Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/834 E. 2022/509 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/834
KARAR NO: 2022/509
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2019
NUMARASI: 2018/250 Esas – 2019/510 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulü yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağın tahsili içn icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, taraflar arasında önceki tarihlere dayanan ticari ilişki bulunmakla birlikte bu ilişki uzun zaman önce sonlandığını, ticari ilişkinin sona erdiği zamanda ise müvekkille davacı arasında herhangi bir borç-alacak ilişkisinin bulunmadığını, davacıya olan borcun ödendiğini, müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının davalıdan 12.982,22 TL alacaklı olduğu, uyuşmazlığın davalının, davacıya düzenlediği 29/02/2016 tarihli 9.421,97 TL ve 3.560,27 TL tutarlı iki adet faturadan kaynaklandığı, davalının, davacıya düzenlemiş olduğu cari hesap farkına neden olan fatura içeriğindeki ürünlerin ayıplı çıktığına yönelik icra dosyasında böyle bir itirazda bulunmadığı gibi cevap dilekçesinde de bu yönde bir savunma ileri sürmediği, buna yönelik tespitin bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde ortaya konulduğu, davalının bu aşamadan sonra artık ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin beyan ve savunmalarına itibar etmenin mümkün görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin asıl olacak olan 12.982,22 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz uygulanmasına, alacak likit olduğundan dolayı asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline satmış olduğu ürünlerin ayıplı olduğunu, davacı tarafça müvekkil şirkete karşı satılmış olunan son kullanma tarihleri geçmiş ürünlerden dolayı müvekkil şirkete bünyesinde yemek hizmeti verilen üst iş veren idare tarafından ceza kesildiğini, dolayısıyla iş bu cezanın müvekkili şirket tarafından davacı firmaya yansıtıldığını, ayıp iddiasının incelenmediğini, davacı tarafın 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerini ibraz etmediği için borç-alacak tutarının tespit edilemediğini, eksik inceleme neticesinde oluşturulmuş bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, tarafların ticari defterleri arasındaki uyumsuzluğun davalının, davacıya düzenlemiş olduğu 29.02.2016 tarihli 3.560,27 TL ile 9.421,97 TL tutarında olmak üzere 2 adet toplamda 12.982,22 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı, bunun üzerinde davalı da yargılama sırasında davacından satın alınan ürünlerin son kullanma tarihinin geçmiş olduğunu, bu nedenle işvereni olduğu idarenin tarafına kesmiş olduğu cezayı davacıya yansıtarak cari hesap borcunun bu şekilde kapatıldığını ileri sürmüş ise de, davalının cevap dilekçesinde davacıya ödenmemiş borcunun olmadığını savunmuş olup ayıp iddiasında bulunmamış olması karşısında, iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamında davalının bu savunmasına itibar edilemeyeceği gibi, ürünlerin ayıplı çıktığına dair davalının, davacı tarafa herhangi bir ihtarname vb. evrak sunmadığı, dosyada davalının süresinde yapılmış yazılı bir ayıp ihbarı bulunmadığı gözetildiğinden ilk derece mahkemesinin kararına yönelik davalı vekilinin yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 221,71TL (177,31TL+44,40TL) TL harcın, alınması gerekli olan 886,81 TL harçtan mahsubu ile eksik 665,10 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022