Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/625 E. 2021/1468 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/625
KARAR NO: 2021/1468
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2019
NUMARASI: 2018/401 Esas – 2019/57 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aracılığıyla 13/04/2017 tarihinde 998,40 kg ürünün alıcısı …’e gönderildiğini, alıcı firmanın müvekkili şirkete iade faturası düzenlemesi üzerine söz konusu kargonun alıcıya teslim edilmediğinin öğrenildiğini, kargonun teslim edilmediği ve nerede olduğu bilinmediğinden müvekkili şirketin zararının giderilmediğini, zararı gidermekten imtina eden davalı şirkete 03/01/2018 tarihinde Kadıköy …Noterliği’nin … yevmiye numarası ile ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin 08/01/2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını belirterek davanın kabulü ile 13.314,71 TL’nin ödeme ihtarının tebliği tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirketin kayyımlara ve akabinde TMSF’ye devredildiğini, davaya konu kargonun ihtirazi kayıtsız …’e teslim edildiğini, kargo içeriği bilinmediğinden bedelinin 13.314,71 TL olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” taşımaya konu emtinanın 13/04/2017 tarihli ekran çıktısında davalının yükü teslim aldığının belirli olduğu ve aynı tarihli sevk irsaliyelerinde kargo şirketine tesliminin gerçekleştiğinin sabit olduğu, dosyada mevcut 13/04/2017 tarihli sevk irsaliyesinde 1 palet, 998,40 kg saf ekmek emtiasının davalıya tesliminin düzenlendiği, tüm dosya kapsamı ile davacı tarafın talimatı dışında miktarı ve değeri tartışmasız olan ekmek emtiasının davalı şirket tarafından şubede kimlik tespiti yapılmayan kişilere teslim olunduğu, bu şekilde davacının zarara uğradığı, taşımanın ulusal karayolu taşıması olduğu hususu nazara alındığında, TTK hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, TTK’nun 875.maddesinde taşıyıcının eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içerisinde eşyanın ziyaından, hasarından veya tesliminde gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, Mahkememizce alınan ve itibar olunan bilirkişi raporu ile taşıyıcının emtianın kaybolmasından sorumlu olup, TTK 882. Md gereği kg başına 8,33 SDR ile sorumlu olduğu, buna göre davacının 41.354,65 TL talep edebileceği ancak talebinin zarar bedeline ilişkin olup, zararın da davacıya yapılan fatura tanzimlerinde 13314,71 TL olduğu, tespit edilen miktarın kadri marufunda bulunduğu, davacının davalıya rücu etme hakkının bulunduğu tespit edilmiş olmakla açılan davanın kabulüne, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tespiti istenilen hukuki işlemin değeri itibariyle davanın kesin delillerle ispatı zorunlu olup sadece yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm tesisinin, HMK m.199 ve m.200 hükmüne açıkça aykırı olduğunu, davaya konu kargonun ihtirazi kayıtsız … Ltd. Şti.’ e teslim edildiğini, kaldı ki gönderen kargo içeriği ile ilgili müvekkili şirkete herhangi bir bilgi de vermediğini, kargo kayıp olarak kabul edilse bile içerisinde 13.314,71 TL değerinde bir ürün olduğunun kabul edilemeyeceğini, davacı yanın davaya konu kargonun bedeli hakkında herhangi bir fatura ve benzeri belge sunmadığını, bu sebeple talep edilen 13.314,71 TL bedelin kabulünün mümkün olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kargo taşıması için davalıya teslim edilen emtianın alıcısına teslim edilmeden kaybolması nedeni ile uğranılan zararın tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı tarafından teslim alınan kargonun alıcısına teslim edilip edilmediği, taşımaya konu ürünlerden dolayı davalının meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı, zararın miktarı noktasındadır. Davalı taraf her ne kadar cevap ve istinaf dilekçesinde davalının üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ve kargonun alıcısına teslim edildiğini beyan etmiş ise de, 13/04/2017 gönderi tarih ve … nolu fatura ile gönderilen kargonun alıcısına teslim edildiğine ilişkin alıcının imzasını içerir herhangi bir belge sunulmamıştır. Ayrıca davalı şirkete yapılan müracaata ilişkin düzenlenen hasar evrak takip formunda şube görüşü olarak teslimat şubesinden teslime dair KTF’nin talep edildiği ancak uzun süre geçmesine rağmen olumlu bir gelişme olmadığı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra kargo alıcısının gönderiyi teslim almadığına dair yazılı beyanı dosyada mevcuttur. Bu haliyle kargoya konu emtianın alıcısına teslim edilmediği gibi gönderenine de iade edilmediği anlaşılmaktadır. Davacı … Anonim Şirketi 13/04/2017 tarihli sevk irsaliyesiyle 1 palet 998,40 Kg. Premiks-Saf Kepek ürününü … Ltd. Şti.’ne göndermiştir. Davaya konu ürün bedeli 14/04/2017 tarihinde 13.293,11 TL olarak alıcısına fatura edilmiştir. Davacıdan kargo çıkış tarihi ile aynı tarihli irsaliye ve ürün faturası bulunması ve hasar tazmini için yapılan müracaatta bildirilen sevk irsaliyesi nosuna şube tarafından bir itirazda bulunulmaması karşısında kargo içeriğinin davacının dava dışı … Ltd. Şti.’ne kestiği sevk irsaliyesi ve fatura içeriğiyle aynı olduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 875. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Davalı taşıyıcı, taşımaya konu emtiayı alıcısına teslim ettiğini ileri sürmesine karşın buna ilişkin hiç bir somut delil sunamamıştır. Hiç bir gerekçe göstermeksizin malı alıcısına teslim etmeyen taşıyıcının sorumluluğu kural olarak TTK nun 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluk ise de bu eyleminin pervasızca davranış olarak kabulü gerektiğinden, TTK’nın 886. maddesi uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını kaybettiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle davalı taşıyıcı, taşıma konusu emtianın gerçek değerini ödemekle yükümlüdür. Malın gerçek değerinin TTK’nın 880/3. maddesine göre belirlenmesi gerekir. Taşımaya konu emtianın alıcı firmaya satıldığı ticari kayıtlarla ispatlanmıştır. Yani, emtia davacı tarafından satılmış ve alıcısına gönderilmek üzere davalı kargo şirketine verilmiştir. Bu durumda, fatura değerinin davacının zararı olarak kabulü gerekir. Davalının taşıma bedelinin ödenmediği yönünde bir iddiası bulunmadığından fatura bedelinden taşıma maliyetinin düşürülmesine de gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı … A.Ş Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmiş olup Fon, şirkete kayyım olarak atanmıştır. 690 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 73/6. maddesinde kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketlerin, açtıkları davalarda harçtan muaf olduğu belirtilmiş ise de, somut dosyada davalı konumunda olan şirket harçtan muaf değildir. (Yargıtay11.H.D.nin 2019/1639 E.2019/8215 K., Yargıtay 3. H.D.nin 2019/1721 E., 2019/8069 K.) Bu nedenle kararla birlikte istinaf başvuru ve karar harçlarının ikmali gerekmiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı taraftan başvuru sırasında peşin harç alınmadığı nazara alınarak 909,53 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında alınmamış olması nedeniyle 162,10 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021