Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/743 E. 2022/427 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/743
KARAR NO: 2022/427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2017/951 Esas-2019/324 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında,16/05/2016 tarihinde hizmet sözleşmesi akdedildiği, davalının 16/05/2016 tarihinde müvekkili şirkette işe başladığı, 06/09/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere de istifa ederek iş sözleşmesini sonlandırdığı ve 1 yıl geçmeden dava dışı … Danışmanlığı Limited Şirketi’nde çalışmaya başladığı, böylece taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal ettiğini belirterek sözleşmede belirlenen 20.000 USD karşılığı 70.006,00 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği gibi sözleşmede belirlenen cezai şartın geçersiz olduğu bir yana ödenmesi koşullarının da oluşmadığının belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının müdür konumunda olması nedeniyle davacı işverenin müşteri çevresi ve işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağladığı ancak rekabet yasağınının geçerli olması için sadece bu hususun yeterli olmayıp, avm zamanda bu bilgilerin kullanılmasının, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte bulunması gerektiği, davalının, davacı şirkette çalışırken müdür konumunda bulunması ve davacı ile davalının yeni işe başladığı dava dışı şirketin iştigal konularının aynı olmasının, davalının sahip olduğu bilgileri kullanmak suretiyle davacı işverenin önemli bir zararına sebep olabileceği, böyle bir ihtimalin varit olduğu, ancak burada davacının uğradığı/uğrayacağı ispatlanmış kesin ve mutlak bir zarardan bahsedilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; taraflar arasındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin 11. maddesinde, davalının, sözleşmenin feshinden itibaren 1 yıl içerisinde işverenin faaliyet alanında bulunamayacağı aksi halde işverene 20.000USD cezai şart ödeyeceğinin hükme bağlandığı, müdür olarak çalışan davalının şirketin sırlarına vakıf olduğu, istifa ederek ayrıldıktan hemen sonra aynı konuda faaliyet gösteren bir şirkette çalışmaya başladığı bu durumun, feshin kötüniyetli olduğunu gösterdiği, ayrılmadan önce muhtemelen yeni çalışmaya başladığı şirkete menfaat temin ettiği ve müvekkilinin iş kaybına uğramına neden olduğu, TBK 444. maddesindeki tüm koşulların oluştuğu, taraflar arasındaki sözleşmenin ve rekabet yasağının geçerli bulunduğu, davalının sözleşmeyi ihlal ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinafında; mahkemece verilen red gerekçesinin hatalı olduğu, zira rekabet yasağına ilişkin kaydın geçerli olduğunun kabul edildiği oysa sadece işçi aleyhine tek taraflı cezai şartın TBK 420/1 maddesine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu ve genel işlem koşulu hükümlerine göre yazılmamış sayılması gerektiği, dosya kapsamına göre, müvekkilinin kendi müşterilerini kendisinin getirdiği ve bulduğunu ispatlandığı, davacı şirketin müşteri çevresi ve yaptığı işlerle ilgili bilgi sahibi olacak bir konumda çalışmadığı, müdür sıfatına sahip olmasına rağmen bir müdür olarak çalışmadığı ve bağlı olarak çalıştığı bir takım liderinin bulunmasının bu durumu doğruladığı, davacı şirkete bir zarar verme ihtimalinin bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın bu sebeplerle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. Dava tarihinden önce 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. 7036 sayılı yasa, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamış, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, davanın açıldığı tarihte görevli olup olmadığı resen araştırılmak zorundadır. Bu durumda, eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 31.10.2017 tarihinde açılmış olmasına ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre davaya bakma görevi İş Mahkemelerine ait bulunmasına göre, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde, taraflar vekillerinin diğer istinaf sebepler incelenmeksizin re’sen gözetilen nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353(1)a-3 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına, davanın görev/dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin kararının, HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; 1-Davanın HMK 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden REDDİNE, 2-HMK’nın 20. maddesi uyarınca, taraflardan birinin, görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL İŞ MAHKEMELERİNE GÖNDERİLMESİNE, talep edilmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile İHTARINA,3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca harç,vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemece dava dosyası üzerinden karara bağlanmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara resen tebliğine, 5-İstinaf yoluna başvuran taraflar vekilleri tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022