Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/63 E. 2020/140 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/63
KARAR NO: 2020/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2017
NUMARASI: 2015/583 Esas – 2017/727 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinin 2006 yılında 18.000 TL ve 17.000 TL bedelli 2 adet çeki davalı …’a verdiğini, bu çeklerden 18.000 TL bedelli çekin ödendiğini, diğer 12.09.2006 tarihli 17.000 TL bedelli çekin “17.000 TL” olan meblağ kısmında, “170.000 TL” olarak tahrifat yapıldığını, ayrıca çekin keşide ve vade tarihlerinin de yıl, gün ve ay 2008 yılına ait olarak değiştirildiğini, davalılardan … tarafından çeke dayalı olarak müvekkilleri aleyhine icra takibine girişildiğini, çekin zamanaşımına uğradığını, davalılar hakkında resmi evrakta sahtecilik ve tefecilik suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı …’in savcılıktaki ifadesinde, müvekkillerini tanımadığını ve alacağının olmadığını beyan ettiğini, diğer davalı …’ın savcılık ifadesinde ise, müvekkillerinden …’e araç sattığını, sözkonusu çekin de bunun karşılığında aldığını, çeki tahsil için arkadaşı diğer davalı … ile bankaya gönderdiğini, çekin karşılığının olmaması üzerine çeki avukatı aracılığıyla takibe koyduğunu beyan ettiğini, oysa ki, çeki icra takibine koyanın davalı … olduğunu, müvekkilleri ile davalı … arasında beyan edildiği gibi harici araç alım satım ilişkisi olmadığını ileri sürerek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, davacıların davalı …’a başkaca çekler verdiklerini ve çek bedellerini ödediklerini belirttikten sonra müvekkilleri ile davacılar arasında hiçbir ilişkinin / alışverişin bulunmadığını ileri sürmesinin çeliştiğini, tahrifat iddiasının icra hukuk mahkemesince değerlendirildiğini ve adli tıp raporu doğrultusunda çekte tahrifat bulgusuna rastlanılmadığından davanın reddedildiğini,kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, çekte tahrifatın sözkonusu olmadığını, müvekkillerinin iş ortağı ve arkadaş olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu çekte fiziksel ya da kimyasal herhangi bir silme ya da ilave yoluyla tahrifata delalet eden bulgulara rastlanılmadığının İstanbul Kriminal Polis Müdürlüğü Belge İnceleme Şube Müdürlüğü bilirkişi raporları ile sabit olduğu, davaya konu çekin geçerli olduğu ve zamanaşımına uğramadığı, temel ilişkiden mücerret borç ikrarını içerdiği dikkate alınarak temel ilişkinin (davalı tarafın davacı tarafa araç sattığı) davalı tarafça kanıtlanmasının gerekmediği, davalı alacaklı tarafça davacıların borçlu olduklarının yazılı belge ile kanıtlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin tahrif edildiğini, çekteki tahrifat iddiası açısından yeterli inceleme yapılmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediğini, kaldı ki, ilk derece mahkemesince sadece tahrifat bakımından inceleme ve değerlendirme yapıldığını, davalıların savcılıktaki ifadelerin değerlendirilmediğini, zira davalılardan …’nin savcılık ifadesinde, müvekkillerden bir alacağının olmadığını ikrar ettiğini, diğer davalıya davanın yöneltilmiş olmasının nedeninin çekin tahrifattan önceki hali ile bu davalıya verilmiş olmasından olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, icra takibine konu edilen çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiştir. HMK 355 maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili nedenlerle sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacılar, keşidecisi ve lehtarı oldukları dava konusu çekin davalı …’a verildiğini, ancak çekteki bedel hanesinde tahrifat yapıldığını ve diğer davalı … tarafından icra takibine konu edildiğini, ancak bu davalının çekten dolayı alacaklı olmadığını savcılık ifadesinde açıkça ikrar ettiğini iddia ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, davalılar ise, davanın reddini savunmuştur. Davacıların dosyaya yansıyan beyanları, dosyada alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, dava konusu çekte tahrifat iddiasının ispat edilemediği sonuç ve kanaatine varılmakla bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasında, takip alacaklısının davalı …, takip borçlularının davacılar … ve … olduğu, 01.08.2008 tarihli kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde, 170.000 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 182.782,60 TL’nin tahsilinin istendiği görülmüştür. Dava ve icra takibine konu, 02.07.2008 tarihli 170.000 TL bedelli çekin keşidecisi davacı …, lehtarı ise … olup, onun beyaz cirosundan sonra davalı …’in cirosunun yer aldığı, çekin süresi içerinde davalı … tarafından bankaya ibraz edildiği ve bankaca çekin karşılığının olmadığının çekin arkasına şerh verilmiş olduğu görülmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2012 tarihli 2011/74915 sor.no ve 2012/12705 K. Sayılı kararıyla, davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik ve tefecilik suçlarından dolayı kavuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, soruşturma dosyasında, davalı …’in vermiş olduğu 09.08.2011 tarihli savcılık ifadesinde; “Ben 2004 yılı Mayıs ayında … ile birlikte Turizm taşımacılığı işi yapmaya başladık. Bu ortaklığımız iki yıl devam etti. İki yıl sonra işlerimizi ayırdık. Ancak dostluğumuz ve arkadaşlığımız devam etmektedir. Metin bey emlakçılık, araba alım satımı işi de yapmaktadır. Müştekiler … ve …’den almış olduğu çekin üzerinde yazan keşide tarihi geldiğinde bana çeki tahsil etmem için verdi. … Bağcılar Şubesine çeki tahsil için götürdüğümde karşılığı olmadığı ortaya çıktı. Ben çekin arkasına yazdırdım ve …’a iade ettim. Daha sonra çeki avukatı aracılığı ile tahsile koymuş ben çeki tahsile koymadım. Çünkü benim şikayetçilerden alacağım yoktu. Tahsil amacıyla aramızdaki hukuka dayanarak … cirosuz olarak çeki bana vermişti…… adına bulunan ciroda bana aittir. Bu çekin …’a hangi hukuki ilişkiye dayanarak geldiğini bilmiyorum. Ancak müştekiler ile …’ın ilişki olduğunu biliyorum” demiştir. Davalı …’ın aynı tarihli savcılık ifadesinde ise; “…müştekilerden … ile 2003-2004-2005-2006-2007 yıllarında alışverişlerimiz oldu kendilerine araba sattım. Bu yaptığımız alışverişler noterden yapılan sözleşmeler olmayıp adi sözleşmelerle yapıldı.Yaptığımız alışverişlerden dolayı benim 2007 yılı Temmuz ayı itibariyle 170.000 TL alacağım oluştu. Hatta benim alacağım 210.000 TL di. 170.000 TL lik çeki peşin vereceği için kabul ettim ve …’ün oğlu …’e de çeki ciro ettirdim. Çeki tahsil için arkadaşım …’e bankaya gönderdiğimde karşılığının olmadığı tespit edildi. Çeki tahsile koydum…” demiştir. Hal böyle olunca, dava konusu çekin yetkili ve meşru hamili ve icra takip alacaklısı olan davalı …’in savcılık ifadesinde açıkça, davacılardan çekten dolayı alacağının olmadığını kabul etmiş olduğu gözetildiğinde, bu davalı hakkında davanın kabulüne karar vermek gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Diğer davalı … yönünden ise, bu davalının icra takibinde taraf olmadığı gibi, dava konusu çekte de herhangi bir sıfatının bulunmadığı gözönüne alındığında, bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan bu hukuki gerekçelerle, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2..maddesi uyarınca, kararın kaldırılarak davalı … yönünden davanın kabulüne diğer davalı … yönünden ise davanınpasif husumet yokluğu nedeinyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne;İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/583 Esas – 2017/727 Karar sayılı 25/09/2017 tarihli kararının HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; 1-Davalı … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, 2-Davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne, davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinden ve bu takibe konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine, 3-Alınması gerekli 11.612,70 TL harçtan peşin alınan 2.903,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.709,52 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar tarafından sarfedilen 27,70 TL başvurma harcı, 2.903,18 TL peşin harç, bilirkişi, posta ve tebligat giderleri 913,00 TL (ayrıntısı Uyapta kayıtlı) olmak üzere toplam 3.843,88 TL yargılama giderinin davalı …’den alınıp davacılara verilmesine, 5-Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 20.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, 6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansını HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine 8- İstinaf yargılaması yönünden harç ve yargılama masrafları; a-Davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, b-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının talep halinde davacılara iadesine, c-Davacılar vekili tarafından istinaf aşamasında harcanan 196,20 TL başvuru harcı ve 61,50-TL posta- tebligat gideri olmak üzere toplam 257,70 TL’nin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, 9- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.