Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/70 E. 2020/291 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/70
KARAR NO : 2020/291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI : 2015/682 Esas – 2018/478
DAVA: Genel Kurul Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirkette 640.168 adet paya sahip bulunduğunu, davalının 30.03.2015 tarihli 2014 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 2.,4.,5 ve 6. ve 10. gündem maddelerinin kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük/objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle iptali gerektiği, davacının 30.03.2015 tarihli toplantıya katılarak alınan kararlara muhalefet şerhlerinin tutanağa derç edildiği, gündemin 2. maddesinde, yönetim kurulu faaliyet raporunun 4. maddesinde de finansal tabloların okunmamasına karar verildiği bu nedenle, bu konularla ilgili hususların sağlıklı bir şekilde müzakere edilmediği gibi faaliyet raporu ve finansal tabloların okunmamasının “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları İle Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik” md. 13/1-b ve 13/1-ç bendine aykırılık teşkil ettiği ayrıca finansal tablolar yönünden, TTK 515, 69, 72 ve 78. maddelerine aykırı olduğu, bilgi alma hakkının açıkça ihlal edildiği, gündemin 5. maddesi ile yönetim Kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrasına karar verilmişse de, ibra edilen yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin olarak açılan davaların devam etmekte olduğu, yönetim kurulu üyelerinden … kendi ibralarında oy kullanıp kullanmadıkları anlaşılamadığı gibi bu iki yönetim kurulu üyesi ile birlikte …, …ve … ibralarında pay sahibi … A.Ş’nin de oy kullanmaması gerekirken oy kullanmalarının emredici TTK 436/2. maddesi hükmüne aykırı olduğu, kazanç payına ilişkin gündemin 6. maddesi uyarınca, … A.Ş.’nin önerisinin oy çokluğu ile kabul edildiği, böylece şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi … esas sözleşmede yer almadığı halde dolaylı bir biçimde menfaat temin edilmesi yoluna gidildiği, ortak sıfatıyla diğer ortaklarla birlikte aldığı kârın yanı sıra, şirket ana sözleşmesinin 33. maddesinde bağımsız yönetim kurulu üyeleri dışında kalan yönetim kurulu üyeleri için öngörülen kâr payını -icracı olmayan yönetim kurulu üyesi sıfatıyla- ödenmek suretiyle şirket kârından bir menfaat elde edildiği, gündemin 10. maddesinde de, yönetim kurulu üyelerine TTK 395. ve 396. maddelerine göre yetki ve izin verildiği, pay sahibi yönetim kurulu üyeleri … oy kullanmamasına rağmen … A.Ş nin oy kullandığı oysa adı geçenlerin aynı zamanda … A.Ş’nin de yönetim kurulu üyesi oldukları böylece TTK 436/2 maddesinin ihlal edildiği belirtilerek davalı şirketin 30.03.2015 tarihinde yapılan 2014 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan ve kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olan 2., 4., 5. 6. ve 10. maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu genel kurul toplantısında, davacının faaliyet raporu ile finansal tabloların müzakeresiyle ilgili yönelttiği 20 den fazla sorunun yanıtlandığı, Sermaye Piyasası Kurulumun, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığımın ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde hazırlanan 2014 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun, denetçi raporunun, kâr dağıtımına İlişkin teklifin ve gündem maddelerine ilişkin zorunlu kurumsal yönetim ilkeleri çerçevesinde gerekli açıklamaları ve ilgili belgeleri içeren ayrıntılı bilgilendirme dokümanının, ilân ve toplantı günleri hariç olmak üzere Genel Kurul Toplantı tarihinden üç hafta önce kanuni süresi içinde şirket merkezinde, şubesinde, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun elektronik genel kurul toplantı portalında, şirketin kurumsal internet sitesinde ve Kamuyu Aydınlatma Platformumda (KAP) pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğu, davacının yukarıda bahsi geçen tüm belgeleri, müvekkili şirketin merkezine gelerek 13.03.2015 tarihinde incelediği ve birer suretinin teslim alındığı, dolayısıyla davacının genel kurul öncesinde bilgi alamadığı iddiasının tamamen hilafı hakikat olduğu, davacı tarafından işbu dava konusu yapılan 30.03.2015 tarihli Genel Kurula İlişkin olarak İstanbul 4. ATM’nde ikame edilen -Bilgi Alma ve İnceleme Yapma Yetkisi Verilmesi Talebine- ilişkin davanın (Dosya No: 2015/366 E) Mahkeme tarafından “esastan” kesin olarak reddedildiği, davacı tarafça gündemin 2. ve 4. maddesini oluşturan faaliyet raporu ile finansal tabloların okunmadığı iddiasının genel kurulun iptaline ilişkin bir sebep olmadığı, kanunda düzenlenen hükmün faaliyet raporu ile finansal tabloların okunması değil, müzakere edilmesi olduğu, pay sahiplerince yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olarak gündemin 5. maddesi uyarınca alınan kararda hiçbir hukuka aykırılık bulunmadığı: zira, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1200 E. Sayılı dosyasında ikame edilen haksız ve hukuka aykırı sorumluluk davasının müvekkili şirketin, 2013 faaliyet yılına ilişkin olduğu, davacının “2013 faaliyet yılına ilişkin olarak yönetim kurulu üyeleri hakkında ikame ettiği sorumluluk davası gerekçesiyle 2014 yılı faaliyetleri bakımından alınan ibra kararlarının iptal edilmesi gerektiği’’ iddiasının açıkça hukuka aykırı olduğu, öte yandan … ve … pay sahibi sıfatıyla genel kurula iştirak etmediği ve oy kullanmadığı, pay sahiplerinden Akkök Holding’i temsilen ibra oylamasında … A.Ş. adına ve … A.Ş. talimatı doğrultusunda oy kullanmasının TTK md. 436‘ya uygun olduğu, kazanç payına ilişkin alınan kararın TTK, Şirket Esas Sözleşmesi ile Kâr Dağıtım ve Ücretlendirme Politikalarına uygun olduğu, müvekkili Şirkefin en üst yetkili organı olan Pay Sahipleri Genel Kurulu tarafından, nisaplara uyulduğu sürece kazanç paylarının dağıtımına karar verebileceğinin kesin olduğu, genel kurulun 10. maddesindeki, izin ve yetkinin de yasaya aykırı olmadığı zira …A,Ş adına oy kullanıldığı ileri sürülerek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şirketin 2014 yılı finansal tablolarının, faaliyet raporunun, denetçi raporu ve kar dağıtımına ilişkin teklif ve diğer tüm belge ve bilgilerin genel kurul tarihinde üç hafta önce şirket merkezi ve şubesinde elektronik genel kurul portalı ve KAP ‘ta incelemeye hazır bulunduğu, davacının 13/03/2014 tarihinde bu belgelerden bir suret aldığı, genel kuruldu sorduğu sorulara cevap verildiği, bu durumda bilgi alma hakkının ihlal edilmediği 2. ve 4 maddelerdeki, yönetim kurulu faaliyet raporunun ve finansal tabloların okunmamasına ilişkin kararın iptali koşulunun bulunmadığı, genel kurulun ibraya ilişkin 5. maddesinde alınan karar yönünden, sorumluluk davasının 2013 yılı faaliyet dönemine ilişkin olarak açıldığı, huzurdaki davanın konusunun 2014 yılı faaliyetine ilişkin olduğu, yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanmadıkları, … A.Ş nin % 39.59 oranında pay sahibi olup, gerçek kişilerin kendine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağının kabul edilmesi halinde dahi nisap bakımından anılan karara bir etkisinin olmayacağı, kazanç payı dağıtımına dair 6. maddede alınan kararın, ana sözleşmenin 25. maddesine uygun olduğu, genel kurulun 10 nolu kararının da, yayaya uygun bulunduğu zira pay sahibi yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmadığı, aksi kabul edilse bile …A.Ş nin pay oranının nisaba etkisinin bulunmadığı, dava konusu genel kurulda alınan 2.,4.,5,6 ve 10 maddelerinin iptal koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, kazanç payının dağıtımına ilişkin 6. maddede, 2014 yılı kazanç paylarının tüm yönetim kurulu üyelerine değil sadece hakim hissedarı temsil eden yönetim kurulu üyeleri … verildiği, icra görevi bulunan yönetim kurulu üyelerine dağıtılmayıp, hakim hissedar yönetim kurulu üyelerin dağım yapılması TTK 511. maddesine ve şirketin ana sözleşmesine aykırı olup, asıl amacın, hakim hissedarlara örtülü olarak kar dağıtımı yapmak olduğu, bu durumun da kararın keyfi bir karar olduğu gibi eşitlik ilkesine uygun bulunmadığı, kazanç dağıtımı yapılan yönetim kurulu üyesi … hakim hissedar … A.Ş’nin, hakim hissedarı olan …. A.Ş ve … A.Ş’nin hakim ortakları, yönetim kurulu üyesi … de, şirkette pay sahibi ….A.Ş’nin hakim ortağı olduğu, benzer davalarda muhtelif mahkeme kararlarında, bu şekildeki kazanç dağıtımının örtülü kar dağıtımı olarak kabul edildiği, bu şekilde yapılan ödeme ile dolaylı yoldan davalı şirkette pay sahibi olanlara imtiyaz yaratıldığı, ana sözleşmede imtiyazlı payın öngörülmediği,İbraya ilişkin 5. maddenin ve TTK 395 ve 396 maddelerine göre izin ve yetki verilmesi konusunda alınan 10. Maddenin, TTK 436/2 maddesine aykırılıktan iptali gerektiği zira … ve kardeşi … birlikte hakim hissedarları olduklarından, pay sahibi … A.Ş nin de oydan yoksun olduğu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin bu yönde kararları bulunduğu, pay sahibi tüzel kişinin, oydan yoksun olan pay sahibi yönetim kurulu üyesinin önemli etkisi altında ise artık pay sahibi tazel kişinin de oydan yoksun olduğunun kabulünün zorunlu olduğu,Dava konusu genel kurulun 2. ve 4. gündem maddelerinin, 2014 yılı faaliyet raporu ve finansal tablolarının okunması ve müzakeresine ilişkin olduğu, buna rağmen rapor ve tabloların okunmaması yönünde karar alındığı, finansal tablolarla ilgili sorulan sorulara geçiştirici cevaplar verildiği, finansal tabloların TTK 78. ve 72. maddesine aykırı olduğu, ilk derece mahkemesinde bu hususların dikkate alınmadığı belirtilerek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.Davalı şirkette pay sahibi olan davacı, davalı şirketin 2014 yılı faaliyetine ilişkin 30/03/2015 tarihli genel kurulunda alınan 2,4,5,6 ve 10. maddelerinin kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek TTK 447. maddesine dayalı olarak iş bu genel kurul iptali davasını açmıştır.Davalı taraf, kararların kanuna ana sözleşmeye uygun olduğu gibi dürüstlük kurallarına da aykırı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır.Dava konusu genel kurulun 2.maddesi ile, 2014 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunmamasına karar verildiği, kararın yeterli nisapla oyçokluğu ile alındığı, gündemde yer aldığı halde okunmasına gerek görülmeyen YK faaliyet raporunun toplantıdan önce şirketin merkezinde ve şubesi olan Yalova fabrikasında, şirketin elektronik genel kurul portalında ve Kamuyu Aydınlatma Platformu ile Merkezi Kayıt Kuruluşunun internet sitesinde yayınlandığı gibi şirket merkezinde, davacı tarafından 13.03.2015 tarihinde tutanak ile teslim alındığı, faaliyet raporunun ayrıca okunmamasının neticeye etkisinin olmadığı zira genel kurulda da etraflıca müzakere edildiği kaldı ki TTK 409. Maddesinde, müzakere yapılacağının düzenlendiği, genel kurulun 4. maddesinin, finansal tabloların müzakeresi ve tasdikine ilişkin olduğu, genel kurulda verilen önerge ile finansal tabloların şirket merkezinde incelemeye hazır bulundurulduğundan ve MKK, KAP ve şirketin internet sitesinde yayınlandığından ana başlıkları ile okunmasına karar verildiği ve müzakereye açıldığı, davacı vekili tarafından 20 den fazla soru sorulduğu, finansal tabloları incelenememiş olması halinde bu soruların yöneltilmesinin mümkün olamayacağı, şirketin mali işler sorumlusu ve genel müdürü tarafından sorulara cevap verildiği, tamamının toplantı tutanağında yer aldığı, bu haliyle TTK 437. maddesinde düzenlenen bilgi edinme hakkının ihlal edildiğinden sözedilemeyeceği, bağımsız denetim kuruluşu tarafından denetlenerek rapor edilen finansal tabloların, müzakeresi sonucunda yasa ve anasözleşmeye uygun nisapla tasdik edildiği anlaşılmakla 2. ve 4. maddenin iptali isteminin reddedilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. 5. madde; yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkindir. TTK 436 maddenin 1.fıkrasında, pay sahibi, kendisi, eşi, alt ve üstsoyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyeti altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamaz, 2 fıkrasında da, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz, hükmü gereğince, şirkette pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin pay sahipliklerinden doğan oy haklarını kullanmadıkları zira hazurun cetvelinden anlaşılacağı üzere … adına rastlanmadığı dolayısıyla genel kurula katılmadığı, … de kendi pay sahipliği ile ilgili olarak genel kurula katılmayıp, pay sahibi … A.Ş’yi temsilen genel kurula katıldığı ve oy kullandığı, adı geçenin kendi payından doğan oy hakkını değil, pay sahibi tüzel kişiyi temsilen oy kullanması nedeniyle artık TTK 436/2. Maddesine aykırılıktan bahsedilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmelidir.( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2018/1327 E 2019/8307 K sayılı 19/12/2019 tarihli kararı) Bunun dışında yönetim kurulu üyeleri hakkındaki sorumluluk davasının 2013 yılı faaliyet dönemine ilişkin olup, 2014 yılı faaliyetine kapsamında yapılan dava konusu genel kurulda alınan ibra kararına bir etkisinin olamayacağı açıktır. Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararın, davacının red oyuna karşılık yeterli nisapla, oy çokluğu ile kabul edildiği, anlaşılmakla 5. maddenin iptali şartlarının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 6. Madde ile; Yönetim kurulunun, 2014 yılı kazanç payı yönetim kurulu üyeleri ve üst düzey yöneticilere ilişkin ücret politikasına uygun olarak yönetim kurulu üyelerine dağıtımına ilişkin teklifi ışığında, 2014 yılı kazanç paylarının bağımsız yönetim kurulu üyesi olmayan, şirket ve diğer grup şirketlerde icra görevi olmayan yönetim kurulu üyesi … 2/4 oranında, … 1/4 der oranda olmak üzere dağıtılmasına oy çokluğu ile karar verildiği görülmektedir. Davalı şirketin ana sözleşmesinin 25. maddesinde, kar dağıtımı konusunda TTK ve SPK mevzuatının uygulanacağı düzenlenmiş olup, devamında, net kardan kanuni yedek akçe ayrılıp birinci temettü dağıtıldıktan sonra kalan kısımdan % 2 oranında olan kısmının yönetim kurulu üyelerine dağıtılacağının belirtildiği, şirketin ücretlendirmeye ilişkin uygulamasına göre, yönetim kurulu üyelerine sabit ücret ödemesi yapılması ve icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyelerine kar dağıtımı yapılmaması karşısında, kararın ana sözleşmedeki düzenlemeye ve TTK 511. maddesine ve şirketin ücretlendirme politikasına uygun olup, eşitlik ilkesini ihlal eder nitelikte bulunmadığından dürüstlük kurallarına da aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Genel kurulun10. maddesinde ise, yönetim kurulu üyelerini TTK 395. Ve 396. Maddelerine göre izin ve yetki verilmesi yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır. Bu karar davacının red oyu ile birlikte diğer pay sahiplerinin olumlu oyu vermesi sonucu oy çokluğu ile kabul edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, TTK 436. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyesi pay sahiplerinin oydan yoksunluğu, kendi paylarından kaynaklanan oya ilişkin olup, hissedarı oldukları tüzel kişi adına onu temsilen oy kullanmalarına engel bir düzenlemeyi içermemektedir. Dava konusu genel kurulda, pay sahibi … A.Ş adına, pay sahibi şirketi temsilen … dördüncü’nün oy kullandığı, diğer pay sahibi yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmadığı, davacı vekilince oydan yoksun oldukları ileri sürülen anonim şirketin kendisi ile şirket arasında ya da bu anonim şirketlerin ortağı olduğu şahıs şirketi ile hakimiyetleri altındaki şirketler arasında kişisel nitelikte bir işe veya işleme ilişkin bir karar alınmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince iptal koşulunun olmadığı yönündeki tespit ve kabulde isabetsizliğin olmadığı kabul edilmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4050 E 2020/2455 K sayılı 09/03/2020 tarihli kararı)Dava konusu genel kurulda 2,4,5,6 ve 10. maddelerinde alınan kararların, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı kanaatine varıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki )haftalık süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/11/2020