Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/784 E. 2022/138 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/784
KARAR NO: 2022/138
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2016/268 Esas – 2019/460 Karar
ASIL DAVA: İtirazın İptali
KARŞI DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali karşı alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı şirket ile üretici olan müvekkili şirket arasında 26.02.2012 tarihli sözleşmesi distribütörlük sözleşmesi bulunduğunu, davalının sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, mail ortamında ve gerekse şifaen uyarılmasında rağmen davalının teslim alınan mal bedellerini vadesinde ödememeyi alışkanlık haline getirdiğini, sözleşmenin 7.4 maddesi gereği 03.04.2014 tarihli noter ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiğini, fesih ihtarı sonrasında, davalı ile alacakların tasfiyesi konusunda görüşmeler yapıldığını, davalının sözleşme gereğince, ellerinde bulunan malların iadesi ve bu bedellerin cari hesaptan mahsubu ile karşılıklı diğer taleplerden vazgeçme teklifi taraflarınca uygun görüldüğünü, ancak taahhüt edilmesine rağmen davalının güncel stok bilgilerini taraflarına bildirmediğini, bunun üzerine vadesi gelen borçların ödenmesinin ihtar edildiğini, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu, akabinde İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/422 E. sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/KARŞI DAVA:Davalı/karşı davacı vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, müvekkilinin ödemelerini aksattığı iddiasının doğru olmadığını, davacının müvekkilini temerrüde düşürmediğini, sözleşmeyi haklı olarak feshettiği izlenimi uyandırmaya çalıştığını, esasen müvekkili bakımından haklı fesih koşullarının olduğunu, nitekim davacıya keşide edilen 05.05.2014 tarihli ihtarnameyle müvekkil şirketin distribütörlük hakları ihlal edilerek izni ve bilgisi olmadan bazı ülkelere davacı tarafça doğrudan ürün satışının olduğundan sözleşmenin müvekkili şirketçe feshedildiğinin karşı tarafa bildirildiğini, ayrıca bu ihtarda sözleşmenin tasfiyesine ilişkin hükümler çerçevesinde ürün stok durumunun 177.941,09-USD olduğu ürünlerin istenilen kişi ve adreslere masrafı karşılanmak sureti ile teslime hazır olunduğunun bildirildiğini, sözleşmeye davacı-karşı davalı tarafça uyulmadığı ve haksız feshedildiği nedenlerinden ötürü sözleşmede kararlaştırılan 300.000-USD’nin ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen davacının ürünlerin kime teslim edileceğini bildirmediğini, bu kere 06.06.2014 tarihli ihtarla müvekkil şirketin elindeki ürünlerin kime ve hangi adrese teslim edileceği, ürün bedellerinin nasıl ödeneceği, cari borçtan mahsup edip edilemeyeceği konusunda bilgi istendiğini, buna rağmen ürünlerin geri alınması hususunda uygulanabilir bir öneri sunulmadığı gibi … adlı şahsı görevlendirildiğini taraflarına bildirilmekten başka bir adım atılmadığını, kaldı ki bu kişinin ne zaman ve hangi adreste hazır bulunduğunun belirtilmediğini, buna göre davacının sözleşmenin tasfiye hükmünde düzenlenen sürelere ve usule de uymadığını, davacının cari hesap alacağı çıkması halinde bu bedelden davacı karşı davalının sözleşmeyi feshettikten sonra müvekkil stoklarında bulunan ve teslim almaktan imtina ettiği 177.941,09-USD tutarındaki mal bedelinin mahsubunun talep edildiğini, karşı davada ise, sözleşmenin haklı neden olmaksızın davacı/karşı davalı tarafça feshedildiğini, davacı /karşı davalı tarafın sözleşmede belirtilen bölgelere bizzat kendi kurmaya çalıştığı pazarlama ağı ile mal satmayı hedeflediğini, böylece açıkça sözleşmeye aykırı davrandığını sözleşmenin haksız nedenle feshi nedeni ile sözleşmede kararlaştırılan cezai şarttan sorumlu olduğunu belirterek asıl davanın reddini, yargılama neticesinde davacının müvekkil şirketten bir alacağının çıkması halinde bu alacaktan davacı karşı davalının sözleşmeyi feshettikten sonra müvekkil stoklarında bulunan ve teslim almaktan imtina ettiği 177.941,09-USD tutarındaki mal bedelinin mahsubunu istemiş, karşı davanın kabulü ile sözleşmeyi açık bir şekilde ihlal eden davacının sözleşme gereği ödemesi öngörülen 300.000-USD cezai şarttan davacı karşı davalının hesaplanacak muhtemel alacağının mahsubu ile fazlaya dair her türlü hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik bakiye 30.000-USD alacağın fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: taraflar arasında mevcut ve inkar edilmeyen distribütörlük sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalıdan bilirkişi raporunda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere 570.114,12-TL alacağı bulunduğu, söz konusu alacağın davalı tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu ve bu bağlamda asıl dava yönünden davacı taraf HMK 222.md gereğince alacağın varlığını kanıtlamış olduğu, sözleşmenin 2.8 maddesi gereğince davalı tarafın borcunun süresinde ödememiş olması ve 3.6 maddesi gereğince ürün satışları ve stoklarıyla ilgili süresinde gerekli bildirimleri yapmamış olması nedeniyle davacı tarafından sözleşmenin 7.4 maddesi gereğince haklı olarak feshedildiği, bu bağlamda davalı-karşı davacının karşı dava yönünden haksız fesih nedeniyle herhangi bir talep de bulunamayacağı, nitekim toplanan delillere göre sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, ayrıca davalı tarafın sözleşmenin 8.2 maddesi gereğince müvekkili şirkete kalan ürün bedelini ödeme zorunluluğunda bulunduğunu iddia etmekle birlikte toplanan delillere göre söz konusu ürünlerin davacı tarafa teslim edilmesi için gerekli bildirimlerin yapılmasına rağmen davalı tarafın kendi stoklarında bulunan ürünleri bildirmediği gibi davacı tarafa herhangi bir teslimde de bulunmadığı dikkate alındığında bu yöndeki savunmanın da yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davalı karşı davacının takibe itirazın iptali ile takibin aynı alacak üzerinden aynı koşullarda devamına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 114.022-TL icra inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı dava yönünden ise, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı/karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı /karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin feshedildiği tarihte müvekkili şirketten muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığını, dolayısı ile fesih tarihinde müvekkil şirketin yerine getirmediği bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığından davacı-karşı davalı tarafın sözleşmeyi bu nedenle feshi haksız olduğunu, davacı-karşı davalı tarafın ne fesih ihbarnamesinde ne de dava dilekçesinde sözleşmenin 3.6. maddesinin ihlal edildiğine dair bir iddiası ve yakınması bulunmadığını, dava dilekçesinde bulunmayan bir sebebi gerekçe göstererek müvekkili şirket aleyhine karar verildiğini, fesih tarihi itibari ile müvekkilin stoklarında bulunan iadesi veya mahsubu gereken ürünler ve bu ürünlerin tutarları İstanbul … Noterliğinin 05 Mayıs 2014 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile liste halinde karşı tarafa tebliğ edildiğini, bu ürün bedellerinin karşı tarafın alacağından mahsubunu talep edildiğini, ancak bu talebin de yerinde görülmediğini, koşulları oluşmadığı halde icra inkar tazminatına hükmedildiğini, davacı-karşı davalı taraça distribütör sözleşmesinin haksız bir şekilde feshedilmesi nazara alındığında davacı-karşı davacı tarafın sözleşmenin 9. Maddesinde ön görülen cezai şartı müvekkile ödemesinin sözleşmenin anılan maddesinin gereği olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, distribütörlük sözleşmesine dayalı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali; karşı dava ise, cezai şart alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı/karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile 17/02/2015 tarihinde başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali için İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/422 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açmış olmakla anılan mahkemece verilen yetkisizlik kararı verildiği, yasal süresi içerisinde yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmadığından 18/02/2016 tarihli ek kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmekle; dava konusu icra dosyasında icra ödeme emrine itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmediği gözetildiğinde, itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde açıldığı gibi derdestlik de bulunmadığından işin esasına yönelik istinaf incelemesi yapılmıştır. Somut olayda, davacı üretici …Ltd Şti ile distribütör davalı …Ltd Şti arasında 26.02.2012 tarihli distribütörlük sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin davacı …Ltd Şti tarafından 03.04.2014 tarihinde feshedildiği ihtilafsız olup, öncelikli uyuşmazlık feshin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.8 maddesinde; “Distribütör, şirketten satın alacağı ürünlerin toplam bedelini şirketin fatura tarihinden itibaren 5 ay içinde şirkete ödeyecektir. Taraflar sözleşme konusu ürünler için bu vadeyi dilediği zaman tek taraflı olarak değiştiremez. Distribütör şirket tarafından belirlenen ödeme vadelerine uymayı kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, davalı distribütöre fatura tarihinden itibaren 5 ay içerisinde ödeme imkanı tanınmıştır. Sözleşmenin 7.4 maddesinde; “Tarafların bu sözleşme hükümlerinden herhangi birine uymaması veya aykırı davranması ya da sözleşme ile yükümlendiği edim ve taahhütlerden herhangi birisini yerine getirmemesi halinde tek taraflı olarak fesih hakları mevcuttur.”; 9. Maddesinde ise; “Taraflardan biri iş bu sözleşmenin herhangi bir maddesini ihlal ettiği takdirde diğer tarafa 300.000 Usd cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”denilmiştir. Yine aynı sözleşmenin “Sözleşmenin Sona Ermesi Halinde Uygulanacak Hükümler” başlığı altında düzenlenen 8.2 maddesinde; “Distribütör, yedinde veya kontrolü altında bulunan ürünlerin bir listesini derhal şirkete verecektir. Şirket, 30 iş günü içerisinde söz konusu listede yazılı ürünleri tamamen ve distribütöre satış fiyatından satın alınmak veya bedeli şirket tarafından ödenmek kaydı ile şirketin yazılı olarak göstereceği kişiye teslim edilmesini sağlamak zorundadır. şirket 30 iş günü içerisinde söz konusu ürünleri teslim almaz ya da aldırmaz ise ürünlerin distribütöre satış bedeli üzerinden hesaplanacak bedellerini distribütöre nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Davacı /karşı davalı …Ltd Şti tarafından davalı/karşı davacıya keşide edilen 03/04/2014 tarihli fesih ihtarnamesinde, sözleşmenin 7.4 maddesine dayalı olarak sözleşme hükümlerine uymama ve aykırı hareket edildiğinden bahisle sözleşmenin tek taraflı feshedildiği belirtilmiş ise de, ihtarnamede açıkça somut bir neden ileri sürülmemiştir. Davalı/karşı davacı … Ltd Şti de 05/05/2014 tarihli cevabı ihtarnamesinde, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu, bilakis sözleşmedeki yükümlülüklerin üretici firma tarafından yerine getirilmediğini ve sözleşmeye aykırı davranıldığından sözleşmenin taraflarınca haklı nedene dayalı olarak feshedildiği bildirilmiştir. Her ne kadar davacı/karşı davacı … Ltd Şti fesih ihtarında somut bir fesih nedeni belirtmemiş ise de eldeki davada fesih nedeni olarak davalının satın aldığı mal bedellerini vadesinde ödememesini göstermiştir. Bu kapsamda dosyada yapılan incelemede, davalı distribütörün fesihten (03/04/2014) önceki bir kısım ödemelerin 5 aylık vadesini 1-2 ay geçirmiş olduğu, fakat davacı şirketin uyarıları üzerine (25/03/2014 ve 27/03/2014 tarihli maillerden hemen sonra) davalı distribütörün ödemelerini yaptığı, bu ödemeler ile birlikte vadesi gelmiş tüm borçlarını ödemiş konuma geldiği, bununla birlikte davacı şirketin iddiasına dayanak belirttiği en eski borç 26/11/2013 tarihli olup (26/11/2013’de yapılan 128.318,59 TL’lik satışın ödemesi kısmen yapılmamıştır) bu borcun vadesi de ( 5 aylık sürenin sonu olan) 26/04/2014’de dolacağından davacının sözleşmeyi feshettiği 03/04/2014 tarihi itibariyle davalı distribütörün muaccel ödenmemiş borcu bulunmadığından bu fesih gerekçesi yerinde değildir. Davacı tarafın dava dilekçesinde gösterdiği bu fesih nedeni dışında herhangi bir fesih nedenine dayanılmadığı halde, ilk derece mahkemesince, fesih sonrası tasfiye hükümlerine düzenleyen sözleşme hükmüne dayalı ürün satışları ve stoklarıyla ilgili süresinde gerekli bildirimlerin yapılmadığına dayalı iddia kapsamı dışına çıkılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, davacı şirketin davalı distribütörlük sözleşmesini haklı nedene dayalı olmaksızın feshettiğinin kabulü gerektiğinden sözleşmenin 9.maddesine dayalı cezai şart alacağından sorumluluğu bulunmaktadır. Öte yandan, sözleşmenin sona ermesinden halinde davalı distribütörün davacı şirketten satın aldığı ürünlerin akıbeti yukarı anılan sözleşmenin m.8.2’de belirlenmiştir. Bu maddeye göre, davalı distribütörün kontrolü altında bulunan ürünlerin listesini derhal davacıya vereceği, 30 işgünü içerisinde bedelinin davacı tarafından ödenmek kaydı ile bu ürünleri satın alınması ve ürünlerin davacının yazılı olarak göstereceği kişiye teslim edileceği, eğer davacı 30 iş günü içerisinde söz konusu ürünleri teslim almaz ya da aldırmaz ise ürünlerin davalı distribütörün satış bedeli üzerinden hesaplanacak bedellerini nakten ve defaten ödemesi kararlaştırılmıştır. Somut olayda, davacının davalıya 24.06.2014 tarihli ihtarnamesinde, teslim ile ilgili kişi ve adres bildirimi yapmasına rağmen, davalı distribütörün ürünleri iade etmediği dosya kapsamında sabit olmakla ürünleri satın alan ve iade etmeyen davalı distribütörün sözleşmenin m.8.2’ye dayalı iade hakkını kullanmakta temerrüde düştüğünün kabulü gerektiğinden satın aldığı ve iadeden kaçındığı ürünlerin bedelini ödemekle yükümlüdür. Hal böyle olunca, her iki tarafın ticari defterleri birbiri ile mutabık olduğu üzere, takip tarihi itibariyle davacının davalı distribütörden cari hesaptan dolayı 232.699,64-Usd tutarında (takip tarihinde 1 Usd: 2,45 TL kur alınmıştır) 570.114,12 TL alacaklı olduğu ihtilafsız olup, bu alacaktan davalı/karşı davacı şirketin takas mahsup talebi doğrultusunda karşı dava bakımından sözleşmeyi süresinden önce haksız biçimde fesheden davacı-karşı davalı … Ltd Şti’nin sözleşmenin md. 9’da öngörülen 300.000 Usd cezai şarttan sorumlu olduğu bu tutarın mahsubu sonucunda, asıl davanın takas mahsup nedeniyle reddine, karşı davanın ise davalı/karşı davacının takas mahsup sonucu bakiye 67.300,36 Usd cezai şart alacağının kaldığı, karşı davada istenen 30.000 Usd talebi ile bağlı kalınarak 30.000 Usd’ye davalı/ karşı davacı … Ltd Şti’nin keşide etiği 05/05/2014 tarihli … yev.nolu ihtarnamesine göre, temerrüt tarihi olan 03.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davalı/karşı davacı vekilinin HMK 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak asıl davanın reddine karş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, istinafa konu ilk derece mahkemesinin kararının HMK.’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
A)ASIL DAVA YÖNÜNDEN; 1-Davanın REDDİNE, 2-Başlangıçta peşin olarak alınan 6.873,23 TL harcın alınması gerekli olan 80,7 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.792,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı/karşı davalıya iadesine, 3-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı/karşı davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 45.555,70-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
B) KARŞI DAVA YÖNÜNDEN; 1-Davanın KABÜLÜNE, 30.000,00 USD’nin temerrüt tarihi olan 03.06.2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca tarihinden fiili ödeme gününe kadar Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bulunan bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanarak davacı/ karşı davalı …Ltd Şti’nden alınarak davalı/ karşı davacı …Ltd Şti’ne verilmesine; 2-Peşin alınan 973,42-TL harçtan, alınması gerekli olan 5.840,50 – TL ilam harcının mahsubu ile, bakiye 4.867,08 TL’nin davacı/karşı davalı …Ltd Şti’nden alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı/karşı davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca belirlenen 11.915,00-TL vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine, 6-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Davalı/karşı davacı tarafından yatırılan asıl dava için yatırılan 9.736,12 TL ; karşı dava için yatırılan 44.40 TL istinaf karar harçlarının karar kesinleştiğinde talep halinde davalı/karşı davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, b-Davalı/karşı davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen (121,30 TL + 121,30) 242,60 TL istinaf başvuru harcı ve dosya gönderim masrafı toplamı 40,50 TL olmak üzere toplam 283,10 TL’nin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine, 7-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.