Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/679 E. 2022/20 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/679
KARAR NO: 2022/20
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2019
NUMARASI: 2017/649 Esas – 2019/271 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında oluşan cari hesap nedeniyle davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, takipte istenen kadar borcu olmadığı, yapılan ödemeler dikkate alınmadan takip yapıldığını belirterek davanın reddi ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davacının alacağını ticari defterleri ile kanıtladığı, davalı tarafından defterlerin sunulmayarak HMK’nın 222. maddesine göre, lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesiyle; müvekkilin davacıya belirtilen miktarda borcu bulunmadığı, her ne kadar davacı firmanın ticari defterleri üzerinden inceleme yapılmış olsa da, davacı firmanın ticari defterlerinde ve bu defterlerin dayandığı fatura ve benzeri belgelerinde yer alan alacak-borç kayıtlarına ait eksik bilgiler yer aldığı, müvekkili tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemelerin hesaplara yansıtılmadığı, ödemeler nispetinde gerekli düşümler yapılmadan takibe geçildiği, bunun yanı sıra; fatura ile cari hesap şeklinde çalışan müvekkili ve davacı firma arasında ödemelerin muhtelif zamanlarda yapıldığı, bu nedenle davacı firma tarafından takibe konu edilen edilen miktarın asıl borcu yansıtmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, açık hesaptan bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacı taraf, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte yaptığı ödemelerin tenzil edilmediğini buna göre davacı alacağının takipte istenen miktar kadar olmadığını savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde, davalıya düzenlediği faturalara göre alacaklı olduğu ve davalının yaptığı ödemelerin tenzili ile takip tarihi itibarıyla alacak miktarının 11.685,28 TL olduğu açıklamış olup, davalının, usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığı gibi davacı defterlerinde kayıtlı olan ödemelerden başkaca bir ödemesi olduğunu ispata yarar yazılı bir belge ibraz etmediğinden; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunamamaktadır. Bu hale göre, davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 200 TL harcın, alınması gerekli olan 798,74 TL harçtan mahsubu ile eksik 598,74‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/01/2022