Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/699 E. 2022/163 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/699
KARAR NO: 2022/163
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2019
NUMARASI: 2017/1049 Esas-2019/103 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARŞI DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilince düzenlenen toplam 157.090,50-TL tutarındaki 2017 yılına ait dört adet fatura içeriği malların davalıya teslim edilmesine rağmen davalı tarafından 31.000-TL’nin ödenip, bakiye 126.090,50-TL’nin ödenmemesi nedeniyle bu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince, davacının satıma konu 39.000 metre zincirin 10.000 metresini 13.10.2017, 29.000 metresini de 20.20.2017 tarihinde teslim etmesi gerekirken belirlenen tarihte teslim etmemesi nedeniyle dava dışı … firmasının müvekkiline verdiği 10.000 adet pantolon siparişini iptal ettiği, bu ürünlerin …’ya satış fiyatının 92.000-Euro olup, 30.11.017 tarihi itibarıyla 431.112-TL’ye tekabül ettiği oysa ürünlerin iç piyasada 197.625-TL’ye satıldığı böylece müvekkilinin aradaki fark olan 233,487-TL kadar zarara uğradığını belirterek bu zararın davacı alacağından takas mahsubu ile davacının bir alacağı kalmayacağından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
KARŞI DAVA: Davalı vekili esasa cevap süresinde açtığı karşı davasında; davacının geç teslimi nedeniyle ortaya çıkan 233.487-TL zararının, davacı alacağı 126.090,50 TL’den mahsubu sonucu geri kalan 104.396,50 TL’nin 01.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davacı-karşı davalı vekili; 13.10.2017 ve 20.10.2017 tarihli her iki teslimatın gecikmesinde müvekkilinin kusurlu olmadığı, geç teslimin taşıma ve gümrük idari işlemlerin uzamasından kaynaklandığı ayrıca iddia edilen zararın geç teslimle illiyet bağının bulunmadığı zira 13.10.2017 tarihli ilk teslimatta davalıya 10.000 metre zincir teslim edilmesi gerekip, davalının ise … firmasına 22.000 adet pantolonu teslim edeceği göz önüne alındığında 10.000 metre zincir ile 22.000 adet pantolonu üretip anılan firmaya teslim etmesinin imkansız olduğu, 22.000 adet pantolon üretimi için 22.000 adet zincire gerek olmasına rağmen davalı-karşı davacının sadece 10.000 metre zincir siparişi verdiği ve … firmasına sadece 10.000 adet pantolon üretimi yapabildiği, karşı davacının eksik sipariş vermesi nedeniyle kusurlu olduğu gibi … firması ile aralarındaki 16.10.2017 tarihli mail yazışmasına bakıldığında, ilk teslimatta aksesuar yetersizliği yüzünden sadece 10.000 adet pantolonu teslim edebileceklerini beyan ettiğinin anlaşılacağını belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen tekstil mühendisi ve mali müşavir den alınan alınan ayrı ayrı iki rapor doğrultusunda; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin mutabakat olduğu, davacı/karşı davalının sattığı zincir karşılığı 126.090,50 TL alacaklı olduğu her ne kadar davalı/karşı davacının, sipariş edilen zincirin geç teslim edilmesinden kaynaklı zararlarının olduğu bu nedenle karşı tarafın kusurlu olması sebebi ile asıl davanın reddi ile alacak taleplerinin kabulunü talep etmiş ise de; teknik bilirkişi raporu uyarınca da davalının ilk sipariş adedini yanlış vermesi sebebi ile gecikmenin yaşandığı ve bu durumun davalının kusurundan kaynaklandığı, tarafların mali kayıtları incelenmesi neticesinde davacı /karşı davalının 126.090,50 TL alacaklı olduğu, davalı /karşı davacının geç teslimden kaynaklı alacak talebinde geç teslimatın kendi hatasından kaynaklanması sebebi ile haklı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesiyle;teslim tarihleri kesin olmasına rağmen, davacı/karşı davalının 13.10.2017’de teslim etmesi gereken 10.000 metre zinciri, bu tarihte teslim etmediği, bu durumun davacı/karşı davalıya 17.10.2017 ve 18.10.2017 tarihinde gönderilen 2 adet e-mail ile bildirildiği ayrıca Kadıköy … Noterliğinden 26.10.2017 tarihinde keşide edilen ihtarname ile bu gecikmesinin ihtar edildiği, bu ihtarnameye, davacı/karşı davalı tarafından Bakırköy … Noterliğinin 31.10.2017 tarihli ihtarnamesi ile verilen cevabında, aksesuar ürünlerini “ithalatın gecikmesi nedeniyle” geç teslim ettiğini ikrar ettiği, Davacı/karşı davalının geç tesliminden dolayı müvekkilinin de imalatı ve müşterisi …’ya tesliminin geciktiği, ve firma tarafından 10.000 adet pantolonu satın almaktan vazgeçtiği, Davacı/karşı davalının taahhüdünü geç yerine getirmesi ve alıcının geç teslim nedeni ile siparişi iptal hususlarında dinletilmesi için tanık …’ın mahkemece 14.03.2018 tarihli duruşmada tanığa davetiye çıkarılması konusunda ara karar oluşturulması rağmen bir sonraki 14.05.2018 tarihli duruşmanın hâkimin izinli olması nedeniyle yapılamadığı ve hazır edilen tanığın dinlenmediği, kararın eksik tahkikatın verildiği gibi tanık dinleme kararından rücu edilmeden dosyanın doğrudan bilirkişiye tevdii edildiği, tanık … görevi gereği … firması ile doğrudan irtibat halinde olan ve gerekli organizasyonu yöneten önemli bir konumda bulunduğu, Ayrıca, alınan bilirkişi raporlarının da eksik ve hatalı incelemeye dayanmakta olup, 1. bilirkişi raporunda hatalı bir şekilde ilk teslimatın 16.10.2017’de olduğunun belirtildiği oysa davacı/karşı davalı tarafından ilk mal teslimatı 13.10.2017 tarihinde yapılması gerekirken 18.10.2017’de yapıldığı, bu durumun irsaliyeli fatura ile de belli olduğu, sipariş ihracat malları ile ilgili olduğundan siparişte ilk 10.000 adedin teslim tarihinin kesin olarak 13.10.2017 tarihi olup, davacı/karşı davalının teslimatı 5 gün geç yaptığı,raporda belirtildiğini aksine müvekkiline ilk teslimde 10.000 metre değil, 9.450 metre malzeme teslim edildiği, müvekkilince siparişte planlama hatasının yapılmadığı, Davacı/karşı davalının tüm siparişi tek seferde teslim etmeye yeterli kapasitesi olmaması sebebi ile müvekkil şirketi hem maddi hem de üretimsel manada zorlamasına rağmen, müvekkil şirket, siparişini parçalara bölünmüş olarak verdiği, bilirkişinin bu durumu da yanlış değerlendirdiği, davacı/karşı davalı siparişin 1. kısmını taahhüt ettiği gibi 13.10.2017 tarihinde teslim etmiş olsa idi müvekkilinin de işlerini zamanında tamamlayıp, taahhüt ettiği tarihte de …’ya teslim edecek olup, müvekkiline yapılan bu siparişin iptal edilmeyecek olduğu, İlk 10.000 mt.lik parti ile yaklaşık 11.500 adet pantolona son şeklinin verilip siparişin ifa zamanına uygun olarak yerine getirilebileceği gibi bahse konu zincir takma işlemleri tamamen bitmiş mal üzerine yapıldığından ikinci partinin de davacı/karşı davalı tarafından 20.10.2017 tarihinde teslim edilmiş olması halinde dava dışı …’nın tüm siparişlerinin teslim edilebilir duruma gelecek olduğu, bilirkişi raporunda, “…ikinci parti zincir siparişi davacı tarafından termin tarihi olan 20.10.2017 tarihinde teslim edilmiş olsaydı bile aynı gün 10.460 mt zincirin pantolonlara takılması ve yükleme yapılması mümkün değildir…” şeklindeki tespitinin kabul edilemeyeceği, zira tekstil bilirkişisi tarafından bu şekilde bir belirlemenin yapılabilmesi için müvekkili şirkette çalışan işçilerin, taşıma araçları ve yükleyicilerin dosya içine alınarak şahsi tahminlerden uzak, hüküm vermeye elverişli bir rapor düzenlenmesi gerektiği, müvekkilinin Türkiye’nin en büyük konfeksiyon şirketlerinden olup bu işleri yapabilecek imkanlara sahip olduğu, Raporda, pantolon başına kullanılacak zincir miktarının da yanlış hesaplandığı, müvekkilinin bir pantolon için 0,85 metre zincir kullandığı, toplam üretimi olan 44.500 adede göre, kesim fazlası da dâhil müvekkilinin ürün başı zincir ihtiyacının “0,85 cm x 44.500 adet= 37,825 metre” olup, 42.000 mt. zincir siparişinin de bunu fazlasıyla karşıladığı, Mahkemece hükme esas alınan her iki raporun da eksik ve hatalı olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve esas davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım bedelinden bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali, karşı dava ise, geç teslim nedeniyle uğranılan zararın davacı alacağı ile takas mahsubu sonucu bakiye zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı-karşı davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının tekstil ürününde kullanılacak 39.000 metre zincirin, 10.000 metresini 13.10.2017 tarihinde, geri kalan 29.000 metre ürünü de 20.10.2017 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiği ancak teslimin geç yapıldığı ve davalının toplam 157.090,50 TLsatım bedelinden 31.000 TL’sini ödediği, davacının satım bedelinden bakiye 126.090,50 TL alacağının bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olduğu gibi taraflar arasında da ihtilafsızdır. Davalı taraf, davacının satım bedelinden bakiye alacağının bulunduğunu kabul etmekle birlikte 13.10.2017 tarihinde teslimi edilmesi gereken 10.000 metre zincirin 18.10.2017 tarihinde geç teslim nedeniyle dava dışı firmanın 10.000 adet pantolon siparişini iptal ettiği, anılan firmaya 92.000 Euro’ya ( karşılığı 431.112,00 TL) satılacak ürünlerin iç piyasada daha düşük fiyattan 197.625,00 TL’ye satıldığı aradaki fark olan 233.487,00 TL zararının davacı alacağından takas mahsubu sonucu davacının alacağı kalmadığını savunmuş ve karşı davasında ise kalan 1047.396,50 TL zararının tazminini talep etmiştir. Davacı ise, 13.10.2017 tarihinde teslimi kararlaştırılan 10.000 metre zincirin davalı tarafından 16.10.2017 tarihinde gümrükten teslim alındığı, gecikmenin taşıma ve gümrük işlemlerinin uzamasına bağlı olup, geç teslimde bir kusuru bulunmadığı gibi davalının iddia ettiği zararın geç teslimden değil, dava dışı firmanın 22.000 adet pantolon siparişine göre davalı tarafından pantolona dikilecek zincirin 22.000 adet yerine eksik olarak 10.000 adet verilmesinden kaynaklandığını ileri sürmüştür. Tarafların iddia ve savunmalarına göre, satım konusu zincirlerin geç teslim edildiği tartışmasız olmakla birlikte geç teslim nedeniyle davalı- karşı davacının uğradığı bir zarar olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece benimsenen teknik bilirkişi raporunda; satıma konu 39.000 metre zincirin ilk 10.000 metresinin 13.10.2017 tarihinde, 29.000 metresinin de 20.10.2017 tarihinde tesliminin kararlaştırıldığı, davacının ilk teslimatta 9.450 metre zinciri 17.10.2017 tarihinde, geri kalan 29.000 metre zincirin, 24.390 metre’sini 23.10.2017, 15.750 metre’sini de 25.10.2017 tarihinde geç teslim edildiği, davalı karşı davacının, dava dışı … firmasından bir adeti 9.20 Euro olmak üzeren 42.000 adet pantolon siparişi aldığı ve bu pantolonların 22.000 adetini 20.10.2017 tarihinde, 20.000 adetinin ise 30.10.2017 tarihinde kamyona yüklemesinin yapılacağı, bir pantolon için 0.93 metre zincir kullanıldığı ve davalı tarafından 42.000 adet pantolon için 39.000 metre zincir sipariş edildiği dikkate alındığında 22.000 adet pantolonu 20.10.2017 tarihinde teslim edeceğinden işin olağan işleyişine göre 22.000 adet pantolon için en az üç gün önceden 20.460 metre zincirin davalıya teslim edilmiş olması gerektiği, buna göre, davalının ilk parti zincir şiparişini 10.000 metre yerine 20.460 metre olarak vermesi gerekirken 10.000 metre olarak eksik sipariş verdiği ayrıca ikinci parti zincirin teslim tarihi olan 20.10.2017 tarihinde teslim edilmesi halinde dahi aynı gün 10.460 metre zincirin pantolona takılması ve yüklemesinin mümkün olmadığı, davalının çalışanı … tarafından 16.10.2017 saat 17:13’te yurt dışı müşterisine gönderilen e-mail yazışmasında; ellerinde 40.000 adet dikilmiş giysi bulduğu, zincir kemerin kendilerine geç teslimi nedeniyle, 20.10.2017 tarihinde 10.000- 12.000 adet, 25.10.2017 tarihinde 10.000 adet ve 31.10.2017 tarihinde 20.000 adet pantolon yükleyebileceklerini bildirdiği, zira 17.10.2017 tarihinde davalıya 9.450 mt zincir teslim edilebildiği, davalının müşterisi tarafından davalıya gönderilen 16.10.2017 tarihinde saat 19:57’de gönderilen e-maille de; ilk parti sipariş 22.000 adet olarak 20.10.2017 tarihinde teslim edilemeyeceği için 10.000 adet pantolonun siparişini iptal ettiği, davalının yurt dışı müşterisinin 10.000 adet pantolonun siparişini iptal etmesinin asıl nedeninin, davacının geç teslimatının değil, davalı tarafından davacıya zincir siparişinde ilk parti miktarının en az 20.460 mt olması gerekirken 10.000 mt sipariş edilmesi olduğu açıklanmıştır. Zarar iddiasının her türlü delille kanıtlanabilir. Davalı-karşı, geç teslim nedeniyle oluşan zararını ispat noktasında, dava dışı … firması ile aralarındaki e-posta yazışmalarına, tanık deliline ve ticari defterlerine dayanmıştır. Karşı davacı, tarafından, yurtdışında kurulu müşterisi … firması ile aralarındaki anlaşmaya göre adı geçen firmanın sipariş ettiği toplam 42.000 adet pantolonun, 22.000 adetini 20.10.2017, geri kalan 20.000 adetini de 25.10.2017 tarihinde kamyona yüklemesinin yapılacağını taahhüt ettiğini ileri sürülmüş olup, taraflar arasındaki anlaşmaya göre ise siparişe konu pantolonlara dikilmek üzere davacıdan 39.000 metre zincir satın almış ve 10.000 metre zincirin 13.10.2017 tarihinde, 29.000 metresinin de 20.10.2017 tarihinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Dosyaya ibraz edilen mail yazışmaları incelendiğinde; karşı davacının çalışanı tarafından 13.10.2017 tarihinde dava dışı … firmasına gönderilen ilk mailde; zinciri bulmakta çok sıkıntı çekildiği ancak bu sabah bulunabildiği, 22.000 parça pantolonun 6 Ekim, geri kalan 20.000 parçanın da 27 Ekimde gönderilebileceği, aynı gün gönderdiği ikinci mailde de, dikiş ve giysilerin hazır olduğu sadece zincirlerin beklenildiği bildirilmiştir. … firması tarafından aynı tarihli verilen cevabi e-postada, siparişin onaylandığı ve 29 Ağustos tarihinden bahsedildiği, gönderimlerin çok geç kaldığı, böyle bir gecikmenin olamayacağının belirtilmesi üzerine bu kez karşı davacı tarafından yine aynı gün gönderilen e-posta ile; bir haftalık gecikme talep edildiği, gecikmenin beş güne indirileceği yeni bir takvim üzerinde çalışıldığı, malların 27 Ekim yerine 25 Ekim de ulaştırılmaya çalışılacağı yönünde cevap verilmiştir. Karşı davacı, 16.10.2017 tarihli e-postasıyla ise, 20 Ekim’e kadar 10.000-12.000 parça, 25 Ekim’de 10.000 parça ve 31Ekimde de 20.000 parça pantolon şeklinde yeni bir yükleme takvimi sunmuş ancak firma tarafından gönderilen aynı tarihli cevabi e-posta ile ; bunların Ağustos ayı teslimatları olduğu, yeni takvimin kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, ilk planlamaya göre zaten ilk gönderimin 22.000 parça olup, bu kadar gecikmenin kabul edilemeyeceği ve bu nedenle son siparişten 10.000 adet parçanın iptal edileceği ve 31 Ekimdeki gönderimde gecikme olması halinde daha fazlasının iptal edileceği belirtilmiş üç gün sonra 19.10.2017 tarihli ile mail ile gecikme nedeniyle 10.000 adet siparişi iptal etmiştir. Bu yazışmalara göre, karşı davacının yurtdışı müşterisine karşı pantolon teslimatındaki gecikmesinin daha önceden başladığı ve en geç 20 Ekim’e kadar 22.000 adet pantolon teslim edilemeyeceği için10.000 adet pantolon siparişinin iptal edildiği kanaatine varılmaktadır. Zira karşı davacı 16.10.2017 tarihli mail ile, 20 Ekim’e kadar 10.000-12.000 adet pantolon teslim etmeyi önermiş ancak bu teklif müşterisi tarafından aralarındaki ilk anlaşmaya göre 22.000 adet pantolon teslim edileceğinin kararlaştırıldığı belirtilerek reddedilmiştir. Diğer taraftan tekstil mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda açıklandığı üzere, ilk partide 20 Ekim tarihinde kadar 22.000 adet pantolon teslim etmeyi taahhüt eden karşı davacının, bir pantolonda 0.93 metre zincir kullanıldığı gözetildiğinde, 22.000 adet pantolon için 13.10.22017 tarihli ilk teslimatta en az 20.460 metre zincir sipariş etmesi gerekirken sadece 10.000 metre zincir sipariş ettiği, ikinci zincir teslimat tarihinin de 20.10.2017 olmasına göre, davacının teslimde gecikmeyip, her iki teslimatı da kararlaştırılan 13 Ekim ve 20 Ekim tarihilerinde yapması halinde dahi karşı davacının 20 Ekim tarihi itibarıyla 22.000 adet pantolona zincirleri dikip müşterisine teslim etmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Karşı davacı vekilince, bir pantolonda 0.93 metre değil, bir pantolonda 0.85 metre zincir kullanıldığı beyan edilmiş olup, bu beyan esas alınarak hesaplama yapıldığında da bu kez ilk partide en az 18.700 metre zincir sipariş etmesi gerektiği açık olup sonuca etkisi bulunmadığı görülmektedir. Karşı davacı vekili istinafında, taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak davacı tarafından ilk teslimat olan 10.000 metre zincirin 13 Ekimde, ikinci parti 29.000 metre zincirin de 20 Ekimde teslim edilmiş olması halinde, ilk 10.000 mt.lik parti ile yaklaşık 11.500 adet pantolona son şeklinin verilip, siparişin ifa zamanına uygun olarak yerine getirilebileceği gibi bahse konu zincir takma işlemleri tamamen bitmiş mal üzerine yapıldığından ikinci partinin de davacı/karşı davalı tarafından 20.10.2017 tarihinde teslim edilmiş olması halinde dava dışı …’nın tüm siparişlerinin teslim edilebilir duruma gelecek olduğunu ileri sürmüştür. Ne var ki yukarıda içerikleri açıklanan e-posta yazışmalarına göre , karşı davacının müşterisi tarafından 16 Ekim 2017 tarihinde 10.000 adet siparişin iptal edileceğini bildirmesi ve arkasından 19 Ekim 2017 tarihinde 10.000 adet siparişi iptal etmesine göre esasen sipariş iptalinin, ikinci partiye konu 29.000 metre zincirin teslim tarihi olan 20 Ekim 2017 tarihinde önce olduğu gözetildiğinde, davacı tarafından ikinci parti zincir 20 Ekim tarihinde teslim edilmiş olsa bile zaten sipariş müşterisi tarafından daha önceki bir tarihte iptal edilmiş olduğundan dava dışı firmanın siparişi iptal etmesinin geç teslime bağlı olmadığı anlaşılmakla davacının bu yönelik istinaf nedene itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Ayrıca karşı davacının zarara neden olduğunu iddia ettiği siparişin iptal nedenin e-posta yazışmalarından tespit edilmesine göre, karşı davacının tanığının dinlenmemiş olması neticeye etkili olmadığından eksik inceleme olarak değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, karşı davacının yurt dışındaki müşterisinin pantolon siparişini iptal etmesinin, taraflar arasındaki anlaşmaya konu zincirin davacı tarafından geç teslim edilmesinden kaynaklanmadığı başka bir anlatımla karşı davacının zarar uğraması ile geç teslim arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı tüm dosya kapsamı ile sabit olup, davacının satım bedelinden bakiye alacağı bulunduğunun taraflar arasında ihtilafsız olmasına ve ihtilafın davalı karşı davacının zarar iddiasına ilişkin bulunmasına ve zarar ile davacının geç teslimi arasında uygun illiyet bağı bulunmamasına göre ilk derece mahkemesince esas davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı karşı davacı vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-a-Asıl dava yönünden; alınması gereken 8.613,24- TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 2.153,4‬0-TL harcın mahsubu ile eksik alınan 6.459,84‬-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, b-Karşı dava yönünden; alınması gereken 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 59,30-TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022