Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/690 E. 2022/182 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/690
KARAR NO: 2022/182
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI: 2018/433 Esas-2018/999 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, tarafların 02.01.2016 ile 31.12.2016 tarihleri arasındaki ticari ilişkisi kapsamında, davalıdan olan 26.774,54 TL alacağının tahsilini teminen yapılan icra takibine haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup, kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, takibe konu 24 adet satış faturasının sevk irsaliyelerinin sunulmadığı, icra takibinin dayanağı cari hesap ekstresinde; davalı şirkete atfen atılmış bir imza ve isim bulunmadığı, davacı tarafça davalının imzasını taşıyan cari hesap mutabakat belgesinin ya da cari hesaba ilişkin sözleşme ilişkisini ispatlayacak fatura ve irsaliye de sunulmadığı, davacının ticari defterlerinde alacağı kayıtlı ise de, davacının her zaman tek taraflı düzenleyebileceği nitelikteki defter ve kayıtlarına dayanamayacağı, diğer delillerle bu alacağını ispatlaması gerektiği, davacının davaya konu icra takibinden dolayı ve takibe dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresi nedeni ile iddia ettiği bakiye alacağını yazılı delil ve belgelerle ispatlayamadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; iddiaları destekleyen fatura, ticari defter kaydı ve yazışmaların dosyaya sunulduğu, davalı tarafın ise davaya cevap vermediği, delil sunmadığı ve usulune uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, ticari defterler üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda; icra dosyasına ibraz edilen ticari defterde ve davacı ve davalı taraf arasındaki ticari hesapların izlendiği 320.03.015 satıcılar hesabına ilişkin muavin defter kayıtlarında yer alan satış faturaları birlikte dikkate alındığında, davacının davalı şirketten 26.774,59 Tl alacağı bulunduğunun açıklandığı, ancak alacağın cari alacaktan kaynaklı olduğu ve icra takibine konu faturalardan oluşmadığınını belirtildiği buna rağmen mahkemece, son derece hatalı bir şekilde bilirkişi raporunun alacak bulunmadığının belirtildiğinin kabul edildiği, Müvekkili şirketin davalı şirketten alacağının faturalara dayanmakta olup incelenen defter kayıtların da bunu doğruladığı, davalının davaya cevap vermediği ve faturalara konu malların teslim edilmediğine ilişkin bir iddiada da bulunmadığı, Mahkemenin teslime ilişkin belgelerin dosyaya sunulması gerektiği yönündeki tespitinin kabul edilemeyeceği, zira takibe konu fatura içeriğinde yeralan ürünlerin davalı şirkete teslim edilmiş olup, faturalara konu malların teslim edilmediği yönündeki iddianın davalı tarafından ispatı gerektiği, davalının, teslim almadığı mallar için hazırlanan faturalara süresi içerisinde itiraz etmemekle basiretli tacir olmanın gerekliliğini yerine getirmediği gibi faturalara itiraz edilmemiş olması faturalara konu malların teslim edildiğine ilişkin de karine oluşturduğu, davalının böyle bir iddiasının bulunmadığı, defter ve kayıtlarını sunmaktan kaçındığı yerde sevk irsaliyelisinin sunulmayışı nedeniyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğu, bilirkişinin defter incelemesinde fatura ve sevk irsaliyelerinin incelemeye sunulduğu, yine davalı tarafın muhasebe servisiyle yapılan yazışmalarda, borcun davalı tarafça kabul edildiği ve ödeneceğinin belirtildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; davacının usulüne uygun tutulan kendi ticari defterlerinde 2013 yılından 2015 yılı sonuna kadar düzenlediği satış faturalarından dolayı 31.12.2015 tarihi itibarı ile davalıdan 233.668,59TL alacaklı olduğu, 2016 yılına ilişkin 13.01.2016 tarihli 2.053,99TL bedelli ve 08.02.2016 tarihli 440,03 TL tutarındaki satış faturalarının bu alacağa eklenmesiyle bu kez davacının 31.12.2016 tarihi itibarıyla alacağının 236.162,61 TL olduğu, davalının ise 29.02.2016 tarihinde 205.051,00 TL, 11.03.2016 tarihinde 288.750,00 TL ve 21.04.2014 tarihinde 86.855,93TL olmak üzere çek vermek ve iade faturası düzenlemek suretiyle toplam 580.656,93 TL ödemesi bulunup, davalının ödeme tutarının davacı alacağından fazla olmasına göre, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı ancak 2016 yılına ilişkin 07.01.2016 tarih 105.722,78 TL, 29.02.2016 tarih 76.370,47 TL, 29.03.2016 tarih 86.855,93 TL, 31.03.2016 tarih 79.492,76 TL ve 15.04.2016 tarihli 22.826,97 TL tutarlarındaki 5 adet satış faturası dikkate alındığında davacının bu kez 607.431,52 TL alacaklı olup, bu tutardan davalının 580.656,93TL ödemesi tenzil edildiğinde, davacının cari hesaptan bakiye alacağının 26.774,59 TLolduğu açıklanmıştır. Davalı taraf davaya cevap vermediğine göre, davada ileri sürülen vakıaları inkar ettiğinin kabulü gerekir. Bu durumda ispat yükü üzerinde olan davacının fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini yazılı belge ile kanıtlaması gerekmekte olup, davalının usulüne uygun davete rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği gibi davacının dayanak kayıtlarla doğrulunan ve birbirinin teyit eden usulüne uygun ticari defterlerinde, davalının çekle ödeme yaptığı ve bir kısım mallara yönelik iade faturası düzenlediği anlaşıldığından artık teslimin ispatlandığı tartışmasızdır. Mahkemece, davacının takipte dayandığı faturalara göre alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki davaya esas icra takibi cari hesaba dayalı olarak yapılmış olup, taraflar arasında 2013 yılından itibaren başlayan açık hesap ilişkisinde; davalının çekle yaptığı ödemeleri veya tanzim ettiği iade faturası bedelleri, davacı faturalarından tenzil edildiğinde; davacının 2016 yılı sonu ve takip tarihi itibarıyla 26.774,59 TL bakiye alacağı bulunduğunun tespit edilmesi karşısında; icra takibinin faturaya dayalı takip gibi değerlendirilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ancak yeniden yargılamaya gerek olmadığından, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair ihtarname veya benzeri belge sunulamamasına göre, işlemiş faiz alacağının istenemeyeceği gibi esasen dava değerinin asıl alacak olarak gösterilip harcın da bu miktar üzerinden yatırıldığı ve yargılama sırasında da tamamlanmadığı gözetildiğinde; davanın kabulü ile davalının icra dosyasındaki itirazının 26.774,59-TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, itirazın haksız, alacağın da cari hesaptan kaynaklanıp likit bulunmasına göre hüküm altıa alınan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353(1)-b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜNE, davalının Bakırköy … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 26.774,59-TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, 2-Hüküm altına alınan alacağın %20’si olan 5.348.91 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine. 3-Başlangıçta peşin olarak alınan 457,25-TL peşin harcın, alınması gerekli olan 1.828,97-TL harçtan mahsubu bakiye 1.371,72‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4- Davacı tarafından yapılan başvuru harcı 35,90-TL, peşin harç 457,25-TL, bilirkişi ücreti 600-TL ve posta ve diğer masraflar 170-TL olmak üzere toplam 1.263,15‬-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30-TL ve posta gideri 50-TL olmak üzere toplam 171,3‬0-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022