Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/844 E. 2022/646 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/844
KARAR NO: 2022/646
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2018/699 Esas – 2019/662 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirkete dantel kumaş ve benzeri tekstil ürünlerinin satılıp teslim edildiğini, karşılığında düzenlenen faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıdan aldığı hizmet karşılığı tüm fatura bedellerinin ödendiğini, cari hesap ilişkisinde davacının defterlerinde bulunmayan müvekkilinin davacıya düzenlediği 20.06.2017 tarihli 18.700 TL bedelli faturada, davacının siparişe konu malları zamanında teslim etmemesi nedeniyle müvekkili tarafından ödenen ardiye bedelinin davacıya yansıtıldığını, yine davacının kayıtlarında olmayan 20.06.2017 tarihli 39.322,26 TL bedelli faturanın da ayıplı ve sipariş fazlası olan malların iadesi için düzenlendiğini, bu faturaların davacı şirketin çalışanı tarafından ihtirazı kayıt konulmaksızın tebliğ alındığını, süresi içerisinde ve herhangi bir şekilde itiraz edilmediğini, dolayısıyla bu faturaların davacının cari hesap alacağından mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, tarafların ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehlerine delil olma özelliğine sahip olduğu, davalı şirketin davacı yana düzenlediği 39.322,26 TL tutarındaki iade faturasının TTK 21/2 maddesinde belirtilen 8 günlük süre geçtikten sonra düzenlendiği, yine davalı şirketin davacı yana “depo ardiye yansıtma” açıklamasıyla davacı yana düzenlediği 18.700,00 TL tutarındaki fatura ile ilgili bir belge ve bilginin dava dosyasına sunulmadığı, davalı şirketin davacıya 58.021,92 TL borcunun bulunduğu, davalı şirketin düzenlediği her iki faturada ve 20.06.2016 tarih ve … sıra no.lu sevk irsaliyesinde isim ve imzası bulunan …’ın davacı yana ait işyerinde çalışmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin düzenlediği iki adet faturaları teslim alan kısmında … adına atfen atılı imzaların davacının eşi …’a ait olduğunu, bu kişi hakkında savcılık soruşturmasının bulunduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/8934 Sor. No.’lu dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca müvekkil şirketin düzenlemiş olduğu 39.322,26 TL tutarındaki faturanın itiraz süresine bağlı olmayan yeni bir fatura olduğunu, dolayısıyla iade faturası olarak kabulünün doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında mal alım satımına dayalı ticari ilişkinin bulunduğu, davacının ticari defterlerinde davalı şirketin 58.021,92 TL borçlu olduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde ise davacıdan 0,74 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, taraflar arasındaki cari hesap farkının davalı şirketin davacıya düzenlediği 20.06.2017 tarihli “Vual Brode Kumaş … no.lu faturaya istinaden” açıklamalı 39.322,26 TL ve yine 20.06.2017 tarihli “depo ardiye yansıtma” açıklamalı 15.847,46 TL bedelli toplam 58.022,26 TL tutarındaki 2 adet faturadan kaynaklanmaktadır. Kural olarak, fatura başlı başına alacağın varlığına delalet teşkil etmeyeceği gibi TTK m. 21/2 gereği, 8 gün içinde faturaya itiraz edilmemesi halinde, bu durumun sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup, fatura içeriği hizmetinin verildiği anlamına gelmez. Bu durumda, ihtilafa konu iki adet faturadan 20.06.2017 tarihli 15.847,46 TL bedelli faturanın davacının siparişe konu malları zamanında teslim etmemesi nedeniyle davalı tarafından ödenen ardiye bedelinin davacıya yansıtılması olduğu iddia edilmiş ise de, fatura içeriği dayanak belgelerine dosyada rastlanılmadığı gibi yazılı delillerle kanıtlanamadığından bu faturaya yönelik istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Uyuşmazlığa konu davalı şirketin davacı yana düzenlediği 20.06.2017 tarihli 39.322,26 TL bedelli fatura yönünden ise, ayıplı ve sipariş fazlası olan malların iadesi için düzenlendiği ileri sürülmüş ve fatura içeriği malın teslimine dair aynı tarihli teslim alan “…” isim ve imzasına havi sevk irsaliyesi sunulmuş ise de, “…” isminde davacının çalışananın bulunmadığı dosya kapsamından sabittir. Ancak, davalı tarafça sevk irsaliyesinde ismi bulunan “…”a atfen atılı imzanın davacının işyerinde çalışanı eşi …’a ait olduğu, bu kişi hakkında bu nedenden dolayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/8934 Sor. No.’lu dosyasının bulunduğu belirtilmiştir. O halde, savcılık soruşturmasının akıbeti araştırılarak sonucuna göre, uyuşmazlığa konu fatura yönünden teslim olgusu açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2022