Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/82 E. 2020/335 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/82
KARAR NO: 2020/335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2018
NUMARASI: 2015/993 Esas – 2018/411 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların, davalı şirketin pay sahibi olduklarını, davalı şirketin genel kurul toplantısı yaptığını toplantıya davacılar adına davacı vekilinin katıldığını, adı anılan genel kurulda alınan 4, 6, 8 ve 11 numaralı kararların TTK’nın amir hükümlerine ve TMK’nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeple bu kararlara olumsuz oy kullandıklarını ve muhalefetlerini şerh ettiklerini, davacıların pay sahipliğinden kaynaklanan haklarının çok defa ihlal edilmiş olduğunu, bilgi alma haklarının engellendiğini, genel kurulda alınan kararların butlan sebebiyle batıl olduğunu, davalı şirketin olağan genel kurulunu yapmak üzere pay sahiplerine davetiye gönderdiğini, bu davetiyede şirkete ait finansal tablolar, faaliyet raporları ve diğer belgelerin 24 Nisan 2015 tarihinden itibaren şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağının bildirildiğini, bu davetiye üzerine defalarca şirket merkezine gittiklerini ve belge incelemesi talep ettiklerini ancak hiçbir belgenin taraflarına gösterilmediğini, eksik bilgilendirme hali dile getirilerek finansal tabloların müzakeresinin TTK’nın 420.maddesi uyarınca bir ay süreyle ertelenmesini talep ettiklerini, 7 Temmuz 2015 tarihli genel kurula taraflarının iştirak ettiğini, bu hususların tek tek genel kurula bildirilerek kayıt altına alındığını, genel kurul toplantısında; taraflarınca sorular yöneltildiğini, yanıt alınmayınca özel denetçi atanmasını teklif ettiklerini ancak tekliflerinin oy çokluğuyla reddedildiğini, finansal tablolardaki belirsizlik ve izaha muhtaç masraf kalemleri hakkında şirket yönetiminin ısrarlar hiçbir bilgi vermemesi üzerine davalı şirkete özel denetçi atanması isteğiyle dava açtıklarını, halen derdest olduğunu, 07.07.2015 tarihli genel kurulun butlan ile malul olduğunun tespitini ve genel kurulda alınan kararların iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketin bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin olarak öngörülen tüm edimleri yerine getirdiğini, davacılar vekilinin gerek müvekkili şirkete göndermiş olduğu ihtarnamelerde gerekse dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddia ve istemlerinin gayrı samimi ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, kanunen davacı yan incelemesine tabi tutulması gereken tüm bilgi ve belgelerin tam ve eksiksiz olarak davacılara tebliğ olunduğunu, incelemelerine sunulduğunu, davacıların davalı şirketten yasaya aykırı ve hakkı bulunmayan bilgileri istediğini, şirketin ticari sırlarını öğrenmek istediğini, davacının talebi üzerine 08.05.2015 tarihli 2014 yılı genel kurulunun TTK’nın 420.maddesi uyarınca 1 ay süreyle ertelendiğini, 07.07.2015 tarihindeki genel kurul için usulüne uygun çağrı gerçekleştirilmiş olduğunu TTK’nın 437.maddesi çerçevesinde ibrazı zorunlu belgeler dışında müşteri ve sipariş belgelerini de istemiş olduğunu, istenilen belgelerin şirket menfaatlerini tehlikeye sokabilecek mahiyette olduğundan verilmediğini, genel kurulda gerekli bilgilerin yasaların izin verdiği ölçüde aktarıldığını, dava dilekçesinin 3.sahifesinde, yer almış “finansal tabloda ticari alacak olarak 987.742.00-TL görülmektedir. Bu alacakların vade yapılan nelerdir? Ticari alacaklar olarak gözüken ve 10.000-TL’nin üzerindeki kişi ve firmalar kimlerdir?” sorularının davacının aslında neyin peşinde olduğunu ortaya koyduğunu, dava dilekçesinde, kasa hesaplarında görüldüğü belirtilen 78.394.00 TL’nin mevcut olduğunu, kasa sayım tutanağı tanzim etme mecburiyeti bulunmadığını, ülkede faiz oranlan düştüğü için, faiz gelirlerinin düşmesinin olağan olduğunu, banka giderlerinde ciddi tasarruf sağlandığını, davacılar, hiçbir somut iddia ve olaya atıf yapmadan 4,6,8 ve 11 numaralı kararların iptalleri ile ilgili olarak ikame ettikleri işbu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle reddini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının Genel Kurul tutanağının 4,6,8 ve 11.maddelerine yönelik iptal isteminin, Genel Kurul Kararları kanuna, esas sözleşmeye uygun olup iyi niyet kurallarına aykırı olmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 08/05/2015 tarihinde 2014 yılı olağan genel Kurulunu yapmak üzere tüm pay sahiplerine gönderdiği davetiyede şirkete ait finansal tabloların, faaliyet raporlarının ve diğer belgelerin 24.04.2015 tarihinden itibaren şirket merkezinde Pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağının bildirildiğini, ancak buna ilişkin davacılara hiçbir belge gösterilmediğini, Genel kuruldaki tüm gündem maddelerinin görüşmelerinin ertelenmesine karar verildiğini, davalı şirketin ertelenen ve 07.07.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısından önce davalı şirketin yine şirkete ait finansal tablolar faaliyet raporları ve diğer belgelerin Pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulacağının bildirmiş olmasına rağmen davacılara bilgi verilmediğini ve söz konusu evrakların gösterilmediğini, Genel Kurul toplantısı sırasında dile getirildiğini, aynı zamanda genel kurulda davalı şirket yöneticilerine şirketin finansal durumuna dair izahat gerektiren hususlarda sorulan soruların hiçbirine cevap verilmediğini, buna göre davacıların bilgi edinme hakkının Orantısız ve haksız şekilde ihlal edildiğini, davacıların pay sahibi olduğu şirketle alakalı Kanunen hakları olan bilgileri talep etmesinin ve şirketin şüpheli işlemleri ile ilgili finansal tablolarında izaha ihtiyaç duyulan hususları aydınlatıcı sorular sormasının kanunun cevap verdiği ölçüyü Aşan bilgi edinme talepleri olmadığının izahtan vareste bulunduğunu, bu itibarla davalı şirketin ticari sır savunmalarının yerinde olmadığını, sorulan soruların tamamının şirketin şüpheli hesap hareketlerinin aydınlatılmasına yönelik olduğunu ve bilgi edinme hakkı kapsamı içerisinde kaldığını, Bilirkişinin sadece 4 numaralı Gündem maddesini incelediğini, 6,8 ve 11 numaralı Gündem maddeleri hakkında inceleme yapmadığını, bilirkişi raporunun ticari sırra ilişkin tespitlerinin temelsiz ve çelişkili olduğunu, bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazlar doğrultusunda mahkemenin dosyayı yeni bir bilirkişiye tevdi etmesi gerekirken ileri incelemeye Hacet görmek sizin doğrudan hüküm kurduğunu, finansal tabloların davacılar tarafından incelenmediği gibi finansal tablolardaki sorularda davalı şirket tarafından cevapsız bırakıldığından Davacıların ilgili belgeler hakkında hiçbir bilgi edinemediğini, Mahkemenin Davacıların yok sayıldığı tek taraflı görüşmeyi nasıl müzakere olarak kabul ettiğinin anlaşılmadığını, taleplerin tek cümlelik matbu gerekçelerle reddedildiğini, mahkemenin yeterli incelemeyi yapmadığı gibi kararını da gerekçelendirmediğini ve bu itibarla adil bir yargılama yürütülmediğini beyan ederek, verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, pay sahipliğinden kaynaklanan hakların ihlali ve bilgi alma hakkının engellenmesi nedeni iddiasına dayalı olarak davalı şirketin 07/07/2015 tarihli genel kurulunda alınan karaların butlan ile malul olduğunun tespiti, 4, 6, 8 ve 11 nolu genel kurul kararların iptali, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davaya konu genel kurul kararlarının butlanla malül olup olmadığı ya da kararların iptali sebebinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 445. Maddesinde, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten kişilerin, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir. TTK’nın 447. Maddesine göre de, genel kurulun, özellikle; (…) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,(…) kararlarının batıl olduğu hüküm altına alınmıştır. Davaya konu genel kurul kararlarında ise anılan madde kapsamında alınmış herhangi bir karar bulunmamaktadır. Bunun dışında başkaca bir butlan sebebinin bulunduğu da iddia ve ispat edilmiş değildir. Genel kurul kararlarının iptali davasına konu, … A.Ş.’nin 07 07 2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının; 4. maddesinde 2014 yılı finansal tabloların okunup okunması oylamaya sunulmuş olup daha önce gönderilmiş olmasından dolayı okunmasına gerek olmadığına oybirliği ile karar verilmiş ve bu aşamadan sonra … ve … vekili 6 adet soru yöneltmiş, bu sorulara soru soran ortağın şirketin piyasadaki en önemli rakibi olan başka bir şirketin ana hissedarı ve yöneticisi olması nedeniyle talep edilen bilginin şirketi zarara uğratacak şekilde kullanılma tehlikesi nedeniyle bilgilerin verilemeyeceği şeklinde cevap verilmiştir. Devamında yapılan oylama sonucunda finansal tablolar 2.227.500 olumsuz Oya karşılık 10.272.500 oy ile oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Davacılar vekilince finansal tabloların yeteri kadar açık ve net olmadığı, gerek finansal tablolara mesnet teşkil eden diğer kayıt ve belgelerin toplantı gününden önce davacı pay sahibinin incelemesine hazır edilmeyerek davacıların bilgi edinme hakkının ihlal edildiği nedeniyle 4 nolu genel kurul kararının iptali talep edilmiştir. TTK’nun 68/3. Maddesinde, yıl sonu finansal tabloların, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın MADDE 515. maddesi, Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır, şeklindedir. TTK’nın 437/1. Maddesi ise, Finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulur. Bunlardan finansal tablolar ve konsolide tablolar bir yıl süre ile merkezde ve şubelerde pay sahiplerinin bilgi edinmelerine açık tutulur. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir, şeklindedir. Davacılar vekilinin, dava dilekçesinde finansal tabloların yeteri kadar açık ve net olmadığı ve finansal tablolardaki belirsizlikler gibi ifadeleri ile genel kurul tutanağındaki 2014 yılı finansal tabloların okunup okunmasının oylamaya sunulduğu daha önce gönderilmiş olmasından dolayı okunmasına gerek olmadığına oybirliği ile karar verildiği şeklindeki ifade, genel kurul sırasında finansal tablolara ilişkin soruların sorulması ve dava dilekçesi ekinde davet mektubu ile bilanço ve gelir tablosunun bulunması karşısında davacıların genel kuruldan önce finansal tablolar hakkında bilgi sahibi oldukları anlaşılmaktadır. Genel kurul kararında yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin ayrı bir gündem maddesi bulunması nedeniyle TTK’nın 424. Maddesi uyarınca, bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararının yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurmayacağı açık olduğundan finansal tabloların kabul edilmesine ilişkin kararın, TTK’nın 445. maddesinde iptal sebebi olarak sayılan kanuna veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olma gibi durumlar söz konusu olmadığından kararın iptali talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik yoktur. 6. Maddesine ilişkin yapılan oylama sonucunda …(2.227.500 olumsuz Oya karşılık 10.272.500 oy ile), …(2.227.500 olumsuz Oya karşılık 10.222.500 oy ile) ve …(2.227.500 olumsuz Oya karşılık 10.272.490 oy ile)’ın ibra edilmelerine karar verilmiştir. Davacılar vekilince faaliyet raporunun yeterince açık olmayıp gerçekleri yansıtmadığı, toplantı gününden önce davacı pay sahibinin incelemesine hazır edilmeyerek yönetim kurulu üyelerinin görevlerini gereği gibi ifa etmedikleri ve şirketin çıkarlarını korumaları konusunda yeterli çabayı sarf atmedikleri hususunda ciddi şüphe ve emarelerin bulunduğu iddialarıyla 6 nolu genel kurul kararının iptali talep edilmiştir. Davacılar vekilinin, dava dilekçesinde faaliyet raporunun yeterince açık olmayıp gerçekleri yansıtmadığı şeklindeki beyanı ve dava dilekçesi ekinde davet mektubu ile faaliyet raporunun bulunması karşısında davacıların genel kuruldan önce faaliyet raporu hakkında bilgi sahibi oldukları anlaşılmaktadır. Yönetim kurulu üyelerinin görevlerini gereği gibi ifa etmedikleri ve şirketin çıkarlarını korumaları konusunda yeterli çabayı sarf etmedikleri hususları ispata muhtaç olduğu gibi yönetim kurulu üyelerinin ibrası diğer pay sahiplerinin bu yönde kullandıkları oyları ile ilgili olup, paydaşların oy tercihi ile şekillenen ibra kararının iptalini gerektiren herhangi bir durum söz konusu değildir. 8. Maddesinde … A.Ş. vekilinin verdiği önergeyle şirketin yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …, Şirket ortağı olmayan … ve …’i teklif etmesi üzerine yapılan oylama sonucunda …, … ve … 3 yıl süreyle görev yapmak üzere 2.227.500 olumsuz oya karşılık 10.272.500 oy ile oy çokluğu ile yönetim kuruluna seçilmiştir. Davacılar vekilince yönetim kurulu üyelerinin bir önceki dönemde görevlerini gereği gibi yerine getirmedikleri ve şirket pay sahiplerine kanunen gerekli bilgi ve belgeyi temin etmedikleri, pay sahiplerinin bilgi alma hakkı ve özel denetim isteme hakkının ihlal edilmesine yol açtıkları iddialarıyla 8 nolu genel kurul kararının iptali talep edilmiştir. TTK’nın 362. Maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak üzere seçilir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa, aynı kişi yeniden seçilebilir. Önceki yönetim kurulu üyelerinin yönetici oldukları dönemdeki faaliyetleri, tekrar genel kurul tarafından yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerinde herhangi bir engel teşkil etmemektedir. Genel kurul kararı ile yeniden yönetim kuruluna seçilen üyelerin seçilme engeli bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Dolayısıyla yönetim kurulu üyeliği şeçimine ilişkin genel kurul kararının iptali talebinin reddine ilişkin mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik yoktur. 11. Maddesinde … ve … vekilinin finansal tabloların yeteri kadar açık ve net olmaması, toplantı gününden önce incelemede hazır bulundurulmaması, finansal tablolardaki birçok masraf kaleminin sorgulamaya ve izaha muhtaç olması gibi nedenlerle TTK’nın 438 ve devamı maddeleri uyarınca özel denetçi tayin edilmesini teklif etmesi üzerine yapılan oylama sonucunda teklifin 2.227.500 olumsuz oya karşılık 10.272.500 oy ile oy çokluğu ile reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilince finansal tablolarda yer alan bir çok masraf kaleminin sorgulamaya ve izaha muhtaç olması ve hissedarlara özenli ve gerçeğe uygun bilgi verilmemesi sebebiyle özel denetçi tayinine karar verilmesi talebinin somut neden ve delil gösterilmeksizin reddedilmesinin TTK’nın 439/1. Maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile 11 nolu genel kurul kararının iptali istenmiştir. TTK’nın 439/1. Maddesinde, genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâli genel kurul kararının iptali ya da butlan sebebi olarak değil, bu karar karşı, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahiplerinin üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilecekleri bir hukuki yol olarak düzenlenmiştir. Hal böyle olunca özel denetçi atanması talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptali isteminin reddine ilişkin mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50-TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2020