Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/754 E. 2022/224 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/754
KARAR NO: 2022/224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2016/696 Esas – 2019/376 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya toptan yemek satışı yapıldığını, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında 2014 yılı içinde Müşteri Sözleşmesi (taşıma yemek) başlıklı sözleşme kurulduğunu, sözleşme uzadıkça davacının faturalardaki birim fiyatını artırarak teslim edilen miktarı müvekkilinin işçi sayısının üzerinde göstererek faturaları şişirdiğini ve fazladan tahsilat yaptığının farkedildiğini, bunun üzerine davacı şirkete 31.12.2015 tarihli KDV dahil 8.880.84 TL bedelli 2015 yılı yemek alış fiyat farkı kesildiğini, davacıya borcunun bulunmadığını, bilakis davacının müvekkiline 3.038.68 TL borçlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince toplanan deliller sonucunda; davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, cari hesabı oluşturan faturaların mal satışına ilişkin olduğu, davalının davanın reddini talep ettiği, bu durumda davacı satıcının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacı kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 17.027,60 TL alacaklı görünmekte ise de davalının ticari defterlerinde bu alacağın tespit edilemediği, davacının defterlerinde kayıt edilen ancak davalı defterlerinde yer almayan 3 adet fatura aslının sunulması mahkemece talep edilmesi üzerine davacı tarafça faturalar sunulmuş ise de sunulan faturalarda teslime ilişkin bilgi yer almadığı gibi teslime dair başka bir delil de sunulmadığı teslim alan kısımlarının boş olması nedeniyle sunulan belgelerin iddiayı ispata yeterli görülmediği, davacının davalının defterlerinde yer almayan 3 adet faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispat edemediği, davanın sübuta ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı defterinde kayıtlı bulunmayan 3 adet faturaya ilişkin teslim alan imzalı sevk irsaliyelerini sunulduğu halde bu konuda eksik araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiğini, ayrıca davalının çekle ödemesi tek olup, müvekkilinin kayıtlarında yer aldığını ancak davalının kendi defterlerinde bu ödemeyi mükerrer kaydettiğini, ayrıca dava dilekçesinde deliller arasında “ve sair yasal delil” ifadesini kullanmak suretiyle yemin deliline başvurulduğu halde yemin delilinin hatırlatılmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada alınan bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinde, davalıyla olan ticari ilişkinin 31.05.2014 tarihinde başladığı, 28.01.2016 tarihine kadar devam ettiği, bu süreçte toplamda 285.055,20 TL tutarında faturanın düzenlendiği, davalının 268.027,60 TL ödemesi mahsubunda, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.027,60 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde ise, 2014-2015 ve 2016 yılında davacı şirketten toplam 278.739,80 TL tutarında faturanın kaydedildiği ve karşılığında 285.909,44 TL ödeme yapılması sonucunda, davacı şirkete borcunun bulunmadığı bilakis davacıdan 7.168,64 TL alacaklı olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın; davacının ticari defterlerinde olup davalının defterlerinde olmayan 30.06.2014 tarihli 646,65 TL, 10.10.2014 tarihli 1.763,10 TL ve 14.03.2015 tarihli 3.904,74 TL olmak üzere toplam 6.314,49 TL tutarında faturalar bulunduğu, davalı ticari defterlerinde olup, davacı defterlerinde bulunmayan 01.10.2015 tarihli 9.000 TL ödeme ve 31.12.2015 tarihli 8.880,84 TL fiyat farkı faturasının bulunduğu belirtilmiştir. O halde, davalının ticari defterlerinde yer almayan 30.06.2014, 10.10.2014 ve 14.03.2015 tarihli 3 adet fatura bakımından fatura içeriği malı ve/veya hizmeti davalıya teslim edildiğini davacı alacaklı ispatla yükümlüdür. Dosyada yer alan uyuşmazlığa konu 3 adet faturada sevk irsaliye numaraları gösterilmiş, bu bağlamda davacı tarafça faturalarda belirtilen sevk irsaliye numaralı ile uyumlu fatura içeriğinin teslimine ilişkin teslim alan “…” isim ve imzalı bir kısım sevk irsaliyeleri dosyaya sunulmuştur. Bu durumda, irsaliyedeki teslim alan kısmında isim ve imzası bulunan …’ın davalı çalışanı olup olmadığı ya da davalı adına malı teslim almaya yetkili olup olmadığı hususları üzerinde durularak, bu hususta gerekirse davalı isticvap edilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, uyuşmazlığa konu olan davalının 9.000 TL tutarında çekle ödemesi yönünden, davalının ticari defterlerinde çekle ödemeye ilişkin olarak 01.10.2015 ve 11.12.2015 tarihinde iki ayrı kaydın bulunduğu buna karşın davacının ticari defterlerinde ise 11.12.2015 tarihli çekle ödeme kaydının olduğu anlaşılmış olmasına göre, davalının davacıya çekle ödemesini kendi kayıtlarına mükerrer kaydedip kaydetmediği açıklığa kavuşturulmadan ve bu hususta davacının rapora itirazları karşılanmadan karar verilmesi de doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulu ile HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.