Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/617 E. 2021/1501 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/617
KARAR NO: 2021/1501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2017/1054 Esas – 2019/234 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalının alacaklı olduğu Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında haczedilen menkullerin, 16.10.2014 tarihinde müvekkilinin yediemin deposuna teslim edildiğini, muhafazaya ilişkin olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmede, muhafaza edilen mallar için günlük ödenecek ücretin mahcuz malların muhammen bedelinin binde ikisi olarak düzenlendiğini, buna göre muhafaza edilen malların muhammen bedeli icra dosyasında 78.000 TL olup, günlük saklama ücreti de bu tutarın binde ikisi, 156,00 TL olduğunu, sözleşmeye dayanılarak malların emanet edildiği 16.10.2014 gününden geri alındığı 20.11.2017 gününe kadar toplam 1129 gün geçtiğini, davalı tarafından 17.600,00 TL ödemede bulunulduğunu, malların emanet edildiği 16.10.2014 tarihinden teslim alındığı 20.11.2017 tarihine kadar 1129 gün için tahakkuk eden 176.124,00 TL ücretten yapılan 17.600,00 TL’lik ödemenin düşüldüğünü, bakiye 158.524,00 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek 158.524,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davalı tarafından davacının deposuna bırakılan menkullerin günlüğünün 156 TL olup, 1129 günlük alacak bedelinin 176.124 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 17.600 TL ödenerek bakiye 158.524 TL ardiye ücretinin kalmış olduğu, taraflar arasındaki saklama sözleşmesinin tarafların serbest iradeleri ile imzalandığı, sözleşmede belirlenen ücretin tarafları bağladığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 158.524 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tarafın istinaf dilekçesinde özetle; emanet sözleşmesi yapması için avukat …’e tarafından herhangi bir yetki verilmediğini, yalnızca icra işlemi yapmaya yetkili olduğunu, davacının faturasında “ adli yediemin” ünvanını kullandığını, eğer adli yediemin değilse, adli yediemin ünvanını kullanmasının kandırmaya yönelik olduğunu, yedieminlik ücreti icra dairesince hesaplanarak bu bedelin ödendiğini, ücretten taktir indirimi uygulanması gerektiğini, icra müdürlüğünün hesaplamış olduğu ücreti karşılıklı olarak kabul ettiklerini, davacı da bu ücreti kabul ederek hacizli malları teslim ettiğini, sonradan sözleşmeye dayanarak alacak talebinde bulunmasının kötü niyetli bir tutum olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TBK 561 vd maddelerine dayalı olarak istenen yediemin ücreti (saklama ücreti) alacağının tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; icra takibi nedeniyle Küçükcekmece … İcra Müdürlüğünün 2014/2816 Talimat dosyasında haciz uygulaması yapıldığı ve haczedilen malların 16/10/2014 tarihli teslim zaptı ile davacının deposuna bırakıldığı, teslim zaptında yediemin ücreti olarak muhafaza altına alınan mahcuz malların kapladığı alan gözönüne alınarak günlük binde iki oranında yedieminlik ücretinin belirlendiği, zaptın davalının vekili Av. … tarafından vekaleten imzalandığı görülmüştür. Bu durumda, davalı vekili Av. … tarafından imzalanan sözleşme geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağlamaktadır. Bu sözleşmede davalı tarafın takip alacaklısı olduğu dosyada haczedilen malların davacıya ait özel depoda muhafaza edilmesi kararlaştırıldığı, haciz tutanağına göre muhafaza altına alınan menkul malların toplam değeri 78.000-TL olup, kararlaştırılan yedieminlik ücreti mahcuz malların muhammen bedeli olan 78.000 TL’nin %0,002 oranı karşılığı günlük 156,00-TL’ye tekabül ettiği görülmüştür. Sözleşme yapma özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine geçerlilik tanınmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi sözleşmenin hile ile yaptırıldığı ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirilmesi yerinde görülmüştür ( Bu konuda emsal karar için Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.11.2016 tarih, 2016/8016 Esas-2016/15109 Karar sayılı ilamı). Öte yandan, yediemin sözleşmesine konu mahcuz menkullerin davalıya teslimine ilişkin 20.11.2017 tarihi teslim tutanağında, davacı yediemin tarafından “alacaklı ile aramızda yapılmış olan saklama sözleşmesine dayalı olarak talebimiz saklıdır” denilerek saklama ücretinden kalan bakiye alacağın saklı tutulduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Dosya kapsamına göre, esasen tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümlerini geçerli saymak ve bu doğrultudaki bilirkişi raporundaki hesaplamalar gereğince karar tesisi doğru gibi görünse de, borçlunun mağduriyeti, ekonomik anlamda değeri 78.000 TL olan toplam 4 adet kağıt bardak yapma makinesi ve ekipmanlarının 1129 gün gibi çok uzun bir süre davacı-yedieminde kalmış olması, hakkaniyet kuralları, tevdi edilen eşyanın fazladan özen yükümlülüğü gerektirmemesi, haczedilen emtianın satış bedeli vs. gibi nedenlerle, Borçlar Kanunu 51/1. maddesi kıyasen uygulanarak takdiri indirim yapılarak, yedieminlik ücretinde hakkaniyet indirimi yapılması, olayı çevreleyen hal ve şartlara daha uygun bulunmuştur. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin emsal içtihadı da bu yöndedir ( Yargıtay 13. HD nin 21.01.2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı). Yargıtay 13.HD’nin emsal nitelikteki kararlarına göre, hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Hakkaniyet indirimi konusunda Bakanlık tarifesinin aynen uygulanması söz konusu değilir. Mahkemenin, saklama sözleşmesine konu emtianın değerini kriter olarak alması yerinde bulunmuştur. Bu değerlendirmeler ışığında, davacının 1129 gün için tahakkuk eden 176.124,00 TL yedieminlik ücretinden takdiren %70 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak 52,837,00 TL’den davalının ödemesi olan 17.600 TL’nin mahsubu sonucunda, 35.237,00 TL’sına hükmedilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin, hakkaniyet indirimi yapılması halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti takdir edilemeyeceğine ilişkin içtihatları gözetilerek reddedilen kısım için, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemelidir (Yargıtay 17.HD nin 26.12.2016 tarih 2014/14866 E. Ve 2016/11906 K. Nolu kararı).Açıklanan bu gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 35.237,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Alınması gereken 2.407,00-TL karar harcından peşin alınan 2.707,20.-TL harcın mahsubu ile bakiye 300,20 -TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 5.290-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Dava konusu alacaktan hakkaniyet indirimi yapıldığından, davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, 6-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları a-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının (44,40 TL + 2.663,00 TL) karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,b-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, c-Davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, tebligat ve dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş masrafı 62,50 TL olmak üzere; toplam 183,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,d-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.