Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/756 E. 2022/255 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/756
KARAR NO: 2022/255
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2019
NUMARASI: 2017/1034 Esas-2019/406 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/03/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin …’a sattığı mala karşılık olarak … Bankası Dağkapı Şubesine ait … keşideli, 30/10/2016 tarihli, … seri nolu 15.000,00 TL’lik çeki adı geçenin cirosu ile aldığı ancak çekin müvekkilinin işyerinden kimliği belirsiz kişilerce çalındığı, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/800 esas sayılı dosyası ile ödeme yasağı ile birlikte çek iptali davası açıldığı, çekin … Ltd. Şti. yetkilisi … tarafından ciro edilerek davalı bankaya kredi borcuna karşılık verildiği ve davalı tarafından tahsil edildiği, … hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ve İstanbul Cumhuriyet Savcılığına … nolu dosyasında soruşturmanın devam ettiği, çekin haklı hamilinin müvekkili olup, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek çek bedeli 15.000,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu çekin müvekkili ile … Tic. Ltd. Şti. arasında 06/04/2015 tarihinde imzalanan 500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 15/04/2016 tarihinde kullandırılan 20.000,00 TL rotatif kredi borcuna karşılık verildiği, müvekkili bankanın iyiniyetli hamil olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan delillere göre; davacının çekin haklı hamili olduğunu kanıtlayamadığı zira çek üzerinde cirosunun bulunmadığı gibi verilen kesin sürede ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, hamil olduğunu dair başkaca delil ibraz edilmediği, Türk Ticaret Kanunu’nun 792/1 maddesi ile ” Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünün düzenlendiği, davanın temelini oluşturan mezkur madde uyarınca davacının çekin veya bedelinin istirdadını talep etmesi halinde öncelikle çekin yetkili hamili iken elinden çıktığını ve sonrasında da davalı tarafın iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmekte olup davacı tarafça iki hususun da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; mahkemece, müvekkilinin yetkili hamil ve davalının kötü niyetli olduğuna dair beyanda bulunacak tanıkların dinlenmediği zira 10.10.2018 tarihli celsede tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, Hukuk Genel Kurulu kararı nazara alınarak ara kararından rücu edilmesi ve tanıkların dinlenmesinin talep edildiği ancak 16.11.2018 tarihli celsede davacının tanık diletme talebinin bu aşamada reddi ile … bankası A.Ş.den cevap geldiğinde talebin yeniden değerlendirilmesine denildiği,15.05.2019 tarihli celsede, davacı tarafın tanık dinletme talebinin dosyanın mevcut durumu itibarıyla reddine karar verilerek devamla tahkikatın tümü hakkında diyeceklerinin sorulduğu, tanıkların dinlenmesine bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinin istendiği ancak bu yöndeki talebinde kabul edilmeyerek davanın reddine karar verildiği, mahkemece 2013/19-2238 E 2015/1062 K Sayılı 25.03.2015 tarihli Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararına uyulmadığı ve esas ve usul bakımından hata yapıldığı, bahsi geçen Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararında ,senedin kötüniyetle iktisabının haksız fiil niteliğinde olduğunu .bu nedenle tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği ve hayatın olağan akışına aykırılık durumumun delil olarak değerlendirilmesi hususunun da kambiyo hukuku ilkelerine aykırı olmadığı, buna engel bir yasal düzenlemenin bulunmadığının ifade edildiği, buna rağmen tanık dinletme talebimiz ret edilerek hak kaybına sebebiyet verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkin olup, çek bedeli tahsil edildiğinden, davacı taraf, çek bedelinin istirdatını talep etmektedir. İlk derece mahkemesince, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çek … Bankası Dağkapı Şubesine ait … keşideli, 30/10/2016 tarihli 15.000 TL bedelli olup, süresi içinde bankaya ibraz edilmesiyle çek hamili davalıya ödenmiştir. 6102 sayılı TTK.’nın 790. maddesi uyarınca, “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Yine TTK.’nın 792. maddesi uyarınca, çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Bu düzenlemelere göre çek istirdatı davasında ispat yükü davacıya ait olup, davacının öncelikle çekte yetkili hamil olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ispatlaması gerekmekte olup, ayrıca çeki elinde bulunduran hamilin çeki iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu bulunduğunu da kanıtlaması zorunludur. Aksi halde çek istirdatı isteminin kabulüne karar verilemez. Somut olayda, düzgün ciro silsilesine haiz çekte davacının cirosunun bulunmadığı gibi davacı tarafından çekin yetkili hamil olduğunu ispata yarar yazılı delil ibraz edilmediği görülmektedir. Çek istirdatı davasında, yetkili hamil olunduğu iddiası tanıkla ispat edilemez. Tanık delili sadece çek hamili davalının çeki iktisapta ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunun ispatı bakımından başvurulabilecek nitelikte bir delildir. Davacı taraf, yetkili hamil olduğuna ilişkin delil ibraz edemediğine göre, mahkemece davalının çeki iktisapta ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğu hususunun ispatında önem arzeden tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gibi dosya kapsamına nazara alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 44,40-TL harcın, alınması gerekli olan 80,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,3‬0-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022