Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/808 E. 2022/773 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/808
KARAR NO: 2022/773
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2019
NUMARASI: 2017/582 Esas – 2019/485 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların hac umre turizm sektöründe faaliyet gösteren … San. Tic. LTD. ŞTİ.’ nin yetkilileri olduğunu, müvekkili şirketin 2016 yılı umre sezonu için … Tur. ve San. Tic. LTD. ŞTİ. ile 19.11.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği Tailwind Havayolları aracılığı ile 150 umre yolcusunun umre seyahati için anlaşıldığını, adı geçen havayolu firmasına müvekkili firma tarafından gerekli ödemelerin yapıldığını, söz konusu yolcuların bir kısmının dava dışı … San. Tic. LTD. ŞTİ. İle … Ticaret – … arasında ekte sunulan 24/05/2016 tarihli sözleşmeye göre beraberce kendi bölgelerinden toplanan yolcular olduğunun taraflarınca müşahade edildiğini, müvekkili firmanın uçuştan birkaç gün önce 12/12/2016 tarihinde ilgili tarafların ödemeleri ancak kredi kartları ile yapılabileceğini belirtmeleri üzerine davalı …’na ait kredi kartından çekim yapılmaya çalışıldığını, ancak limit yetersizliği nedeniyle 226.350 TL çekilebildiğini, bakiye 71.800 TL’nin 20/12/2016 tarihinde aynı şekilde kredi kartından çekilerek uçak bedelinin bu şekilde tahsil edildiğini, müvekkilinin edimlerini eksiksiz yerine getirildiğini, ilk 55 kişilik grubun Kasım 2016’da gönderildiğini, sonrasında da 15/12/2016 tarihinde giden 150 umre yolcusunun seyahatlerini tamamlayarak 08/01/2017 tarihinde eksiksiz bir şekilde yerine getirildiğini, 15/01/2017 tarihinde müvekkili firmayı arayan ve … firması tarafından aranıldığını söyleyen kişilerce kendi kredi kartlarının habersizce para çekildiği gibi mesnetsiz iddialarda bulunulduğunu, ekte yer alan protokollerden görüldüğü üzere 19/11/2016 tarihinde müvekkil ile … San. Tic. LTD. ŞTİ. Arasında ve … – … ile … San. Tic. LTD. ŞTİ. Arasında iş bu umre seyahatleri için anlaşmalar yapılmış olduğunun açık olduğunu, buna rağmen davalılar tarafından … San. Tic. LTD. ŞTİ. İle olan ticari anlaşmazlık neticesinde müvekkil firmaya atfedilerek kredi kartlarından usulsüz çekimler yapıldığı iddiasının iftira niteliği taşıdığını, davalılar hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/35228 ve 2017/55047 soruşturma dosyaları ile suç duyurularında bulunulduğunu, müvekkili firmanın ilgili bankaca aranarak bilgi alındığını, bu süreç belirlenene kadar müvekkilinin kart hesap alacaklarına bankaca blokaj konulduğunu, haksız bir şekilde 298.150,00 TL bedelin davalılara haksız bir şekilde iade edilme ihtimalinin olduğunu, müvekkil firma aleyhine Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile başlatılan takibe itiraz edildiğinden bahisle 298.150,00 TL alacağın muaccel hale gelmediğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin … San. Tic. LTD. ŞTİ.’ nin yetkilileri olmadığını, adı geçen dava dışı firma yetkilisinin … olduğunu, müvekkillerinin … Ticaret firmasının yetkilileri olduğunu, müvekkillerinin umreye gidecek vatandaşların sözleşme görüşmelerini ve gerekli diğer işlemleri yapmak üzere vatandaşlar tarafından şifahen yetkilendirildiğini, bu yetkilendirme ile … San. Tic. LTD. ŞTİ. Ve yetkilisi … ile 10/01/2017 ve 20/01/2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek umre organizasyonu için aralarında 24/05/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkillerinin ailesi de dahil olmak üzere bulundukları bölgedeki 340 kişinin umre organizasyonu işlemlerini gerçekleştirmek için kredi kartlarını sözleşmenin tarafı … San. Tic. LTD. ŞTİ. Yetkilisi …’a verdiklerini, ancak davacının … San. Tic. LTD. ŞTİ. İle aralarındaki sözleşme gereği 150 adet yolcunun umre organizasyonunu gerçekleştirmek için müvekkillerine ait kredi kartlarını kullandığını, bu hususun dava dilekçesi ile de ikrar edildiğini, davacının 5464 sayılı Kanuna göre gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, bu nedenle … San. Tic. LTD. ŞTİ. İle yapılan sözleşme gereği 340 kişinin yolculuk yapamadığını, yolcuların yaptıkları ödemeleri de … ve sorumlu üye işyerlerinden geri alamadıklarını, kredi kartlarının … San. Tic. LTD. ŞTİ. Yetkilisi tarafından müvekkillerinin istediği limit ve hizmet dışında kullanıldığını, bu hususta davacıya ihtarname çekildiğini, verilen sürede ödeme yapılmadığının, cevabı ihtarnamelerinde müvekkiller ile. .. San. Tic. LTD. ŞTİ. Arasında yapılan 24/05/2016 tarihli sözleşmeden kaynaklanan umre organizasyonunun gerçekleştiğini, bunun için kredi kartlarından çekilen 298.150,00 TL’ye hak kazandıklarını iddia ettiklerini, davacı şirket ve dava dışı … San. Tic. LTD. ŞTİ. Hakkında kredi kartlarını kötüye kullanma, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/39929 soruşturma sayılı dosyası ile davacı şirketin şüpheli olduğu, başkasına ait kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan dolayı şikayetçi olduklarını, müvekkillerince ilgili bankalara harcama itirazında bulunduklarını, itirazların sürüncemede kalması nedeniyle Afyonkarahisar İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı icra dosyaları ile davacı aleyhine takibe başlanıldığını, davacı tarafça iş bu takiplere itiraz edildiğini, davacının davasında haksız ve kötüniyetli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı tarafça davalılar tarafından başlatılan icra takipleri nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, davalılar tarafından davacı tarafça kendi kredi kartlarından tahsil edilen meblağların kendilerinin onayı olmaksızın davacının dava dışı şirket ile olan ilişkisi nedeniyle alındığını belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. İle imzalanan 19/11/2016 tarihli sözleşmenin davalı ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. İle imzalanan 24/05/2016 tarihli sözleşmeye istinaden imzalandığı beyan edilmiş ise de; sözleşme metinlerinin incelenmesinde sözleşmeler ile kararlaştırılan taşıma koşullarının birbirinden farklı olduğu, davacı tarafça 150 yolcunun taşınması için anlaşıldığının beyan edildiği, ancak 24/05/2016 tarihli sözleşme ile 340 yolcunun taşınması için anlaşma yapıldığı, 19/11/2016 tarihli sözleşmede yolcuların Eskişehir’den Medine’ye hareket edeceğinin belirlendiği, 24/05/2016 tarihli sözleşmede ise seyahatlerin Ankara veya İstanbul üzerinden Cidde veya Medine’ye gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafça yolcuların bir kısmının Kasım 2016 tarihinde kalan kısmının ise 15/12/2016 tarihinde Umre’ye gönderildiğini ve yolcuların 08/01/2017 tarihinde dönüş yaptığını beyan ettiği, ancak 24/05/2016 tarihli sözleşmede seyahatin 10 Ocak/ 20 Ocak 2016 tarihlerinde (her ne kadar sözleşmede 2016 yılı olarak belirtilmiş ise de sözleşmenin 2017 yılında yapıldığı konusunda itilaf bulunmadığı dikkate alındığında 2016 yılı olarak belirtilenen tarihin 2017 yılı yerine maddi hata sonucu 2016 yılı olarak yazıldığı kanaatine varılmıştır.) yapılacağının hüküm altına alındığı, dosya kapsamında mevcut yolcu listelerinin karşılaştırılmasında birbirleri ile uyumlu olmadıkları, bu hali ile 24/05/2016 ve 19/11/2016 tarihli sözleşmeler arasında herhangi bir hukuki bağlantının tespit edilemediği, davacının davalıların kredi kartlarından tahsil edilen ödemeleri iş bu sözleşmelere istinaden tahsil edildiğini kanıtlayamadığı, davacı vekilince kredi kartlarından yapılan tahsilatların davalıların talimatı ile yapıldığı beyan edilmiş ise de; bu kapsamda dosyaya sunulan belgenin sözleşmelerin imzalanma uzun bir süre sonra düzenlendiği, söz konusu talimatın dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisi … tarafından imzalandığı, davalıların herhangi bir imzasının bulunmadığı, bu hali ile davacının yapılan tahsilatları davalıların talimatı doğrultusunda yaptığını da ispatlayamadığı, davacının iddiasını yazılı ve kesin deliller ile ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine, takibe ilişkin herhangi bir tedbir kararı verilmediği de dikkate alınarak davalıların tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalılardan … ve dava dışı …Tur.ve San.Tic.Ltd.Şti. aralarındaki 24.05.2016 tarihli sözleşmeyi, seyahatin vize, uçak vb prosedürlerini gerçekleştirecek yetkili bir acenta olmadan akdettiklerini, seyahatin gerçekleşmesi bu prosedürlerin yerine gelmesi ile mümkün olacağından ve davacının da bu konuda yetkili bir acenta olduğundan dava dışı …şirketi ile davacı şirket arasında da 19.11.2016 tarihli sözleşme akdedildiğini, Esasen Anadolu’dan yurtdışına gidebilmek için Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerden hareket etmek gerektiğini, bu şehirler dışında başkaca bir ilden hareket edilmesi acentanın charter uçak hizmeti sağlayabilmesi ile mümkün olduğunu, her ne kadar 24.05.2016 tarihli sözleşmede -taraflar charter uçak imkanına sahip olmadıklarından- gidiş dönüş yerlerinin Ankara ve İstanbul olduğunu kararlaştırılmış ise de, davacının Eskişehirden hareketle Medine’ye charter uçak hizmeti sağlaması nedeniyle yolcuların Eskişehirden uçtuğunu, İlk sözleşmede Ankara veya İstanbul yazılıp uygulamada Eskişehirden hareket edilmesinin sebebi davacının sağlamış olduğu charter uçak hizmeti olduğunu, bu yolcular arasında davalı …’nın kızı (…) ve damadının da (…) olduğu dosyada mevcut uçak yolcu listesinde görüleceğini, bu durumun, Mahkeme kararının aksine sözleşmeler arasında bu anlamda bir bağlantı olduğunun açık bir göstergesi olduğunu, her ne kadar 24.05.2016 tarihli sözleşmede seyahat tarihlerinin 10 Ocak/ 20 Ocak 2017 olarak belirlenmiş ise de davalılardan … ve dava dışı … ve kendi bölgelerinden topladıkları yolcuların bilgisi ve kabulü ile seyahatlerin ilk kısmı Kasım 2016’da diğer kısmı da Aralık 2016 da gerçekleştirildiğini, tarafların en başında davacıya yolcu getirdiklerinde her ay en az 100 yolcu getireceklerini söyledikleri ve 15.12.2016 tarihli seyahatten sonra yeni grubun da davacı tarafça götürülmesini ve yine çekimlerin karttan yapılmasını istediklerini, ancak bu seyahat ödemelerinin uçuştan 3 gün önce yapılmış olması ve yeni yolcular için aslında nakit ödeme diye konuşulmuş iken davalıların çekimlerin kendi kredi kartlarından yapılmasını talep etmeleri davacı tarafa olumsuz bir izlenim bırakmış olup davacının yeni grup için davalılarla çalışmayı seçmediğini, bunun üzerine davalıların da haksız olarak yapılan çekimlere itiraz yoluna başvurarak davacıyı zarara uğratmayı hedeflemiş olduklarını, Davalılardan …, ödeme için dava dışı … yetkilisi … ile kredi kartlarını İstanbul’a göndermiş olduklarını, k.kartı çekimleri davalıların tamamen bilgisi dahilinde olup, dosyaya sunmuş olduğu banka sliplerinin, dekontlarının toplamına ve tarihine bakıldığında dava değeri olan 298.150-TL olduğunun görüleceğini, mahkemenin sorularının hiçbirinin araştırmamış ve bu nedenle de eksik inceleme yapmış olduğunu ve verdiği kararın hatalı olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davalıların davacının iddia ettiği gibi … San. Tic. Ltd. Şti. nin yetkilileri olmayıp … Ticaretin yetkilileri olduğunu, davalıların … nın yetkilisi olduğu … San. Tic. Ltd. Şirketi ve … San. Tic. Ltd. Şirketi ile bulundukları ilde umreye gidecek olan vatandaşların sözleşme görüşmelerini ve gerekli diğer işlemleri yapmak üzere vatandaşlar tarafından şifahen yetkilendirildiğini, bu yetkilendirme ile … Seyahat Nak. Tur. Ve San. Tic. Ltd. Şti ve yetkilisi … ile 10.01.2017 ve 20.01.2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek umre organizasyonu için aralarında 24.05.2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme uyarınca davalıların ailesinin de dahil olduğu 340 kişinin umre organizasyonunu işlemlerini gerçekleştirmek için kredi kartlarını sözleşmenin tarafı olan … San. Tic. Ltd. Şti ve yetkilisi … vermiş olup ancak söz konusu kart çekimleri davacı şirket ile … San. Tic. Ltd. Şti arasında imzalanmış olan 150 adet yolcunun umre organizasyonu gerçekleştirmek için davalılara ait kredi kartlarının kullanıldığını, ve bu durum davacının dava dilekçesinde de ikrar edildiğini, … San. Tic. Ltd. Şti ile davalılar arasında yapılan sözleşme gereği 340 kişinin yapması gereken yolculuk yapılamamış olup yolcuların yaptıkları ödemeleri … ve sorumlu üye işyerlerinden alamadıklarını, davılıların istediği limit ve hizmet dışında kullanılan kredi kartlarından çekilen paraların iadesi için davacı şirkete ihtarname çekmiş fakat davacı şirket cevabı ihtarnamelerinde … San. Tic. Ltd. Şti ile arasında yapılan 24.05.2016 tarihli sözleşmeden kaynaklanan umre organizasyonunu yerine getirdiğini ve kredi kartlarından çekilen 298.150,00 TL ye hak kazandıklarını iddia ettiklerini, kredi kartlarının başka bir şirkete teslim edilmesi veya bu kredi kartlarıyla başka işlemler yapılması gibi bir madde de bulunmadığını, bu işleme davalının hiçbir zaman rızası ve onayı olmadığını, söz konusu kredi kartını davalıların dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti ve yetkilisi …a davalı ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan 24.05.2019 tarihli sözleşmenin bedelinin ödenmesi amacıyla gönderildiğini, Fakat söz konusu kredi kartları davalıların bilgisi ve onayı olmadan davacı şirket ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan 19.11.2016 tarihli sözleşmenin bedeli için kullanıldığını, Yerel mahkemenin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere söz konusu sözleşmelerin tarafları farklı sözleşme şartları farklı olup davacının iddia ettiği gibi sözleşmeler arasında herhangi bir bağlantıda bulunmadığını ve istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kredi kartından rıza dışında harcama yapıldığı iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hac organizasyonu nedeniyle davalıların yolcularına umreye götürme hizmeti verilip verilmediği, davalılara ait kredi kartından yapılan tahsilatın rızası dışında yapılıp yapılmadığı ve davacının bu tahsilatı iade ile yükümlü olup olmadığı noktasındadır. Davalılardan … ile dava dışı … Turizm … Seyahat Acentesi arasında 24/05/2016 tarihinde 340 kişinin iki bölüm halinde umreye götürülmesi konusunda sözleşme imzalanmıştır. Davacı ile dava dışı … San Tic Ltd. Şti. arasında 19.11.2016 tarihli protokol ile umre organizasyonuna ilişkin düzenlemeler üzerinde mutabakat sağlanmıştır. Davalılarca, davacı muhatabına 26/01/2017 tarihinde çekilen ihtarname ile, rızaları dışında kredi kartlarından çekilen 298.150,00 TL’nin iadesi ihtar edilmiştir. Davacı tarafından davalı muhataplarına çekilen 03/02/2017 tarihli cevabi ihtarnamesinde, … Seyahat ile davalıların imzaladığı sözleşme ile 2017 ocak ayında gerçekleştirilecek 2 haftalık umre Seyehatı konusunda anlaştıklarını, kendilerinin de … ile anlaşması bulunan bu kişilerin seyahatlerini gerçekleştirdiğini, hak kazanılan 298.150,00 TL’nin …’in vermiş olduğu ve verilen kredi kartı bilgilerine göre tahsil edildiğini beyanla ihtarnamedeki iddiaların kabul edilmediği bildirilmiştir. Davalı takip alacaklısı … tarafından, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; yine davalı takip alacaklısı … tarafından, Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; davacı takip borçlusu hakkında, “11 adet kredi kartlarının 24/05/2016 tarihli umre organizasyon hizmet sözleşmesindeki vatandaşların vize işlemleri için kullanılması gerekirken alacaklının bilgisi ve rızası olmaksızın sözleşme dışındaki bir grup başvurucunun umre vize işlemleri için kullanılmasından dolayı alınmayan hizmet bedelinin istemi” sebebine dayalı olarak alacağın tahsili istemiyle icra takibi başlatılmıştır. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72. maddesi uyarınca kredi kartından çekilen tutarlar bakımından davalılara borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki menfi tespit davası açılmıştır. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Kanun’un 3/e ve 3/j maddesinde, kredi kartının nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fizikî varlığı bulunmayan kart numarasını; kart hamilinin ise banka kartı veya kredi kartı hizmetlerinden yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği düzenlenmiştir. Mal ve hizmet alımlarının bedelinin kredi kartı ile ödenmesi mümkündür. Ancak üye işyerleri, mal ve hizmet bedeli karşılığını banka kartı veya kredi kartı ile ödemek isteyen kişilerin imza gerektiren işlemlerde imza kontrolünü yapmak, kartın tahrifata uğrayıp uğramadığını kontrol etmek ve üye işyeri anlaşması yapan kuruluşlarca kendilerine ulaştırılan bilgiler çerçevesinde kartın geçerliliğini tespit etmekle yükümlü olup, gerekli durumlarda kart üzerinde yer alan bilgilerle kimlik belgesi üzerinde yer alan bilgileri karşılaştırmak üzere geçerli bir kimlik belgesi ibrazını talep etmek ve harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgileri karşılaştırarak kontrol etmekle yükümlüdür. Bu kontrollerin yapılmamasından doğan zararlardan üye işyerleri sorumludur. Taraflar arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı ihtilaf konusu değildir. Davacı taraf dava dilekçesinde, 2016 yılı umre sezonu için …Tur ve San.Tic.Ltd.Şti ile yapılan 19.11.2016 tarihli sözleşme ile, yine uçak isim listeleri ekte sunulan yolcuların umre seyahatlerinin gerçekleşmesi için anlaştığını ve bu kapsamda 150 adet Umre yolcusunu Tailwind Havayolları’nın charter uçağı ve Eskişehir-Medine uçuşu ile başlamak üzere Suudi Arabistan’a gönderildiğini, söz konusu yolcuların bir kısmının …Tur ve San.Tic. Ltd. Şti ile … Ticaret-… arasında yapılan 24.05.2016 tarihli sözleşmeye göre beraberce kendi bölgelerinden toplanan yolcular olduğunun müşahede edildiğini, kısaca davalıların kredi kartından çekilen tutarların bu 150 yolcunun umreye götürülmesine ilişkin olduğu ifade edilmiştir. Davalı taraf ise savunmalarında …Tur ve San.Tic. Ltd. Şti ile … Ticaret-… arasında yapılan 24.05.2016 tarihli sözleşmenin bulundukları bölgedeki 340 kişiye ilişkin olduğunu ve bu kişilerin mağdur edildiğini, davacı ile dava dışı … San Tic Ltd. Şti. arasında 19.11.2016 tarihli protokol ve 150 adet umre yolcusunun kendileriyle bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmişlerdir. Taraflar arasındaki esas ihtilaf davalıların kendi bölgesindeki yolcularına hizmet verilip verilmediğine ilişkindir. Davalıların kendi bölgesindeki yolcularına ilişkin sözleşme 24.05.2016 tarihli olup, bu sözleşmede 340 yolcunun 10 Ocak/20 Ocak 2017 tarihleri arasında iki bölüm halinde umreye götürülmesine ilişkindir. Davacı taraf ise, cevaba cevap dilekçesinde 10.01.2017-20.01.2017 tarihli gezi ile ilgili taleplerin kendi firmaları ile bir ilgisi olmayıp, karşı tarafın kötü niyetini sezinleyen firmanın zaten bu operasyonu kabul etmediğini, kendilerine ödenmiş olan bedellerin 19.11.2016 tarihli organizasyonla ilgili olduğunu beyan etmiştir. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). Buna göre, davacı tarafın davalıların kredi kartından tahsil edilen tutarların, davalıların bulundukları bölgedeki yolcularına ilişkin olarak verilen hizmete ilişkin olduğunu ispatlaması gerekir. Ancak dosya kapsamı itibariyle davalıların yolcularına hizmet verildiğine ilişkin herhangi bir ispat vasıtası bulunmamaktadır. Davalı …’nın kızı ve damadının davacı tarafça umreye götürülmüş olması hali, davacının iddialarını ispata yeterli değildir. Bunun yanı sıra davacının beyanlarından kredi kartından yapılan tutarların fiziki kart üzerinden ve kart hamillerinin yokluğunda yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, davalıların yokluklarında yapılan kredi kartından yapılan tahsilat işleminini bilgileri dahilinde olduğu ve bu işleme rıza gösterdiklerine veya onay verdiklerine dair kendilerinden sadır olmuş dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022