Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/616 E. 2021/1235 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/616
KARAR NO: 2021/1235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2018/159 Esas – 2019/259 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından dava dışı sigortalısı esas taşıyıcı … Ltd.Şti tarafından taşımaya konu emtianın Yurtiçi Taşıyıcının Sorumluluğu Blok Sigorta Poliçesi ile 27.12.2016- 27.12.2017 tarihleri arasında nakliyat hasarına karşı sigortalandığı, sigortalı şirketin sözkonusu emtianın Adana’dan İstanbul’a taşınması konusunda davalı ile anlaştığı, 20.000kg laminant parke niteliğindeki yükün yükleme yeri olan Sarıçam/Adana’dan dava dışı alıcının Avcılar/İstanbul adresine teslim edilmek üzere 27.03.2017 tarihinde davalının maliki sürücüsü olduğu araca yüklendiği ancak davalının araç hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan başka bir araca ve bordür taşlarına çarpması neticesinde taşınan emtianın tamamının hasara uğradığı, kaza tespit tutanağında tüm kusurun davalıya ait olduğunun belirtildiği, sigortalının müracaatı üzerine hasar dosyası açılarak eksper raporu ile tespit edilen 26.923,85 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, böylece TTK 1472 maddesine göre sigortalısının haklarına halef olunduğunu belirterek TTK 875. maddesine göre zarardan sorumlu olan davalı taşıyıcıdan 26.923,85 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıyıcı olan müvekkilinin seyir esnasında Aksaray’da kaza yaptığı ve kazada kusurunun bulunmadığı, olayla ilgili olarak Aksaray C.Başsavcılığında yürütülen soruşturma olup, neticesinin beklenilmesi gerektiği, istenen tutarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, TTK 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olan davacının bu davayı açma hakkının bulunduğu, kaza tespit tutanağına göre davalı taşıyıcının kusurlu olduğunun anlaşıldığı, TTK 875. maddesi uyarınca, taşıyıcının, eşyayı taşınmak üzere teslim aldığı andan teslim edilmesine kadar geçen sürede meydana gelen hasar ve ziyaıdan sorumlu bulunduğu, tespit edilen hasarı sigortalısına ödeyen davacının bu bedeli hasardan sorumlu olan taşıyıcı davalıdan talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazanın müvekkilinin kusuru olmaksızın meydana geldiği, müvekkilinin kusurlu olduğuna ilişkin kaza tespit tutanağının usule aykırı düzenlendiği, bu tutanakta yer alanların gerçeği yansıtmadığı, müvekkilinin tutanağın altında imzasının bulunmadığı gibi tebliğ edilen tutanakta itiraz merci belirtilmediğinden itiraz süresinin kaçırıldığı, bilirkişi raporunda, mahallinde inceleme yapılmadan soyut ve objektiflikten uzak bir şekilde kusur tespiti yapıldığı, kazaya ilişkin olarak tanık dinletme talebinin mahkemece hukuka aykırı olarak reddedildiği, dava konusu tazminatın fahiş olduğu, sunulan fotoğraflara göre laminant parkenin hemen hemen hiç zarar görmediği, davacının dayandığı ekspertiz raporunun objektiflikten uzak olup, bağlayıcılığının bulunmadığı, dosyada mevcut bilirkişi raporunda hasar tespiti yapılırken ekspertiz raporuna atıf yapılmakla yetinildiği oysa zayi olduğu iddia edilen mal üzerinde uzman bilirkişi tarafından inceleme yapılarak zararın tespit edilmesi gerektiği, mahkemece bu hususların gözardı edildiği, Aksaray C.Başsavcılığındaki soruşturma neticesinin beklenilmesi gerektiği zira ceza davasının hukuk davasının etkileyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının, Yurtiçi Taşıyıcının Sorumluluğu Blok Sigorta Poliçesi kapsamında üst taşıyıcıya ödediği hasar bedelinin fiili taşıyıcıdan rücuan tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Davacının sigortalısı … Ltd.Şti’nin üst taşıyıcı olarak taşıma sorumluluğunu üstlendiği, dava dışı … A.Ş tarafından İstanbul’da mukim … Ltd.Şti’ye satışı yapılan 1.908,72m2(20.000kg) laminant parke cinsi emtianın, İstanbul’da ki alıcı firmaya teslim edilmek üzere alt taşıyıcı davalının maliki ve sürücüsü olduğu araca 27.03.2017 tarihinde satıcının Adana’da ki fabrikasından yüklendiği, Aksaray’a gelindiğinde araç sürücüsü davalının direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafında bulunan bordür taşlarına ve park halinde duran başka bir araca çarparak aracın yan yatması sonucu meydana gelen trafik kazasında taşıma konusu ürünlerin hasarlandığı dosya içeriği ile sabittir. Davacı taraf, hasar bedelini dava dışı üst taşıyıcı … Ltd.Şti’nin sigortacısı olarak satıcı … A.Ş’nin sigortacısı … Sigorta A.Ş’ye 26.03.2017 tarihinde ödemiştir. 6102 sayılı TTK 1472. maddesine göre, sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Davacı taraf üst taşıyanın sigortacısı olup, taşıma konusu emtianın hasara uğraması nedeniyle satıcının sigortacısına ödeme yapmış olmakla, alt taşıyıcıya kusuru oranında rücu hakkı bulunduğundan sigortalısının haklarına halef olmuştur. TTK’nın 875/1. maddesine göre; taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.TTK 888. maddesine göre ise, taşıma kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiili taşıyıcı tarafından yerine getirilirse bu kişi eşyanın ziyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Somut olayda, taşıma konusu emtianın ziyaı davalı fiili taşıyıcının sorumluluğunda iken gerçekleştiğinden oluşan zarardan fiili taşıyıcı davalının sorumlu olduğu tartışmasızdır. Davalı vekilince, kaza tespit tutanağının gerçeğe aykırı düzenlediği, taşımayı yapan araç sürücüsün kusurlu olduğu yönündeki tespitin de hatalı olduğu bu nedenle Aksaray C.Başsavcılığındaki soruşturma neticesinin beklenmesi gerektiği ileri sürülmüşse de; tutanağın polis memurları tarafından tanzim edilip resmi belge olmasına göre aksi ispatlanıncaya kadar geçerli belge olarak kabul edilmesi gerektiği gibi yargılama süresi boyunca savcılık soruşturması neticesinin beklenmesinin talep edilmesine rağmen soruşturmanın ne ile ilgili konusunda bilgi verilemediği bir yana soruşturma numarasının dahi bildirilmediği, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davalı fiili taşıyıcı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, kazaya karışan başkaca aracın bulunmadığı, davalı sürücünün hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunda olup, davalı tarafından bu kuralın ihlal edilmesi nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybederek, duran araca çarpıp devrilmesi sonucu hasarın meydana geldiğinin anlaşılmasına göre, davalının kusurunun bulunmadığı yönündeki istinaf nedenine itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Ne var ki tazminatın tespiti noktasında dosyada mevcut raporu düzenleyen bilirkişiler arasında taşıma konusu emtianın nitelik ve cinsine göre uzman bir bilirkişinin bulunmadığı gibi raporda doyurucu bir açıklama yapılmaksızın sadece ekspertiz raporuna atıf yapılmakla yetinildiği, rapora esas alınan ve mahallinde yapılan inceleme sonucu ekspertiz raporunda ise aracın devrilmesi ile parkelerin tamamının ambalajlarının kısmi olarak yırtılmak suretiyle deforme olduğu, deforme olan paketlerin içinde bir çoğunun bağlantı yerlerinden kırıldığı, bir kısmında da yüzeysel çizikler olduğu, bir kısmının kenarlarından kırıldığı ve bu haliyle 1.kalite satış özelliğini kaybedip, 2. kaliteye düşmesine sebep olabilecek nitelikte olduğunun tespit edilmiş olmasına göre, bu raporun denetlenmesi anlamında mahkemece tayin edilecek uzman bilirkişi vasıtasıyla söz konusu parkelerin öncelikle hasarsız değerinin ve sonrasında 2. kalite olarak (hasarlı değeri) piyasa satış bedelinin kesin olarak tespiti ile TTK 880/2 maddesi gereğince, emtianın hasarlı değeri ile hasarsız değeri arasındaki farkın davalının sorumlu olduğu tutar olduğu dikkate alınarak ve TTK 882.maddesindeki sınırlı sorumluluk ilkesi de gözardı edilmeden bir karar verilmesi gerekirken taşıma konusu emtia ile ilgili uzman bilirkişinin bulunmadığı yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve açıklanan hususlara göre yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.21/10/2021