Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/708 E. 2022/61 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/708
KARAR NO: 2022/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2019
NUMARASI: 2018/163 Esas – 2019/62 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/01/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı şirketin müvekkilinden satın aldığı mal bedellerinin karşılık ödeme amacıyla verdiği 31/10/2013 tarihli 26.500 USD lik çekin karşılıksız çıktığını, davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili davaya cevap dilekçesi vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyanlarında, davacının alacağına dayanak sunduğu 13.05.2013 ve 17.05.2013 tarihli iki adet sevk irsaliyesinde teslim alan kısmında ismi ve imzası buluan…’un davacı şirkette çalışmadığını, sigorta kayıtlarından da bunun sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının icra dairesinin yetkiye itirazının yerinde olmadığı, davalı şirkete yapılan tebligata rağmen ticari kayıtlarını sunmadığı, davacının ticari defterlerinde ise ;13/52013 ve 17/05 2013 tarihli sev irsaliyeleri ile teslim edilen LED TV lerin davalı adına … isimli şahısça teslim alındığı ve ödeme olmadığı, 31/10/2013 tarihli çekin bu borca karşılık ödeme amaçlı mahsuben muhasebeleştirildiği, ancak çekin karşılıksız çıkması nedeni ile tekrar davalı yanı borçlandıracak şekilde kayıtlı olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibari ile 33.073,40 TL alacaklı olduğu, davalının davacıya ödeme aracı olan çek keşide ettiği sabit olup, bunun davacının mal teslimini yaptığına ve alacağının mevcut olduğuna delil teşkil ettiği, takibin karşılıksız çıkan çeke değil, cari hesaba dayalı olup, karşılıksız çekin vadesinin cari hesap açısından temerrüd oluşturmadığından işlemil faiz alacağı takebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının kısmen iptali ile 33.073,40 TL üzerinden takipten itibaren aynı zamanda ana alacak olan bu miktara %10,50 ve değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; satım sözleşmesinde edimlerin aynı anda ifası söz konusu olup, davalının ödemeyi yapmadığını, borcuna karşılık verdiği çekin de karşılıksız çıktığını, en geç çekin keşide tarihinde temerrüde düştüğünü, ayrıca davaya uygulanması mümkün olan 6102 s. TTK’nın 1530 maddesinde de mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlendiğini, bu hususlar gözetildiğinde işlemiş faiz talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf sebebi işlemiş faiz alacağına yöneliktir. Dava konusu icra takibinde, 33.073,40 TL asıl alacak ve 11.350,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 44.423,78 TL’nin tahsilinin talep edildiği, alacağın dayanağı olarak cari hesap, 31.10.2013 tarihli 26.500 Usd bedelli çek ve faturalar gösterildiği, dosyada alınan bilirkişi raporunda, davacının cari hesaptan dolayı takip tarihi itibariyle davalıdan 33.073,40 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Takiple sıkı sıkıya bağlı olan eldeki itirazın iptali davasına konu icra takibinin çeke dayalı olmadığı, icra takibinde faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsilinin istendiği ihtilafsız olup, karşılıksız çıkan çekin keşide tarihinin dava konusu alacak bakımından davalının temerrüdüne esas teşkil etmediği gibi, fatura alacağın muacceliyetine karine olup, temerrüt olgusuna delalet teşkil etmez. TTK’nın 1530.maddesi mal tedarik sözleşmesine ilişkin olup, olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Bu durumda, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispat edemediği gibi, taraflar arasında ödeme günü kararlaştırıldığı da ileri sürülmediğinden davacı alacaklı icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizi talebinde bulunamaz Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2022