Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/620 E. 2022/45 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/620
KARAR NO: 2022/45
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2018
NUMARASI: 2018/285 Esas – 2018/1224 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından keşide edilen … Mahallesi şubesine ait, 20/04/2016 tarihli, 75.000,00 TL bedelli çekin müvekkili bankaya kredi hesabından borçlu olan … tarafından kredi borcuna mahsup edilmek üzere temlik ve ciro edildiğini, çekin süresi içeresinde muhattap bankaya ibraz edilmediğini, davalı aleyhine açılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine itiraz etmiş olduğunu, davalının TTK m.732 ve sair maddeleri gereğince sebepsiz olarak zenginleştiğini beyanla, 75.000,00 TL’nin keşide tarihinden sonraki ilk günden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sebepsiz zenginleşmeye dayalı tüalebi yönünden zamaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu 75.000,00 TL bedelli çekin yasal süresi içinde ibraz edilmediğinden artık kambiyo evrakı hukuki niteliğinde olmadığını, müvekkilinin davacı bankaya ve dava dilekçesinde adı geçen …’e veya çek fotokopisinde belirtilen … Ltd. Şti.’ye borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin …’e ve … Tic. Ltd. Şti.’den alacaklı olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarında kesinleşmiş alacağı da bulunduğunu, müvekkilinin bu alacaklarına dayalı olarak YKB’sına karşı takas – mahsup definde bulunduklarını, bu talebin yerinde görülmemesi halinde ise davanın esastan veya takas – mahsup defi yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “dava dosyasına celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davalının, alacaklı sıfatıyla üçüncü kişi borçlu … ve … Ltd. Şti aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla 26/01/2017 tarihinde başlatılan ve halen devam etmekte olan icra takibi nedeniyle takip tarihi itibariyle 75.000,00 TL asıl alacak ve 237,33 TL işlemiş faiz, 7.500,00 TL çek tazminatı ve 225,00 TL komisyon alacağı olmak üzere 82.962,23 TL alacaklı bulunduğu ve bu alacağın avans faizi niteliğinde yıllık %10,50 oranında faiz işlemeye devam ettiği, davacı … Bankası AŞ.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığı 30/10/2017 tarihine kadar davalının alacaklı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu 75.000,00 TL asıl alacağa (75.000,00 X %10,5 X 274 gün = 5.993,75 TL) 5.993,75 TL faiz işlediği tespit edilmiştir. Keza, dava dosyasına celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalının, alacaklı sıfatıyla üçüncü kişi borçlu … aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla 14/12/2016 tarihinde başlatılan ve halen devam etmekte olan icra takibi nedeniyle takip tarihi itibariyle 440.000,00 TL asıl alacak ve 1.772,05 TL işlemiş faiz, 44.000,00 TL çek tazminatı ve 1.320,00 TL komisyon alacağı olmak üzere 487.092,05 TL alacaklı bulunduğu ve bu alacağın avans faizi niteliğinde yıllık %10,50 oranında faiz işlemeye devam ettiği, davacı … Bankası AŞ.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığı 30/10/2017 tarihine kadar davalının alacaklı olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu 440.000,00 TL asıl alacağa (440.000,00 X %10,5 X 316 gün = 40.553,33 TL) 40.553,33 TL faiz işlediği tespit edilmiştir tespit edilmiştir. Davalının davacı ile takas ve mahsubu mümkün bir alacağının olup olmadığı amacıyla bilirkişiler … ve bankacı …’dan alınan 16/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibi 20/04/2015 tarihli ve 75.000,00 TL miktarlı … A.Ş. Tarafından keşide edilen lehtarı … Ltd. Şti olan, ikinci cirantası … olan ve ciro yoluyla davacı bankaya 20/10/2016 tarihinde teslim edilen çeke dayalı olarak takip yapıldığı, Davalının istanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibi 15/05/2017 tarihli ve 75.000,00 TL miktarlı, … Ltd. Şti. tarafından keşide edilen lehtarı … (davalı … yetkilisi) olan, ikinci cirantası … A.Ş. olan ve 15/01/2017 tarihinde muhattap bankaya ibraz edilen çeke dayanılarak davalı … A.Ş. Tarafından takip yapıldığı, Davalının istanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibi 30/11/2016 tarihli ve 440.000,00 TL miktarlı, … tarafından keşide edilen, lehtarı … (davalı … yetkilisi) olan, ikinci cirantası … A.Ş. olan ve 30/11/2016 tarihinde muhattap bankaya ibraz edilen çeke dayanılarak davalı … A.Ş. tarafından takip başlatıldığı, Tespit edilmiş ve takas ve mahsup hususu ise mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Davalı … A.Ş.’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu ve 30/10/2017 tarihinde takibe konu edilen 75.000,00 TL borcunu, bu çeki davacı alacaklı bankaya veren …’ten olan ve 26/01/2017 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu edilen ve …’ten olan 440.000,00 TL alacağının 75.000,00 TL’si ile takas ve mahsup hakkı olduğundan bu hakkın kullanılması ile davalı olarak nezdinde herhangi bir zenginleşmenin meydana gelmediği anlaşıldığından ve her iki borç ve alacak bire bir birbirini karşıladığından takas ve mahsup talebinin kabulü ile davacı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu borcun ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ile takas ve mahsubu ile davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı bankanın davaya konu çek nedeniyle yetkili hamil olduğunu, davaya konu çekin kıymetli evrak niteliğinde olduğunu, davacı bankanın hukuki yararı olduğunu, davalı-borçlunun takas mahsup edilecek somut davada bir alacağı olmadığını, yeni türk borçlar kanunu Madde 139’da iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebileceğini, davacı bankanın alacaklı olduğu ve yetkili hamili bulunduğu çekin keşide tarihinin 20/04/2016 olup, alacağın temliki hükümleri uygulansa dahi 20/10/2016 tarihinden yani davacı bankaya ciro ve teslim edildikten sonra yerel mahkeme kararında takas/mahsup hakkına dayandırılan çekler düzenlendiğini, dolayısıyla müvekkil banka yetkili hamil olduktan önce davalının doğmuş bir alacağı olmadığını, davalı-borçlunun alacaklıyım dediği çeklerin kayıtlarının ticari defterlerinde olmadığını, yüksek miktarlı takas/mahsup hakkını kullandıkları çeklerin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almamalarının muvaazalı olduğunu, somut davada ispat yükünün davalıda olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacı bankanın alacaklı olduğu … Ltd. Şti. ve …’e hiçbir borcu olmadığı gibi, Davacı Banka’ya da ne İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E, sayılı ilamsız icra takibinden, ne de başka bir sebepten bir borcunun olmadığı dosya kapsamı ile sabit olduğu dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bu sebeple de, davanın takas – mahsup itirazından önce esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın düzeltilerek davanın takas mahsup sebebiyle değil esastan reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 732. Maddesinde düzenlenen keşidecinin sebepsiz zenginleşmesi sebebine dayalı olarak çekten kaynaklanan alacağın tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının çeki ibraz süresinden sonra temlik alıp almadığı, temel ilişkideki savunmaların ileri sürülüp sürülemeyeceği, takas mahsubun mümkün olup olmadığı ve davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği noktasındadır. Davalı … Anonim Şirketi tarafından, dava dışı … Ltd. Şti. Lehine 20/04/2016 tarihinde 75.000,00 TL bedelli çek keşide edilmiştir. Bu çek sırasıyla lehtar ve …-…tarafından ciro edilmiş, ancak süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmemiştir. Davacı banka ile dava dışı …-… arasında 07.08.2014 tarihli 1.000.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı Banka tarafından keşide edilen Gebze …Noterliği’nin 05/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, kredi borçlusu … ve müteselsil kefil şirkete 31.03.2017 hesap kat tarihi itibariyle ödemeleri gereken borç miktarının 367.340,70 TL olduğu bildirilmiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan 20/10/2016 tarihli çek tevdi bordrosu ile dava konusu çek, davacı bankaya temlik ve teslim edilmiştir. Davacı taraf, süresinde muhatap bankaya ibraz edilemeyen çek nedeniyle keşidecinin sebepsiz zenginleştiğinden bahisle çek bedelinin tahsili istemiyle eldeki alacak davasını açmıştır. TTK’nın 793/1. Maddesine göre, ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur. Bununla birlikte anılan maddenin 2. fıkrasında tarihsiz bir cironun, ibraz süresinin geçmesinden önce yapıldığına, aksi sabit oluncaya kadar karine olacağı düzenlenmiştir Davacı tarafından dosyaya sunulan 20/10/2016 tarihli çek tevdi bordrosu ile dava konusu çek, davacı bankaya temlik ve teslim edilmiş olduğuna göre, çekin ibraz süresi geçtikten sonra davacıya ciro edildiği anlaşılmaktadır.Dolayısıyla bu ciro alacağın temliki hükmündedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 188/1. Maddesine göre, borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir. TTK’nın 732. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye ilişkin talep hakkıyla birlikte çek davacı bankaya alacağın devri yoluyla temlik edilmiş olup, söz konusu temlikin davalıya ayrıca bildirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Davacı tarafça eldeki davadan önce, dava konusu çeke dayalı olarak 20/10/2017 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmış ve davalı tarafça bu takibe itiraz edilmiş olup, davalı tarafından temlikin bu tarihte öğrenildiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla davalının 20/10/2017 tarihine kadar alacağı devredene karşı sahip olduğu savunmaları ileri sürebilmesine bir engel yoktur. TBK’nın 139/1. Maddesinde ise, iki kişinin, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebileceği düzenlenmiştir. Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; 26.01.2017 tarihinde … ve … Tic. Ltd. Şti. hakkında … A.Ş. Malatya şubesi 15.01.2017 tarih … no.1u 75.000,00 TL bedelli çek’e dayalı olarak toplam 82.962,33 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmıştır. Yine, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında;14.12.2016 tarihinde … hakkında, takip borçlusu tarafından … lehine keşide edilen .. AŞ. Malatya Şubesi 30.11.2016 tarih … no.lu 440.000,00 TL bedelli çek’e dayalı olarak toplam 487.092,05 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmıştır. Davalının alacaklısı olduğu icra takiplerine ilişkin olarak, takip dayanakları olan çeklere göre davalının, alacağı temlik eden …’ten kambiyo taahhüdü nedeniyle eldeki dava tarihi itibariyle muaccel alacağı bulunmaktadır. Bu alacağın ise, davaya konu edilen davacı alacağı ile takas edilmesinde herhangi bir şekilde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı tarafça, takasa konu edilen kambiyo alacaklarının, davacı bankaya dava konusu çekin ciro ve teslim edildiği 20/10/2016 tarihinden sonra doğduğu ileri sürülmüş ise de, davalının, alacağı temlik edene karşı temlikin öğrenildiği tarihe kadar ileri sürebileceği savunmalara, alacağı temlik alana karşı da dayanabilecek olması nedeniyle davacının bu istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Ayrıca davalının hamili olduğu ve takibe konu ettiği çeklere ilişkin ticari defterlerinde kayıt olmaması, davalının çekler nedeniyle alacağı temlik eden …’ten alacaklı olmadığını ispata elverişli değildir. TTK’nın 732. Maddesinden kaynaklı davalarda, ispat yükü keşidecidedir. Davalı taraf dava konusu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat edememiştir. O halde, davacı davalıya karşı TTK’nın 732. Maddesi kapsamında sorumludur. Ancak TBK’nın 143/1. maddesindeki, takas durumunda her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer, şeklindeki düzenleme ayarınca davalının borcu sona ermiştir. Mahkemenin bu yöndeki tespitleri konusunda bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı ve davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/01/2022