Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/772 E. 2022/460 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/772
KARAR NO: 2022/460
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/05/2019
NUMARASI: 2017/1200 Esas – 2019/539 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşımacılık işi ile iştigal ettiğini, 2016 yılının Mart ayında Slovakya’dan yüklenen malların Türkmenistan Aşkabat’a taşınması işi için müvekkili ile davalı şirketin anlaşmış olduğunu, davalıya yükleme talimatı veren … San. A.Ş olduğunu, taraflar arasında mutabık kalınan navlun bedeli her araç için 6.700 Euro olduğunu, davalının sonradan talep etmesi üzerine araç başı 100 Euro yurt dışı gümrük evrakları yapılmış olduğunu, toplam 40.800 Euro nakliye bedelinin mevcut olduğunu, davalı tarafından 20.090 Euronun ödendiğini, müvekkilin tedarikçi firmasının tır temin ettiğini, bu firmaların tır karnelerinde de belli olduğunu, davalı tarafından tır sürücülerinin yükleme yerinden verilen evrakları kullanmamaları gerektiğini, Türkmenistan’a giderken tırların yükleme yerinde kendilerine verilen evraklarla giriş yaptıklarını, müvekkili tarafından yapılan taşımacılıkla ilgili 16/03/2016 tarihli 27.200 Euro bedelli ve 12/05/2016 tarihli 13.600 Euro bedelli 2 faturanın düzenlendiğini, taşıma hizmetinin gerçekleştirildiğini, malların boşaltma yerinde teslim edildiğini, borcun ödenmemesi sebebiyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, borçlunun haksız itirazı sebebiyle itirazın iptali ve % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin uluslararası nakliye işi yaptığını, Türkmenistan Aşkabat arasında mal taşıma işi konusunda davacı …’la anlaştıklarını, davacının teslimi çok geç yaptığını, bir kısım malların 45 gün bir kısım malların ise 75 gün gecikmeli olarak teslim edildiğini, kusurun davacıdan kaynaklandığını, müvekkilinin maddi zarara uğradığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı … A.Ş’ye ait emtiaların Slovakya ile Türkmenistan arasında gerçekleştirilen uluslararası karayolu transit taşımaları için davalı …’nin müşterisi olup taşımayı organize ettiği fiili taşıyıcının … Taşımacılık firması ile toplamda 6 sefer için navlun bedeli 40.800 Euro karşılığında anlaştıkları Slovakya Türkmenistan arasında gerçekleştirilen uluslararası karayolu transit taşımaların icrası davacı tarafından asıl taşımacı, fiili taşımaların Slovakya menşeli yabancı bir alt taşıyıcıya bırakıldığı, emtianın hasar ve zıyaı uğramadan Türkmenistan’da bulunan alıcıya teslim edildiği, davalının bakiye navlun bedelini ödememe gerekçesi olarak yükün bir kısmının 45 gün, diğer kısmının 75 gün gecikmeli olarak alıcılarına teslim edilmeleri sonucu zarara uğradığı ve dava dışı … firmasının geç teslimden kaynaklı 13.600 Euro bedelli kendisine kesilen faturayı göstermektedir. Fiili taşımayı gerçekleştirilen yabancı menşeli taşıyıcıya ait CMR Tır karneleri bulunduğu CMR taşıma sanetleri üzerinde dava dışı alıcı firma tarafından taşımaların gecikmeli ya da ne kadar süre gecikmeli yapıldığına ilişkin derç edilmiş herhangi bir şerh görülmediği, ancak taraflar arasında ihtilafa konu gecikmelerin meydana geldiği hususu taraflar arasında e-posta yoluyla yapılan yazışmalardan anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığa konu Slovakya – Aşkabat arası gerçekleştirilen karayolu transit taşımasının 5.000 km’yi aşan bir güzergahının olduğu, çeşitli ülke gümrüklerinden ve İran üzerinden transit geçişlerin yapıldığı, yol güzergahlarında uluslararası eşya taşıma operasyonlarının sektör yönünden oldukça zorlu bir süreci kapsadığı göz önüne alındığında ve 6 ayrı karayolu aracının belirsiz gün gecikmesine hava muhalefeti refakat belgelerinde değişiklik yapılmasından kaynaklandığı, bu hususların davacının tasarruf alımında olmadığı, bunlardan sorumluluğun gönderene dolayısıyla dava dışı satıcıya ait olduğu göz önüne alındığında ödenmeyen navlun bedeli 20.600 Euro olup davalı yanın davacıdan talep edebilir alacağının 472 TL ve 3.483 USD miktarında bulunduğu, bu alacak mahsup edildiğinde davacının bakiye alacağının 17.254,68 Euro olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak likit olduğundan % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme hükmü tamamı ile hatalı ve mevzuata aykırı olarak hazırlanmış bilirklişi raporuna dayandığından raporu hukuki açıdan irdelemenin yerinde olacağını, bilirkişi raporunda “Slovakya ile Türkmenistan arasında gerçekleştirilen taşımanın CMR (Emtiaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı Hakkında Konvansiyon) tabi olup; navlun ve ödemesi husularında CMR ‘de hüküm bulunmadığı için TTK 870 hükmüne göre davacının toplamda 6 sefer 40.400 Euro alacaklı olduğunun kabulü gerekir.” şeklinde nesnel olmayan görüşlere yer verildığini, zira, CMR konvansiyonu madde 23/5 fıkrasında gecikme halinde taşıyıcının taşıma ücreti yükümlülüğüne dair açık hüküm bulunduğunu, bu sarih düzenlemeye rağmen, ilgili uluslararası sözleşmede navlun ve ödemesine ilişkin hüküm bulunmadığını ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 870 hükümlerinin esas alınması gerektiğine kanaat getirmek eksik ve yetersiz inceleme yapıldığının göstergesi olup bu davada bilirkişi heyeti hukuki değerlendirme yapmak ile kalmayıp hangi kanunun tatbik edilmesi gerektiğine yönelik görev dışı belirleme yaptığını, anayasa madde 90/5 fıkrasında da belirtldiği üzere Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olup yargılama sırasında delil listemizde de sunduğumuz üzere, davalı müvekkil şirketin Bakırköy … Noterliği’nden gönderilen 29.06.2016 tarih ve … yevmiye no’lu fatura davacıya iade edilmesi hiçbir surette sözleşmeye aykırlık teşkil etmeyeceğini, işbu taşımacılık işlemlerinde süre çok elzem olduğundan ve zarar meydana getirebileceğinden (kur farkı navlunun fiyatının düşmesi vs.) hem kanun hükmü hem de sözleşme ile açıkça süre belirlenmekte olduğunu, taşımacılık işini yürüten davacının tacir olduğunu, güzergahın 5.000 km olduğu ve taşımacılığın belirli ülke sınırları içerisinde yapıldığını önceden bilerek ve dikkate alarak sözleşme akdettiğini, taşımacılık işlemini yapan davacı şirketin tüm bunları bilip kabul etmesi ile belli sürede teslim borcu altına girmiş olmasından sonra başta öngörülebilir ve kabul edilmiş sebeplere ilişkin, ki bu sebeplerin mücbir sebep olduğunu gösterir hiçbir delil de ileri sürülebilmiş değilken, gecikmenin makul görülmesi asla kabul edilemeyeceğini, ispat külfetinin taşıyıcıda olduğu beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası taşıma nedeniyle ödenmeyen navlun ücretinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taşımaya konu emtianın geç teslim edilip edilmediği ve varsa geç teslim nedeniyle uğranılan zararın navlun alacağından düşülüp düşülmeyeceği noktasındadır. Dava dışı … A.Ş.’ ye ait emtianın, Slovakya’dan Türkmenistan’a taşıma işini davalı …’ nin üstlenmiş, davalı ise taşıma işini toplamda 6 sefer olmak üzere beher araç için 6.700 Euro navlun bedeli, araç başına yurt dışı gümrük evraklarının yapılması hizmet bedeli olarak da ayrıca 100 Euro itibariyle toplamda 40.800 Euro bedel karşılığında davacı …-… Taşımacılık firmasına vermiştir. Taşımaya konu emtiaların alıcısına teslim edildiği hususu ihtilaf konusu değildir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “16.03.2016 tarih 27.200 Euro ve 12/06/2016 tarih ve 13.600 euro fatura” sebebine dayalı olarak 20.710,00 Euro asıl alacak ve 347,53 Euro işlemiş faizinin tahsili istemiyle 21/12/2016 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf ise taşımaya konu emtianın geç teslim edildiğini ve bu nedenle zarara uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. CMR Konvansiyonu’nun 1/1. Maddesinde, bu Sözleşmenin, Sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacağı düzenlenmiştir. Eldeki davada taşımanın yapıldığı ülkeler konvansiyona taraf olup uyuşmazlığı CMR hükümlerinin uygulanacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyor ise teslimde gecikme var demektir(CMR m. 19). Taraflar arasında yükün alıcısına teslim edilmesi için bir zaman limiti belirlendiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu taşımanın niteliğine göre, yükün makul bir süre içerisinde teslimi gerekir. Gecikme halinde, hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder(CMR m. 23/5). Anılan düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere tazminat talebinde bulunan kişinin zararının varlığını yanıda zararla gecikme arasındaki uygun illiyet bağını da ispatlaması gerekir. Taraflar arasındaki mail yazışmalarından teslimatta gecikmeler olduğu anlaşılmaktadır. Ancak toplam 6 adet taşımadan hangisinde hangi süre ile gecikme yaşandığı belirsizdir. Ayrıca davalı taraf geç teslim nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de dilekçelerinde zararını ispata yarar herhangi bir delil sunmamıştır. Buna karşın bilirkişi incelemesinde davalının ticari defterlerine göre dava dışı … A.Ş.’ye13.600,00 Euro eksik fatura düzenleyerek fiyat farkını bu miktarda kabul ettiği tespit edilmiştir. Ancak bahsi geçen 13.600,00 Euro’nun nasıl belirlendiği dosya kapsamı itibariyle belli değildir. Bu kapsamda davalı taraf, gecikme nedeniyle zarara uğradığını ispatlayabilmiş değildir. Davalı taraf icra takibine itirazında 27.200,00 Euro bedelli faturayı ödediğini iddia etmiş ise de kendi ticari defterlerine göre bu fatura için 20.200,00 Euro ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Davalının bu fatura nedeniyle davacıya halen 7.000,00 Euro borcu bulunmaktadır. Takibe konu edilen 13.600,00 Euro bedelli fatura ise davalı tarafça iade edilmekle birlikte davacının taşıma hizmetini sunduğu sabit olup sözleşme bedeli olan 40.800 Euro’dan davalının ödemesi mahsup edildiğinde davacı halen toplam 20.600,00 Euro alacaklıdır. Bilirkişi raporlarıyla davalının da davacıdan 472,00 TL ve 3.483,00 USD alacaklı olduğu tespit edilmiş olup mahkemece bu tutarlar davacı alacağından mahsup edilerek karar verilmiştir. Davalı taraf, davacının kabulünde olan mailler ile gecikmeden kendilerinin sorumlu olduğunu kabul ettiği ve ibralaşma taleplerinin bulunduğu ileri sürülmüş ise de, bahsi geçen maillerde davacının navlun alacağından vazgeçtiğine ilişkin bir beyanı söz konusu olmadığı gibi sulh talebi davalı tarafından gelmiş olup davacı tarafça da kabul edilmemiştir. Dolayısıyla davalının beyanlarında bahsi geçen mail yazışmaları davacının navlun alacağını sona erdirecek nitelikte değildir. Bu nedenle mahkeme 17.254,68 Euro yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan toplam 1.072,58‬ TL harcın, alınması gerekli olan 4.290,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.217,76‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/04/2022