Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/740 E. 2022/303 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/740
KARAR NO: 2022/303
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2017/413 Esas – 2019/393 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, davacı şirkete borçlarını çeklerle ödemiş ve yapılan takibe davalının itirazı ile, İstanbsul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/677 E. 2016/320 K. Sayılı ilamı ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi kararı ile dava kesinleşmiş olduğunu, iddia eden taraf davasını ispatla mükellef olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince toplanan deliller sonucunda; davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacının alacağının dava dışı … tarafından davalı adına keşide edilip davalı tarafından yapılan ciro sonrasında davacı taraftan alınan mal ve hizmetler karşılığında verilen 15/03/2010 tarihli 45.000,00 TL ve 25/03/2010 tarihli 130.000,00 TL çeklerin karşılıksız çıkması sonrasında davalı hesabına yapılan 175.000,00 TL ‘lik borç kaydına dayalı olduğu, davalı hesabına yapılan borç kaydı sonrasında davalının 116.972,11 TL’si borçlu hale geldiği, davacının çekler ile ilgili davalı ve dava dışı … Ltd. Şti aleyhine icra takibi yapmış olduğu ancak yapılan takip ile ilgili davalı ve dava dışı şirketten herhangi bir tahsilat yaptığına dair icra dosyasında herhangi bir tespitin yapılamadığı, diğer taraftan davacının davalı aleyhine çekler ile ilgili yaptığı icra takibinin süresi içerisinde yenilenmemesi kambiyo dolayısıyla yapılan icra takibinin zamanaşımına uğramış olduğu, davacı defterlerine göre 10/10/2015 takip tarihi itibari ile davalı tarafta nolan 116.972,11 TL’lik cari hesaba (karşılıksız çekler dolayısıyla) kaydedilen alacağını tahsil edemediği, bu itibarla davacının takip tarihi ile davalı taraftan 116.972,11 TL avacı yasal defterlerine göne 10/10/2015 takip tarihi itibari ile davalı tarafından 116.972,11 TL alacaklı olduğu, alacağın likit olduğundan icra inkar tazminata hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verlmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının da kabulünde olduğu üzere, müvekkili davalının cari hesap borçlarına karşılık müşteri çekleri verdiğini, bu çeklerin icra takibine konu edilmiş ise de, takibin işlemsiz bırakıldığından çeklerin zamanaşımına uğradığından icra mahkemesince takibin icrasının geri bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın da temyiz incelemesinden geçerek onandığını, dolayısıyla davacının borca karşılık çekler verildiğini kabule etmesine göre, müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığını, aynı konuda açılan davanın dinlenemeyeceğini, davacının alacak iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi bu tazminatın dava dosyası ile ilgisi olmayan çeklere dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibine göre verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı alacaklı dava konusu icra takibinde, davalı borçludan faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsilini istediği, davalının borcuna karşılık vermiş olduğu 2 adet müşteri çekinin bankaya ibrazında ödenmediği, bu çeklerin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı kambiyoya mahsus icra takibine konu edildiği, söz konusu icra takibinde herhangi bir tahsilatın yapılmadığı, takibin işlemsiz bırakıldığından çeklerin zamanaşımına uğradığı ve icra mahkemesine icra takibinin icrasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ticari defterlerinde ise, faturalara dayalı işleyen cari hesap alacağına karşılık davalının 15.03.2010 tarihli 45.000,00 TL ve 25.03.2010 tarihli 130.000,00 TL bedelli 2 adet müşteri çekini davacıya verdiği, çeklerin karşılıksız çıkması sonrasında, davalı hesabına yapılan 175.000,00 TL’ lik borç kaydı sonrasında, davalının 57.027,89 TL alacağın mahsubu sonucunda, davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 116.972,11 TL alacağının olduğu dosya kapsamından sabit olup, uyuşmazlık davalının borcuna karşılık verdiği 2 adet müşteri çekinin borcun yenilenmesi olarak kabul edilip edilmemesi noktasında toplanmaktadır. TBK’nın 133. maddesine göre, yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesinin, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olacağı, özellikle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi veya yeni bir kefalet senedi düzenlenmesinin, taraftarın açık yenileme iradeleri olmadıkça, yenileme sayılmayacağı açıktır. Başka bir ifadeyle, taraflar yeni bir borç meydana getirirken eskisini ortadan kaldırma iradesine sahip olmalıdırlar; aksi takdirde taraftarın ya ikinci ve bağımsız bir borcu kurduğu, ya da taraftarın birinci borçta bir takım değişiklikler yapılmasını istedikleri anlaşılır. Taraflar arasında ikinci bir borç ilişkisinin kurulması veya mevcut bir borcu değiştiren yeni bir işlemin yapılması yenileme için birer karine sayılamaz. Şüphe ve tereddüt halinde asıl borç ilişkisinin devam ettiği, taraftarın buna son vermek istemedikleri kabul edilecektir. Bu durumda, tarafların borcu yenileme iradelerinin bulunduğunun ispat edilemediği gibi davalının borcuna karşılık vermiş olduğu çekler dolayısıyla borcun yenilenmesi olarak kabul edilemeyeceğinden ve somut olayda ispat yükü üzerinde olan davalının ödemeye yönelik yazılı delil de ibraz etmediği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi, faturalara dayalı cari hesap alacağı likit-bilinebilr olduğundan koşulları oluşan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık yoktur. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan 1,997,60 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 7.990,36 TL karar harcından mahsubu ile bakiye 5.992,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022