Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/623 E. 2022/48 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/623
KARAR NO: 2022/48
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2017/452 Esas – 2019/166 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı müteveffa borçlu … ile müvekkili banka arasında genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi imzalandığını, müteveffa borçlu imzalamış olduğu kredi borcunu ödemediğini, borcunun tamamını gecikme faizi ve ferileriyle birlikte ödemediğini, bu bağlamda müteveffa aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyayı icra takibi başlatıldığını, İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/11 Tereke dosyasında sadece mirasçılardan …’nun terekeyi teslim ettiğini beyan etmesi üzerine 22/09/2016 tarihli karar ile Muris …’a ait terekenin yasal mirasçısı … tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen, mirasın reddi davası devam ettiğinden bahisle haksız şekilde icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili miras bırakanı … 29/01/2016 tarihinde vefat ettiğini ve geriye diğer mirasçılar ile müvekkili … kaldığını, mirasın borca batık olması sebebiyle İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/985 Esas sayılı dosyasıyla mirasın reddi davası açıldığını, iş bu dosyanın halen derdest olduğunu, müvekkili her ne kadar İstanbul 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/11 Tereke sayılı dosyasında terekeyi kabul ettiğini belirtmiş ise de, terekeyi almadığını, tereke üzerinde tasarrufta bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “İstanbul 25 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/492 esas sayılı dosyasından verilen kararda mirasın gerçek reddi davası kabul edilerek, davalı …’ın borca batıklık nedeniyle mirası hükmet reddettiğinin tespiti yönünde karar verildiği görülmüştür. Davacı Banka alacağını mirasçı …’dan talep etmiş ise de, davacı ile Genel Nakdi Kredi sözleşmesi imzalayan … mirasçıları borca batıklık nedeniyle mirası reddettiğinden, davalı tarafın davalı sıfatı bulunmadığından açılan davanın husumet nedeniyle reddine, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın reddine karar verilirken, dava açmaya sebebiyet vermeyen müvekkil banka aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, işbu kararın vekalet yönündeki kısmı usul ve yasaya aykırı nitelikte olduğu gibi hakkaniyete de aykırılık teşkil ettiğini, Davalının mirası kabul eden davranış ve beyanları neticesinde, davacı alacağını tahsil etmek için yasal işlemlerine başlamış olduğunu, dava açıldığı tarihte davalının husumet ehliyeti bulunmakta olup, dava açılmasına davalının kendisinin beyanları ile sebebiyet vermiş olduğunu, Terekenin borca batıklığı davası açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, Murisin vefatı ile mirası yasal süresinde reddetmiş olması halinde aleyhine zaten hiçbir işlem yapılamayacağını, Ancak davalı bu yola başvurmayarak önce kendisine mirasçı sıfatı ile sorumluluk kazandırmış dolayısıyla da murisin borcu sebebiyle sorumluluk kazandığını, davalının yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması için gerekli olan şartların gerçekleştiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kaldırılarılmasını, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretin karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının mirasın hükmen reddi için öncelikle İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2016/985 E. Sayılı dosyası ile 02.11.2016 tarihinde dava açtığını, Davacının işbu davaya 21.03.2017 tarihinde müdahil olduğunu, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine 15.11.2017 tarihinde İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/492 E. Sayılı dosyası ile mirasın hükmen reddi davası açılmış ve mirasın reddine karar verildiğini, huzurdaki dava, ilk açılan mirasın reddi davasından sonra ve dahi o davaya davacı müdahil olduktan sonra açılmış olup taraflarınca mirasın reddedildiği, tereke üzerinde tasarrufta bulunulmadığı davacıya bildirildiğini, mirasın reddi davasında bu hususların dile getirilmiş ancak davacı yanca dava açıldığını, bu sebeple davanın açılmasına davacının sebebiyet vermiş olup, davacının istinaf incelemesi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının mirası hükmen reddetmiş olması nedeniyle davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasındadır. Mahkemece dava, İstanbul 25 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/492 esas sayılı dosyasında davalı …’ın borca batıklık nedeniyle mirası hükmen reddettiğinin tespitine karar verildiğinden davalı tarafın mirasçı ve taraf sıfatı bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. Maddesine göre, davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur. 6100 sayılı HMK’nın Madde 326/1. maddesinede, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 353/1-ğ maddesine göre vekâlet ücreti de yargılama masraflarındandır. Davanın reddine karar verildiğinden, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekir. Hal böyle olunca Mahkemece davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.20/01/2022