Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/661 E. 2022/135 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/661
KARAR NO: 2022/135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2019
NUMARASI: 2016/1017 Esas – 2019/369 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin cerrahi, tıbbi ve ortopedik elet ve cihazların ticaretini yaptığını, davalı şirketin işlettiği özel hasteneye tedavileri için başvuran üç hastanın tedavilerinde kullanılmak üzere 18/06/2012, 16.10.2012 ve 19.10.2012 tarihli toplam 77.668,68 TL tutarındaki 3 adet fatura içeriği malzemeyi satın aldığını, ayrıca davalı şirketin işlettiği hastaneye SGK tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezasını müvekkili şirkete yansıtarak müvekkilin davalı şirket nezdindeki alacaklarından mahsup ettiğini, söz konusu idari para cezası tutarları toplamının da 9.328,55 TL olduğunu, dolayısıyla bu tutarında da ilavesi ile müvekkilinin davalıdan olan toplam alacağının 86.997,43 TL olduğunu, bu alacağın ödenmesi için davalıya keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça müvekkili şirkete satılmış olan bir kısım tıbbi malzeme bedellerinin SGK tarafından ödenmemesi üzerine, tarafların bir araya geldiklerini ve 05/09/2013 tarihi itibariyle bakiye 68.740,70 TL borcun kaldığı konusunda mutabakata vardıklarını, bu borca karşılık 43.322,90 TL miktarlı çeklerle ödemeler yaptığını, işleyen cari hesap kaydında bakiye borcun 24.382,01 TL kaldığını, ancak davacıdan tedarik edilen malzemelerin SGK tarafından ödeneceği garanti edilmiş olması karşısında cari hesabın bakiyesinin netleştirilemediğini, müvekkili şirket bakımından olmasa da dahili olduğu …’a bağlı ..AŞ ve ..AŞ ile davacı arasında gerçekleşen hesap mutabakatları çerçevesinde bir kısım takas-mahsuplar yapıldığını, söz konusu mutabakatlar doğrultusunda, müvekkilinin davacıya fiyat farkı faturaları tanzim ederek cari hesaptan düştüğünü, bu mahsup işlemleri neticesinde davacıya borcunun sadece 476,00 TL kaldığını, kaldı ki faturaların SGK nezdinde incelenmesinin uzun sürdüğünden taraflar arasında kesin hesap mutabakatının gerçekleşmediğini, bu nedenle davacının müvekkili aleyhine takibe girişmesinin ve dava açmasının doğru olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunun her iki tarafında kabulünde olduğu, davalı şirketin dosyaya sunduğu ve davacı şirketin kaşe ve imzasına havi bulunan 05.09.2013 tarihli mutabakat metnine göre, davalının davacıya 05.09.2013 tarihi itibariyle 68.740,70 TL borcunun bulunduğu ile ilgili mutabakat metninin bulunduğu, davalı hastane tarafından hastaların tedavisi amacıyla yapılacak ameliyatlarda kullanılmak üzere davaya konu malzemelerin tedarikçi davacıdan talep edildiği, söz konusu malzemelerin ameliyatlarda kullanılarak sarf edildiği, bu hususunda iki tarafında kabulünde olduğu, malzemelerin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında olmaması, hastaya rücu edilememesi ve tedarikçi ile aksine sözleşme olmaması halinde davalının Kuruma dava açarak malzemenin tebliğ kapsamına alınmasını sağlama hakkı olduğu göz önüne alındığında mali sorumluluğun davalıya ait olacağı, işbu davaya konu malzemelerin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamı dışında olduğu, davalı tarafça, taraflar arasında “30.03.2012 tarihli Alım Satım Akdi” imzalandığının belirtildiği görülmüş ise de, dosya içeriğinde sözleşme örneğinin yer almadığı, davaya konu malzemelerin Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında olmaması ve hastaya rücu edilememesi halinde maliyetin davacıya ait olacağına ilişkin açık bir düzenlemenin de bulunmadığı, davacı şirketin incelenen ticari defterlerine göre 31/12/2013 tarihi itibariyle 24.382,02 TL alacağının raporlandığı, sonuç itibariyle davacı şirketin davalıdan 18.07.2016 takip tarihi itibariyle 24.382,02 TL tutarında alacağının bulunduğu, bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacak fatura ve cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 24.382,02 TL alacak bakımından takibe itirazın iptaline ve takibin devamına, bu alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki cari hesap bakiyesi 24.382,01 TL görünmüş ise de;gerek cari hesap dökümünde görünen faturalara konu tıbbi malzemelerle ilgili bedellerin SGK tarafından müvekkili şirkete ödeme yapılmaması nedeniyle gerek müvekkili şirketin ve gerekse müvekkilinin bağlı olduğu …’a bağlı dava dışı … A.Ş ile … A.Ş’nin cari hesap bakiyelerinin netleştirilemediğini, bunun üzerine görüşmeler yapıldığını, yani …’a bağlı olan bu şirketler bir taraf olarak kabul edilmiş, bu kapsamda bir kısım takas -mahsuplar da yapılarak hesap mutabakatları yapıldığını, söz konusu mutabakatlara istinaden müvekkili tarafından “Fiyat Farkı” faturaları tanzim edilerek davacıya gönderildiğini, bu takas-mahsup işlemi sonucunda; sadece 476,00.TL gibi bir bakiye kaldığını, bu miktarın da net olmadığını, zira SGK’nın fatura inceleme komisyonlarındaki incelemeleri çok uzun süreleri aldığını, davacı tarafça tedarik ettiği malzemelerin SGK tarafından ödeneceğini müvekkili şirkete garanti ettiğini, zaten bu durumu taraflar arasında 05/09/2013 tarihli mutabakat metinin teyit ettiğini, davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesi usul ve yasalara aykırı olduğunu, hükmedilen alacak likit olmadığını, kötü niyet tazminatına ilişkin talebin mahkemece değerlendirilmediğin belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, 3 adet faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda, dava konusu 18/06/2012, 16.10.2012 ve 19.10.2012 tarihli 3 adet faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının çekle yaptığı ödemeler sonucunda faturalardan dolayı bakiye borcun 24.382,02 TL olduğu ihtilafsız olup, davacının tedarik ettiği malzemelerin SGK tarafından ödeneceğini garanti ettiği, bu kapsamda SGK tarafından karşılanmayan fatura karşılık davacıya fiyat farkı faturası düzenlendiği davalı tarafça ileri sürülmüş olmasına göre esasen uyuşmazlık davacının davalıya tedarik ettiği tıbbi malzemelerin SGK tarafından ödeneceğini garanti edip etmediği ve bu bağlamda SGK tarafından karşılanmayan faturalar karşılığı davalının davacıya fiyat farkı faturası düzenleyip davacının alacağından mahsubunda haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davalı tarafından dosyaya sunulan davacı şirketin kaşe ve imzasına havi ve davacı tarafça açıkça inkar edilmeyen 05.09.2013 tarihli hesap mutabakatında taraflar arasındaki 29.03.2012 tarihli alım satım akdinden söz edilmiş ise de, dosya kapsamında bu sözleşmeye rastlanılmamıştır. Davacı şirket kaşe ve imzalı 05.09.2013 tarihli hesap mutabakatında; “..söz konusu sözleşme hükümleri dairesinde …AŞ’ne satmış olduğumuz bir kısım tıbbi malzeme bedelinin SGK tarafından ödenmemesi üzerine …AŞ tarafından 29.03.2012 tarihli Alım Satım Akdi hükümleri dairesinde şirketimiz adına tanzim edilmiş olan…faturalar şirketiniz muhasebe elemanı Sn …’a 29.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. bu nedenle şirketiniz cari hesabınız 05.09.2013 tarihi itibariyle 68.740,70 TL bakiye göstermektedir” denilmiş olup, tarafların mutabakat olduğu bu bakiye borç kapsamında dava konusu faturaların da yer aldığı, bu bakiye borca karşılık davalının davacıya toplam 43.322,90 TL miktarlı çeklerle ödemeler yaptığı ve bakiye borcun 24.382,01 TL olduğu davalının kabulünde olup, daha sonradan davacının başka faturalarının da SGK tarafından ödenmediğini, bu bağlamda bağlı olduğu grup şirketler ile davacı arasında yapılan mutabakat çerçesinde davacıya fiyat farkı adı altında yansıtma faturaları düzenlediğini ve davacının cari hesap alacağından mahsup ettiğini ileri sürmüş ise de, söz konusu mutabakatlara dosyada rastlanılmadığı, iddia olunan mutabakatlara davalının taraf olmadığı, 05.09.2013 tarihli mutabakat dahilinde olmayan ve daha sonradan davalının davacıya düzenlediği fiyat farkı adı altındaki yansıtma faturaların davacı tarafça kabul edildiği yazılı delillerle dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı, faturaya konu alacak likit-bilinebilir olduğundan koşulları oluşan icra inkar tazminatına da hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı göz önüne alındığında, davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına yönelik sair istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı yönünden istinaf incelemesinde ise, dava konusu faturaların da dahili olduğu tarafların cari hesap bakiyesi bakımından 05.09.2013 tarihi itibariyle taraflar arasında hesap mutabakatının yapıldığı, bakiye borca karşılık davalının davacıya çekle kısmi ödeme yaptığı, çek bedellerinin tahsil edildiği, davacının kendi ticari defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan 24.382,01 TL alacaklı görünmesine karşın, 86.997,43 TL alacak üzerinden takibe girişmesinde haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü ile reddedilen kısım yönünden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken davalının kötü niyet tazminatı yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davalının kötüniyet tazminatının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 24.382,02 TL alacak bakımından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, kabul edilen 24.382,02 TL alacak miktarı üzerinden %20’si oranında hesaplanan 4.876,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Reddedilen kısım yönünden davacının icra takibinde haksız ve kötüyetli olması nedeniyle alacağın reddedilen kısmı olan 62.615,41 TL’nin %20’si olan 12.523,08 TL kötü niyet tazminatın davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.665,53 TL harçtan peşin alınan 1.050,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 614,82 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan 2.761,10 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 773,66 TL yargılama gideri ile 1084,21 TL toplam harç masrafı ki toplam 1.857,87 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.925,84 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 8-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 143,94 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 7.237,70 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 36,00 TL olmak üzere toplam 157,30 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.