Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/668 E. 2021/1516 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/668
KARAR NO: 2021/1516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2018
NUMARASI: 2017/60 Esas – 2018/1280 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin freze işleri madeni ve plastik ev eşyaları imalatı, bütangaz çakmak imalatı, kuaför malzemeleri ve temizlik malzemeleri imalatı, alımı satımı, ithalat ihracat ve dahili ticaret işleri, dokusuz örgüsüz teknik tekstil kumaşları ile buradan yapılan ürünlerin imalatı işleri ile iştigal eden ve piyasada ticari itibari olan bir tacir olup; faaliyet konusu olan tekstil kumaşlarının imalatı işe neticesinde davalı ile bir satış sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen karşılıklı borç yükleyen satış sözleşmesi ile miktarı ve özellikleri belirlenen kumaşların davalıya teslim edilmesi, bunun karşılığında davalı tarafından da işbu kumaşların bedelinin satıcı konumundaki müvekkile ödenmesi hususları belirlendiğini, nitekim müvekkili tarafından sözleşme konusu kumaşların hazırlanıp belirlenen zamanda, eksiksiz ve ayıpsız şekilde davalı yana teslim edildiğini, davalı yanca da işbu kumaşların hiç bir ihtirazı kayıt düşülmeden teslim alındığını, satış sözleşmesinin ücret ödeme yükümlülüğüne riayet edilmediğini, kumaşların bedelinin müvekkile ödenmediğini, davalı yan aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, usulüne uygun düzenlenen fatura bedelleri üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibi kabul etmediğini, tarafına gönderilen mallar ayıplı çıktığı için tutanakla iade edildiğini, iade edilen malların yerine yenisi geleceğini söylendiği için iade faturası düzenlenmediğini, fakat daha sonra malın üretilmeyeceğini fabrikanın satıldığını öğrendiğini, bundan dolayı iade edilen malların yerine verilen ödemelerin makbuzu ve iade tutanağının ibraz edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmakla bilirkişi tarafından belirlenen bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, asıl alacak miktarı yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya ait … isimli firmadan alınan kumaşların ayıplı çıktığını, bu kumaşların bu firmada sigortalı olarak çalışan ve firma temsilcisi olduğunu beyan eden … isimli şahsa iade edildiğini, iade belgesinin dava dosyasında olduğunu, bunların yerine sağlam kumaşları gönderecekler iken göndermediklerini, bilirkişilerin bu hususu görmezden gelerek değerlendirme yapmadıklarını, ek raporda da bu durumun görmezden gelindiğini, Vergi usul Kanunu açısından müvekkilinin iade faturası kesmediği gerekçesinin Vergi Usul kanunu açısından değerlendirilebilecek ise de Hukukun temel ilkeleri açısından kabul edilemez olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, faturaya konu ürünlerin davacıya iade edilip edilmediği noktasındadır. Davacı tarafından davalı hakkında 27/05/2015 tarihinde … nolu 17.752,90 TL bedelli faturayı tanzim etmiştir. Daha sonra davacı tarafından davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında faturaya dayalı olarak 17.752,90 TL asıl 2.512,64 TL işlemiş faiz alacağının tahsili istemiyle icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine icra takibi durmuştur. Davacı itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise faturaya konu 70 top kumaşın iade edildiğini savunmuştur. Faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Ancak cevap dilekçesi ekinde davalı tarafından dosyaya sunulan “Tutanaktır.” başlıklı 09/01/2016 tarihli belgede 25/05/2015 tarihinde … no’lu faturayla gelen lacivert kumaların üretimden hatalı olduğu için 70 topun iade edildiği belirtildikten sonra tutanağın altı davalı ile teslim alan olarak … tarafından imzalanmıştır.Davalının bilirkişi raporuna itirazı üzerine alınana ek raporda davalının iade faturası düzenlemediği, bu sebeple 70 top iade kumaşının teslimine ilişkin iadelerin düşülerek alacağın tespit edilmesinin mümkün olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. SGK’dan gelen yazı cevabına göre 09/01/2016 tarihli belgede imzası bulunan …’un 11/03/2015 – 11/01/2016 ve 20/01/2016 – 08/02/2016 tarihleri arasında … isimli iş yerinde çalışmıştır. Buna göre fatura ve tutanak tarihi itibariyle … davacı iş yerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının ticari defterlerini sunmaması nedeniyle davacının ticari defterlerinin lehine delil teşkil ettiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davalının 70 top kumaşın iade edildiği savunması üzerinde durulmaksızın karar verilmesi isabetli olmamıştır. Mahkeme gerekçesinde yer almamakla birlikte bilirkişi tarafından davalının iade faturası bulunmaması nedeniyle iade edildiği iddia edilen kumaşın düşülemeyeceği belirtilmiş olsa da iade faturası düzenlenmesi hususu, vergi mevzuatına ilişkin olup, bir ispat aracı olarak kullanılabilecek ise de malın iadesi için bir geçerlilik şartı değildir. Bu kapsamda mahkeme tarafından davalının bir kısım ürünlerinin iade edildiği savunması ve 09/01/2016 tarihli tutanak üzerinde durularak 70 top kumaşın iade edilip edilmediği tespit edildikten sonra mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak varsa davacının alacağı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/12/2021