Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/724 E. 2021/1026 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/724
KARAR NO: 2021/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2017/338 Esas – 2019/287 Karar
DAVA: Alacak ( Semenin Tenzili)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin noterden yapılan üç ayrı satış sözleşmesiyle üç ayrı çekici niteliğindeki aracı 21/03/2017 tarihinde satın aldığı ancak satıma konu araçların kilometrelerinde oynama yapıldığının sonradan anlaşıldığı, her bir aracın kilometresinin 120.000 km eksik yazıldığının servis kayıtlarından 05/04/2017 tarihinde öğrendiği dolayısıyla davacıya piyasa rayicinden daha yüksek bedel ödenmiş olduğu, TBK 225. maddesine göre, davacının hileli davranışta bulunması nedeniyle ağır kusurlu bulunup, müvekkilinin ayıp ihbar külfetinin bulunmadığı gibi iş bu dava açılmakla ayıp ihbarının da yerine getirildiğinin kabulü gerektiği, araçlar üzerinde yapılacak tespit ile durumun mahkemece anlaşılacağı, satım bedelinin ayıp oranında indirilmesi talebinde bulunduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12/09/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; 1.000,00TL olan talebini 95.000,00 TL artırarak 96.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılan araç satım sözleşmesiyle üç adet çekicinin davacıya satıldığı, sözleşmelerde araçların kilometre bilgilerinin yer almadığı öncesinde galeride satışa arz edilen araçların davacı tarafından ayrı ayrı gözden geçirildiği ve Kocaeli ‘inde bulunan … firmasında ekspertiz incelemesi yaptırdığı, test sonuçlarının davacıya bildirdiği, bunun üzerine satım işlemlerinin yapıldığı, araçların satım ve teslim tarihi ile dava tarihi arasında 15 günlük zaman geçtiği, davacı tacir olduğundan araçların sayaçları ile ilgili olarak derhal ayıp ihbarında bulunması gerekirken ayıp ihbarının yapılmadığı buna göre araçların mevcut haliyle kabul edildiği ayrıca sayaçların davacı elinde iken değiştirilme ihtimalinin bulunduğu, müvekkilinin de bu araçları 17/02/2017 tarihinde ikinci el araç olarak satın aldığı ve hiç kullanmadan satışa arz ettiği, sayaç bilgilerinde bir değişiklik varsa müvekkili tarafından yapılmadığı, davacının bu araçları satın alırken 212.000 TL bedel ödediği ve 242.000 TL bedelle satışa çıkardığı, araçları satması halinde artık bir zararının dahi olmayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller, araçlar ve dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemelerine göre alınan raporlar kapsamında, araçların kilometrelerinin düşürüldüğü, bu durumun gizli ayıp olduğu ve üç aracın satım bedelinden 96.000,00 TL indirim yapılması gerektiği, ancak bilirkişi incelemesinin farazi hesabı içerdiği gerçek duruma bakıldığında ise, davacı tarafından araçların ikisinin ayrı ayrı195.000 TL ‘den, diğerinin de 196.000 TL’den satıldığı, böylece davacının 50.000 TL bedel indirimi talebinde bulunabileceği zira satın aldığı bedel ile sattığı bedel arasındaki farkın 50.000 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 50.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: satıma konu üç aracın da ikinci el araçlar olduğu, müvekkilinin bu araçları … isimli kişiden 17/02/2017 tarihinde satın alarak kullanmadan satışa sunduğu, kilometrelerdeki değişikliğin müvekkilince yapılmadığı, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, araçları satın aldığında sayaçlardaki değişikliğin müvekkilince farkedilmediği, davacının satıma konu araçlardaki gizli ayıba dayalı olarak bedel indirimi ve indirilecek tutarın tahsilini istediği, tacir olan taraflarca, satış işlemi öncesinde araçların davacı şirket yetkilisince gözden geçirildiği gibi araçları eksper … firmasına götürerek üzerinde detaylı inceleme yaptırdığı ve bundan sonra ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin satın aldığı, TTK 18/3 ve 23.maddelerinin uygulanması gerektiği, anılan hükümlere göre, usulüne uygun bir ayıp ihbarının bulunmadığı, araçları 21/03/2017 tarihinde teslim aldığı dava dilekçesinin ise müvekkiline 03/05/2017 tarihinde tebliği edildiği dolayısıyla 8 günlük yasal ihbar süresinin geçirildiği, bu nedenle bedelden indirim istenemeyeceği, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım konusu araçların ayıplı olduğu iddiasıyla bedel indirimi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 219/1. maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Anılan TBK’nın 223/2. maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda, davacı, davalıdan satın aldığı üç ayrı çekicinin kilometrelerinin olduğundan daha düşük gösterildiği iddiasıyla satım bedelinin tenzilini talep etmiş, davalı ise, satım ilişkisinin kabul etmekle birlikte ikinci el olan çekicilerin davacı tarafından gözden geçirilip muayene edilmek suretiyle satın alındığı gibi süresinde yapılan bir ayıp ihbarı olmadığından davanın reddini savunmuştur. Noterden yapılan 21.03.2017 tarihli üç ayrı araç satım sözleşmesine konu araçların, teslim edildiği ve satım bedelinin ödendiği dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davacı, davalıdan satın aldığı ikinci el araçların kilometrelerinde oynama yapıldığını ileri sürerek bedelin tenzilini istemiştir. Mahkemece, araçların bulunduğu mahalde talimat yoluyla inceleme yaptırılarak alınan teknik raporda; araçların satış ilanında belirtilen kilometrelerde olmadığı zira mevcut kilometreler üzerinde 11.03.2017 tarihinde oynama yapılarak gerçekten az gösterildiği, araçların 2016 yılı servis kayıtlarında kilometrelerin dahi satış ilanındaki kilometrelerden fazla olduğu açıklanmıştır. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan raporda ise, araçların kilometrelerinde yapılan bu değişikliğin, gözden geçirme veya muayene ile anlaşılamayacak nitelikte olup, teknik takografik inceleme ile anlaşılabilir olmasından dolayı gizli ayıp olarak kabulü gerektiği açıklanmıştır. Davalı taraf bu araçları Şubat 2017 tarihinde satın almış ve 21.03.2017 tarihinde davacıya satmıştır. Talimat raporunda kilometre değişikliğinin 11.03.2017 tarihinde yapıldığının tespit edilmesine göre, bu değişikliğin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı belirli olmamakla birlikte davalının yedindeyken 11.03.2017 tarihinde gerçekleştirildiğinin teknik inceleme ile ortaya konulması ve sayaç üzerindeki oynama ile kilometrelerinin düşürülerek satış ilanında da, olduğundan daha az gösterilmesi karşısında davalının aksi yöndeki savunmasına ve istinaf nedenine itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2016/11002 Esas-2017/6215 Karar, 25.09.2017 tarihli kararı) Yine mahkemece benimsenen raporda, ayıbın gözden geçirme ya da muayene ile anlaşılabilir nitelikte olmayıp, gizli ayıp olduğunun açıklanmasına ve ayıbın, davacı tarafından araçların servise götürüldüğü 05.04.2017 tarihinde öğrenilmesine ve hemen sonra 07.04.2017 tarihinde eldeki davanın açılmasına göre, ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşıldığından; TBK’nın 227. maddesi uyarınca, davacının ayıba bağlı haklardan olan satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteyebileceği sonucuna varılmış olup, davalıya ödenen satım bedelinden, araçların gerçek kilometrelerine göre tespit edilen değerleri arasındaki fark tutarında indirim yapılması gerekmekle birlikte yargılama sırasında araçların davacı tarafından satılarak bedelinin tahsil edilmesi nedeniyle artık davalıya ödenen satım bedeli ile davacının tahsil ettiği satım bedeli arasındaki fark olan 50.000TL’nin, davanın ıslah edildiği de gözetilerek hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan nedenlere göre istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı tarafından yatırılan 854,00 TL istinaf peşin karar harcından alınması gereken 3.415,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.561,5‬0 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)- a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.20/09/2021