Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/759 E. 2022/489 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/759
KARAR NO: 2022/489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2017/1132 Esas-2019/231 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan 09.09.2016 tarihli sözleşme kapsamında davalıya düzenlenen fatura bedelinin bir kısımının ödenmediği bu nedenle cari hesaptan bakiye alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatını davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmeye konu ürünlerin davacı tarafından geç ve eksik teslim edildiğinden bir davacının bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; taraflar arasında 09.09.2016 tarihinde Mobilya Alım-Satım sözleşmesi imzaladıkları, sözleşmenin sipariş, teslim ve nakliye başlıklı kısmının 8 ve 9. maddelerinde ürünün teslimi ve montaj işlemlerinin bitiminden sonra en geç 5 iş günü içerisinde muayene ve kabulün alıcı tarafından yapılacağı, ürünlerin ayıplı olması halinde ürünlerin teslim alınmayıp tutanak düzenleneceği, ayıbın belirlenmesinden sonra en geç 3 iş günü içerisinde alıcının seçimlik hakkını kullanacağı hükme bağlanmış olup, bu sözleşme hükümlerine uygun olarak davalının iddialarını ispatlar nitelikte somut delil ibraz etmediği, ayıplı ürünlerin teslim edildiği ve ürünlerin bir kısmının teslim edilmediği hususlarının ispat edilemediği, yaptırılan defter incelemesine göre her iki tarafın ticari defter ve kayıtları birbiriyle örtüşmekte olup davacının cari hesap alacağının 35.255,36 TL olduğu, davalının iddialarını ispatlayamamış olması nedeniyle bu alacaktan sorumlu olduğu, faturanın kesildiği tarihten 30 gün sonra faiz hesabı yapılması gerektiği, buna göre hesaplanan faiz miktarının 1.806,71 TL olmasına rağmen takipte 249,20 TL işlemiş faiz talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi gereğince sadece 249,20 TL faiz alacağının istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesinde,” siparişi verilen ürünlerin satıcı tarafından siparişin alınmasından itibaren 30 takvim günü içerisinde üretilerek alıcıya teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, ancak sözleşme konusu ürünlerin belirlenen tarihte teslim edilmediği, bu hususta dosya içerisinde mevcut olduğu üzere müvekkilinin, davacıdan teslim alacağı ürünleri teslime sorumlu olduğu … İnş. Ltd. Şti.’ye zamanında teslim edemediği için ihtarnameye maruz kaldığı, zira davacının ürünleri sözleşme uyarınca en geç 09/10/2016 tarihinde kadar teslim etmesi gerektiği, Müvekkili tarafından 13/01/2017 tarihinde davacı şirket yetkililerine gönderilen mailde, sipariş verilen ürünlerin eksik ve hatalı olarak gönderildiği, gönderilen ürünlerin müvekkilin talep ettiği kriterleri taşımadığı, üstelik bu hususta tarafların defalarca görüşmesine rağmen yine aynı şekilde eksik ve hatalı ürünlerin gönderildiği, ürünlerin teslim edileceği şirkete de bu yüzden geç teslim yapılmasından kaynaklanan zararın aynen davacı şirkete faturalanacağının belirtildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından 20/01/2017 tarihinde verilen cevapta ” mağduriyetinizi anlıyoruz, ürünlerin montajında ve eksik malzemeden dolayı bir takım sıkıntılar yaşandı” denilmek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıklarının açıkça ikrar edildiği, bunun yanı sıra davacı şirket yetkilisi … tarafından müvekkiline iki adet fatura kesileceği hususunun bildirildiği, müvekkilince de “… Hanım fatura kesebilecekleri ancak iş bitmeden ödeme yapılmayacağının belirtildiği, davacı yanca işin tam ve eksiksiz teslim edilmemesine rağmen sözleşme bedelinin tamamının müvekkilden tahsilininin talep edilmesinin hukuki olmadığı, Davacı şirket, dosya içerisindeki mevcut mail yazışmalarından da anlaşıldığı üzere işi süresinde tamamlayarak teslim etmediği ayrıca bu hususta davacı yanca dosya içerisine sunulan 11/06/2018 tarihli beyan dilekçelerinde sipariş konusu ürünlerle alakalı olarak teslim yerini müvekkilinin ölçü ve montaja uygun hale getirmediği ve ilave taleplerinden kaynaklanan gecikmeler olduğunun ikrar edildiği, yapılan sözleşme uyarınca ölçü almak ve ilgili hazırlıkları yapmak görevinin tamamıyla davalının sorumluluğunda olduğu, sözleşmenin en başında malın teslim edileceği adresin belirtildiği, buna göre davacı tarafça ilgili hazırlıkların zamanında yapılması gerektiği, bunun dışında ilave masa siparişi dışında bir sipariş verilmediği, daha önceki verilen siparişlerin taleplere uygun olarak hazırlanmamasından dolayı sorun yaşandığı, Davacının teslim etmediği ürünlere ilişkin fatura keserek hem sözleşmeye hem de dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı davrandığı, davacının teslim etmesi gereken ürünleri tam ve eksiksiz bir şekilde teslim etmemesine rağmen, sanki bütün ürünleri teslim etmişcesine fatura kestiği, ancak müvekkilinin sözleşme hükümleri uyarınca anlaşılan bedel üzerinden kendisine geç de olsa teslim edilen ürünlerin ödemelerini yaptığı, eksik ve hatalı gelen ürünler zamanında tamamlanmadığı için ürünleri teslim edeceği firma olan … İnş.Ltd. Şti. ile ticari ilişkisi bozulma noktasına geldiği için müvekkilinin, davacının bu eksiklikleri tamamlamasını, kusurları düzeltmesini beklerken daha fazla zaman kaybetmemek adına onların eksikliklerini … Mobilyaya yaptırtığı, buna ilişkin fatura örneğinin ibraz edildiği, Yerleşik Yargıtay içtihatlarında; “faturanın içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmadığı taktirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğuna ilişkin karinesi doğdacağı,. bu durumdan, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiğinin anlaşılamayacağı, uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun kanıtlanması gerektiği ayrıca, davalıya tebliğ edilmiş olan fatura içeriğinin kesinleşmesinin söz konusu olamayacağı, bu hususun teslimin borç doğurucu sözleşmesel hukuki bir ilişki sonucu olduğunu, faturanın da bu ilişki sonucu düzenlenmiş olduğunu genel ispat kurallarına göre ( yemin teklifi dahil ) kanıtlanması gerektiği, Davacının sözleşme yükümlülüklerine aykırı hareket etmesine rağmen bu durumun mahkemece dikkate alınmadığı, talimat yoluyla dinlenen tanıkların, müvekkilinin, davacı ile yapmış olduğu sözleşme nedeniyle son derece mağdur olduğu, ticari ilişkileri sekteye uğradığı, davacının eksik bıraktığı işlerin … mobilya tarafından tamamlandığı, buna ilişkin olarak müvekkiline cezai işlem uygulandığının açıkça ifade ettikleri ancak mahkemece bu hususların göz ardı edilerek salt davacının eksik kalan miktara ilişkin faturayı kesip müvekkiline göndermesinin yeterli olduğu düşüncesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, Mahkemece faturaya itiraz edilmediğinin kabul edilmesinin hatalı olduğu, sunulan mail dökümlerine dikkat edildiğinde müvekkilinin henüz teslimatı yapılmayan mala ilişkin kesilen faturayı malların teslimine kadar ödemeyeceğini beyan ettiğinin açık olduğu, yapılacak olan itirazın gerek kanunda gerekse yerleşik yargı kararlarında herhangi bir şekle bağlı olmaksızın yapılabileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında oluşan açık hesaptan bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında 09.09.2016 tarihli sözleşme imzalanmış olup, davalının ödeyeceği KDV hariç 156.500 TL bedeli karşılığında, sözleşme konusu ürünlerin davacı tarafından üretilerek belirlenen adrese teslim ve montajının yapılacağı, siparişin alınmasından itibaren 30 takvim günü içerisinde teslim edileceği, mücbir sebepler dışında her geciken gün için sözleşme tutarının binde üçü oranında cezai şart ödeneceği hükme bağlanmıştır. Davalı taraf, sözleşme konusu ürünlerin geç ve eksik teslim edildiğini savunmuş, davacı ise, geç teslimin davalının sözleşme dışı ek siparişlerinden kaynaklandığını ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki mail yazışmalarına göre, teslim tarihinin revize edildiği tespit edilmekle birlikte dosya kapsamında hangi ürünlerin sözleşme kapsamında, hangilerinin sözleşme dışı iş olduğu anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte davacının, teslimden sonra yaptığı iş karşılığı olarak sözleşmede belirlenen tutar üzerinden tanzim ettiği 18.01.2017 tarihli 170.255,36 TL tutarlı faturası ile davalının, 01.01.2017 tarihinde 75.000 TL avans, 03.03.2017 tarihinde 50.000 TL 14.07.2017 tarihinde de 10.000 TL olmak üzere toplam 135.000 TL ödemesinin her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu ve yine her iki taraf defterine göre davacının cari hesaptan 35.255,36 TL alacaklı olduğu görülmektedir. Davalı, davacının sözleşme bedeline ilişkin 18.01.2017 tarihli faturasını ticari defterlerine kaydettiğine göre, fatura içeriği olan, sözleşme ürünleri tam ve eksiksiz olarak teslim aldığının kabulü gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesine göre, ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Bu durumda gecikme nedeniyle cezai şart istenebilmesi için alacaklının teslimi ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul etmemiş olması gerekir.Aksi halde cezai şart isteme hakkı düşer. Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan cezai şart, TBK 179/2 maddesi kapsamında, ifaya ekli cezai şart olup, davalının teslim sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmediği bir yana iş bedeline ilişkin davacı faturasını kayıtlarına alarak benimsediği anlaşılmakla artık ceza bedelini talep edemeyeceği gibi eksik teslim savunmasının da dinlenme olanağı bulunmadığından, ilk derece mahkemesince, yazılı gerekçeyle davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 606,30-TL harcın, alınması gerekli olan 2.425,31-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.819,01‬-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 21/04/2022