Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/720 E. 2022/394 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/720
KARAR NO: 2022/394
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2019
NUMARASI: 2018/255 Esas – 2019/286 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından 17/03/2016 tarihinde davalı … A.Ş’den diğer davalı … A.Ş tarafından ithal edilmiş olan … marka … (…) tipi 2016 model otomobili 170.870,01 TL karşılığında satın alındığını, aracın alındığı ay içerisinde arızalandığını, parça değişikliği yapılarak serviste onarıldıktan sonra teslim edildiği ancak kısa süre sonra aracın tekrar arızalandığı, yetkili servisin yaptığı inceleme sonucunda arızanın üretim hatasından kaynaklandığının anlaşıldığını, yine parça değişikliğinin yapılarak onarıldığını, daha sonra araçta bazı ses ve ısı izolasyonu sorunlarının ortaya çıktığını, üretim hatasından kaynaklanan bu sorunların da davalı tarafından onarıldığını, aracın bakım çizelgesine titizlikle uyulmasına rağmen 45.000 km’lik bakımdan sonra aracın motor yatak sarma arızası nedeniyle yolda kaldığını, onarımın davalı tarafından bedelsiz gerçekleştirildiğini, bu arıza nedeniyle araçta doğacak değer kaybının davalı tarafça da kabul edildiğini belirterek, öncelikle aracın bedelsiz olarak misli ile değiştirilmesini veya yaptığı ödemenin geri verilmesini, bu talepleri yerine getirmenin mümkün olmaması durumunda araçta 15.000,00 TL’lik değer kaybına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ticaret cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın satın alındıktan sonra muhtelif sebeplerle kendi servislerine getirildiğini, buralarda davacının talep ettiği bakım, servis ve onarım işlemlerinin eksiksiz yerine getirildiğini, aracın dava konusu olan motor arızası nedeniyle 05/02/2018 tarihinde servise geldiğini, arızanın ortaya çıkarılarak garanti kapsamında eksiksiz giderildiğini, davacının arıza için onarım hakkını kullandığını ve arızanın tekrarlanmayacak şekilde onarılıp aracın vaktinde teslim edildiğini, dolasıyla bedel iadesi veya misli ile değişim hakkının doğmadığını, bu onarımda aracın 45.000 km yapmış olan motorunun tamamen “sıfır” bir motor ile değiştirildiğini, bu bakımdan bir değer kaybından söz edilemeyeceğini, aksine aracın bu işlemle değer kazanmış olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının onarım hakkını kullandığını, arızanın tamamıyla giderildiğini, aracın kullanımını engelleyen bir şikayet olmadığını, mahkemece bedel iadesine karar verilmesi halinde semen tenziline veya aracın kullanım süresince davacıya sağlamış olduğu fayda karşılığında bedel indirimine gidilmesi gerektiğini ayrıca varsa araçtaki hasarların da tespit edilerek değer kaybının da belirlenmesi gerekeceğini, aracın eskimiş olan motorunun yeni bir motor ile değiştirildiğini, bu bakımdan bir değer kaybından ziyade değer kazanmanın söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “6100 Sayılı HMK 266. maddesince araçta oluşan arızanın kullanımdan kaynaklanıp kaynaklamadığı ya da üretim hatası niteliğinde olup olmadığı, ayıbın niteliğine yönelik yapılan teknik bilirkişi incelemesi yol göstericidir. Araç motorunda meydana gelen ve zaman aralıklarıyla tekrarlanan arızanın kullanım hatasından değil, üretimden kaynaklandığı, satın alınırken tespit imkanı bulunamadığından gizli ayıp mahiyetinde olduğu rapor kapsamında açıkça tespit edilmektedir. Teknik incelemeye iştirak edilmekle birlikte, dava konusuyla alakasız 6502 Sayılı Yasaya yapılan atıflara dayanılarak malın ücretsiz değişimi hakkının bulunmadığı veyahut da kullanımdan kaynaklı bedel indirimi yoluna gidilmesi gerektiği yönünde kendi inceleme alanları dışında kalan ve dosya içeriğiyle uyumlu görülmeyip hakimliğimizce takdir edilmesi gereken sair tespitler ise kabul edilmemiştir. Gizli ayıp nedeniyle alım – satım akdinin tarafları olan davacı ve davalının aldıklarını iade ile yükümlü olduğunun kabulü gerekir. Bu aşamada tarafların birbirlerinden kar kaybı veya gelir kazancı talep edemeyeceklerinden ve davacı TBK 227/4 maddesi uyarınca seçimlik hakkını satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi yönünde kullandığından dosya içeriğine göre istem haklı görülerek davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece zamanaşımı defi hakkında bir karar verilmediği gibi garanti süresi bitmiş mezkur dava konusu araçla ilgili açılmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, davacının tüm talep ve iddialarının zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerine ticari satımdan doğan ayıba karşı tekeffül zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dava konusu aracın garanti süresinin kilometre sınırı olmaksızın 2 yıl olduğunu, davalının garanti mükellefiyetinin 16/03/2018 tarihinde sona erdiğini, zamanaşımı sürelerinin gizli ayıplar için dahi satılanın alıcıya teslimi tarihinden itibaren işlemeye başlayacağını, zamanaşımı süresinin satılanın alıcıya teslim edildiği andan itibaren işlemeye başlayacağını, satılandaki bozukluğun niteliği ile daha önce ya da daha sonra saptanmış olmasının süre başlangıcı yönünden önemi olmadığını, davacının muayene ve ihbar mükellefiyetini süresi içinde ifa etmediğini ve kanunun kendisine yüklediği hususları yerine getirmediğini, aracı bu haliyle kabul etmiş olduğundan bu konudaki dava ve talep haklarının hakdüşümü ile malül olduğunu, TTK md 23/c hükmünün muayene ve ihbar sürelerini 2 ve 8 günlük sürelerle sınırladığını, araçta davalı sorumluluğuna sebep olarak şekilde devam eden bir arızanın olmadığını, şikayetin onarım ile giderildiğini ve araçta değer kaybının olmadığının bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, dava tarihinin 22/03/2018 olup arızanın 05/02/2018 tarihinde yani dava öncesinde giderildiğini, o tarihten bu yana sorunsuz olarak davacının binlerce kilometre kullanıldığını, davacının dava tarihinde ücretsiz onarım hakkını kullandığını ardandan üzerinde bir ayıp bulunmayan araç için bu davayı açtığını, bu durumda seçimlik hakların tüketilmiş olduğundan davanın reddi gerektiğini, araçtaki tek ve ilk şikayetin giderilmiş olup aracın değişimine karar verilebilmesi için şikayetin esaslı ve giderilmez nitelikte olması gerektiğini, delil listesinde talep etmiş oldukları Tramer’e ve Trafik Tescil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılması talebinin yerine getirilmeyerek eksik inceleme ile karar tesis edildiğini, aracın iadesine karar verildiği durumlarda aracın zilyetliği devredildiğini ancak üzerinde haciz rehin vs bulunduğu zaman mülkiyetinin devrinin uygulamada sorunlar yarattığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu araçta herhangi bir imalat hatası ve/veya ayıbın söz konusu olmadığın, aracın satın alındığı tarihten sonra araç farklı tarihlerde ve farklı sebeplerle müvekkil şirket servisine getirildiğini, araç müşterinin talepleri doğrultusunda eksiksiz ve kusursuz şekilde servis, bakım ve onarım hizmetlerini aldığını, Tamamlanan ücretsiz servis ve onarım hizmetlerinden sonra araç çalışır ve sorunsuz şekilde davacıya teslim edilmiş olup araca yapılan işlemler ve davacının aracı teslim aldığı hususu İş Emri Açılış/Kapanış Evrakları ile de sabit olup, söz konusu motor arızası giderildiğini, motorun yenilendiğini, 43.872 km yol almış kullanılmış olan araç motoru, orijinal ve hiç kullanılmamış yeni motor ile değiştirildiğini, davacının hiçbir şart ve iddiada bulunmadan arıza sonucu onarım hakkını kullanarak aracını kusursuz ve sorunsuz çalışır vaziyette yetkili servisten teslim aldığını, davacının seçimlik haklarından bedelsiz onarım hakkını kullandığını, bu sebeple misliyle değişim talebiyle ikame edilen davanın reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 45.000 km yol yapmış, kullanılmış bir araca sıfır ve orijinal yeni bir motor takıldığını bunun da aracın değerinde bir artış meydana getireceğini, davacının iddia ettiği gibi bir değer kaybı söz konusu olmamakla ayıp ihbarı süresi içerisine yapılmadığından davanın bu yönü ile de reddi gerektiğini, mahkemece yapılan incelemede de , bilirkişi raporunda da bu önemli hususa dair herhangi bir inceleme yapılmadığını, ttk 23 ve tbk 223/2 ‘de düzenlenmiş ve satıcı için önem teşkil eden ayıp ihbar sürelerinin göz ardı edildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına dair itirazının hukuki dayanağı olmadığını, Davacının aracın kullanım talimatına ve servis bakım çizelgesine titizlikle uymuş, aracın onarım ve bakımını yetkili serviste yapıldığını, araçla ilgili yaşadığı tüm sorunları davalılara ihbar etmiş, davalıların onarım çabalarının sonuç vermediğini, davalın aksi beyanları gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu aracın, tekrar eden motor arızası nedeniyle, farklı tarihlerde bir çok kez, yetkili servise çekildiği ancak arızanın giderilemediği, motor değişimi yapıldığı dosya içeriği ve servis kayıtlarıyla sabit olduğunu, yasa metninin açıklığı, yerleşik Yargıtay ictihatları gözetildiğinde, davalının aksi yöndeki beyanları hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Araçta mevcut arızanın farklı tarihlerde tekrar ettiği, motor değişimi yapmak zorunda kaldıkları, motor değişiminin esaslı ayıp olduğu , dolayısıyla aracın ayıplı olduğu davacının sözleşmeden dönme hakkının bulunması sebebiyle, Mahkeme’de bu doğrultuda karar vermiş olduğunu, beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında ayıplı olarak teslim edildiği iddia olunan aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi, o da olmadığı takdirde ayıp nedeniyle oluşan değer kaybı nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, sözleşmeye konu aracın ayıplı olup olmadığı, davacının seçimlik hakkını onarımdan yana kullanıp kullanmadığı ve iddia olunan ayıbın aracın misliyle değiştirilmesi için yeteli olup olmadığı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, ayıh ihbarının yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Davacı şirket, davalı … A.Ş.’den 17/03/2016 tarih ve … nolu faturaya göre … marka … model aracı 170.870,01 TL bedelle satın almıştır. Davalı servis tarafından düzenlenen iş emri -açılış- belgesine göre satıma konu … plakalı araç 05/02/2018 tarihinde “seyir halinde motor kısmından ses geldi” şikayeti ile çekici ile servise getirilmiştir. Davalı servisin iş emri -kapanış belgesine göre de araç onarılarak 05/04/2018 tarihinde davacıya teslim edilmiştir. Davacı taraf, aracı servise teslim ettikten sonra 22/03/2018 tarihinde, satılanın ayıplı olması nedeniyle aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi, o da olmadığı takdirde ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının tazmini istemiyle eldeki davayı açmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 23/1-c maddesi; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Satıma konu araç, davaya konu arıza nedeniyle çekici ile servise getirilmiş ve servis tarafından işleme alınmış olup bu haliyle ayıp ihbarı süresinde yapılmıştır. Aracın servis tarafından ücretsiz onarılması nedeniyle araçtaki ayıp da davalı tarafça kabul edilmiş durumdadır. Bilirkişi raporunda da arızanın üretimden kaynaklı olduğu tespit edilmiştir. Ayıba karşı tekeffül borçlarında zamanaşımı TBK’nın 231/1. maddesine göre malın tesliminden itibaren 2 yıldır. Davaya konu araç 17/03/2016 tarihinde satın alınmış olup, arıza ise 05/02/2018 tarihinde henüz zamanaşımı ve garanti süresi dolmadan meydana gelmiştir. TBK’nın 154/1-1 maddesinde borçlunun borcu ikrar etmiş olması zamanaşımını kesen sebepler arasında düzenlenmiştir. Araç arıza üzerine hemen 05/02/2018 tarihinde servise getirilerek ücretsiz onarıma başlanmış olup, bu haliyle ayıp kabul edildiğinden aracın servise getirildiği 05/02/2018 tarihi itibariyle zamanaşımının kesildiğinin kabulü gerekir. Buna göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır. Dolayısıyla davalı … A.Ş. vekilinin zamanaşımı defi yerinde değildir. Davaya konu arızanın garanti kapsamında servis tarafından ücretsiz onarıldığı ihtilaf konusu değildir. Ancak onarımdan sonra 05/04/2018 tarihli iş emri -kapanış belgesine davacı tarafça “tüm haklarım saklı kalmak kaydıyla aracımı teslim alıyorum” şeklinde şerh düşülmüştür. TBK’nın 227/1. Maddesinde, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme şeklindeki seçimlik haklardan birini kullanabileceği düzenlenmiştir. Davacı taraf araç arızası üzerine 05/02/2016 tarihinde aracını servise bırakmakla birlikte, servis tarafından araç arızası nedeninin davacıya bildirildiği ve davacının da motor değişimine onay vermek suretiyle seçimlik hakkını onarımdan yana kullandığına ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmamıştır. Aksine davacı tarafça araç teslim alınırken ihtirazi kayıt konulmuştur. Davacının gerek teslimden önce ihtarname çekmiş olması gerekse aracı teslim alırken hukuki haklarını saklı tutması karşısında seçim hakkını açtığı eldeki dava ile sözleşmeden dönme ve aracın misliyle değişimi olmadığı takdirde bedelinin ödenmesinden yana kullandığının kabulü gerekir. Davaya konu araçta üretimden kaynaklı ayıp nedeniyle motorun tamamen yenisi ile değiştirilmesini gerektirecek nitelikte arıza meydana geldiği sabit olup, davacıdan motorun değiştirilerek aracın kullanılmasını beklenemez. Somut olayın özelliği ve arızanın bu niteliği gözetildiğinde, davacının, ayıplı aracın misliyle değiştirilmesi yönündeki talebi yerindedir. Bu durumda davanın kabulü halinde davaya konu araç halen davacı elinde olduğundan mahkemece aracın ruhsatındaki takyidatlardan ari olarak davalı tarafa iadesine karar vermek gerekir. Buna karşın aracın satış faturasında rehinli olduğu belirtilmiştir. Mahkemece aracın misliyle değişimine karar verildiğine göre, dava konusu aracın her türlü takyidattan ari olarak davalıya teslimine karar verilmelidir. Ancak mahkemece bu hususa hükümde yer verilmemesi doğru olmamıştır. Davalı … A.Ş. Tramer kayıtlarının istenmediğini ileri sürmüş ise de, söz konusu kayıtlara davalı tarafça da ulaşılması mümkün olup, dosyaya aracın kazaya karıştığına dair bir belge sunulmamıştır. dolayısıyla bahsi geçen istinaf sebepleri de yerinde değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, davalı … A.Ş. Vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine; Mahkemece aracın takyidatlardan ari bir şekilde teslimine karar verilmesi gerekirken hükümde bu hususa yer verilmemesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı … A.Ş. Vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile; Davacı seçimlik hakkını aracın misliyle değiştirilmesi yönünde kullanmakla; 2016 model …, … tipi motor no: … şase no: … özellikli aracın her türlü takyidattan ari olarak davalılara iadesiyle aynı özellikteki kullanılmamış yeni aracın davalılar tarafından davacıya verilmek suretiyle misliyle değiştirilmesine, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.286,91 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.071,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.215,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, 3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 16.742,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan; 3.071,73 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 218,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.125,63 TL yargılama masrafınının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 5-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine, 7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı …’nin istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, c-Davalı … A.Ş. tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan toplam 3.072,00 TL harcın, alınması gerekli olan 12.286,92 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.214,92 TL istinaf karar harcının davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına, d-Davalı … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2022