Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/667 E. 2022/222 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/667
KARAR NO: 2022/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2016/37 Esas – 2018/521 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 4. ASL.TİC. MAHK. 2016/435 E. SAYILI DOSYASINDA
ASILDAVA: Alacak
BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Taraflar arasındaki asıl alacak birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne-birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA: Davacı vekili, davalının maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde, müvekkili şirket lehine 23.08.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 10 yıl süreli (23.08.2015 tarihine kadar) intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin tamamının peşin olarak davalıya ödendiğini, intifa hakkı nedeniyle müvekkili şirketin kullanım (zilyetlik de dahil) hakkına sahip olduğu gayrimenkul üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunun işleticiliği/ bayiliği, … marka ve logosu altında faaliyette bulunmak üzere, akdedilen bayiilik sözleşmesi gereğince davalının yetkilisi olduğu dava dışı … Ltd Şti’ne tevdi edildiğini, Rekabet Kurulunun düzenlemeleri ile intifa süresinin bir bölümünün geçersiz kaldığını, gerçekleşmeyen anlaşma süresine ilişkin olmak üzere peşinen sağlanan kazanımın sebepsiz zenginleşme hükümlerince göre istenebileceğinden bahisle İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/58 E. sayılı dosyasında açılan davanın ortada halen geçerli sözleşme bulunduğundan erken açılan davanın reddine karar verildiğini, bu arada davalı tarafından 08.04.2013 tarihinde dava konusu edilen alacağa ilişkin olarak 470.214,77 TL ödeme yaptığını, müvekkili tarafından kullanılmayan 18.09.2010-23.08.2015 dönemine tekabül eden güncel kısmın iadesi gerektiğini, şayet intifanın tapudan terkin edildiği tarihine kadar intifa hakkının geçerli olduğunun kabulü durumunda, davalının bu döneme ilişkin olarak elde ettiği kira bedelinden haksız zenginleştiğinden müvekkiline karşı sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla davalının yapmış olduğu ödemenin mahsubu sonucunda, davalıdan olan belirlenecek bakiye alacağından şimdilik 480.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının intifa hakkının geçersiz kılınan süreye tekabül eden güncel değerinin tahsili için daha önceden açmış olduğu davaların erken açıldığından dolayı reddedildiğini, bu kapsamda İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/58 E. sayılı dosyasında hükmedilen alacağa karşılık olarak ihtirazi kayıt altında ödeme yapıldığını, kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulduğunu, bu ödemenin iadesi için yapılan başvuruların semeresiz kalması üzerine icra takibine girişildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu, bununla ilgili olarak İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/435 E. sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, dolayısıyla davacının mahsup hakkının bulunmadığını, davacının intifayı 05.12.2012 tarihinde terkin ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı/karşı davalı … vekili, davalı/karşı davacının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/58 E. sayılı dosyasında Rekabet Kurulu’nun 12.03.2009 – tarihli duyuru sonrasında, 18.09.2010 tarihinde taraflar arasındaki ilişkinin son bulması nedeniyle müvekkiline ait taşınmaz üzerinde tesis edilen 10 yıllık intifa hakkından kullanılamayan süreye tekabül eden tutarın güncellenmiş tutarı olan 947.984,37 TL’nin tahsili için dava açtığını, yargılama ile davanın müvekkili …’dan 397,736,78 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiz ile tahsiline karar verildiğini, karar temyiz edilse de mahkeme kararına göre 397.736,78 TL ve 72.477,99 TL faizin temyiz neticesinde haklı çıkmaları durumunda “iade talep etme hakları saklı tutularak ihtirazi kayıtla ödendiğini, kararın temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 19. HD’sinin 2013/16721 E, 2014/13204 K. sayılı ilamı ile bozulduğunu, bozma sonrasında aynı mahkemece davanın reddine karar verildiğini, davalı/karşı davacıya keşide edilen 18.11.2015 tarihli noter ihtarnamesi ile ödenen 470.214,77 TL’nin iadesinin istendiğini, davalı/karşı davacının iade yapmadığını, alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı/karşı davacı … AŞ vekili, davacı/karşı davalının 08.04.2013 tarihinde, İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava konusu alacağa ilişkin yapmış olduğu ödemenin müvekkilinin alacağından mahsup edilerek bakiye kalan alacak için asıl davada davacı/karşı davalı aleyhine dava ikame edildiğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki anlaşma nedeni ile 4054 sayılı yasa gereği 23/08/2005 tarihli 10 yıl süreli intifa hakkının 18/09/2010 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlanabileceği, bu tarih itibariyle intifa hakkının konusuz kaldığı ve fiilen sona erdiği, davaya konu bayilik sözleşmesinin ise kesin olarak geçersiz hale geldiği ve bu tarihten sonra tarafların rızası olmak kaydıyla 5 yılı aşmayacak şekilde yeni bir bayilik sözleşmesinin yapılmadığı yada yenilenmediği ve de bununla uyumlu olarak intifa süresinin de 5 yılı aşmayacak şekilde yenilenmediğinden intifa hakkının Rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı kanaatine varıldığı, davacı şirket tarafından dava konusu intifa hakkının 05/12/2012 tarihinde terkin edildiği, dava konusu intifa sözleşmesinin 23/08/2005 tarihinden 18/09/2010 tarihine kadar uygulama süresi olduğundan bu tarih itibariyle intifa hakkı sonlanmış olup, bu tarihten sonra davacının intifa hakkından söz etmek mümkün olduğu, buna göre, dava konusu intifa süresinin kullanılmayan süresine isabet eden intifa bedelinin davacı tarafından denkleştirici adalet ilkesine göre güncelleştirilmiş olarak talep edilebileceği, bu tutarın da 1.073.527,00 TL olarak hesaplandığı, dava dilekçesinde 480.000,00 TL.alacak talebinde bulunulduğundan taleple bağlı kalındığı, birleşen dosyada ise, davacı/karşı davalı … tarafından yapılan ödemenin açıklamasında “İstanbul 14.Asliye Ticaret mahkemesinin 2012/58 Esas sayılı dosyasında belirtilen alacak karşılığı Üsküdar …Noterliğinin 29/03/2013 tarihli ihtirazi kayıtlı ihtar gereği” şeklinde açıklama bulunduğu, bu ödemeye dayanak olan İstanbul 14.Asliye Ticaret mahkemesinin 2012/58 Esas sayılı dosyasında verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulduğu ve yeniden yapılan yargılamada erken açılan davanın reddine karar verildiği, asıl davada davacı kullanılmayan intifa bedeli alacağının 1294 günlük kullanılmayan süreye karşılık gelen tutardan davalının daha önce yapmış olduğu 470.214,77 TL. lik ödemeyi ödeme tarihi itibariyle muaccel olduğunu iddia ettiği kendi alacağından mahsup etmek suretiyle 480.000,00 TL. dava açmış ise de, asıl dosyanın davacısı olan … aleyhine birleşen dosyanın davacısı … tarafından yapılan İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takip tarihi 07/12/2015 olup, kendisi hakkında … tarafından erken yapılan ödemenin iadesi talebiyle yapılan takip ve devamında açılan dava olduğu halde yine … Petrolleri tarafından bu davanın 2016 yılında açıldığı,bu durumda kendisince yapmış olduğu mahsup işleminin birleşen dosyadaki takip konusu alacağı ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 480.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalı/karşı davacının takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 470.214,77 TL asıl alacak, 1.082,14 TL işlemiş faiz toplamı 471.296,91 TL alacak üzerinden devamına, alacak likit olduğundan, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davacı/karşı davalı … AŞ vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı … tarafından 08.04.2013 tarihinde müvekkil şirkete 470,214.77 TL tutarında ödeme yapıldığını, ödeme tarihi itibarıyla intifa terkin edilmiş olduğundan, müvekkilin ödeme tarihi itibarıyla muaccel haldeki alacağından mahsup edildiğini, müvekkilin asıl davada alacaklı olduğu tespit edilmiş olmasına karşılık, mahsup hiç yokmuş gibi birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, mahsup sonrası bakiye alacağı için ise asıl davanın ikame edildiğini, birleşen davaya konu alacak likit olmayıp, yargılamayı gerektirdiğinden müvekkil aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinde de hukuka uyarlık bulunmadığını, asıl davada, davalı taraf dava tarihinden önce temerrüte düşmüş olmasına rağmen, dava konusu alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. B-Davalı/Karşı davacı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; intifa Kakkı davacı tarafından tapudan bedelsiz olarak terkin edildiğini, kaldı ki intifa hakkının terkin edildiği tarih öncesi için hükmedilen güncelleme kararı da hukuka aykırı olduğunu, yani intifa bedelinin kullanılmayan dönemi hakkında yapılan kıstelyevm usulü ile süre hesaplamasında intifa hakkı’nın tapudan terkin tarihinin baz alınması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Asıl davada, davalının maliki olduğu taşınmaz üzerinde davacı şirkete 23.08.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 10 yıl süreli intifa hakkı verildiğini, Rekabet Kurumu’nun düzenlenmeleri çerçevesinde intifa hakkının 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, davalının sözleşmenin geçersiz kılındığı 18.09.2010 ile 23.08.2015 tarihleri arası dönem için sebepsiz zenginleştiğini, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca hesaplanacak tutardan davalının sorumlu olduğunu, bu tutardan davalının yapmış olduğu ödemenin mahsubu sonucunda, bakiye alacaktan şimdilik 480.000 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı/karşı davacı …, davacının aynı talebe dayalı olarak açmış olduğu önceki davaların erken açıldığından dolayı reddedildiğini, bu kapsamda davacının alacağına karşılık olarak ihtirazi kayıt altında ödeme yaptığını, ancak kararın temyiz incelemesi sonucunda bozulduğundan bu ödemenin iadesi gerektiğini, bunun için açmış olduğu takip davacının davasından önce olduğundan davacının mahsup hakkının bulunmadığını, davacının intifayı 05.12.2012 tarihinde terkin ettiğini belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen davasında ise, davalı/karşı davacıya ihtirazi kayıt altında yapılan ödemenin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı …’nın maliki olduğu İstanbul Ümraniye ilçesinde kain tapu sicilinde … parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde 23.08.2005 tarihinden itibaren 10 yıl süreli 23.08.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere, … yev. no. ile davacı … Petroller A.Ş. lehine 1.122.850,00 TL bedelinde intifa hakkı tesis edildiği, 05.12.2012 tarihinde ise, 947.984,00 TL bedelle intifanın terkin edilmiş olduğu görülmektedir. Somut olayda, Rekabet Kurulu’nun kararlarına göre, taraflar arasındaki intifa sözleşmesinin 18.09.2010 tarihine kadar Rekabet Kurumu’nun 2002/2 sayılı tebliğinde yer alan muafiyetten yararlanabildiği, bu durumda dava konusu intifa sözleşmesinin 23.08.2005 tarihinden 18.09.2010 tarihine kadar uygulama süresi olduğu, 05.12.2012 tarihi itibariyle intifanın terkin edilmiş olduğu sabit olup, 05.12.2012 ile 23.08.2015 tarihleri arası dönem için kullanamadığı intifa süresine isabet eden kısmı davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu dönem için denkleştirici adalet ilkesine göre güncellenmiş değerin dava tarihi itibari ile 935.590,67 TL olarak hesaplandığı, davacının intifa terkininde karşılıksız kalan kısma tekabül eden tutara karşılık 947.984,00 TL’yi göstermiş ise de, denetime elverişli raporda hesaplanan 935.590,67 TL esas alınması gerekirken davacı alacağının 1.073.527,00 TL olarak kabulü doğru olmamıştır. Diğer taraftan, davalı tarafça, 08.04.2013 tarihinde dava konusu edilen alacağa ilişkin olarak ihtirazi kayıt altında 470.214,77 TL ödeme yaptığı ihtilafsız olup, davalının bu ödemesinin davacının 935.590,67 TL alacağından mahsubu sonucunda, bakiye 465.375,90 TL’ye hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Bununla birlikte, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nun 117/2 maddesi uyarınca, sebepsiz zenginleşmede sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. Somut olayda sebepsiz zenginleşen davalının kötüniyetli olduğunu gösteren bilgi ve belgeye rastlanılmadığı gibi, intifa terkin edilmeden önce açılan ve bu nedenle erken açılan davanın reddine karar verilen İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/58 E. (bozma sonrası yeni esası 2015/323) sayılı dosyasındaki dava tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünden söz edilemez. Bu nedenle hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmiştir. Hal böyle olunca, asıl dava bakımından yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davanın kısmen kabulü ile 465.375,90 TL alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline; birleşen davanın ise takas mahsup nedeniyle reddine, takas yenilik doğurucu bir hak olup, davalının takas iradesi birleşen dava tarihinden önce davacıya ulaşmış olduğundan, alacağı sönen davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haksız olduğu tespit edildiğinden, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi nispi vekalet ücretine hükmedilmesine , karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, A)Asıl Dava yönünden; 1-Davanın kısmen kabulü ile 465.375,90 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 31.789,82 TL karar harcına karşılık peşin alınan 8.197,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 23.592,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca taktir edilen 40.318,75 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca taktir edilen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi gideri, 275,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.275,00 TL ile 8.226,40 TL harç gideri toplamı 11.501,40 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen (%96) oranına isabet eden 11.040,96 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, B)Birleşen İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/435 Esas sayılı dava dosyası yönünden; 1-Davanın takas nedeniyle reddine, 2-Davacı icra takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğu dosya kapsamı itibariyle sabit olmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine yer olmadığına, 3-Alınması gerekli 80,70.-TL maktu red harcının,peşin alınan 5.695,59 TL harçtan mahsubuna, bakiye 5.614,89 TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 40.629,30 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 6-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde resen iadesine, İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Her iki taraf vekilleri tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istem halinde kendilerine ayrı ayrı iadesine, b- Davacı/karşı davalı … Petrol AŞ vekili tarafın istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 45,08 TL olmak üzere toplam 166,38 TL yargılama masrafının davalı-karşı davacı …’dan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, c-Davalı karşı davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf başvuru harcının davacı karşı davalı … Petrol AŞ’den alınarak davalı karşı davacı …’ya verilmesine d-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.