Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/680 E. 2022/127 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/680
KARAR NO: 2022/127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/150 Esas – 2019/442 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı … A.Ş’ye ait kabloların taşınması işini üstlendiğini, taşıma işinin yapılması için davalı borçlu ile anlaşma yapıldığını, davalı borçlunun kendine ait kamyonla nakliye işini gerçekleştirirken, sürücünün … AVM civarında aracı park edip uyuması üzerine kamyonda bulunan bir kısım kabloların hırsızlar tarafından çalındığını, kablo bedeli olan 19.533,00-TL’nin müvekkilince fatura karşılığı … A.Ş’ye ödendiğini, hırsızlığın sürücünün kusurundan kaynaklanması nedeniyle müvekkilinin zararırın tahsili gerektiğini, alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı ile taşınmaz sözleşmesi imzalanmadığını, davacının … ile taşınmaz sözleşmesi yaptığını, bu kişinin kendi çalışanı olmadığını, aracını …’ya kiraladığını bu nedenle husumet ehliyeti bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacı taraf taşınmaz sözleşmesinin davalı ile yapıldığını ileri sürmüş olmasına rağmen bu konuda yazılı bir sözleşme ileri sürmemiş ve yemin deliline dayanmamıştır. Yükün teslim edildiği aracın sürücüsü … olup aracı davalıdan kiralamıştır, taşıma 31/10/2017 tarihli olup kiralama sözleşmesi 2014 yılında başlamış ve kiralamaya ilişkin faturalar bu tarihten itibaren düzenlenerek vergi dairesine bildirilmiştir. Bu durumda, davalının taşıyıcı olmadığı, aracın işleteni olmadığı ve taşıma sözleşmesinin davalı ile yapıldığının kanıtlanmadığı, sözleşmenin sürücü ve aracın kiracısı olan … ile yapıldığı, taşıyıcı olmayan davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın husumet yönünden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı … Anonim Şirketine ait kabloların Çorlu’dan İstanbul’a taşınması konusunda davalı ile telefonda görüşerek davalının taşıma işinin gerçekleştireceği araç ruhsatını göndermesi üzerine de davalı ile anlaşma sağlandığını, davalı borçlunun kendine ait kamyonla nakliye işini gerçekleştirirken, şöforünün … AVM civarında kamyonu parkedip uyuması üzerine, kamyonda bulunan kabloların bir kısmının hırsızlar tarafından çalındığını, müvekkilinin aracı kiralayan olarak gözüken … ile değil direk davalı ile görüşüp anlaşma sağladığını, dosyaya sunulan kira sözleşmesi ve diğer evrakların, kamyon sahibi davalı ile dava dışı şoförün iç ilişkisini ilgilendirmekte olup, müvekkiline karşı davalının sorumluluğunu kaldırmadığını, davalı ile dava dışı …’nın ile yapmış olduğu sözleşmenin olası kaza veya huzurdaki davada olduğu gibi sorumluluk doğuran durumlardan kurtulmak için muvazaalı olarak yapıldığını düşündüklerini, davalı ile dava dışı …’lı arasında kira sözleşmesi olmasına rağmen , davalıya kira bedelinin hiçbir şekilde ödenmediğini, defterlere hep alacak olarak kaydedildiğini, dosyaya yansıyan belgelere rağmen Mahkemenin davanın reddi kararının yerinde olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan emtianın bir kısmının taşıma sırasında hırsızlanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasında taşıma sözleşmesinin kurulup kurulmadığı noktasındadır. Dava dışı … A.Ş. Tarafından davacıya kablo satışına ilişkin olarak 03.11.2017 tarihinde 19.533,72 TL bedelli fatura kesilmiştir. Taşımaya konu emtianın taşıma tarihinde davalı adına kayıtlı olan … plakalı araca yüklendiği ve 30.10.2017 tarihinde araçtan bir kısım emtianın çalındığı ihtilaf konusu değildir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “sevkiyatta meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle uğranılan zararın tazmini” sebebine dayalı olarak 19.533,00 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 13.12.2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 856/2. Maddesinde, taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesi kurulacağı, eşyanın taşıyıcıya tesliminin, taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil edeceği düzenlenmiştir. TTK’nın 850/1. maddesinde de, taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişi olarak tanımlanmıştır. Davalının taşıma sırasında zayi olan eşyadan dolayı oluşan zarar nedeniyle sorumlu olaması için öncelikle taraflar arasında taşıma sözleşmesi kurulduğunun yani davalının taşıyıcı olduğunun ispatlanması gerekir. Ancak, davacı tarafça taşıması üstlenilen işin yapılması için davalıyla anlaşıldığı iddia edilmektedir. Dava konusu emtianın davalının aracına yüklendiği de soruşturma dosyasından anlaşılmaktadır. Taşımaya konu eşya davalının aracına yüklendiğine göre, eşyanın taşıyıcıya tesliminin, taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil edeceği şeklindeki düzenleme karşısında davalı tarafın bu karinenin aksini ispat etmesi gerekir. Davalı adına kayıtlı olan … plakalı aracın 15.08.2014 tarihinden itibaren 1 yıl ve aksinin bildirilmemesi halinde 1 yıl uzatılmış sayılmak üzere dava dışı …’ya kiralandığına ilişkin kira sözleşmesi vergi dairesi tarafından dosyaya gönderilmiştir. Davalı tarafça, taşıma tarihini kapsar şekilde, …’ya kesilen ve kapalı fatura olarak düzenlenen kira ücreti faturaları dosyaya sunulmuştur. Ayrıca bu faturaların vergi dairesine bildirildiği de anlaşılmaktadır. Davalının vergi dairesinden gönderilen muavin defterine göre kira faturaları kayıtlı olmakla birlikte bir ödeme bilgisine rastlanmamıştır. Tutulan kayıt her yıl sonunda “yansıtma işlemi” açıklamasıyla senelik kira tutarı miktarınca yapılan kayıt ile bakiye sonlandırılmıştır. Bu işlemin dayanağı ise dosyada mevcut değildir. Dava konusu araç daha sonra davalı tarafından 13.12.2017 tarihinde satılarak devredilmiştir. Ayrıca …’nın, davalının aracının satıp devrettiği tarihten kısa süre sonra 31.12.2017 tarihinde ticareti terk etmiştir. Davalı tarafça dayanılan kira sözleşmesinin davalı yararına delil olabilmesi için, üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Kira sözleşmesine ilişkin olarak sözleşme ve kira faturaları vergi Dairesine bildirilmiş olmakla birlikte kira bedelinin davalıya düzenli ödenip ödenmediğine ilişkin dosyada herhangi bir beyan ve belgeye rastlanmamıştır. Bunun yanı sıra davacının zararı tazmin ettiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge de yoktur. Hal böyle olunca mahkemece yapılan araştırma ve celbedilen belgeler tarafların husumetinin bulunup bulunmadığını tespit etmek için yeterli değildir. Bu halde, davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle davalının kira ücretini düzenli olarak tahsil edip etmediği sıfatının bulunup bulunmadığı tespit edilip, davacının oluşan zararı fatura karşılığında dava dışı … A.Ş.’ye ödediği iddia edildiğine göre buna dair ödeme belgesinin sunulması için süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 10/02/2022