Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/78 E. 2020/364 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/78
KARAR NO: 2020/364
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2017/109 Esas – 2018/511 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26.11.2020
Taraflar arasındaki itirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …Ltd.Şti.’nin … Bankası T.A.O. Saraybahçe İzmit şubesinden muhtelif krediler kullandığını, diğer davalı borçlular … ve …’in ise söz konusu kredi sözleşmesine müştereken ve müteselsilen kefil olduklarını, müvekkilinin taşınmazı üzerine kullanılan kredilere teminat olmak üzere ipotek tesis edildiğini, borçlu ile müşterek müteselsil kefil olan davalılara Bursa … Noterliğinin 20/10/2016 tarih ve … yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiğini, hesap kat ihtarnamesi ile kredilerden kaynaklanan borçlura ilişkin dava dışı banka tarafından takibe geçilmeden önce borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek veren 3. Şahıs sıfatıyla 17/11/2016 tarihinde … Bankası T.A.O. Saraybahçe İzmit Şubesine ferileri ile birlikte kullanılan krediler için 112.534,81 TL borçlu şirkete verilen çekler için çek bloke hesabına 3.900,00 TL ve ipotek fek bedeli için ise 525,00 TL olmak üzere toplam 116.959,81 TL ödemede bulunulduğunu ve borcun kapatıldığını, müvekkilinin ödediği tutar nispetinde dava dışı alacaklı bankaya halef olması nedeniyle ödenmiş olan tutarların tahsili için davalılar aleyhine girişilen icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının damadı dava dışı … ile davalılardan … ve ona ait şirket olan davalı şirket arasında yargılamaya konu kredinin alınması hususunda gizli bir mutabakat yapıldığını, müvekkilinin davacıyı hiç tanımadığını aynı şekilde davacının da müvekkilini tanımadığını, aradaki ayni kefalet sorununu davacının damadının çözdüğünü, tapuyu diğer davalıya bizzat getirdiğini bu da yeterli olmayınca davalılardan …’in müvekkilini ikna ederek şahsi kefil olmasının sağlandığını, ilgili bankadan çekilen kredilerin davacının damadı … ve … arasında paylaşıldığını, taksitlerin ödenmesinde yaşanan aksilikten ötürü kredide zerre menfaati ve dahili olmayan müvekkilinin bu kere davacının damadı tarafından ölümle tehdit edilmeye başlandığını, şahsın müvekkiline gönderdiği tehdit mesajları Saraybahçe Polis Merkezi Amirliği’nin 2016/2254 olay numaralı evrakı ile sabit olduğunu, davacı tarafın bizzat damadı tarafından tahsil edilen ve taksitleri diğer davalı … tarafından ödenen kredi borcuna dayalı olan muvazaalı ipotek üzerindeki rehnin kaldırılmasından sonra bu sefer başka bir kredi aldığını bununda banka kayıtları ile sabit olduğunu, bu nedenlerle davacının muvazaaya dayalı kötü niyetli temel ilişkiye dayalı davasının reddine %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı …, davaya cevap vermemiş, 19.07.2018 tarihli duruşmada, kendisinin ısrarı sonucunda, davalı …’ın krediye kefil olduğunu, çekilen kredinin de davacının damadı … ile birlikte kullandıklarını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda,davacının kredi sözleşmesinde ipotek veren olduğu, ipoteğin davalıların bankaya olan borçları kapatılmak suretiyle kaldırıldığı, kredi sözleşmesi kapsamında davalılar ile aralarında bulunan iç ilişki gereği rücu hakkının bulunduğu, davalıların muvazaalı işlemler yapıldığına yönelik savunmalarının gerek tanık beyanları gerekse ceza dosyası ile dosyaya sunulan belgelerle ispatlanamadığı, davacı vekilinin muvazaanın ispatlanmış olması halinde dahi davalıların kendi muvazaalı işlemlerine dayanmalarının mümkün olmayacağı itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının damadı … ile davalılar birlikte hareket ederek müvekkilini kredi sözleşmeye kefil olmaya ikna ettiklerini, çekilen krediyi de kendi paraları gibi tasarruf ettiklerini, muvazaa olgusunun tartışılmadığını, asıl borç ilişkisi muvazaa nedeniyle geçersiz olduğundan müvekkili kefilinde sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, rücuen alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67 maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalı asıl borçlu şirket ile dava dışı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesini, diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borcunun teminatı olarak taşınmazı üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiğini, kredi geri ödemelerin aksamı sonucunda, bankaca hesabın kat edildiğini, bunun üzerine, kredi borcu ve ferilerin bankaya ödendiğini, ipoteğin de kaldırıldığını, alacaklı bankanın haklarına halef olunduğunu, alacağın rücuen tahsili için davalılar aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalılardan …, sözkonusu kredi sözleşmesine kefil olduğunu ancak kullanılan kredinin, davacının damadı … ile kredi lehtarı davalı şirketin yetkilisi diğer davalı … tarafından şahsi işlerinde kullanıldığını, muvazaa nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğundan geçerli bir kefaletten de sözedilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355 maddesi uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava konusu Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takip dosyasında, davacının takip alacaklısı, davalıların takip borçlusu olup, 16.12.2016 tarihli ilamsız icra takip talebinde toplam 117.555,31 TL’nin tahsilinin istendiği, süresi içerisinde davalı borçluların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Somut olayda, … Bankası AŞ ile davalı … Ltd Şti arasında akdedilen 22.01.2014 tarihli, 1.570.000 TL limitli genel kredi sözleşmesinde, davalı …’in sözleşme limiti kadar, diğer davalı …’ın ise 412.500,00 TL limit dahilinde, sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davacının da taşınmazı üzerinde, davalı kredi lehtarı … Ltd Şti’nin bankadan kullanacağı/kullandığı kredilerin teminatı olarak ipotek tesis edildiği, alacaklı banka tarafından kredi hesabın kat edilerek borçlulara hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, bunun üzerine kredi borcunun davacı tarafından ödendiği dosya kapsamından sabit olup, davacının kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, sözleşmede kefil olarak yer almadığı, maliki olduğu taşınmazda kredi borçlusu lehine ipotek tesis ettirdiği, bu sebeple davacının bu kredi sözleşmesine istinaden dava dışı bankaya yapılan ödemelerden dolayı asıl kredi borçlusu davalı şirket ile müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan diğer davalıların sorumlu olduğu, davalı şirket adına kullanılan kredinin, davacının damadı ile davalı kefil … arasında paylaşılarak harcandığı iddiasının kefiller arasındaki iç ilişkiye dayalı olup, bu itirazın davacıya karşı ileri sürülemeyeceğine göre, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olduğundan davalının yerinde olmayan istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu hukuki gerekçelerle, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Alınması gerekli gerekli 8.030,21 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 2.007,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.022,66 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca, taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki) haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.