Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/689 E. 2022/100 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/689
KARAR NO: 2022/100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2019
NUMARASI: 2017/572 Esas-2019/186 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen 4 adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, icra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği gibi davacıya bir borcunun bulunmadığı zira tüm ödemelerin eksiksiz ifa edildiğini belirterek davanın esastan da reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda, tarafların ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının icra takip tarihi olan 24/06/2016 tarihi itibariyle davalı cari hesaptan kaynaklı 34.285,60-TL alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise davacıya 25.692,01-TL borcunun bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının 2011 yılından devir bakiyeleri arasında 1.350,85-TL olması, davalı tarafından davacı şirkete verilen 20.09.2012 tarih 5.000,00-TL, 20.10.2012 tarih 5.000-TL ve 20.11.2012 tarih 5.000-TL tutarlı olmak üzere toplam 15.000,- TL tutarındaki senetlerin davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmaması,davacı şirket tarafından 02.04.2014 tarihli … No’lu 200,60 TL tutarındaki faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmaması,davalı şirketin 25.04.2016 tarihinde banka aracılığıyla gönderdiği 19.983,20-TL tutarlı …’nin davacı yanın ticari defterlerinde 19.979,00 TL olarak, davalı yanın ticari defterlerinde 20.000,00 TL olarak kayıt altına alınması, davalı yanın Bakırköy …icra … dosyasına 15.300,00 TL havale yaptığı ve 11.130,00 TL tutarlı senedi ödediği, ancak davacı yanın ticari defterinde 11.130,00 TL‘yi icra takibi başlatılan senet olarak kayıt altına almış olmasından kaynaklandığı, buna göre davacının 34.285,60-TL alacağının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; dosyada mevcut kök raporda, taraf defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, davacı şirket ticari defterlerine göre takip tarihi olan 24.06.2016 tarihi itibariyle davalıdan 34.285,60 TL alacağı olduğu, davalı şirket ticari defterlerine göre ise takip tarihi itibarıyla davacının 25.692,01 TL alacağı olduğu, cari hesaptaki bu farklılığın davalı tarafından davacıya verilen 20.09.2012 tarih 5.000 TL, 20.10.2012 tarih 5.000 TL ve 20.11.2012 tarihli 5.000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL tutarındaki senetlerin davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından ayrıca davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 15.300,00 TL havale yaptığı 11.300,00 TL bedelli 31.07.2013 vade tarihli senedin icra takibi başlatılan senet olarak kayıt altına almış olmasından kaynaklandığı, davalının takiple temerrüde düştüğü ve takip tarihinden sonra 01.12.2016 günü davalı şirket tarafından 23.880,00 TL ödeme yapıldığının açıklandığı, ek raporda da aynı yönde açıklama yapıldığı, davacının dava dilekçesinde ilgi tuttuğu tüm faturaların müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olduğu, sadece davacı tarafından düzenlenen ve çok cüz’i tutarlı 02.04.2014 tarih 200,60TL’lik faturanın müvekkili defterlerinde kayıtlı olmadığı ayrıca Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının yenilenerek … Esasını aldığı ve müvekkili tarafırıdarı yeni esas sonrası 3.300,00TLödeme daha gerçekleştirildiği, kök rapora beyan dilekçesi sonrasında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Eski …) sayılı dosyası celp edilmiş olup bilirkişi tarafından icra dosyası üzerinde yapılan inceleme sonrasında, ileri sürülen beyanların doğru olduğunun teyit edildiği, takip tarihinden sonra yapılan ödemenin de dikkate alınmadığı bu ödemelerin tenzili ile davacıya hiç bir borcun olmadığının anlaşılacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.Davacının icra takibinde dayandığı dört adet faturadan üçü davalı defterlerinde olup, diğer 200,60 TL tutarlı faturaya ait irsaliye sunulduğu gibi davalının ödeme savunmasında bulunmasına göre, alacağa esas fatura içeriği malların davalıya teslim edildiği sabit olup, esasen taraflar arasında da ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, davalı ödemeleri ve buna göre borcun miktarı konusundadır. Mahkemece benimsenen kök ve ek raporda, tarafların ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibarıyla 34.285,60 TL, davalı defterlerine göre ise 25.692,01 TL alacaklı olduğu, taraf defterlerindeki bu farkın; davalı defterlerinde kayıtlı olan ancak davacı defterlerinde bulunmayan her biri 5.000 TL değerinde 2012 tanzim tarihli senetlerden, davalı tarafından banka aracılığı ile 25.04.2016 tarihinde yapılan 19.973,00TL tutarındaki ödemenin davalı defterlerinde 20.000 TL olarak kaydedilmesinden, davacı tarafından 13.07.2013 tanzim tarihli 11.130,00 TL miktarındaki senedin başka bir icra dosyasında takibe konulmuş olup, davalı tarafından icra dosyasına 15.300 TL olarak yapılan ödemenin davacı defterlerinde senet bedeli olan 11.130,00 TL olarak kayıtlı olmasından ve davacının 200.60TL tutarındaki faturasının davalı defterlerinde bulunmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK 222/3.maddesine göre, usulüne uygun tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulan defterlerindeki kaydın bunlara aykırı olmaması gerekir. Somut olayda, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun olmasına göre, taraflardan birinin defterlerinin diğerinin defterlerinden üstün tutulamaz. Kaydın belgeye dayanması ilkesi gereğince, davalının defterlerinde kayıtlı olup da, davacı da kayıtlı bulunmayan 2012 tanzim tarihli her biri 5.000 TL miktarındaki üç senedin davacıya teslim edildiğinin ve bedelinin ödendiğinin davalı tarafından ispatlanması gerekmekte olup, defterlerindeki senet kaydının ve ödemenin dayanak belge ile doğrulanamaması karşısında artık bu senetlerin davacıya verildiği ve bedelinin ödendiği kabul edilemeyeceği gibi 19.973,00 TL havalenin davalı defterlerinde 20.000 TL, davacı defterlerinde ise 19.979,00 TL olarak kayıtlı olmasına göre, bu havale tutarı bakımından da davacı defterindeki kayda itibar edilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Diğer taraftan 13.07.2013 tanzim tarihli vadesi geçmiş senedin icra takibine konu edilmesi nedeniyle icra dosyasında yapılan kapak hesabı doğrultusunda yapılan 15.300 TL ‘lik ödemenin içerisinde, gecikme faizi, icra masrafları da bulunduğundan, davacı tarafından sadece senet bedeli olan 11.130,00 TL’nin borçtan tenzil edilmesi yerinde olup, aynı icra dosyasında daha sonra yapılan 3.3000 TL ödemenin de az önce açıklanan nedenle neticeye etkisi olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalının aksi yöndeki savunması ve istinaf nedeni dinlenemez. Bu hale göre, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından yatırılan 586-TL istinaf peşin karar harcının alınması gereken 2.342,04-TL harçtan mahsubu ile 1.756,04‬-TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/02/2022