Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/85 E. 2020/353 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/85
KARAR NO : 2020/353
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2018
NUMARASI : 2017/102 Esas – 2018/270 Karar
DAVA: Menfi Tespit-İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak 26/06/2012 tarih, 606.00 TL bedelli ve 20/06/2012 tarih 235.40 TL tutarlı faturaların ödendiği, 21/06/2012 tarih 502409 seri nolu ve 2.916,00 TL bedelli faturada teslim alan kısmındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı, diğer sekiz adet faturada ise hiç imzasının bulunmadığı zira anılan fatura içeriği ürünlerin teslim edilmediği, haksız icra takibinde banka hesaplarından 10.000 TL nin tahsil edildiği, daha önce İstanbul 3 ATM’nin 2910/818 E sayılı dosyasında açtıkları menfi tespit davasının takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek icra dosyasına konu miktardan davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız olarak tahsil edilen 10.000,00 TLnin istirdatına ve alacağın % 20 si orandaki kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinden temin ettiği ürünleri başka firmaya sattığı, bu kapsamda müvekkilinden satın aldığı ürünleri verdiği sözlü talimat ile dava dışı … A.Ş ye teslimini sağladığı, teslimatı yapan lojistik firmasının teslim edilen ürünlere ait irsaliyeleri sehven davacıya teslim ettiği, dava dışı firmanın kayıtları incelendiğinde, malların teslimine ilişkin iddianın doğrulanacağı, davacıya ait ürünlerin, davacı adına …A.Ş nin Çorlu’da ki deposuna ilişkin irsaliyenin mevcut olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, takibe dayanak irsaliyeli 11 adet faturadan, toplam 1.235,45 TL bedeli 4 adet adetinin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin ödendiği, 22/06/2012 tarih 50249 seri nolu, 2.916,00 TL bedelli faturadaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının İstanbul 3. ATM nin 2014/818 E sayılı dosyasından alınan grafoloji raporu ile sabit olduğu, diğer faturalarda davacının imzasının bulunmadığı ve irsaliyeli fatura içeriği ürünlerin davacıya teslim edildiğinin kanıtlanamadığı, davalının, fatura içeriği ürünlerin davacının talimatı ile dava dışı firmaya teslim edildiğine ilişkin savunmasını kanıtlar nitelikte yazılı bir belge veya delil ibraz edemediği, davalının defterlerinde, davacı taraftan takip konusu tutar kadar alacaklı olduğu kayıtlı ise de, anılan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olmaması ve teslimin kanıtlamaması nedeniyle davacının icra takibine konu faturalardan davalıya borçlu olmadığı, ancak davacının ödediğini iddia edip, istirdatını istediği 10.000 TL nin, aynı tutarlı teminat mektubunun davalı tarafından cari hesaba alacak olarak kaydedildiği ve 10/07/2012 tarihinde tahsil edilerek davacının cari hesap borcundan tenzil edildiği ve bu miktar tenzili ile kalan tutar üzerinden icra takibine geçildiği gerekçesiyle davacının menfi tespit isteminin kabulüne, 10.00000 TL nin istirdatı ve kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, Davacının verdiği satın aldığı ürünlerin yine davacının sözlü talimat ile dava dışı …A.Ş’ ye tesliminin sağladığı, teslimatı yapan lojistik firmasının irsaliyeleri sehven davacıya verdiği, davacının da bu durumdan yararlanarak satın aldığı ürünlerin bedelini ödememeyi tercih ettiği, dava dışı firmanın ticari defterleri incelendiğinde, malların teslimine ilişkin iddialarının doğrulanacağı, dava dışı firmanın Çorlu da ki deposuna davacı adına teslim yapıldığına ilişkin sevk irsaliyesinin bulunduğu, davacının kabul ettiği iki adet fatura içeriği ürünlerin de dava dışı firmanın deposunda kendisi tarafından teslim alındığına ilişkin kamera kayıtlarının mevcut olduğu, diğer fatura içeriği ürünlerin de dava dışı adı geçen firmanın Ayazağa/Şişli’ de ki merkez deposunda davacı adına teslim alındığı ve buna ilişkin belgenin de davacıya verildiği, daha önce açılan menfi tespit davasının takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, icra takibini sürüncemede bırakmak için bu davayı açtığı, ilk derece mahkemesinin menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit ve icra dosyasında tahsil edilen bedelin istirdatına ilişkindir.Davacı taraf, takip dayanağı 11 adet faturadan 2’sinin bedelini ödediğini, diğer fatura içeriği ürünlerin teslim edilmediğini zira 1 adet faturada teslim alan kısmındaki imzanın kendisine ait olmadığı gibi diğer faturalarda da adının ve imzasının bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise, takip konusu fatura içeriği ürünlerin davacının sözlü talimatı ile dava dışı firmaya davacı adına teslim edildiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle menfi tespit davasının kabulüne, istirdat isteminin reddine karar verilmiş ve bu karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleriyle bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun TMK 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi de “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmünü içermektedir.Diğer taraftan 6098 Sayılı TBK.’nun 207.maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen satım sözleşmesinde, satıcının mal teslimini kanıtlaması gerekir. Tek başına fatura düzenlenmesi alacağın kanıtı olarak kabul edilemeyeceği gibi fatura içeriği malların teslimi sonucunu da doğurmaz.( Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2016/7819 Esas ve 2017/2738 Karar sayılı Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 2014/12574 Esas, 2014/16692 Karar sayılı ilamları) O halde, somut olayda, fatura içeriği malların teslim edildiğini ispat külfeti satıcı olan takip alacaklısı davalıya aittir.Takibe dayanak 11 adet faturadan, 4 adetinin davacı defterlerinde kayıtlı olup ödendiğinin dayanak kayıtlarla doğrulandığı, diğer faturalar davalının defterlerinde kayıtlı olsa da, davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafından, fatura içeriği ürünlerin davacıya teslim edildiğine ilişkin belge veya irsaliyenin sunulamadığı, davacının adı ve imzasını havi 1 adet irsaliyeli faturadaki imzanın davacı tarafından kabul edilmediği, açılmamış sayılmasına karar verilen İstanbul 3. ATM nin 2014/818 esas sayılı dosyasında anılan fatura ile ilgili alınan grafoloji raporu ile imzanın davacının eli ürünü olmadığının saptandığı, satıma konu ürünlerin dava dışı firmanın deposuna teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesine de itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı zira davacının talimatı ile davacı adına dava dışı firmanın deposuna teslim edildiği yönündeki davalı savunmasını ispata yarar HMK 200. maddesi anlamında yazılı belgenin de ibraz edilemediği, bu durumda dava dışı firmanın ticari defterlerinin incelenmesinin neticeye etkisinin olamayacağı, davalının yemin deliline de dayanmadığı dosya içeriği ile sabit olduğundan, ilk derece mahkemesince, davalının takip konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacının menfi tespit davasının kabulüne ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gerekli 1407,85 -TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 351,96- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.055,89-TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,(HMK.’nun 302-(5) maddesi uyarınca harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine) 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca oy birliği ile KESİN olarak karar verildi. 26/11/2020