Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/71 E. 2020/320 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/71
KARAR NO : 2020/320
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2018
NUMARASI : 2016/747 Esas – 2018/253 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, Taraflar arasında ile dava dışı bayiinin de dahil olduğu 15/05/2014 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre, davalının bir yıllık süre içinde dava dışı bayiiden alması gereken ürünün ek 1 de belirtildiği üzere 4.096 şişe olmasına rağmen 1.033 şişe ürün aldığı böylece eksik alım yapıldığı, davalının düzenlediği KDV dahil 125.000,00 TL bedelli 01/06/2014 tarihli faturanın ardından bayii tarafından davalıya 125.000,00 TL ödeme yapıldığı, tüm uyarılara rağmen sözleşmeye aykırılığın giderilmediği, bu nedenle Kadıköy …. Noterliğinden 07/12/2015 tarihli ihtarın gönderilerek ödenen sponsorluk bedeline rağmen taahhüt ettiği miktarda ürün alımı yapılmayarak sözleşme ihlal edildiğinden sözleşmenin 8. maddesine göre, hak edilen miktar düşüldükten sonra kalan 93.475,00 TL nin aylık % 1.5 oranında faiziyle birlikte ödenmesinin istendiği, ihtarnamenin davalıya 11/12/2015 tarihinde tebliği edilmesine rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle bu kez İstanbul ….İcra dairesinin … esas sayılı dosyasıyla yapılan takibe haksız itiraz edildiğini belirterek, anılan icra dosyasında davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesiyle, Müvekkiline ödeme yapanın dava dışı bayi olması nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olmadığı, sözleşmedeki tüm yükümlülüklerinin yerine getirildiği ve böylece 125.000,00 TL ödemeye hak kazanıldığı ve bu bedelin iadesinin mümkün bulunmadığı zira ödemeye esas faturanın hizmet bedeli adı altında kesildiği ve sponsorluk bedeli olduğu, davacı şirketin ürünlerinin reklamı ve pazarlaması karşılığında ödemenin yapıldığı, belli miktarda ürün alımı yapılması taahhüdüne karşılık yapılan bir ödeme olmadığı ileri sürülerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının taahhüt ettiği miktarda ürün alımı yapmayarak sözleşmeyi ihlal ettiği, alınması gereken 4.096 adet ürün karşılığı 125.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalının 1.033 şişe ürün aldığı ve aldığı ürün bedelinin 31.524,65 TL olup, ödenen 125.000,00 TL den, hak ettiği 31.524,65 TLnin tenzili ile kalan 93.475,35 TL yi iade etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yolunu başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ürünleri ithal ederek bayilere satış yapan şirket konumunda olup, dava konusu ödemenin dava dışı bayi tarafından yapılması nedeniyle davacının hukuki yararının olmadığı, Sözleşmenin 4.1 maddesine göre, işletmeci iş bu sözleşmede düzenlenen yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirmesi karşılığında aşağıdaki ödemelere hak kazanır, hükmü ile hizmet bedeli altında müvekkiline 125.000,00TL ödeme yapıldığı, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği ve böylece ödemeye hak kazandığı dolayısıyla hangi hukuki sebebe dayalı olarak ödemenin iadesinin talep edildiğinin anlaşılamadığı, müvekkilince yükümlülükler yerine getirilmeseydi zaten ödemenin yapılmasının mümkün bulunmadığı, bu hususun sözleşmenin 4.1 maddesinde açıkça belirtildiği, dava dilekçesinde de ödemenin sponsorluk bedeli olduğunun ifade edildiği, ürünlerin reklamının yapılması karşılığında ödeme yapıldığı, 4.096 adet içecek ürünü alınması karşılığında ödeme yapılması ve alımın yerine getirilmemesi nedeniyle iadesinin istenmesinin müvekkilince reklam ve tanıtım hizmetinin bedelsiz olarak yapıldığı anlamına geleceği ki bu durumun ticaret anlayışına aykırı olduğu, müvekkilinin işletmede, içkilerin hazırlanması için gerekli olan araç ve gereçler, bardaklar, şemsiyeler, duvar kağıtları ve afişler olmak üzere davacı şirketin ithalatını yaptığı markaları sözleşmeye uygun olarak sergilediği, reklam ve tanıtımını yaptığı, bu nedenle sözleşmeye aykırı davrandığından bahisle aldığı ve almadığı ürünlere göre kıstelyevm esası uygulanarak alınmayanlara ilişkin hizmet bedelinin iade edilmesinin mümkün bulunmadığı, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmediği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, sözleşmeye aykırı davranıldığı iddiasıyla ödenen bedelin iadesi amacıyla yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 15/05/2014 tarihli sponsorluk sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede taraflardan başka dava dışı bayi de taraf olup, imzası bulunmaktadır.Davacı taraf, sözleşmenin 4.1 maddesine göre davalıya ödeme yapıldığı, davalının sözleşmede belirlenen alım taahhüdünü ihlal ettiği, eksik alım yaptığı buna göre sözleşmenin 8 maddesine göre, eksik ürün bedelini faizi ile birlikte iade etmesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise ödemeyi aldığını kabul etmekle beraber ödeme yapan dava dışı bayi olduğundan davacının bu bedelin iadesini istemekte hukuki yararı olmadığı gibi ödenen bedelin sponsorluk hizmet bedeli olduğu zira davacının ithal ettiği ürünlerin marka tanıtımı ve reklamının yapıldığı, alım taahhüdünün ihlal edildiği gerekçesiyle eksik alınan ürün bedelinin iadesinin istenemeyeceğini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar, davalı vekilince istinaf edilmiştir.İstinaf incelemesi, HMK 355 maddesine göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzeni yönünden re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında varlığı ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmayan sözleşmenin 2. maddesinde, davacı AD, davalı işletmeci, dava dışı … Tic. Ltd. Şti ise bayi olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin 4. maddesi “AD’nin Yükümlülükleri” başlığını taşımakta olup, davalının düzenleyeceği fatura karşılığında 125.000, 00 TL lik ödemenin yapılmasını sağlayacak olanın davacı olduğu açıklandığı gibi defter incelemesine göre, davalının düzenlediği 01/06/2014 tarihli fatura karşılığında, dava dışı bayi tarafından davalıya yapılan ödemenin aynı gün bayi tarafından, davacıya fatura edildiği ve davacı tarafından da bayiye ödendiği, buna göre ödemenin, sözleşme hükmüne uygun olarak esasında bayi aracılığı ile davacı tarafından yapıldığı anlaşıldığı gibi sözleşmenin 3.4 maddesinde, bayinin bu sözleşme kapsamında davalıya karşı kullanabileceği tüm haklarının davacı tarafından da doğrudan kullanılabileceğinin belirtildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin ödemenin bayi tarafından yapıldığı, bu nedenle davacının, dava konusu bedelin iadesini istemekte hukuki yararının bulunmadığına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmememiştir. Sözleşme 15/05/2014 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra davalının düzenlediği 01/06/2016 tarihli fatura karşılığında, davacı tarafından 13/06/2015 tarihinde, 125.000,00 TL olarak yapılan ödemenin avans ödemesi olduğu kabul edilmelidir. İşletmeci davalının yükümlülükleri 3. maddede gösterilmiş ve anılan maddede, işletmeci, bayiden Ek 1 de belirtilen miktarda ürün alımını, Ek 1 de belirtilen tarih aralıklarında gerçekleştirmeyi kabul ve taahhüt etmiştir, denilmiştir. Ek 1 de alınması gereken ürün miktarının 4.096 adet olup, sürenin de bir yıl olduğu açıklanmıştır. Ayrıca sözleşmenin 6. maddesinde, 1 yıl süre ile yürürlükte kalacağı, süre sonunda eğer işletmeci tarafından tamamlanması gereken kotalar gerçekleşmemişse, AD’nin insiyatifinde olarak süre kota tamamlanana kadar uzatılabileceği veya sözleşme uzatılmazsa işletmeciye madde 4 kapsamında verilen ödemelerin, kotanın tamamlanmayan kısmına tekabül eden bölümü kıstelyevm usulünce ve aylık % 1.5 faizi ile birlikte AD’ye iade edileceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme 15/05/2014 tarihinde imzalanmış olup, bir yıllık süre sonu 15/05/2015 tarihidir. Bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından 18/06/2014 ile 18/08/2015 tarihleri arasında bir yıl iki aylık sürede 15 adet fatura ile 1.076 şişe ürün alındığı bu ürülerden 06/09/2014 tarihinde 43 adetinin iade edildiği böylece 1.033 şişe alım yapıldığı anlaşılmıştır. Bu husus taraflar arasında ihtilaflı değildir. Sözleşmenin 8. maddesinde, davacının 4. maddeye göre ödediği bedelin iadesi, sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesine bağlı tutulmuşsa da, süreye ilişkin 6. maddede, açıkça, bir yıllık sözleşme süresinin davacı tarafından uzatılabileceği, uzatılmazsa, madde 4 e göre ödenen bedelin alınmayan ürüne karşılık gelen kısmın kıstelyevm usulüne göre davacıya iade edileceğinin belirtilmesi nedeniyle artık davacının alınmayan ürün bedelini istemekte haklı olduğu sonucuna ulaşılmış ve ilk derece mahkemesinin bu konudaki tespitinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.Sözleşmenin 3. maddesinde, işletmecinin yükümlülükleri belirtilmiştir. Buna göre davalı edimlerinin, AD ye ait ürünlerin marka, amblem ve logolarının yer aldığı ve AD tarafından belirlenecek servis materyal ve malzemeleri kullanılması, ürünlerin özellikle bar alanlarında sürekli bulundurulması, satışının yapılması ve içki menüsünde yer alması ve bir yıllık sürede 4.096 adet şişe ürün satın alınması olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından,125.000,00 TL miktarındaki ödemenin, davacının ithal ettiği ürünlerin reklam ve tanıtımının yapılması amacıyla yapıldığı, eksik alıma bağlı olarak ödemenin iadesi istenecekse reklam ve tanıtım hizmetinin bedelsiz kalacağı ve bu durumun ticaret anlayışına aykırı olduğu ileri sürülmüşse de, yapılan reklam ve tanıtımın, davacı tarafından verilen malzemelerin sergilenmesi ve kullanılmasından ibaret olup, davacı ürünlerinin tanıtım ve reklamı için davalı tarafından ayrıca bir harcama yapılmadığı kaldı ki sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 4250 sayılı yasa gereğince alkol ve tütün mamüllerinin reklamının yasak olduğu ve sözleşmede de davalının, davacı ürünlerinin reklam ve tanıtımını yapması gerektiği yönünde bir hüküm bulunmadığı sadece davacı tarafından verilen malzemelerin kullanılması gerektiğinin ifade edildiği, diğer taraftan, tarafların tacir oldukları bir yana, sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince tarafların, sözleşme hükümlerine uymak zorunda oldukları ve sözleşmenin 6. maddesinde, ” alınması gereken ürün kadar alım yapılmadığında 4. maddeye göre yapılan ödemenin, eksik alıma tekabül eden kısmının davacıya iade edileceğinin ” kararlaştırılması ve davalının eksik alım yaptığının sabit olması nedeniyle davalının bu yöndeki istinaf nedeninin dinlenmesi mümkün görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararında bir isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 1.661,00-TL’nin alınması gerekli olan 6.640,33-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.979,33-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 90,7‬-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki )haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/11/2020