Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/640 E. 2022/164 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/640
KARAR NO: 2022/164
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2019
NUMARASI: 2017/944 Esas – 2019/79 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin taşıyıcı olup, ihracatçı olan davalının İngiltere Hava Gümrük sahasına ihraç ettiği malı taşıdığını, tarafların 140 kap, 2731,15 kg, 30,5×14,5×21,5 ölçülerindeki tabanca fişeği cinsindeki malın Mali Cumhuriyetinde ikamet eden ithalatçıya teslimi konusunda taşımanın Londra Heathrow havalimanından transit geçecek şekilde yapılacağı hususunda anlaşmaya vardığını, davaya konu alacağın terminal ücreti, navlun ücreti, tehlikeli madde ücreti ve konşimento ücreti olup toplam 35.528,13TL olduğunu, 11.12.2015 düzenleme tarihli, … sıra numaralı irsaliyeli faturada görüleceği üzere, alacağın muacceliyet şartı olarak mevzubahis lojistik hizmet bedeli “before shipment” yani yükleme öncesi olarak belirlendiğini, alacağın muaccel olması için malın teslim şartının değil uçağa yüklenmesi olduğunu,10.12.2015 tarihli havayolu ihracat talimat konişmentosuna göre navlun bprçlusu olan satıcı/ihracatçı konumundaki davalı tarafın satım sözleşmesine konu malların ihracı için her türlü izni almak, ilgili dokümantasyonu hazırlamak ve sunulabilir hale getirmek ve gümrük işlemlerini tamamlama borcunun olduğunu, kendi kusuru nedeniyle gümrük işlemlerini tamamlamayan davalının buna dayanarak borcunu ifa etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin ülke dışına ihracat yapan bir mühimmat üreticisi olduğunu, Mali Cumhuriyeti Devletinin ihtiyaç duyduğu bir kısım mühimmatın hava yolu ile gönderilmesi hususunda davacı firma ile anlaşmaya varıldığını, dolayısıyla, taşıma konusu malların İstanbul-Londra-Kenya – Bamako (Mali’nin başkenti) üzerinden müşteriye ulaştırılacağını, bu ara istasyonlarda (transif geçiş belgesi dâhil) herhangi bir belgeye ihtiyaç olmayacağının davacı firma tarafından müvekkiline bildirildiğini, ancak malzemelerin “geçerli bir transit belgesi/aktarma lisansı olmadığı” gerekçesiyle malzemelere Londra’da İngiliz Sınır Kuvveti tarafından el konulduğunu, davacı firmanın sorunun çözümüne yönelik herhangi bir işlemde bulunmadığını, bunun üzerine müvekkil firmanın İngiltere’deki … Hukuk Firmasından yardım aldığını, bu kapsamda 10,540 İngiliz Sterlini ödeme yapıldığını, ayrıca ilgili gümrük makamlarına 622.61 İngiliz Sterlin ödeme yapıldığını, ardiye masrafı olarak … şirketine 9.448 Euro ödendiğini, nihayet malzemelerin 23.01.2017 tarihinde gönderilebildiğin, davacının bu süreçte herhangi bir işlem yapmadığı gibi, yanlış bilgilendirme nedeniyle sebep olduğu bu masraflardan sorumlu olduğunu belirterek mahsup ve takas talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan takip miktarı 35.528,04 TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerinde de davacının alacaklı gözüktüğü, davalı kayıtlarında da alacağın varlığının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin, gerekli tedbirleri alınmadığını, aksine müvekkiline hatalı bilgilendirmede bulunarak müvekkilin zarara uğramasına bizzat ve kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, müvekkilin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu, buna karşılık, ilk derece mahkemesince takas mahsup talebi ile ilgili değerlendirme yapılmadığını, icra inkara hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, hava taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, hava yoluyla taşıma hizmeti karşılığında düzenlenen faturalı alacağın ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, taşıma işlemi sırasında emtianın Londra’da İngiliz Sınır Kuvvetlerince el konulmasından ötürü toplamda 11.162,61 İngiliz Sterlini ve 9.448 Euro ödemelere katlandığını, bu harcamalara davacının yanlış bilgilendirmesi ve kusurunun sebep olduğunu, bu harcamaların davacı alacağından mahsup edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasındaki uluslararası havayolu ile kargo taşıma sözleşmesi uyarınca davacının İstanbul-Londra-Kenya – Bamako (Mali’nin başkenti) üzerinden emtia taşıma hizmetini sunduğu hususunda bir çekişmenin bulunmadığı, uyuşmazlığın davacı tarafından taşınan malların Londra aktarması sırasında gümrük tarafından el konulmasından kaynaklı sorumluluğun, taşıyan davacıda mı yoksa gönderen davalıda mı olduğu noktasında toplanmaktadır.Davalı/satıcı gönderen olup, taşınan emtiayı ve özelliklerini, ambalaj şekli, transitte izin gerekip gerekmediği, ithali veya ihracının yasak veya izne tabi olup olmadığı hususlarını bilmesi gerektiği gibi bu husular basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünün de gereğidir. Dosyaya mübrez olan davalı şirket kaşe ve imzasının yer aldığ “Hava yolu İhracat Konşimento Talimatı”nda “FCA” kaydının yer aldığı görülmüştür. Bu kapsamda, davalı/gönderen emtiaya ilişkin tüm ihraç formalitelerini yerine getirmek ve malları ihraca hazır olarak alıcıya teslim etmek zorundadır. Dolayısıyla ihraca hazır hale getirilmesi için ortaya çıkacak tüm masrafların ve risklerin sorumluluğu da davalı gönderen/satıcıya ait olduğundan emtianın ihracı aşamasında karşılaşılan gümrük sorunları ve bunlar nedeniyle doğan ek masraflardan davalı sorumludur. Diğer yandan taraflar arasında tanzim edilen teklif sözleşmesinin 2.18. maddesinde “Taşıması gerçekleştirilecek kargonun varış, aktarma ya da çıkış limanında ilgili ülkenin kanunları, gümrük uygulamaları nedeniyle sevkiyatının incelenmesi, geciktirilmesi ya da durdurulması halinde Mars bundan sorumlu tutulamaz ve bu sebeple Mars’ın hatası ispat edilmedikçe müşteri oluşan tüm masraf ve ziyanı ödemeyi peşinen kabul eder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Buna göre, davacı taşıyıcının ilgili ülkenin kanun ve gümrük uygulamaları nedeniyle sevkiyatın gecikmesinde taşıyıcının değil göndericinin sorumlu olacağı açıkça ifade edilmektedir. Bununla birlikte, davacının davalıya düzenlemiş olduğu dava konusu faturaları ile davalının da davacının kusuru sebebiyle katlanmak zorunda kaldığını iddia ettiği masraf faturalarına dosyada rastlanılmadığı gibi taraflar arasındaki mail yazışmasında davalının davacı yetkilisine sormuş olduğu “Londra ve Kenya için transit izin isteniyor mu? sorusuna davacı yetkilisi tarafından “Kenya havayolları herhangi bir transit izin istemiyor” şeklindeki cevabının davalı mallarının Londra’da el konulmasının sebebi olamayacağı, bu beyanın başlı başına taşıyıcının transit sorumluluğunu üstlendiği anlamına gelmeyeceği hep birlikte değerlendirildiğinde, davalının takas mahsup talebi yerinde değildir. Ayrıca, davalının takibe itirazında haksız, alacağın da faturaya dayalı olup, likit bulunmasına göre, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 610 TL harcın, alınması gerekli olan 2.426,92 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.816,92 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/02/2022