Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/65 E. 2020/78 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/65
KARAR NO : 2020/78
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2018
NUMARASI: 2017/26 Esas – 2018/118 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın lojistik hizmetleri organizasyonu işi ile uğraştığını, davalıya ait olan yurtdışından ithal ettiği ürünlerin deniz yolu ile nakliyesi organizasyonu kapsamında çeşitli hizmetler verildiğini, söz konusu hizmet karşılığı hizmetin davalı tarafından tam ve eksiksiz şekilde yerine getirilmediğini, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, davalı firma adına navlun bedeli, ordino bedeli ve demuraj açıklaması ile üç adet fatura düzenlendiğini ve davalı firmaya tebliğ edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: yetkili mahkemenin Konya Ereğli Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, icra dairesinin yetkisine de itirazlarının bulunduğunu öncelikle bu itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, navlun bedeli ve ordino bedelinin davacıya ödendiğini, 1.520 Usd bedelli demuraj faturasının ise müvekkili tarafından teslim alınmadığını ve iade edildiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine, davalı lehine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece “davacı şirket tarafından davalıya ait ithal edilen emtiaların deniz yolu ile taşınması sonrası oluştuğu belirtilen demuraj / ordino alacağına ilişkin faturaların davalıdan tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı, davalının haksız itirazı ile takibin İİK 66 ve devamı maddeleri gereğince durduğu ve davacı tarafından İİK’nın 67. Maddesi gereğince1 yıllık hak düşürücü sürede davanın açıldığı ve davalının mahkememizce davalı vekilince icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazları BK nın 89/ İİK nın 50.Maddesi gereğince mahkememiz ve İstanbul icra dairesi yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiş ve inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, konteyner demuraj ücreti talep edilmiş olup konteyner üzerinde tasarruf hakkı bulunan kişinin gönderilenin belli bir süre içinde konteyneri iade etmemesi halinde konteynerin başka taşımalarda kullanılmasına engel olunacağı nedenle gönderilen tarafından konteynerin iadesinin belli bir sürede gerçekleştirilmesinin kararlaştırılıp konteynerlerin gemiden tahliye edildiği gün ile içerisindeki eşyanın konteynerden boşaltıldığı güne kadar geçen sürenin belli bir gün adedinden fazla olması halinde taşıyana ücret ödeneceği ve bu ücretin konteyner demurajı olup konteynerlerin iadesindeki gecikme sebebi ile bedel isteyebilecek kişinin navlun sözleşmesi gereğince taşıyan olup taşıyanın taşıma işini fiilen yerine getiren taşıyan olduğu davacı tarafından konteyner demuraj ücreti talep edilmiş olup davacının bu ücreti talep edebilmesi için dava dışı fiili taşıyan firmaya bu bedeli ödemesi gerektiği ve yapılan incelemeler sonrası davacı firma tarafından davalıdan talep edilen bedelin dava dışı fiili taşıyana ödenip ödenmedği hususunda delillerini ve ödediğine dair belgelerini sunmak üzere 2 haftalık ihtarlı kesin süre verilmiş ve davacı vekilince 15/03/2018 tarihli dilekçesi ile davalı firmanın ödenecek demuraj bedelini kabul ettiğini belirtmiş ve dava dışı firma tarafından düzenlendiği belirtilen fatura örneği dosyaya sunulmuş olmakla davacı vekilince dava dışı firmaya talep edilen bedeli ödediğine dair ödeme belgesi sunulmamış ve davacı vekili duruşmadaki beyanında sunulan faturaların dava dışı firmaya ödendiği ve taraflar arasındaki ticari ilişkide cari hesap ilişkisi bulunduğunu ve cari hesap ekstresini sunacaklarını beyan etmiş olmakla mahkememizce verilen ihtarlı kesin sürede sunulan dilekçede sadece fatura örneği sunulmuş olup ara kararda dava konusu edilen bedelin ödendiğine dair belgeler sunulması istenmiş olup söz konusu dilekçede cari hesap ilişkisinden bahsedilmeyip ayrıca defter incelemesi yapılması yönünde talepte bulunulmamış olup verilen kesin süreye rağmen bu husustaki delil ve belgeleri dilekçede belirtilmediği nedenle mahkmemizce verilen ihtarlı kesin süre karşı tarafça usuli kazanılmış hak teşkil edeceğinden dolayı davacı vekiline cari hesap ekstresini sunması ve defter incelemesi yönündeki talepleri yerinde görülmediği nedenle davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin ise İİK nın 67 maddesi gereğince davacının takipte haksız ve kötüniyetli görülmediğinden reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Deniz nakliyesinde kullanılan konteynerlerin belirlenen serbest süre içerisinde boşaltılarak iade edilmesi, serbest süre aşıldıktan sonra halen konteyner boşaltılarak iade edilmemiş ise piyasada demuraj olarak belirlenen işgaliye ücretinin ödenmesinie gerektiğini, konteyner işgaliye ücretinin bir zarar ya da tazminat olmayıp bu bir kiralama veya işgaliye bedeli olduğunu, konteyneri kiraya veren ile malını konteyner ile taşıyan müşteri arasında yapılan anlaşmaya göre serbest süre ve demuraj bedellerinin serbestçe belirlendiğini, davacının kendi sahibi olduğu veya piyasadaki konteyner sahibi olan firmalardan temin ettiği konteynerleri davalı müşterisinin kullanımına tahsis ettiği ve bunun karşılığında kullanım bedeli fatura ettiğini, ticari ilişkinin davacı ile davalı arasında olup konteynerin kime ait olduğunun önemi bulunmadığını, davacının davalıya hizmet verdiği, davacı tarafından temin ve tahsis edilen konteynerin davalı adına yapılan taşımada kullanıldığı hususlarının ihtilafsız olduğunu, davalı tarafın da müvekkil firmadan uluslararası nakliye organizasyon hizmeti aldığı, davacı tarafından tahsis edilen konteyneri kullandığı ve konteyneri geç boşaltmış ve teslim etmiş olması itibarıyla demuraja düştüğüne dair bir itirazı da bulunmadığını, davacı firma ile davalı arasında konteynerlerin süresinden sonra iade edilmesinde uygulanacak işgaliye bedeli ile ilgili anlaşma bulunduğunu, davacı firmanın demuraj alacağını davalıdan talep etmesinin Hapag Lloyd’a bu ödemeyi yapmış olması gerekliliğinin hukuken yanlış bir değerlendirme olduğunu, davacının konteynerin geç iadesinden kaynaklı konteyner temin eden 3.kişi firmaya demuraj ödeyip ödememesinin davalıdan demuraj talep edilebilmesinin ön şartı olmadığını, mahkemece talep edilen alacak bir zarar ya da tazminat olarak yanlış bir hukuki nitelemeye bağlandığını, … ile davacı firma arasında deniz nakliyesinden kaynaklı bir çok müşterisi için bir çok karşılıklı fatura kaydı mevcut olup Yerel Mahkemenin talep ettiği şekilde bire bir demuraj ödemesi şeklinde bir ödemenin mevcut olmadığını, ödemelerin cari hesaba mahsuben yapılmakta olduğundan bir ödeme dekontu sunulmasının söz konusu olmadığını, mahkemece haksız ve hatalı bir değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddi yönünde hüküm kurulduğunu, mahkemece, dava konusu fatura alacağını delilleri ile ispat edemediğimiz kanaatinde ise yemin deliline dayalı olarak davalıya yemin teklif etme hakkı olduğunun dikkate alınmadığını, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, deniz taşıması nedeniyle konteyner demuraj alacağı ile ordino bedeli alacağı için düzenlenen 2 adet faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık ise, davacının demuraj alacağı talep edip edemeyeceği noktasındadır. Konteyner’ın, varma limanında gemiden boşaltılmasından itibaren kararlaştırılan sürede teslim alınmadığında konteynerin beklemesi veya gemiden boşaltılan konteyner, gönderilen tarafından tesellüm edildikten sonra, kararlaştırılan sürede boş olarak iade edilmediğinde ise, konteynerin gecikmesi halinde konteyner demurajı söz konusu olmaktadır.Davalı vekilinin “cevap dilekçesinde taşıyıcı firmayla 21 gün ücretsiz süre sonrasında her gün için 80 USD anlaşma metnine ilişkin firmanın maili ektedir” beyanı ile 2. Cevap dilekçesinde ” mail yazışmaları dava konusu ihtilafı çözmede yardımcı olacak ve dosyaya katkı sağlayacak nitelikte delil olduğu” şeklindeki beyanı ve davalı tarafça davacıya gönderilen maillerde “21 gün ücretsiz süre sonrasında her gün için 80 USD” üzerinden kendilerine tarife verildiğini beyan ederek diğer tutarlara itiraz edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında serbest zamanın 21 gün ve bu süreyi aşan her gün için 80 USD karalaştırıldığının kabulü gerekir. Kaldı ki davalı tarafın konteyner demurajına ilişkin anlaşma bulunmadığı yönünde bir savunması bulunmadığı gibi aksine demuraj bedelinin davacının kusuru ile meydana geldiği savunulmuştur. Davalıya varış ihbarı 19/07/2016 tarihinde yapılmış ve navlun ücretinin 03/08/2016 tarihinde ödenmesi üzerine 04/08/2016 tarihinde taşımaya konu eşya davalıya teslim edilmiştir. TTK’nın 197. Maddesine göre navlun, eşyanın tesliminin istendiği anda ve her hâlde boşaltma süresinin sonunda muaccel olur. Davaya konu taşımada navlun ücretinin alıcı tarafından ödenecek olması nedeniyle davalının navlunu ödediği tarihe kadar geçen süre davalının kendi kusurundan kaynaklanmaktadır. Davacı taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalıdan demuraj ücreti alacağı bulunduğu vakıasına dayanmıştır. Her ne kadar fiili taşıyıcıya konteyner demuraj ücreti ödendiği hususu dosyanın mevcut durumu itibariyle ispat edilememiş ise de alacağa dayanak yapılan vakıa olan taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca alacak bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekir. Bu haliyle davacının aktif dava ehliyetinin olduğu ve davalının kusurundan kaynaklı geç teslim alma durumu nedeniyle doğmuş konteyner demuraj ücreti alacağı bulunmaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince fiili taşıyıcıya demuraj bedeli ödendiği ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş ise de, gerek demuraj ödeneceğine ilişkin taraflar arasında sözleşme bulunması, gerekse davalının bakiye ordino bedeline ilişkin ikrarının bulunması nedeniyle istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2018 Tarih, 2017/26 Esas ve 2018/118 sayılı kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın Kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte talep edilen %10 faiz miktarını aşmamak kaydıyla 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda devlet bankaları USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına, 2- Takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki TL cinsinden karşılığı olan 5.997,71- TL’nin %20 ‘ si olan 1.199,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Başlangıçta peşin olarak alınan 87,08-TL ile icra peşin harcı 30,13-TL’nin alınması gerekli 491,30- TL karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 374,09-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan peşin harç 87,08 TL, posta ve tebligat gideri 165,00- TL ve bilirkişi ücreti 1600,00- TL olmak üzere toplam 1.852,08- TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,8-İstinaf karar harcı 35,90- TL’nin istem halinde davacıya iadesine,9-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan posta ve tebligat gideri 31,50- TL ile istinaf başvuru harcı 98,10- TL olmak üzere toplam 129,60- TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02.10.2020