddiasının da yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Davacının ve dava dışı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisinin veya herhangi bir ticari ilişkinin yahut borcunun bulunmadığının tespit edilmesi ve bononun davacı defterlerinde kayıtlı olmaması, davacının iddiasının ispatı için elverişli yazılı delil niteliğinde olmayıp,senet metninde senedin teminat senedi oldugu ya da bu anlama gelecek herhangi bir ibare bulunmadığı gibi dava dışı şirkete olan cari hesap borcunun 6 ay vadelendirildiğine ve dava konusu senedin teminat olarak verildiğine ilişkin iddiasını ispat zımnında davacı tarafından ibraz edilen tarihsiz belgede, herhangi bir imza olmadığı bir yana dava konusu senetle ilgili veya teminat senedi verildiği yönünde de bir ifadenin bulunmadığı anlaşılmıştır.Buna göre davacı tarafından dosya kapsamındaki delillerle davaya konu senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiası senet ile aynı nitelikte yazılı belge ile ispatlanamadığından , mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış ve istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki) haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/12/2020