Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/792 E. 2022/288 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/792
KARAR NO: 2022/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2018
NUMARASI: 2014/347 Esas – 2018/1385 Karar
DAVA: Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 18/09/2010 tarihinden önce kurulan bir akaryakıt bayilik ilişkisi bulunduğunu, 22/07/2010 tarihinde akdedilen protokol ile Rekabet Kurulu’nun 05/03/2009 tarih ve 09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararları ve bu kararlara istinaden 12/03/2009 tarihinde Rekabet Kurumu’nun internet sayfasında yayımladığı duyuru nedeni ile 18/09/2010 tarihinden itibaren yeni 5 yıllık bir bayilik ilişkisi tesis etmeye karar vererek bu ilişkiye uygulanacak kurallar üzerinde mutabakata vardıklarını, müvekkili şirketin dava dışı malik …’dan kiraladığı, İzmir ili Karşıyaka ilçesi, … mevkii … pafta … ada, … parsel olarak kayıtlı taşınmaz üzerinde akaryakıt satış ve servis istasyonunu … amblemi altında işletilmek üzere 5 yıl süreyle davalıya teslim ettiğini, 18/09/2010 tarihinde 5 yıl süreli sözleşme akdedildiğini, davalı …’ın müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilmiş ve akdedilecek her türlü sözleşme kapsamında doğmuş ve doğacak borçlarının 250.000,00-USD’ye kadar olan kısmını müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin protokol kapsamında müvekkili şirkete aylık 5.832,00-TL + KDV işleticilik bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin davalının müvekkili şirketten temin ederek satacağı benzin ve motorin grubu ürünler için öngörülen primi peşin olarak davalıya ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirketin bu kapsamda davalı şirkete 5 yıllık sözleşme süresinin tamamı için 750.000,00-USD + KDV, toplamda 885.000,00-USD prim ödemeyi taahhüt ettiğini, bu kapsamda 01/09/2010 tarih ve … numaralı 1.136.475,00-TL bedelli fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketin davalı şirketin yerine ilgili vergi dairesine beyan ederek ödediği protokolün damga vergisi tutarı olan 12.339,00-TL’yi mahsup ederek 23/09/2010 tarihinde davalı şirketin … Bankası nezdindeki hesabına 1.124.694,50-TL ödediğini, müvekkili şirketin istasyon otomasyon sistemini davalı şirket nezdinde kurduğunu, bu hususta gerekli olan tüm alt yapı, teçhizat ve teknik hizmetleri davalı şirkete sağladığını ancak davalı şirketin kanuna aykırı şekilde başka kaynaklardan akaryakıt ürünü tedarik ederek satışa sunduğunu, borçlarını vadesinde ödemediğini, istasyon otomasyon sistemini sözleşmeye uygun kullanmadığını, bu sebeple müvekkili şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nce 13/08/2013 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli ihtarnamesinin keşide edildiğini, aykırılıkların devam etmesi üzerine dava konusu istasyonda İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/96 değişik iş sayılı dosyası üzerinden tespit yapıldığını, bu esnada istasyonun kanuna aykırı biçimde kapalı olduğunun tespit edildiğini, Beyoğlu … Noterliği’nce 23/08/2013 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylı ihtarname ile davalının sözleşmeye ve hukuka aykırı davranışları nedeni ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete sözleşme süresinin tamamını kapsar şekilde peşinen ödemiş olduğu peşin satış destek priminin bakiye sözleşme süresine tekabül eden kısmının karşılıksız kaldığını, sözleşmenin uygulanamayan 757 günlük süresi için toplam 366.892,16-USD’nin davalı tarafça müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, davalı şirketin ihtarnameye rağmen davaya konu taşınmazı tahliye etmediğini, bu kapsamda davalıya keşide edilen ihtarnameler kapsamında müvekkili şirket tarafından davalıya 2 adet olmak üzere toplam 16.258,04-TL bedelli faturalar düzenlendiğini belirterek 366.892,16-USD tutarındaki bakiye peşin satış destek primi alacağının, bu tutarın davalı şirketçe iktisap edildiği 23/09/2010 tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine, 16.258,04-TL tutarındaki fatura alacaklarının, ilgili fatura tarihlerinden itibaren TCMB’nin değişen oranlarda avans faizi oranlarına göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmede bahsi geçen taşınmazın İzmir’de bulunduğunu, müvekkili şirket merkezinin İzmir/Menemen’de bulunduğunu, davalı …’ın ikametgahının İzmir/Karşıyaka’da olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın davalıya TL olarak ödeme yaptığını, sözleşmenin devam etmemesinini tüm kusurunun davacı tarafta olduğunu, haksız olarak feshedilen sözleşmeye göre talep edilen işletmecilik bedelinin haksız ve hukuki bir karşılığı olmayan, afaki bir talep olduğunu, kira paralarını sürekli olarak davalı şirketin ödediğini belirterek davacı tarafın 15 yıl süren bayilik ilişkisini makul bir süre vermeksizin haksız ve hukuka aykırı şekilde tek taraflı olarak feshetmiş bulunması nedeni ile davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacak bulunduğu varsayılsa dahi bunun davacı tarafın Rekbaet ihlali nedeni ile davalılara verdiği zararın üç katı tazminat ile takas edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/90-222 E.K. SAYILI DOSYASI
DAVA: Dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında 22.07.2010 tarihinde akdedilen protokol ile dava dışı …’ın maliki olduğu İzmir, Karşıyaka, … Mevkii, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde akaryakıt ve LPG satış ve servis istasyonunun davalı şirket tarafından … bayisi olarak işletilmesi hususunda davalı ile mutabık kalındığını, davalı şirket ile müvekkili arasında 18.09.2010 tarihli ve 5 yıl süreli istasyon bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı …’ın davalı şirketin müvekkili ile akdettiği veya akdedeceği her türlü sözleşme kapsamında doğmuş ve doğacak borçlarının 250.000 USD ‘ye kadar olan kısmını için müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile ödemeyi taahhüt ettiğini, davalı şirketin müvekkiline aylık 5.832 TL +KDV işleticilik bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin davalıya 5 yıllık bayilik sözleşmesi süresinin tamamı için müvekkilinden temin edilecek satacağı benzin ve motorin grubu ürünler için öngörülen primi peşin olarak davalıya ödediğini, sözleşme süresinin tamamı için 750.000 USD + KDV olmak üzere toplam 885.000 USD peşin satış destek primi ödediğini, davalının kanuna aykırı şekilde başka kaynaklardan akaryakıt ürünü tedarik ederek satışa sunması ve borçlarını vadesinde ödememesi üzerine davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 13.08.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini ve davaya konu istasyonda İzmir 2. Sulh hukuk Mahkemesi’nin 2013/96 D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, istasyonun kanuna aykırı biçimde kapalı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin Beyoğlu … Noterliği’nin 23.08.2013 tarih, … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını, ve aynı ihtarname ile davalının istasyonu tahliye ederek tüm eklentileri ile birlikte müvekkiline teslim edilmesinin talep edildiğini, ancak davalının istasyonu tahliye etmediğini, bunun üzerine İzmir 12. ATM’nin 2013/287 esas sayılı dosyası ile müdahelenin meni talepli dava açıldığını, müvekkili tarafından davalı şirket ve onun borçlarını müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla üstlelenen diğer davalı aleyhine müvekkilinin davalı adına düzenlemiş olduğu 2 adet faturanın davalı tarafından ödenmediği nedenle tahsilinin talepli olarak İstanbul 3. ATM ‘nin 2014/347 easa sayılı dosyası (Kapatılan İstanbul 44. ATM 2014/12 esas) ile dava açıldığını, müvekkili tarafından daha önce davalılar aleyhine ikame ettikleri İstanbul 3. ATM ‘nin 2014/347 esas sayılı dosyası ile mahkememizde açılmış olan iş bu dava dosyasının aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu nedenle birleştirilmesine karar verilmesini,davalının taşınmazı tahliye etmeyerek hukuka aykırı olarak işletmeye devam etmesi nedeniyle 32.516,08 TL işleticilik bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı ile davalı … Ltd. Şti. arasında 22/07/2010 tarihinde; taraflar arasında davalı şirketin “… Bulvarı, No:…, Bayraklı/ İzmir” adresindeki taşınmazda davacının bayiliğini yapmasına dair dikey sözleşmenin 18/09/2010 tarihi itibariyle sonladırılarak yeni bir 5 yıl süreli sözleşme yapılmasına dair protokol ve ardından 18/09/2010 tarihli … A.Ş. İstasyonlu Bayiilik Sözleşmesinin akdedildiği, bu protokol ve sözleşme ile davalının 5 yıl süre ile davacının bayisi olarak faaliyette bulunmayı taahhüt ettiği, diğer davalı …’ın ise taraflar arasında imzalanan protokol ve sözleşme ile davalı şirketin davacıya karşı doğmuş ve doğacak borçlarına 250.000 USD limit ile müşterek ve müteselsil olarak kefil olduğu, yine taraflar arasında akaryakıt istasyonunun kurulduğu taşınmaza ilişkin 5 yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiği, aylık işletme bedelinin 5.832,00 TL olarak belirlendiği, davacının, protokolün 5. maddesi ile kabul edilen 750.000 USD peşin satış destek primini davalı şirkete ödediği hususunda bir uyuşmazlık olmadığı, davacı tarafça, davalı tarafa gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 13/08/2013 tarihli ihtarnamesi ile; 2013 yılı Nisan ve Haziran ayı, 2014 yılı Mayıs ayı tank dolumlarında belirsizlikler olduğu, yine yaptırılan delil tespiti ile ürünlerde şirket markeri bulunmadığının ve başka şirketlerden ürün alındığının tespit edildiği ve vadesi geçmiş borçlarının olduğu beyan edilerek sözleşmeye uygun olarak davranılması ve borçların ödenmesinin aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiği, Beyoğlu … Noterliğinin 23/08/2013 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği, taraflar arasındaki akdedilen protokolün fesih başlıklı 12/1-a maddesinde; “bayinin iş bu protokol veya taraflar arasında akdedilecek bayilik sözleşmesinin herhangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal etmesi veya borç ve taahhütlerini yerine getirmemesi halinde …’nun protokol ve sözleşmeleri feshetme yetkisini haiz olduğunun”, ve yine sözleşmenin fesih başlıklı 21/1-a maddesinde “bayinin sözleşme mevzuu vecibeleri ile borç ve taahhütlerini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi halinde …’nun sözleşmeyi tek taraflı olarak derhal feshedebileceğinin” kabul edildiği, gerek davacı tarafın talebi ile İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/96 değişik iş ve İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/114 değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile gerekse Mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile davalı şirketin sözleşme ile üstlendiği edimlere aykırı davrandığının, davacı dışında başka kaynaklardan ürün aldığının tespit edilmiş olması karşısında davacının sözleşmeyi feshinde protokol ve sözleşme uyarınca haklı olduğu, protokolün, sözleşmenin feshinin sonuçları başlıklı 13/1-c maddesinde; “protokol ve buna bağlı sözleşmenin veya kira sözleşmesinin her ne suretle olursa olsun feshi halinde bayinin … tarafından ödenen peşin satış destek priminin kullanılmayan sözleşme süresine denk gelen kıstelyevm usulü ile hesaplanacak tutarını …’ya iade edeceğinin” kabul edildiği, buna göre davacının asıl davada talep ettiği peşin satış destek priminin sözleşmenin feshi tarihinden itibaren uygulanmayan süresine karşılık gelen kısmının iadesi talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporunda usulüne uygun olarak tespit edilen 336.407,45 USD’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı şirketten istirdadı ile davacıya ödenmesine, davalı …’ın sorumluluğunun kefalet limiti olan 250.000 USD ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş, asıl ve birleşen davada talep edilen işletme hakkı bedeli yönünden yapılan değerlendirmede ise; taraflar arasındaki protokolün 4. maddesinde düzenlenen işletme hakkı bedelinin sözleşmenin devamında her ay için ödenecek bir bedel olduğu, davalı şirketin bayilik faaliyetini sürdürdüğü taşınmazı tahliye ve teslim etmediği gerekçesiyle, feshedilen ve fesih tarihinden itibaren taraflar arasında uygulanma olanağı kalmayan protokol maddesi uyarınca işletme hakkı bedeli talep edemeyeceği anlaşılmakla asıl ve birleşen davadaki bu talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece bakiye peşin satış destek priminin hesabında bilirkişi raporunda yer alan hesaplamanın dikkate alınması ve bu rapora karşı itirazlarımızın değerlendirilmemesinin hatalı olup; yerel mahkeme kararına karşı yalnızca bu yönüyle istinaf talebinde bulunulduğunu, peşin satış destek priminin tutarı hesaplanırken bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın esas alındığını, rapora karşı itirazlarının dikkate alınmamış olup bu nedenle talep etmiş olduğu ve davacı şirkete ödenmesi gereken tutarın 484,71 USD eksik hesaplandığını, dava dilekçesinde açıklandığı üzere taraflar arasındaki sözleşmenin bakiye süresinin 757 gün olması nedeniyle davacı şirketin peyin satış destek pirimi alacağının 366.892,16 USD olarak dikkate alınması gerektiğini, 484,71 USD tutarında eksik hesaplama yapıldığını, mahkeme kararında davacı şirketin davalılardan işleticilik bedeli talep etmesinin mümkün olmadığı yönüyle kaldırılarak asıl ve birleşen davalarda işleticilik bedeli talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalıların bayilik sözleşmesinin sona ermesine rağmen taşınmazı tahliye etmemeleri kendilerini haksız işgalci konumuna düşürdüğünü, sözleşmede öngörülen işleticilik bedelinin davalılarca davacı şirkete ecrimisil olarak ödenmesi gerektiğini, davalıların taşınmasız tahliye ederek davacı şirkete teslim etmekle yükümlü olduğunu, bilirkişi incelemesinde ana ve birleşen dava kapsamında talep edelin tüm işleticilik bedellerine ilişkin faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu isabetle tespit ettiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle sözleşmenin kalan süresine tekabül eden destek priminin iadesi ve sözleşmenin feshinden sonra istasyonun kullanılmaya devam edilmesi nedeniyle ecri misil alacağının tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, sözleşmenin kalan süresine tekabül eden destek prim tutarının miktarı ile davacı tarafın ecr- i misile hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. Davacı … ile davalı … Arasında imzalanan 22/07/2010 tarihli protokol ile peşin satış destek primi ve işletme hakkı ücreti esasları kararlaştırılmıştır. Yine taraflar arasında 18/09/2010 tarihinde 5 yıl süreli “istasyonlu bayilik sözleşmesi” imzalanmıştır. Davalı …’da …’nin borçlarına 250.000,00 USD limitle müteselsil kefil olmuştur. Protokolle kararlaştırılan “peşin satış destek primi” davalı şirketin düzenlediği 01/09/2010 tarihli ve 1.341.040,50 TL bedelli faturası karşılığında 23/09/2010 tarihinde 1.124.694,50 TL olarak davacı tarafından ödenmiştir. Davacı tarafından, davalı muhatap şirkete çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 23/08/2013 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin feshedildiği ihbar ve ihtar edilmiştir. Davacı taraf fesih tarihinden sonra davalı şirket hakkında 01/10/2013, 01/11/2013 01/12/2013, 01/01/2014, 01/02/2014, 01/03/2014 tarihli 8.129,02 TL tutarlı faturaları tanzim etmiştir. Davacı taraf, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle sözleşmenin kalan süresine tekabül eden destek priminin ödenmesi ve sözleşmenin feshinden sonra istasyonun kullanılmaya devam edilmesi nedeniyle oluşan ecrimisil alacağının tahsili istemiyle eldeki asıl ve birleşen davayı açmıştır. Taraflar arasındaki protokolün 13/1-c maddesinde protokol ve buna bağlı bayilik sözleşmenin veya … ile malik arasındaki kira sözleşmesinin her ne suretle olursa olsun feshi halinde bayinin, … tarafından ödenen peşin satış destek priminin kullanılmayan sözleşme süresine denk gelen kıstelyevm usulü ile hesaplanacak tutarını …’ya iade edeceği düzenlenmiştir. Bayilik sözleşmesi davacı tarafından 23/08/2013 tarihli ihtarname ile feshedildiğinden kalan süreye tekabül eden peşin satış destek priminin …’ya iade edilmesi gerekir. Bayilik sözleşmesi 5 yıl süre ile akdedilmiş olup sözleşmenin feshedildiği 23/08/2013 tarihinden sözleşme süresinin dolduğu 18/09/2015 tarihine kadar olan dönem için kalan ve bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen 756 gün üzerinden davacının ödediği peşin satış destek priminin hesaplanarak kendisine iadesi gerekir. Davacı taraf kalan sürenin 757 gün olduğunun iddia etmiş ise de buna ilişkin somut bir açıklamada bulunulmamıştır. Dolayısıyla mahkemece peşin satış destek primine ilişkin davanın kısmen reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna karşın mahkemece davacı tarafın sözleşmenin feshinden sonraki dönem için işletme bedeli alacağı talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Zira olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime ait olup sözleşmenin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin haksız kullanımlara ilişkin talepler davacının bilirkişi heyet raporuna itiraz dilekçesinde de belirttiği gibi ecri misil istemi niteliğindedir. Ancak mahkemece yargılama sırasında bu yönde bir değerlendirme yapılmamıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 995/1. Maddesi uyarınca, iyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır. Taraflar arasında görülen İzmir 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/287 esas sayılı dosyasında davalı şirketin dava konusu bayilik sözleşmesine konu taşınmaza müdahalesinin men-ine 08/01/2014 tarihinde karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/06/2015 Tarih ve 2014/12103 E – 2015/8930 K sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Davalı taraf eldeki davaya karşı sunmuş olduğu dilekçelerde taşınmaz maliki ile aralarında üst hakkı sözleşmesi bulunduğunu ve bu üst hakkının kira sözleşmesini geçersiz kıldığını savunmuştur. Ayrıca bayilik sözleşmesinin feshedilmesiyle kira sözleşmesinin amacının kalmadığı ve zeminin arsa üzerindeki üst hakkının …’e ait olduğu, ayrıca 2027 yılına kadar …’in bu hakka sahip olduğu belirtilmiştir. Bunun yanı sıra İzmir 3. SHM’nin 2013/114 D.iş sayılı dosyasında alınan 11/10/2013 tarihli tespit raporunda davaya konu istasyonda … adı altında ürünlerin satıldığı belirlenmiştir. Davalı tarafta 18/11/2013 tarihli rekabet kuruluna yazılan yazıda, …’in … A.Ş.’nin bayisi olarak faaliyetlerine devam ettiği bildirilmiştir. Davalı şirket üst hakkına dayanmış ise de tapuya tescil edilmiş bir üst hakkı mevcut değildir. Taşınmaza ilişkin sözleşmelerin tapuda resmi şekilde yapılması geçerlilik şartı olduğundan davalı şirketin dayandığı üst hakkı sözleşmesinin davacı bakımından delil kabiliyeti bulunmamaktadır. Ayrıca davalının beyanlarından taşınmazı davacıya teslim etmediği anlaşılmaktadır. Davacı söz konusu taşınmazı dava dışı malikten kiralamış olup, taşınmazı kullanma hakkına sahiptir. Davalı şirket, davacı ile olan kira sözleşmesi sona erdikten sonra taşınmazı 01/10/2013, 01/11/2013 01/12/2013, 01/01/2014, 01/02/2014, 01/03/2014 tarihli faturaların ait olduğu dönemler itibariyle kullanmaya devam ettiğine göre bu dönemlere ilişkin ecrimisil bedelinden davacıya karşı sorumludur. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle en azı kira bedeli en fazlası mahrum kalınan gelir karşılığı zarardır. Bu kapsamda malik veya zilyedin yoksun kaldığı fayda ecrimisilin kapsamını belirler. Taraflar arasındaki protokolde davacıya ödenecek aylık işletme hakkı belirlenmiş olup, hükmedilecek ecrimisil bundan az olamaz. Davacının dava konusu ettiği faturalar işletme hakkı ücretiyle uyumlu olarak düzenlenmiş olup hükmedilecek ecrimisilin bu miktarlardan az olması mümkün değildir. Davalı şirket asıl ve birleşen dava yönünden davacıya karşı dava konusu edilen altı döneme ilişkin olarak ecrimisil bedelinden sorumludur. Ecrimisil bedelleri dönem sonu itibariyle muaccel hale geldiğinden takip eden aybaşı itibariyle faize hükmolunması gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı/Birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, A.1-Asıl davanın peşin satış destek primi istemi yönünden kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE; işletme hakkına ilişkin istem yönünden KABULÜNE, 2-Peşin satış destek priminin karşılıksız kalan kısmı 366.407,45 USD’nin -davalı kefil …’ın sorumluluğu 250.000,00 USD ile sınırlı olmak kaydıyla- ödeme tarihi olan 23/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İşletme hakkı ücreti alacağı -8.129,02 TL’nin 01/10/2013, -8.129,02 TL’nin 01/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte -davalı kefil …’ın sorumluluğu 250.000,00 USD ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 85.967,28 TL nispi harçtan peşin alınan 13.909,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 72.057,53 TL nispi karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (48.407,14 TL’sinden davalı …’ın sorumlu olması kaydı ile) hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, 512,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.212,50-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 3.208,31 TL ile 13.909,75 TL harç gideri olmak üzere toplam 17.118,06 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (11.674,63-TL’sinden davalı …’ın sorumlu olması kaydı ile) davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 46.722,34 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (31.435,09-TL’sinden davalı …’ın sorumlu olması kaydı ile) davacıya verilmesine, 7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara mütesaviyen verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine, B.1-Birleşen davanın KABULÜNE, 2-İşletme hakkı ücreti alacağı -8.129,02 TL’nin 01/12/2013, -8.129,02 TL’nin 01/01/2014, -8.129,02 TL’nin 01/02/2014, -8.129,02 TL’nin 01/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte -davalı kefil …’ın sorumluluğu 250.000,00 USD ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Başlangıçta peşin olarak alınan 555,30 TL harcın, alınması gerekli olan 2.221,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.665,87 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, 4-Birleşen dava dosyasında yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, C.1-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Asıl ve birleşen dava dosyaları yönünden davacı vekilince ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harçlarının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvuru harcı toplamı 242,60 TL, posta ve tebligat gideri 62,70 TL olmak üzere toplam 305,30 TL yargılama masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2022